branch off ayrılma
branch pipe branşman borusu
branch pipe. pistonlu makinalarda silindirdeki gazı egzoz manifoltuna veren kısa boru
branch removal dal koparma
branch take‐off boru ayrımı, branşmanı
branch, to dallanmak, sapmak
branching dallanma
branching kollara ayırma
branching instruction sapma komutu
branching process dallanma süreci
brand işaretlemek
brand marka
brand dağlamak
brand new yeni, hiç kullanılmamış
brass pirinç (maden)
brass pirinç, sarı maden
brass brake lining rivet pirinç fren balatası perçini
brass bushing pirinç burç, pirinç bilezik
brass clutch facing rivet pirinç debriyaj balatası perçini
brass drift pirinç kalem
brass finisher’s lathe. prinç yatak açma tornası
brass gear stop pirinç dişli tahdit çenesi
brass housing pirinç mahfaza, pirinç kovan
brass pipe pirinç boru
brass plate pirinç levha
brass seal pirinç conta
brass shim pirinç şim, ince pirinç levha
brass tool. pirinç ve bronz işleme takımı
brass tube pirinç boru
brass ware pirinç aletler
brass wear plate bronz aşınma plakası (dönme dolayısıyla sürtünme olan yerlerde bloğun
aşınmasını önlemek amacıyla kullanılan bronz plaka)
brasses. şaft veya millerde kullanılan pirinç yatak
brass‐winding. ağaç bobin takımı kullanarak tel şeritler ile pirinç bobinlerin
sarılması,doldurulması
brattice tünelde geçici duvar
braze sert lehimlemek
braze pirinç kaplamak
braze welding sert lehimleme
brazed sert lehimlenmiş
brazed joint sert lehimlenmiş bağlantı
brazed tube sert lehimlenmiş boru
brazen pirinç malzeme
brazing sert lehimleme
brazing. sarı kaynak, lehim, lehimleme
breach 1. yarık, yıkılma (zeminde); 2. gedik, ihlal, riayetsizlik
breach plane kırılma düzlemi, kopma düzlemi
breach, to güvenliği kırmak
breadboard circuit deneysel devre
breadboard model deneme maketi
breadth genişlik, en
break kırık, kırılmak, kopmak
break ara
break frequency kesim sıklığı
break in alıştırmak, yerine alıştırmak
break in a curve bir eğrideki kırıklık
break lathe. boşluk,açıklık tornası
break of emulsion emülsiyonun kesilmesi (emülsiyon içersinde dağıtılmış olan maddenin
pıhtılaşarak karışımın sulu kısmından tamamen ayrılması)
break out force koparma gücü
break rolls. kırıcı merdane, buğday öğütme işleminde buğdayları ilk kıran merdane gurubu
break up aşağıdan yukarıya kazarak tünel kazma, kesme, kırılma, bozulma, dağılma, parçalar
break water pier dalgakıran, rıhtım
break, interrupt, truncate, cut off, cut kesmek
breakage frenleme
breakage kırılma
breakaway ayrım
breakaway point kopma noktası (kök yereğrisinin)
breakdown bozulma, durma, işletme arızası
breakdown arıza, bozulma, dağılma, çözülme
breakdown bozulma, delinme (gaz), belverme (madde); ayrıntılı döküm (yazılım)
breakdown crane (accident crane). taşıtlar veya tren vagonları üzerine tespit edilen hareketli,
kaza
yapan taşıtların kaldırılması ve taşınmasında
kullanılan kren, vinç
breakdown of an emulsion emülsiyonun kırılması
(bir emülsiyonun iki veya daha fazla bileşenine ayrılması, bitüm emülsiyonlarının bitüm ve su
halinde ayrılması)
breakdown of the equilibrium dengenin bozulması, kırılma, sürekli çökme
breakdown region belverme bölgesi
breakdown removal çekme kurtarma
breakdown rolling ilk silindiraj
breakdown services çekme‐kurtarma hizmetleri
breakdown truck çekici kamyon
breakdown, fault aksaklık
breakdowns of unit rates birim fiyatların dökümü
breaker 1. platin, devre kesici, devrede anahtar rolü oynayan uçlar (distribütör ve manyetoda
olduğu gibi); 2. çapraz katlı araç lastiğinin sırtındaki darbe katı breaker arm distribütör platin
çekici
breaker arm rubbing block platin çekicinin distribütör eksantriği üzerine sürtünen kısmı
breaker bar mafsallı lokma kolu
breaker cam distribütör kamı (eksantriği),
distribütör çekici ile örsünü birbirinden ayırarak
uçları açan armutçuk
breaker chamber platinlerin bulunduğu
odacık
breaker cover platin kapağı
breaker cover felt seal platin kapak keçesi
breaker gasket platin kapak contası
breaker plate irtibat levhası, platin irtibat plakası
breaker point platin, distribütör veya manyeto
devre kesici uçları
breaker point gap distribütör platin aralığı
breaker point set platin takımı
breaker post platin tespit pimi
breaker rotor distribütör göbeği, distribütörün dönen kısmının başı
breaker stationary arm distribütör örsü, sabit platin kolu
breaker strip darbe dokusu
breaker strip lastiğin dış yastığı
break‐even point başabaş noktası
break‐in point kavuşma noktası (kök yer eğrisinin)
breaking 1. kırılma, ufalama; 2. kesilme (kırılma bir emülsiyonun çok ince olarak dağılmış bitüm
zerrecikleri halinden suyun ayrılması ile,
ani olarak bitüm zerreciklerinin birleşmesi
sonucunda oluşan homojen bir film haline geçmesi)
breaking capacity kesme yeteneği (şalter)
breaking current kesme akımı (şalter)
breaking joint. gemilerdeki plakalarda veya piston segmanlanndaki bağlantılarda olduğu gibi
birbiri ardı gelen basamak bağlantılarının aynı doğrultu üzerinde olmaması hali.
breaking limit kırılma sınırı
breaking link bağlantı kesme
breaking load kırılma yükü, azami yük, kritik yük,
sınır yük
breaking of an emulsion emülsiyonun kesilmesi (emülsiyon içersinde dağıtılmış olan maddenin
pıhtılaşarak karışımın sulu kısmından tamamen ayrılması)
breaking pieces (a) bir makinanın aşırı yük
altında ilk kırılacak ve değiştirilmesi mümkün olan parçası. (b) bir merdaneyi makinaya
bağlayan ve aşırı yük anında kınlan kısa şaft. (c) çarpışma anında kırılabiien uçak motorunu
pervaneye bağlayan
zayıf bağlantı
breaking point kırılma noktası
breaking resistance kırılma direnci, kopma direnci
breaking strength kırılma dayanımı, kopma dayanımı
breaking stress kırılma gerilmesi
breaking test kırılma deneyi
breaking torque durdurma burusu
breaking‐down rolls. kaba hadde, kaba çekme haddesi
breakline arazi kırık çizgisi, su toplama çizgisi (kuru dere vb çizgisel detaylar)
breakout (force) koparma (gücü)
breakout box tesisat denetim kutusu
Dostları ilə paylaş: |