1. uluslararasi prof. Dr. Fuat sezgiN İSLÂM


Fuat Sezgin Hoca ile 38 Yıl



Yüklə 1,57 Mb.
səhifə13/22
tarix11.12.2023
ölçüsü1,57 Mb.
#145556
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   22
E84B30BAA02147AC9E225A0CD0C74126

Fuat Sezgin Hoca ile 38 Yıl


Prof. Dr. Şükrettin GÜLDÜTUNA Frankfurt Goethe Üniversitesi; Prof. Dr. Fuat Sezgin
İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı

Fuat hoca ile 38 yıllık tanışıklığımız ve beraberliğimize dayanan önemli hatıralarımı burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Fuat Sezgin Hoca 17 ciltlik büyük Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS), yani Arapça Literatür Tarihi isimli eseri ile Arap İslam Kültür dünyasının Bilimler Tarihindeki önemli katkısını gösterdi ve onu dünya tarihinde layık olduǧu yere koydu. Bu büyük eserin muhtevasının İslam âleminde bir yeniden diriliş ve kalkış uyandıracaǧına inanıyordu ki bütün çalışmalarının gayesi aslında bu idi. Bu gayeye ulaşmak için sadece analitik düşünce kabiliyetine sahip bir zeka yetmezdi. Herşeyden önce, Allah’a iman ve tevekküle dayanan bir iç kuvvetine ihtiyaç vardı. Bu manevi kuvvet, ona ömrünün sonuna kadar, tatil günleri de dahil hergün Frankfurt’ta kurduǧu Enstitüde çalışmak için gerekli sebat ve mukavemet gücünü veriyordu. Fuat Sezgin Hocanın yaptıklarını ve eserlerini deǧerlendirirken bunların zemininde yatan mâneviyatı ve hayat felsefesini anlamak ve görmek gerekmektedir.


Fuat hoca ile ilk tanışmam 1980’de Frankfurt Üniversitesine başladığım yıla denk geliyor. O zamanlar Frankfurt’ta büyük bir Türk âlimi olduǧunu duymuş ve tanışmak istemiştim. Hoca biz gençleri hemen kabul etmişti. Talebeleri ve ilim öğrenmeye hevesli olanları bildim bileli sever ve sayar idi. Onlara vakit ayırır, konuşur ve sohbet ederdi. O zamanlar Fuat Sezgin Hoca Frankfurt Üniversitesi’ne baǧlı Tabii Bilimler Tarihi Enstitüsünde ders veriyordu, şimdiki enstitü daha kurulmamıştı. Hatırlıyorum ki, hocanın odası oldukça büyük, girişin karşı cephesinde pencere, önünde yazıhanesi, hoca da masa başında, gri takim elbisesi ve tabii ki hiç eksik olmayan kravatı ile kapıya doǧru oturmuştu. Odanın ortasında büyük bir şark halısı ve bütün duvarlar tavana kadar eski kitaplarla donatılmış hali ile bu muhteşem bir görüntü idi ve Almanya’da yetişmiş bir genç olarak beni çok etkilemişti. Bu ilk görüşmemizde araştırmalarının özünü bize anlatmıştı:
Müslümanlar İslâm’ın doğuşundan çok kısa süre sonra bilimsel faaliyetlerde hızlanmışlar, öncüleri olan diğer kültür çevrelerinden, özelikle Eski Yunanlılardan bilimleri kısa sürede alıp uyguladıktan sonra ileriye doğru götürmüşler ve bilimin Tıp, Matematik, Kimya, Astonomi, Felsefe, Farmakoloji gibi değişik sahalarında önemli buluşlar yapmışlardı; öyle ki, Batı dünyası İslâm âleminden yüzlerce sene geride kalmıştı. Müslümanların bilimlerdeki bu ilerlemeleri Batı dünyasına arapçadan latinceye ve grekçeye yapılan tercümelerle ulaşmıştı. Endülüs, Sicilya ve Anadolu bu tercüme merkezlerin


en önemlilerindendi. Batı âlemi müslümanlardan bilimi alıp, bunu hazmedip uyguladıktan sonra ileriye doğru götürmüşlerdi, bu zamanki batının ilimde ileri olması İslâm bilimlerinden yararlanmasından kaynaklanmıştı. Rönesans birkaç kişinin uydurması; hakikatte Batı medeniyetinin temelinde İslam Kültür ve Biliminin büyük katkısı var.”
sözleri hâlâ kulaǧımdadır.

Hoca batılıların bu ilerlemeleri Rönesans kavramı ile anlatmalarının bir uydurma olduğunu ifade etmişti. Batı medeniyetinin kaynağı İslam medeniyetine dayandığından, bizlerin de Batıyı yabancı ve ayrı bir kültür olarak görmememiz ve Batının getirdiği ilimden faydalanmamız gerektiğini söylerdi. Bize o zaman verdiği nasihat, yabancı lisan öğrenmek ve bol bol kitap okumak, yabancı kitap okumaktan çekinmemekti; kendisi 27 lisan biliyordu.



  1. Yüklə 1,57 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə