A uzağa anlamı veren ön ek a posteriori distribution sonsal dağılım
Yüklə 3,97 Mb.
|
audio tape ses şeridi audio visual görsel işitsel audio, sound, voice, tone ses audiogram audiometre kullanılarak elde edilen bulguların kaydedildiği kart audiographic görsel‐yazısal audiology işitme ile ilgili olan bilim dalı audiometry işitme yeteneğinin derecesini ölçme audiovisual görsel‐işitsel audiovisual işitme ve görme duyularında hitap eden, kulak ve gözü aynı anda uyaran audio‐visual işitsel‐görsel audit denetim audit report denetim raporu audit software denetçi yazılımı audit trail denetleme tarihçesi, denetim izi audit, control denetlemek audit, to denetlemek audition işitme duyusu (kuvveti), işitme, odisyon, auditus audition limit işitme sınırı auditor kontrolör, denetçi auditor report/independent denetçi raporu/bağımsız auditorium konferans salonu auditory, auditive 1. işitmeye ait; 2. kulak veya işitme duyusuna ait auditus işitme, duyma audogenic 1. sesin sebep olduğu, sese bağlı olarak meydana gelen; 2. ses meydana getiren, ses yaratan augend toplatılan augends toplanan sayı auger burgu, delik açmak için kullanılan ucu kesivi burgu auger bit burgu ucu auger boring burgu ile delme auger bumper spring toprak burgusunda amortisör yayı auger conveyor helzonlu konveyör auger stem kuyu sondaj deliği açılırken matkap ucunun bağlandığı kalın büyük çubuk auger, earth bkz. earth auger auger, hand bkz. hand auger auger‐type bit burgu tipi uç augment ilave, zam augment arttırmak, büyütmek augmentable arttırılabilir augmentation arttırma, çoğaltma, büyütme augmented matrix genişletilmiş matris augmentor artırıcı, etkisini çoğaltıcı aural işitmeye ait aural signal sesli sinyal aural warning sesli uyarı aurous altınlı aurum altın auscultatory oskültasyonla ilgili, oskültasyona ait austenite östenit austenitic östenitli austenitic cast iron östenitli dökme demir austenitic stainless steel östenitli paslanmaz çelik austenitizing östenitleme austenitizing salt östenitleme tuzu authentic asıl, güvenilir authenticate tasdik etmek, onaylamak authenticate, to kimlik doğrulama authentication kimlik denetimi authentication aslıyla aynılığını kanıtlama authentication code aslıyla aynılık kodu authentication information aslıyla aynılık bilgisi authentication signal aslıyla aynılık sinyali authenticator kimlik belirleyici authenticity aslına uygunluk author yazar authoring languAge yazarlık dili authoring tools yazarlık araçları authorisation izin, ruhsat, yetkilendirme authorise yetki vermek, müsaade etmek authorised yetkili authorised Agent yetkili temsilci authorised authorities yetkili merciler authorised bodies yetkili makamlar authorised distributor yetkili distribütör authorised representative yetkili temsilci authorities merci, yetkili makamlar authority yetkili authority certificate yetki belgesi authority to delegate temsile yetki authorization ruhsatname, yetki belgesi authorization ruhsat, yetki authorization, clearance yetki authorization/operating işletme ruhsatı authorize yetkilendirmek authorized yetkili authorized frequency yetkilendirilmiş sıklık authorized signature yetkili imza auto oto‐, otomatik, özdevimli auto kendiliğinden anlamı veren birleştirici auto oto, otomobil auto Adjust otomatik ayarlı auto answer özdevimli yanıt auto call özdevimli çağırma auto consumption oto tüketim, zati tüketim auto deceleration otomatik yavaşlatma auto diesel oil motorin auto dim otomatik karartmalı auto ignition otomatik ateşleme auto ignition temperature (A‹T) otomatik ateşleme derecesi auto link özdevimli bağ/bağlantı auto logon otomatik oturum açma auto produced energy otoprodüktör enerji auto select özdevimli seçme auto test otomobil deneme auto update otomatik güncelleme auto, automatic, automatically özdevimli autobiography otobiyografi autobus otobüs autocall otomatik çağırma autochthonous 1. meydana geldiği yerde bulunan, asıl yerinde bulunan; 2. dışardan etkilenmeksizin kendi içinden gelişen, kendisinden oluşan autocinesis istemli hareket autoclasis kendi kendini tahrip etme, kendi içinden yıkılma autoclau otoklav autoclave a) yüksek basınçlı buhar kullanarak sterilizasyon yapan bir aygıt. b) bir otoklavda yapılan sterilizasyon auto‐clean petrol strainer temizliği otomatik olarak yapan benzin filtresi auto‐coding otomatik kodlama auto‐collimator bkz. optical tooling autocorrelation öz ilinti autocorrelation function özilinti işlevi auto‐decelaration otomatik yavaşlatma auto‐deceleration system otomatik yavaşlatma sistemi autodiagnosis kendi hastalığını teşhis, otodiyagnostik auto‐dial modem otomatik aramalı modem auto‐dim özdevimli görüntü karartma auto‐dim interval karartma için bekleme süresi autoemission otoemisyon auto‐feed otomatik beslemeli autogenous kendi kendine meydana gelen, endojen autogenous ignition otojenik ateşleme autogenous ignition temperature otojenik ateşleme sıcaklığı autogiro (auotgyro) herhangi bir güç kullanmadan, hava akımından enerji alan kaldırma rotorlu bir uçağın ticari markası Yüklə 3,97 Mb. Dostları ilə paylaş:
|