03 elmas kasap 13. 2



Yüklə 56,52 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix17.11.2017
ölçüsü56,52 Kb.
#10788


güncel gastroenteroloji

72

13/2


Halitosis (Ağız Kokusu)

Elmas KASAP, Müjdat ZEYBEL, Hakan YÜCEYAR

Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Manisa

GİRİŞ

Halitosis Latinceden halitus ve osis kelimelerinden türeyen

ve ağızda oluşan, hem kişiyi hem de etrafındaki insanları ra-

hatsız eden çirkin kokuya denir (1). Halitosis, Foetore oris,

Oral Malador, Foetore exore, Brad bath olarak da adlandırıl-

mıştır (2). Yapılan çalışmalarda görülmüştür ki halitosis top-

lumun birçok kesimini etkilemekte ve sosyal bir incinme se-

bebi olmaktadır. Ağız kokusunun sebep olduğu sosyal prob-

lemler biyolojik problemlerden daha fazladır. Hatta eğer ağız

kokusu sosyal bir problem oluşturmasaydı belki de bir hasta-

lık olarak görülmeyecek, tedavisi için gayret sarf edilmeye-

cekti. Brezilya’da yapılan bir çalışmada ağız kokusu prevalan-

sının %15 olduğu ve erkeklerde kadınlara göre üç kat daha

fazla olduğu bulunmuştur (3). Miyazi ve arkadaşlarının yap-

mış olduğu çalışmada Japon toplumunda  %6-23, Liu XN ve

arkadaşlarının yapmış olduğu bir başka çalışmada ise top-

lumda %30 oranında ağız kokusu bulunmuştur (4, 5). Nalça-

cı ve ark. İç Anadolu’da 7-11 yaş arasındaki çocuklarda %14.5

oranında ağız kokusu saptamıştır (6). 

ET YOLOJİ   

Halitosisli hastalarda %90 oranında ağız kaynaklı sebepler

(Tablo 1), %8 üst solunum kaynaklı sebepler (Tablo 2), %1

oranında GİS sebepleri (Tablo 3), %1 oranında da sistemik

infeksiyonlar (Tablo 4), ilaçlar (Tablo 5), yiyecekler (Tablo 6),

fizyolojik sebepler (Tablo7) ve metabolik sebepler (Tablo 8)

gösterilmiştir (7, 19).

Ağız ve diş sağlığı hekimleri tarafından yapılan çalışmalarda

halitosis 5 gruba ayrılmıştır.

Dilin posterior k›sm›nda bakteri art›fl›

Akut ülseratif jinjivit

Agresif periodontitis

Kserostomi

Oral ülserasyon

Oral malinite

Difl hastal›klar›

A¤z›n kötü hijyeni ve yiyecek birikmesi

A¤›zdaki özellikle gram negatif anaerobik mikroorganiz-

malar uçucu sülfür bilefliklerini üretirler.

Dil üzerinde tükrük, bakteri, epitel hücreleri, g›da art›klar›

birikerek koku oluflturabilir.

Tablo 1. A¤›z kaynakl› sebepler



Grup 1;

Sadece sabahları uyanıldığında duyulan ağız koku-

sudur. Her bireyde mutlaka az veya çok miktarda bulunur.

Kötü koku oral kavitedeki putrefaksiyon sonucu oluşur. Uy-

ku sırasında tükrük akışı azalır ve kötü kokunun çıkmasından

sorumlu ağızdaki bakterilerin proliferasyonu artar. Halitosise

sebep olabilecek ne spesifik hastalık ne de patolojik bir bul-

gu bulunmaz. Tedavi edilmez ve gereksizdir, çünkü tedavi

edilse bile tekrar ortaya çıkacaktır.

Grup 2;

Halitosis sebebi dil sırtından gelen hastalık, patolojik

durum ve veya oral dokuların fonksiyon bozukluğudur. Peri-

odental hastalık ve ağız kuruluğu gibi patolojik durumların

modifiye ettiği dil üzerindeki birikintilerden kaynaklanır. Krip-

taların derin çukurlarına yerleşen bakteriler, salyadan ve besin-

lerden gelen proteinleri uçucu kükürtlü bileşiklere parçalar.

Ağız kokusunun sebebi uçucu kükürtlü bileşiklerdir. 




GG

73

Grup 3;

Bu grup ağız kokusu da büyük ölçüde dil sırtından

gelir fakat bakteri kaynağı ağzın içinde değildir. Sinüsler, ton-

siller, boğaz veya komşu dokular gibi hava yolları ve sindirim

organlarından kaynaklanmaktadır. Sindirim enzim veya or-

ganları besinleri gereği şekilde sindiremediği zaman besinler

bakterilerin çürütmesine terk edilmiş demektir. Sindirim ka-

nalında açığa çıkan gazlar bireyin isteği ve bilgisi dışında ağı-

za yükselir. Bireyin geğirmesine gerek yoktur. Burada oluşan

gazlar, otururken 0.68 ml/dak, yatarken 0.12 ml/dak hızında

ağıza yükselir. Birey bunu bilmez. Bu tip ağız kokusunda mi-

de ile yemek borusu arasındaki gastroözofageal kapak gevşe-

mişse  daha fazla çirkin kokulu gaz ağıza dolacaktır. Bilhassa

ilerleyen yaş ile orantılı olarak bu tip ağız kokularının görül-

mesi artar. Bilhassa çocuklarda Tip 2 ile birlikte görülür. Top-

lumda en sık rastlanan ağız kokusu sebebidir.



Grup 4;

Akciğerden gelir. Ağız kokusu değildir. Nefes koku-

sudur. İki şekilde meydana gelir. Birincisi akciğer paranki-

minde veya alt solunum yolunda bir infeksiyon (pnömoni,

plörit, adenit, bronşit vs...) bulunuyor ise buradan açığa çı-

kan çirkin kokulu gazlar doğrudan ekspirasyon havasına ka-

rışır. İkinci yolu ise kimyası değişen kan gazlarının ekspiras-

yon havasında aromatik bileşiklere dönüşmesidir. Bunun en

canlı örneği şeker veya gut hastalarında, diyaliz hastalarında,

narkozdan çıktıktan hemen sonra, gebelikte görülen ağız ko-

kusudur. Bu tip nefes kokusu hastaları ağız kokusu tedavisi-

ne asla cevap vermez, ağız içinde ne yapılırsa yapılsın hiç bir

iyileşme göstermez.  Çünkü ne koku kaynağı, ne de sebebi

ağızdadır.



Grup 5;

Ağzının koktuğunu zannederler. Aslında ağızda öl-

çülebilir hiç bir patolojik koku bulunmaz. Psödo-halitozis ola-

rak da adlandırılmaktadır (2, 8, 21).

Ağız kokusu sebebi çoğunlukla oral kavite nedenlidir. Ağız-

dan kaynaklanan kötü kokunun esas kaynağı volatil sülfür bi-

leşikleri (hidrojen sülfit, metil merkaptan ve dimatil sülfit)

dir (9). Volatil sülfür bileşiklerinin küçük dozlarının  bile kö-

tü kokusu vardır. Periodental cepler ve dil arkasında yerleş-

miş ve hidrojen sülfit ve metil merkaptan üreten  pek çok

bakteri gösterilmiştir (Tablo 9) (19). Ağızdan çıkan kötü ko-

kunun hepsinin nedeni bakteriler değildir. Dişle ilgili belirle-

nen belli bir sebep bulunamadığı, sağlıklı ve dişsiz hastalar-

da koku oluşumu tükrük, tonsiller ve dil yüzeyindeki prote-

inler ve sülfür içeren bileşiklerin yıkımına bağlı olarak da

meydana gelebilir (11). Halitozis oluşturabilecek diğer du-

Sinuzit

Kronik nazal havayolu t›kanmalar›



Kronik tonsillitis

Bo¤az infeksiyonlar›

Üst solunum yolu ile ilgili tümörler

Solunum yolunda yabanc› cisim

Solunum yolu tümörleri

Bronflektazi

Tablo 2. Solunum yolu kaynakl› sebepler

Farenjit, 

Akci¤er absesi, bronflektazi

Helikobacter pilori

Diabetes mellitus, diabetik ketoasidoz

Böbrek yetmezli¤i

Trimetilaminüri

Hipermitoninami

Mensturasyon

Tablo 3. Sistemik enfeksiyonlar ve hastal›klar

A¤›z salg›lar›n›n azalmas›

Dehidratasyon

Vitamin yetersizli¤i ( A-B

12

vitamini)



Açl›k

Sabah a¤›z kokusu

Yafll›l›k

Demir, çinko eksikli¤i

Tablo 4. Fizyolojik sebepler

Steatore ve malabsorbsiyon sendromlar›

Pilor stenozu ve/veya duodenal obstruksiyonlar

Hepatik yetmezlik (fetör hepatikus)

Helikobakter pilori

Faringoözofageal divertiküller

Gastroözofageal reflü hastal›¤›

Akalazya


Hiatus hernisi

GIS kanamas›

Parazitoz

Tablo 5. G‹S sebepleri




74

HAZİRAN 2009

rumlarsa postnatal sızmayla karakterize kronik sinüzitis, fa-

ranjitis, tonsillitis, sifilitik ülserler, burun tümörleri, ağız tü-

mörleri, kronik bronşitis ve orofarengeal kavitelerin habis

neoplazmalarıdır (11, 13). Sistemik hastalıklar sonucunda da

ağız kokusu oluşur. Bu durumun en iyi bilinen örneği diabet-

tir. Bu hastalarda ağızdan aseton, tatlı, meyva kokusu gibi ko-

kular duyulur. Nefesteki amonyak ve idrar kokusu, üremi ve

böbrek yetmezliğini akla getirmektedir. Ciddi karaciğer yet-

mezliğinde nefeste  amonyak kokusu duyulur (13). Gastroin-

testinal bozukluklarda da nefes kokusu kötüdür. Halitosis

gastroözofageal reflünün ekstraözofageal bulgusu olarak da

karşımıza gelebilir.

Helikobakter pilori volatil sülfür bileşik-

lerinin artımına neden olduğu için halitosis sebeplerinden bi-

risi olarak da görülebilir ve eradikasyon tedavisi verilenlerin

yaklaşık olarak %50-60’ında  halitosisin azaldığı bulunmuştur

(17, 20).  

A ve B12  vitamini yetersizliği de  halitosise neden olabilir. Bir

vejeteryan, çok fazla et yiyen bir kişiden daha az halitozise sa-

hiptir. Çünkü sebzelerde protein maddelerin yıkım ürünleri

çok azdır. Et genellikle yağ içerir ve gastrointestinal sistemde

oluşan uçucu yağ asitleri kana absorbe edilip nefesle salgıla-

nır. Sarımsak, soğan, pırasa, alkol vb. maddelerin dolaşım sis-

teminde önce absorbe edilip sonra da akciğerlerce hava ola-

rak dışarıya verilmesiyle kötü koku oluşur. Aşırı alkol içimi

mikrobiyal floranın değişiminde başlıca rol oynar ve halitozis

oluşturan koku fermente edici organizmaların poliferasyonu-

na neden olur. İlaçların sistemik etkisine bağlı olarak da hali-

tozis oluşabilir. Bazı antineoplastik ajanlar, antihistaminler,

amphetaminler, trankilizanlar, diüretikler, fenotiaminler, at-

ropin benzeri ilaçlar tükürük üretimini azaltırlar ve böylece

oral kavitenin kendi kendini temizleme yeteneği azalmış olur

ve buna bağlı halitozis oluşur. Yaşlanma, çok sigara içimi, tü-

kürük bezi aplazisi, kadında menopoz, yüksek ateş, dehidra-

tasyonlu sistemik ve metabolik rahatsızlıklar, aşırı baharat

kullanımı ağız kuruluğuna neden olur ve bu yüzden de hali-

tosis oluşur (1, 11). Halitosis’den şikayetçi olan bir grupta ise

gerçekte ağız kokusu yotur. Bu psikosomatik ağız kokusu

olarak da adlandırılmaktadır (11). 



TANI

Halitosis tanısı ile gelen olgunun halitosisin  ne zamandan bu

yana olduğu günün hangi zamanında daha çok olduğu ağız,

diş ve diğer sistemlerle ilgili çok detaylı bir anamnez alınma-

sı gerekir. Ağız kokusunun olup olmadığının teyidi için aile-

den gerekirse arkadaşlarından bilgi alınmalıdır. Kötü koku-

nun miktarını belirlemek için şu an kullanılan 3 ana metod

vardır.


I- Organoleptik ölçüm; Deneyimli biri tarafından kokunun

değerlendirilmesi yapılmalıdır. Hastaların 2.5 cm çapındaki

bir tüp vasıtasıyla doktordan yaklaşık 10 cm kadar uzaktan

doktorun burnuna doğru üflemesiyle oluşur. Hastalara öl-

çümden 12 saat önce yemek yemeyi kesmeleri, diş fırçalama-

yı bırakmaları ve sigaradan uzak durmaları söylenir. Değer-

lendirme için 1999’da belirlenen 0-5 skalası kullanılmaktadır.

0 –koku yok, 1 – zorlukla fark edilir, 2 – hafif ama kesin, 3 –

orta derecede, 4 – kuvvetli, 5 – abartılı kötü (7, 12).

II- Gaz kromatografi; Tükrükte, dil örtüsünde veya verilen

nefeste sülfür içeren uçucu bileşiklerin konsantrasyonunun

belirlenmesinde kullanılır. Objektif, güvenilir bir testtir. Bu

testte kullanılan cihaz pahalı ve kullanılması için deneyimli ve

eğitimli bir kişiye ihtiyaç olması nedeniyle nadir uygulanan

bir yöntemdir (7, 12).

III-Halimeter; Halimeter, uçucu sülfür bileşiklerini tespit ede-

rek ağız kokusunun teşhis ve tedavisinde önemli rol oynar.

Ağız kokusuna yol açan gaz bölümlerini milyarda bir hassasi-

yetle "ppb" (parts per billion) cinsinden tespit eder. 150

ppb’nin altındaki değerler normaldir. Ölçümler hastanın ağız

veya burnundan verdiği hava ile yapılır.

Kloral hidratlar

Nitrat ve nitritler

Dimetil sülfoksitler

Disülfiram

Sitotoksik ajanlar

Fenotiazinler

Amfetaminler

Tablo 6. ‹laçlar

Alkol


Kahve

Sigara, puro

Çeflitli g›dalar  ( so¤an,sarm›sak,lahana…)

Süt ürünleri….

Tablo 7. Yiyecek ve içecekler



GG

75

En sık kullanılan, en hızlı en kolay metodudur. Organoleptik

derecelendirme ile yüksek seviyede korelasyona sahiptir (7,

12). 


IV- Bana testi; Jinjival boşluklardaki gram negatif anaerobla-

rın ve kısa zincirli yağ asidleri benzoylarjinin-naftilamid (BA-

NA) ile enzimatik yıkıma uğratılarak bakılır. Bunların yanı sı-

ra  beta galaktozidaz ve amonyak ölçümü de kullanılmakta-

dır. Ölçülen amonyak seviyesi ile volatil sülfür bileşikleri  se-

viyesi arasında önemli ilişki bulunmuştur (12, 19).



TEDAVİ

Tedaviye başlamadan önce kokunun kaynağının bulunması

gerekir. Burada hastaları değerlendirmede diş hekimi, KBB

uzmanı, gastroenteroloji uzmanı gibi ekiplerin beraber çalış-

ması mutlaka tedavinin başarısını arttıracaktır. Ağız kokusu-

nun en sık kaynağı ağız ve diş hastalıklarıdır. Ağız kokusunun

tedavisinde etkili metot ağız temizliği ve temel diş-dişeti ba-

kımın yapılmasıdır Diş fırçalamasının yapılmasının yanı sıra

dilin fırçalanması ağız kokusunu azaltmada etkilidir. Ağız için-

deki eskimiş köprü ve diş protezleri zamanla gıda birikmesi-

ne yol açacağından kötü kokulara sebep olabilir. Bu durum-

larda yenilenmesi gerekenleri değiştirmeli, eksik olan dişle-

rin yerleri için gerekli tedavileri yapılmalıdır. Tükürük ağız

kokusu ile savaşmanın en güçlü yoludur. İçinde yemek par-

çacıklarını yerinden söküp mideye gönderecek güçlü enzim-

ler, güçlü bakteri öldürücü antibiyotikler vardır. Şekersiz sa-

kız çiğnemek tükürük salgısını artırarak ağız temizliğine yar-

dımcı olur (13).

Ağız kuruluğuna mani olmak için kısa aralıklarla sık sık su içil-

melidir. Özellikle yaşla artan vücut kuruması pek çok yönden

dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Su ağız içindeki bak-

terilerin minimumda tutulması için direk yardımcıdır. Ayrıca

tükürük salgısını artırılmasına da yardımcı olur (13). 

%3’lük hidrojen peroksitli gargara, setilpiridyum klorit ve

zeytinyağı gibi iki fazlı su-yağ gargaralar, bakır klorit içeren

gargaralar, oksohalojen  oksidan (klorin dioksit + klorit an-

yon) içeren gargaralar, çinko iyodür içeren gargaralar  nefes-

teki volatil sülfür bileşiklerini ve ağız kokusunu azaltmada

kullanılabilirler (14, 15, 18).

Ağız ve diş hastalıkları ile ilgili tedavi ve ağız temizliği düzen-

lemesi yapılmasına rağmen düzelmeyen olguların diğer siste-

mik hastalıklar yönünden incelenmesi gerekmekte ve tedavi-

lerinin o sistem hastalıklarına yönelik yapılması gerekmekte-

dir. Üst ve alt solunum sistemi kaynaklı düşünenlerde KBB

bakısı, göğüs hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanı tarafın-

dan  bakısı, muayenesi ve ileri tetkiklerinin yapılması gerek-

mektedir. Ierardi ve arkadaşlarının dispeptik hastalara uygu-

lanan 


Helikobakter pilori eradikasyonu ile ağız kokusu

semptomlarının %60 gerilediği görülmüştür (17). Gastroin-

testinal sebeplerden özellikle barsak florasının değişmesi

sonrası hastaların ağız kokusunun belirginleştiği ve barsak

florasının düzenlemesine yönelik verilen tedaviden fayda gö-

rüldüğü belirtilmiştir (16).  

Halitosisi olduğunu hisseden ama bu bulgusu olmayanların

tedavisi için dişhekimi ve psikiatrist işbirliği gerekir. Çünkü

böyle hastaların bir kısmında koku değil koku korkusu vardır

(Halitofobi).

Halitosis kişiyi ve çevresini rahatsız eden bir problemdir ve

bu kişilere karşı titizlikle yaklaşıp tedavilerine yardımcı olma-

mız gerekmektedir.

Diyabetik koma

Üremik koma ve böbrek yetmezli¤i

Karaci¤er yetmezli¤i ve fötor hepatikus

Trimetilaminüri

Hipermetioninemi

Sistinosis

Tablo 8. Metabolik nedenler

Centipeda periodontii

Eikenella corrodens

Enterobacteriaceae

Fusobacterium nucleatum

Fusobacterium periodonticum

Porphyromonas endodontalis

Porphyromonas gingivalis

Prevotella melaninogenica

Bacteriodes loescheii

Bacteriodes forsythus

Treponema denticola

Tablo 9. Volatil sülfür bilefliklerini üreten bakteriler




76

HAZİRAN 2009

KAYNAKLAR

1.

Dal Rio AC, Nicola EM, Teixeira AR. Halitosis--an assessment protocol



proposal. Braz J Otorhinolaryngol 2007;73:835-42.

2.

Sanz M, Roldán S, Herrera D. Fundamentals of breath malodour. J Con-



temp Dent Pract 2001;15;2:1-17. 

3.

Nadanovsky P, Carvalho LB, Ponce de Leon A. Oral malodour and its as-



sociation with age and sex in a general population in Brazil. Oral Dis

2007;13:105-9.

4.

Liu XN, Shinada K, Chen XC, et al. Oral malodor-related parameters in



the Chinese general population. J Clin Periodontol 2006;33:31-6.

5.

Outhouse TL, Al-Alawi R, Fedorowicz Z, Keenan JV. Tongue scraping for



treating halitosis. Cochrane Database Syst Rev 2006;19:CD005519.

6.

Nalçaci R, Dülgergil T, Oba AA, Gelgör IE. Prevalence of breath malodo-



ur in 7- 11-year-old children living in Middle Anatolia, Turkey. Commu-

nity Dent Health 2008;25:173-7.

7.

Köşger H, Yeler H. Halitosis. Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fa-



kültesi Dergisi 2003;6:139-40. 

8.

Morita M, Wang HL. Association between oral malodor and adult peri-



odontitis: a review. J Clin Periodontol 2001;28:813-9.

9.

Scully C, Porter S, Greenman J. What to do about halitosis. BMJ



1994;308:217-8.

10.


Young A, Jonski G, Rölla G, Wåler SM. Effects of metal salts on the oral

production of volatile sulfur-containing compounds ( VSC). J Clin Peri-

odontol 2001;28:776-81.

11.


Ben-Aryeh H, Horowitz G, Nir D, Laufer D. Halitosis: An interdiscipli-

nary approach. Am J Otolaryngol 1998;19:8-11.

12.

Oho T, Yoshida Y, Shimazaki Y, et al. Characteristics of patients comp-



laining of halitosis and the usefulness of gas chromatography for diag-

nosing halitosis. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod

2001;91:531-4.

13. Silwood CJ, Grootveld MC, Lynch E. A multifactorial investigation of the

ability of oral health care products (OHCPs) to alleviate oral malodour.

J Clin Periodontol 2001;28:634-41.

14.

Suarez FL, Furne JK, Springfield J, Levitt MD. Morning breath odor: inf-



luence of treatments on sulfur gases. J Dent Res 2000;79:1773-7.

15.


Greenstein RB, Goldberg S, Marku-Cohen S, et al. Reduction of oral

malodor by oxidizing lozenges. J Periodontol 1997;68:1176-81.

16.

Henker J, Schuster F, Nissler K. Successful treatment of gut-caused ha-



litosis with a suspension of living non-pathogenic Escherichia coli bac-

teria--a case report.  Eur J Pediatr 2001;160:592-4.

17.

Hoshi K, Yamano Y, Mitsunaga A, et al. Gastrointestinal diseases and ha-



litosis: association of gastric Helicobacter pylori infection. Int Dent J

2002;52(Suppl3):207-11.

18.

Loesche WJ. The effects of antimicrobial mouthrinses on oral malodor



and their status relative to US Food and Drug Administration regulati-

ons. Quintessence Int 1999;30:311-8.

19.

Scully C, Greenman J. Halitosis (breath odor). Periodontol 2000



2008;48:66-75.

20.


Lee H, Kho HS, Chung JW, et al. Volatile sulfur compounds produced

by Helicobacter pylori. J Clin Gastroenterol 2006;40:421-6.

21.

http://aydinmur.com/agizkokusu.html



H

H‹‹P


PO

OK

KR



RA

AT

T  Ö



ÖN

NC

CE



ES

S‹‹  T


TIIP

P  //  F


Fiillo

ozzo


off--B

Biilliim


m  A

Ad

daam



mllaarr››

Arkesilasl› ressamdan bir fincan (MÖ 565). O zamanlar çeflni ve belki de ilaç olarak popüler olan, günümüzde art›k bulunmayan silfium bitkisinin,



Sirena’dan gemiye yükleniflini gösteriyor. Sirena’n›n zenginli¤i de bu bitkiden kaynaklan›yordu. Bibliothéque Nationale, Paris

Yüklə 56,52 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə