2 6 • R U H v e M A D D E
mekanizmalarına değineceğim.
Benim bugünkü konuşmamın ana
konusu olan modern laboratuvar
deneylerine bir göz atacağız.
Ölümden sonra insanlarla
iletişime geçen ruhlardan ve kalp
ameliyatlarından sonraki iyileşme
döneminden bahsedeceğim.
Araştırmamızın son zamanlarında
bu konuda bir sürpriz ile karşılaştık.
Son olarak da Susy Smith gibi
daha önceden hiç duymadığınız
ve Prenses Diana gibi yakından
bildiğiniz insanlar tarafından
öbür dünyadan iletilen mesajlara
değineceğim. Bu konuda sürekli
konuşmalar yapan biri olarak şayet
bu sunumu daha tartışmacı ve
muhafazakar bir toplumun önünde
yapıyorsam, tanınmış nöro-bilimci
Warren Macaulik’in bir deyişini
kullanırım: “Parmağımı ısırmayın,
neyi işaret ettiğime bakın”
Bu fotoğraf, web sitesinde yazılana
göre Tanrı’nın John’u adında bir
medyuma ait. Brezilya’da yaşıyor. Bu
arada içinizde Tanrı’nın John’unu
daha önce duymuş olanlar var mı?
Varsa elinizi kaldırın lütfen. Pekala,
şayet duymadıysanız web sitesine
bakabilirsiniz. Bu adamın şifacılıkla
ilgili herhangi bir eğitimi yok ve
söylediğine göre transa geçip 30
farklı varlıktan yardım alıyor ve bu
sayede psikolojik ve spiritüel teşhiste
bulunmanın yanı sıra hiçbir bilgisi
ve eğitimi olmamasına rağmen
ameliyat bile yapabiliyor. Bu arada
ameliyatlarını steril olmayan aletler
ile ve oldukça garip koşullar altında
yaptığını da söylemem gerekiyor.
Ameliyat olan kişiler ameliyat
sonrasında ağrı hissetmiyor, hızla
iyileşiyor ve hiçbir enfeksiyona maruz
kalmıyor. Yardım aldığını iddia ettiği
“varlıklar” arasında Aziz Ignatius’tan
Dr. Creuse’a ve hatta inanabilirseniz
Kral Süleyman’a kadar kişiler var. Bu
doğru olabilir mi?
Göstereceğim şimdiki resimde
birtakım grafikler de var. Bu
resimde bir göz ameliyatı yapıyor.
Bir bıçak alıyor, hasta uyanık ve
anestezi almamış durumdayken
korneayı kesiyor ve inanabilirseniz
hasta hiçbir acı hissetmiyor, yüzünü
buruşturmuyor bile; hiç kan akmıyor
ve rahatsızlığından kurtulduğu gibi
başka beklenmedik faydalar ile de
karşılaşıyor. Şimdi size Dr. Howard
Hall ile gerçekleştirdiğimiz bir
deneyin sonuçlarını göstereceğim.
Dr. Hall, biri Princeton Üniversitesi
deneysel psikoloji dalında, diğeri ise
Redkin Üniversitesi klinik psikoloji
dalında olmak üzere iki doktora
unvanına sahip. Casey Western
Reserve Üniversitesinde profesör
olarak çalışmasının yanı sıra caz ile
de ilgileniyor. Özellikle pediatrik
hipnoz ve pediatrik onkoloji
üzerinde çalışıyor. Aynı zamanda bir
sufi ve belki bazılarınız bunu daha
önce duymuştur, Bağdat’ta yaşayan
bir şeyh ile birtakım farklı çalışmalar
yapıyor. Laboratuvarımızda yaptığı
çalışmalardan bir örnek gösterdi.
Bir buz kıracağını yanağına sapladı.
Burada gördüğünüz, başında 19
kanallı EEG beyin dalgası elektrot
başlığı olan kişi Howard ve bu
köşede gördüğünüz ise benim
çenem. Howard, şu an yanağına buz
kıracağını saplamak üzere.
Bunu, bir buçuk saat süren ve
laboratuvara Hz. Muhammed’e
dek uzanan atalarını çağırdığı
meditasyondan sonra yapıyor.
Şimdiki resimde yanağında bir buz
kıracağının saplanmış olduğunu
görüyorsunuz. Bunu herhangi bir
antiseptik kullanmadan yapıyor.
Bu araştırma boyunca daha deney
başlamadan önce GDV (Gaz deşarj
vizüalizasyon tekniği) ile kayıt
yapıldı ve bu işlem tamamlandığında
yanağındaki buz kıracağını ve
elektrot başlığını çıkarttı. Bu cihaz
çağdaş Kirlian fotoğrafları çekmeye
yarar ve 10 parmaktan bütün
vücudun enerji alanını ölçen Çin
A Ğ U S T O S 2 0 1 5 • 2 7
A Ğ U S T O S 2 0 1 5 • 2 9
2 8 • R U H v e M A D D E
atlardan gelmiyorsa o zaman eşek
ya da katır olduğunu düşünürsünüz.
Fakat bu da doğru çıkmazsa o
zaman aklınıza zebra ya da deve
gibi bir hayvanın sesi olduğu gelir.
Elbette Afrika’daki insanlar için bu
öncelikler farklı olacaktır. Anlatmak
istediğim şu: Ölüm sonrası bilincin
hayatta kaldığını düşünmeden önce
-bu zebra hipotezidir- sahtekarlık, ön
yargı, deneycinin hatası olabileceği
olasılıklarını ve deneğin zihin okuma
gücü olduğu gibi birtakım psişik
olasılıkları da gözden geçiririm.
Bütün bunların ardından en önemli
hipoteze varabilirim: Biz öldükten
sonra da bilincimiz yaşamaya devam
eder. Bilincin beyinden ayrı olduğu
fikrinin çağdaş bilimle de uyum
içinde olduğu konusunda birkaç şey
söyleyeceğim. Size üç ayrı deneyden
bahsedeceğim ve bu deneyleri
elektrik mühendislerince yapılan
deneyler ile karşılaştıracağım.
(Devam Edecek)
Kaynak: Dr. Gary E. Schwartz’ın 14-15 Mayıs
2005’teki I. Parapsikoloji Konferansındaki
konuşmasından alınmıştır.
Meridyen sistemine dayalı komplike
algoritmaları kaydedebilir. Deney
sona erdiğinde buz kıracağının
çıktığı bölgede yanağa ait
görüntünün olması gereken yerin
boş olduğunu göreceksiniz. Bunu
gördüğümde çok şaşırmıştım.
Sanırım bu hoşunuza gidecek.
Mutlak güç ile ilgili olarak bu tarz
EEG özetleri bulunuyor. Yukarıdaki
iki topografik beyin haritası delta
ve teta aktiviteleri, diğer ikisi alfa ve
alttaki dördü ise düşük ve yüksek
frekanslı beta aktiviteleri gösteriyor.
Burada dikkat edilmesi gereken
nokta, meditasyonun ilk beş dakikası
sonrasında ve meditasyonun sonunda
aktivitenin daha az teta ve daha
fazla alfa özelliğinde olduğunu ve
Howard yanağına buz kıracağını
soktuğunda normalde acı çekeceği,
kas gerilimin artacağı ve aktivitenin
yüksek frekanslı banttan izleneceği
beklenirken, tam tersine düşük
frekanslı banttaki aktivitede artış
görülmüş olmasıdır. Howard, uyanık
olduğu halde fazlasıyla huzur içinde
ve rahatlamış bir haldeydi.
Peki şimdi bu fenomeni nasıl
açıklarsınız? Bu bir kandırmaca mı?
Meditasyonun bir etkisi mi? İpnozun
bir etkisi mi? Plasebo etkisi mi?
Hepimizin zihinlerinde yarattığı bir
çeşit grup süreci mi? Yoksa gerçekten
ruhların yardım ettiği bir şifa verme
şekli mi? Spiritüel etkenler, ölümden
sonra bilincin hayatta kalışının
bir göstergesi olarak, iyileşmede
gerçekten bir role sahip mi?
Hastanelerin acil servislerinde
söylenen bir söz vardır: “Toynak
sesi duyduğunuzda bunu zebra
sanmayın” Bu cümleyi daha önce
duymuş muydunuz? Birkaçınız evet.
Şu anlama geliyor. Toynak sesi
duyduğunuzda aklınıza ilk önce ne
gelir? Atlar. Yani en alışıldık olasılık
aklınıza ilk önce gelir. Eğer bu sesler
DUYURU
Sevgili Ruh ve Madde Dergisi Okuyucuları,
Ruh ve Madde Yayınları A.Ş. kapanmış olup bundan sonra faaliyetlerini
Bilyay Yayıncılık adı altında sürdürecektir. Ruh ve Madde Yayınları isim
hakkı ve yayın hakları Bilyay Yayıncılık’a devredilmiştir. Dergimiz, Aralık
2014 itibari ile Bilyay Yayıncılık tarafından yayınlanmaya başlamış olup,
bundan sonraki abonelik işlemlerinizle ilgili tüm işlemler Bilyay Yayıncılık
tarafından yürütülecektir.
Bu tarih itibari ile gerek yeni abonelik, gerekse abonelik yenileme
ödemelerinizi aşağıda ayrıntıları bulunan banka hesabına yapmanız
gerekmektedir. Bilgilerinize sunarız,
Saygılarımızla,
BİLYAY YAYINCILIK EĞİTİM VE SAĞLIK HİZMETLERİ LTD.ŞTİ.
GARANTİ BANKASI
GALATASARAY ŞUBESİ
HESAP NO: 68 / 6295165
İBAN: TR61 0006 2000 0680 0006 2951 65
BİLYAY YAYINCILIK EĞİTİM VE SAĞLIK HİZMETLERİ LTD.ŞTİ.
ADRES: K. Mustafa Çelebi Mah. Hasnun Galip Sokak
Pembe Çıkmazı No:4/6 Beyoğlu- İSTANBUL
TEL: 0212 243 18 14
FAX: 0212 252 07 18