87 Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi Öz



Yüklə 255,91 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/12
tarix06.05.2018
ölçüsü255,91 Kb.
#42521
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12

104

İnsan & Toplum

Ergenlik döneminde anne-babayla ilişkinin, anne dindarlığının, baba dindarlığının ve anne-

baba birliktelik durumunun beraberce inançsızlık üzerindeki etkisini araştırmak için çoklu 

regresyon analizi yapılmıştır (Tablo 13). Bu olgular beraberce, inançsızlık üzerinde %15 

etkiye sahiptir (R

2

=,154; p<,001). Bu verilerle, aile yapısıyla inançsız olma arasında nedensel 



bir ilişki olduğunu ifade eden H

3

 hipotezi doğrulanmıştır.



Tablo 13. 

Aile Yapısının İnançsızlık Üzerindeki Etkisi

ANOVA

b

Model



Kareler 

Toplamı


df

Ort Karesi

F

Sig.


1

Regresyon

111,787

4

27,947



22,555

,000


a

Kalan


613,325

495


1,239

Toplam


725,112

499


Katsayılar

Model


Standardize Edilmemiş 

Katsayılar

Standardize 

Katsayılar

t

Sig.


B

Std. 


Hata

Beta


1

(Sabite)


5,823

,285


20,437

,000


Baba dindarlık

-,168


,046

-,195


3,678-

,000


Anne dindarlık

-,178


,049

-,194


3,623-

,000


Anne-baba 

birliktelik durumu

,049

,080


,026

,615


,539

EDEİ


-,271

,058


-,197

4,678-


,000

a. Prediktörler: EDEİ, Anne dindarlık, Baba dindarlık, Anne-baba birliktelik durumu

b. Bağımlı değişken: DİSOL Puanı

İnançsızlığa yönelmede, aile dışındaki en önemli çevresel unsur diğer akrabalardır. Bu 

nedenle mülakatta, inançsız kişilerin ailelerinde, kendileri, anne-babaları ve kardeşleri 

dışında hiç inançsız olup olmadığı sorulmuştur. Bu soruya katılımcıların yarısı (%53) hayır 

yanıtını vermiştir. İnançsızların %13’ü büyükanne/büyükbaba, %12,5’i kuzen, %9’u amca/

dayı/hala ve %3’ü tüm ailenin inançsız olduğunu söylemiştir. Yani, katılımcıların %37’si, 

anne-baba ve kardeşleri dışında ailelerinde inançsız bireyler olduğunu söylemiştir. Diğer 

çevresel unsur yakın arkadaşlardır. Katılımcılara, başka inançsız/dinsizlerle bağlantınız var 

mı diye sorulduğunda, katılımcıların %65,63’ü evet cevabını, %25’i hayır cevabını vermiştir. 

Yine, katılımcılara yakın arkadaşlarının çoğu kendileri gibi inançsız mıdır diye sorulduğunda 

çoğunluğu (%37,5) evet cevabını, %25’i kısmen cevabını vermiştir. Bu oranlar dikkate alın-

dığında, inançsızların önemli bir kısmının, inançsız bir çevreye sahip olduğu söylenebilir.

Siyasi görüş, bireyin inanç/inançsızlığıyla ilişkili önemli bir çevresel değişkendir. Sol ideolojinin 

felsefi kodlarında, dinin, toplumun yararına olmadığı düşüncesi hâkimdir ve bu ideolojik teme-

le göre din, toplumsal eşitlik ve adaletin önünde bir engeldir ve emek sömürüsünün bir aracı 



105

Sevinç, Mehmedoğlu / İnançsızlığa Yönelmede Çevresel ve Entelektüel Faktörlerin Etkisi

olarak işlev görmektedir. Dünya genelinde yapılan birçok araştırma siyasi görüşle, özellikle de 

sol/liberal görüşle, inançsızlık arasında ilişki olduğunu ortaya koymuştur (Smith, 2013, s. 88; 

Beit-Hallahmi, 2007, s. 301; Blazo, 2013, s. 96; Cragun vd., 2012, s. 111; Eurobarometer, 2005, 

s. 10; Keysar ve Navarro-Rivera, 2013, s. 576; Scobie, 1994, s. 95; Hout ve Fischer, 2002, s. 167-

168; Spray ve Marx, 1969). Hyman’in (2007) iddia ettiği gibi solculukla ateizm arasında böylece 

doğal bir bağlantı vardır (s. 31). İnançsızlığın demografik yapısı başlığı altında ele alındığı üzere, 

Türkiye’de inançsızların büyük çoğunluğu sol siyasi görüşe sahiptir. Üç grubun siyasi görüşleri 

incelendiğinde (Grafik 5), sonradan inançsız olanlar arasında ve inançsız büyüyenler arasında 

sol siyasi görüşe sahip kişilerin yüksek orana sahip oldukları görülmektedir. Gruplar arasındaki 

bu oran farklılıkları istatistiksel olarak anlamlıdır (χ

2

=131,155; p=,000).



 

 

Grafik 5: SİO, İB, İ’nin Siyasi Görüşleri

İnançsızlar içerisinde eski dini mensubiyet oranları incelendiğinde %80,25’i (Sünni ve 

Alevi) daha önce Müslüman olduğunu belirtmiştir. Mezhepsel bazda bakıldığında, Sünnilik 

%65,20 ile ilk sıradadır. Hangi mezhepten inançsızlığa geçişin daha fazla olduğuna bakıldı-

ğında (Tablo 14) ise Alevi geçmişe sahip olanlar arasında inançsız olanların oranının daha 

yüksek olduğu görülmüştür (χ2=26,037 p=,000).

Tablo 14. 

İnançlılarda ve İnançsızlarda Dini Mensubiyet Oranları

Dini mensubiyet

Hristiyan

Yahudi

Sünni 


İslam

Alevi


Dinsiz

Diğer


İnançsız

Tanrıya inanç içinde %

,%3

,%3


%65,2

%15,0


%18,2

,%9


Eski dini mensubiyet 

içinde %


%100,0

%100,0 %58,3

%77,4

%86,6


%60,0

İnançlı


Tanrıya inanç içinde %

,%0


,%0

%85,6


%8,0

%5,2


%1,1

Eski dini mensubiyet 

içinde %

,%0


,%0

%41,7


%22,6

%13,4


%40,0


106

İnsan & Toplum

Aile yapısının yanı sıra siyasi görüşün ve dini kimliğin inançsızlıkla ilişkili olması, çevresel 

faktörlerin inançsızlığa geçişte ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Bu veriler inançsız-

ların çoğunun çevresel veya duygusal faktörlerin etkisiyle inançsızlığa yöneldiği şeklindeki 

hipotezi (H

5

) doğrulamaktadır.



İnançsızlığı Gerekçelendirme

Mülakatta, ister inançsız olarak yetişsin ister sonradan inançsız olsun, inançsızların çoğu, 

inançsız olmalarının rasyonel gerekçeleri olduğunu ve Tanrı’ya inanmanın mantıklı bulun-

maması nedeniyle veya Tanrı’nın varlığının kanıtı olmaması nedeniyle Tanrı’ya inanmadı-

ğını belirtmiştir. Bazıları bir kanıt ileri sürerken, katılımcıların çoğunluğu, olmayan bir şeyin 

ispatlanamayacağı savını ileri sürmekte, yani Tanrı’nın varlığına kanıt olmayışını gerekçe 

göstermektedir. Kanıt gösterenlerin, hangi kanıtı veya kanıtları ileri sürdükleri incelendiğin-

de, çoğunlukla kötülük problemi ve bilimsel gelişmeler ön plana çıkmaktadır. Kitap okuma 

sıklıkları ayda bir-iki kitap düzeyinde olan bu kişilerin çok azı inançsızlıkla ilgili kitap oku-

muştur. “Niçin inançsızsınız” diye sorulduğunda katılımcılar benzer cevapları vermektedir: 

“çünkü başka türlü olmanın bir yolu yok; bir Tanrı’nın varlığının bir nedeni veya kanıtı olma-

lı”, “yaratıldık mı, ...bilmiyorum...  yaratıldıysak, bunu öğrenmememiz için bir sebep yok…” 

Fakat hayat hikâyeleri incelendiğinde, rasyonel çabanın, eğitimin, entelektüel gelişimin, 

mantık yürütmenin veya dinlerdeki çelişikleri görmenin bir sebep değil, sonuç olduğu veya 

sürecin ileriki aşamalarında ortaya çıkan tamamlayıcı unsur olduğu görülmektedir. Örneğin 

katılımcılardan Michael inançsızlığa geçişini şöyle ifade etmektedir:

Anne-babamın boşanması benim muhafazakâr Yedinci Gün Adventistleri’nden liberal 

Yedinci Gün Adventistlere yönelmeme neden oldu. Nihai olarak kiliseden dışlanmak 

benim çok daha liberal bir alana kaymama neden oldu. Böylece Hristiyanlığı sorgulamaya 

başladım. Yeni çevremdeki insanlarla gerçekleştirdiğim sohbetler benim zamanla dinden 

çıkmama ve ateist olmama neden oldu. Tüm bu olaylar, düşüncenin seyri açısından kayda 

değer. İnsanların niçin ihtida ettiklerini veya irtidat ettiklerini daha iyi anlıyorum. Sanırım 

bu konudaki en önemli şey içinde bulunulan kültürel bağlam. Şimdi, insanların yaşam 

tecrübelerinin etkisiyle fikirlerinin nasıl değiştiğini veya geliştiğini veya kendilerinin bu 

tecrübelere nasıl karşılık verdiklerini anlıyorum. Onlar ya daha da inançlarına bağlanıyorlar 

ya da inançlarını terk ederek bilişsel çelişkiden kurtuluyorlar ki benimki böyle oldu.

Entelektüel olarak aktif bir inançsız olan Michael, inançsızlığa geçişinin temelde çevresel 

faktörlerin etkisiyle başladığını ifade etmiştir. Fakat inançsızların birçoğu bunu tam olarak 

böyle ifade etmemektedir. Hayatının belli bir döneminde dinden çıkan kimseler, entelektüel 

faaliyetler neticesinde inançsızlığa yöneldiklerini iddia etseler de bu kimselerden yarıdan 

daha azı gerçek anlamda entelektüel olarak aktiftir. İnançla veya inançsızlıkla ilgili okumalar 

yapan, faaliyetlerde bulunan, Tanrı’nın varlığı veya yokluğu konusunda fikirler geliştiren 

kişilerden bazıları ise bunları inançsızlığa geçişin başlatıcı unsuru olarak kullanmamış, çevre-

sel şartların hazırladıkları zeminde, daha sonra bu entelektüel faktörlerin etkisiyle inançsız-

lıklarını pekiştirmişlerdir. Mülakata katılanların hayat hikâyeleri incelendiğinde, 32 kişiden, 

8’inin (%25) inançsız olarak büyüdüğü ve tamamının çevresel faktörlerin etkisiyle inançsız 

olduğu; sonradan dini inancını terk ederek inançsız olan 24 kişiden 3’ünün (%9,37) çevresel 

sebeplere atıf yaptığı; sonradan inançsız olan ve entelektüel sebeplere atıf yapan 21 kişiden 

12’sinin (%37,5) gerçekte çevresel sebeplerle inançsız olduğu ve entelektüel olarak aktif 

olmadığı tespit edilmiştir.  Yani katılımcılardan %71,87’si çevresel-duygusal sebeplerle 




Yüklə 255,91 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə