Algebra cebir
Algebraic cebirsel
Algebraic basis cebirsel taban
algebraic expression cebirsel deyim
algebraic form cebirsel biçim, kartezyen biçim
algebraic manipulation cebirsel işlem
algebraic sum cebirsel toplam
algebraically cebirsel
algicide yosun tahribedici, algesid. (bakır sülfat bu özelliği taşır)
alginate aljinat, aljinik asit tuzu
algorithm harzemli yolu
algorithm algoritma, hesap, hesap işi
algorithmic languAge algoritmik dil
alias arma, öteki ad
aliasing (spectral) örtüşme
alidade alidat
alien yabancı uyruklu
alight aydınlanmış
alight inmek
alighting gear uçağın yumuşak inişini sağlayan
dişli kutusu
alighting time inme süresi (bir yolcunun bir toplu taşım aracından inerken harcadığı süre,
“zaman/yolcu” veya “toplam zaman /toplam yolcu” olarak ifade edilir)
align ayar etmek, hizalamak, sıraya dizmek, yerleştirmek
align indicator ayar göstergesi
align, to hizalamak
alignement hizalama
aligner hizalayıcı
aligner ayar aleti, ayar gönyesi
aligning device ayar tertibatı
aligning pin kılavuz pim (yeni bir palet baklası takarken iki bakla ucunu bir hizada tutan pim)
alignment hiza, istikamet, güzergah
alignment hizalama, ayarlama
alignment coil hizalama sargısı
alignment method aliynman metodu, çizgi metodu
alignment of piles kazıkların doğrultusu
alignment, closed bkz. closed alignment
alignment, horizontal bkz. horizontal alignment
alignment, open bkz. open alignment
alignment, parallel bkz. parallel alignment
alignment, smooth bkz. smooth alignment
alignment, vertical bkz. vertical alignment
aliment yemek, gıda
alimentary gıdaya ait, besleyici
alimentation 1. besleme; 2. beslenme
aling hizalama
aliphathic alifatik. a) parafinler veya olefinler gibi açık karbon zinciri taşıyan bileşimlerle ilgili,
bu bileşimlere ait. b) yağla ilgili
aliquot 24 saatlik numuneden alınan örnek
alive 1. canlı; 2. hayatta
alizarin katrandan elde edilen kırmızı bir boya (C14H8O4)
alkali alkali, baz
alkali metal alkali metal
alkali proof alkali koruyucu
alkali rocks alkali kayaçlar (öteki bileşenlere oranla, alkalilerin çokluğu gibi ayırt edici bir özellik
gösteren ve genel olarak sodyumlu piroksen, amfibol ya da feldspatları kapsayan magmatik
kayaçlar)
alkali‐Aggregate bazik agrega
alkali‐Aggregate reaction bazlarla agregalar arasındaki reaksiyon
alkalimeter alkali ölçer, alkalimetre
alkalimetry alkalimetri: analitik kimyada, önce
1801’de Descrolzilles tarafından düşünülmüş, sonra 1828’de Gay‐Lusas’ın dehası ile uygulama
alanına
girmiş bulunan ve ayarlı asit solüsyonları yardımıyle alkali solüsyonlarının derecesini
belirlemeye yarayan bir titrime
alkaline kalevi, alkalik
alkaline (adj) alkali
alkaline earth alkali toprak
alkaline soil alkali zemin, alkali toprak
alkalinity alkalilik, bazlık
alkaloid a) azotlu organik bazların jenerik adı, alkaloid. b) alkalimsi, kalevimsi, alkaloidle ilgili,
alkoloidli
alkalometry 1. klkalometri; 2. kimya veya fizik yolu ile alkaloidlerin miktar tayini, dozimetri, 3.
belirli bir dozaj sistemine dayanarak alkaloid verilmesi
alklyl alkil: alifatik bir hidrokarbondan bir hidrojen
atomunun ayrılması ile meydanag elen bir değerli organik radikal (methyl, ethyl veya propyl
gibi), genel formülü: CnH2n + I
all hepsi, tümü
all Air tamamı havalı
all around loading her doğrultuda yükleme
all around pressure hücre basıncı, çevre basıncı
all authority tam yetki
all caps tümü büyük harf
all directional four leg interchange bütün yönlere dört kollu kavşak
all metal tamamı metal
all pass filter tüm frekansları geçiren filtre
all points Addressable her yer adreslenir
all purpose çok amaçlı
all purpose road çok amaçlı yol (her sınıf trafiğin
kullanabileceği yol)
all rights reserved tüm hakları saklıdır
all risk insurance all risk sigorta
all risks bütün riskler
all risks insurance bütün riskleri kapsayan
sigorta
all round traverse yatay tam dönüşlü
all season tire dört mevsim araç lastiği
all weather her iklime uygun
all weather condition her türlü hava şartında
all wheel drive dört çeker
all wood tamamı ahşap
all wool tamamı yünlü
all‐Air Air conditioning system havalı klima sistemi
allan valve yalancı valf
allen screw içi altı köşe delikli vida
allen wrench gömme anahtar, altı köşe “L” şeklinde anahtar
allen wrench allen anahtarı (içten altı köşeli anahtar)
alley 1. ara yol, dar sokak, geçit, pasaj; 2. taşıt trafiğine kapalı dar yaya yolu
all‐in‐Aggregate tuvenan agrega (her boydan agregayı doğal halindeki oranlarda içeren agrega
veya konkasörden çıktığı hali ile kırılmış malzeme)
all‐in‐ballast tuvenan balast
allocatable resource ayrılabilir kaynak
allocate tahsis etmek, ayırmak, ödenek ayırmak
allocate, detache, reserve, separate ayırmak
allocate, to özgülemek, ayırmak
allocation özgüleme, özgü kılma, tahsis etme
allocation ödenek
allocation unit yerleşim birimi
allogene resesif alelomorf
allonal ağrı vs.yi yatıştırıcı bir ilaç
allonge uzatma parçası
allot bölüştürmek, pay etmek
allotment program tahsisleri
allotrope değişik hal
allotropy değişik hal
allow müsaade etmek, izin vermek
allowable izin verilebilir, güvenli
allowable Air flow izin verilen hava miktarı
allowable axle load müsaade edilen yük, kabul edilebilen yük
allowable bearing capacity kabul edilebilir taşıma gücü, güvenli taşıma gücü
allowable bearing value basınç emniyet gerilimi
allowable bearing value of soil zeminin müsaade edilen taşıma gücü (göçmeden veya yapıya
hasar verecek derecede deforme olmadan yeterli güvenlikle
zeminin taşıyabileceği maksimum basınç)
allowable carrying capacity kabul edilebilen taşıma gücü, güvenli taşıma gücü
allowable compressive stress kabul edilebilir basınç gerilmesi
allowable concentration izin verilen karışım
allowable error kabul edilebilir hata
allowable load müsaade edilir yük
Dostları ilə paylaş: |