bottom water drive alt suyu drenajı
bottom, child alt
bottom. (a) dişlerin eş çalıştıkları dişlinin çevresine dokunmasına, (b) pistonun silindirin en uç
noktasına değmesine, (c) tıpanın kör bir deliğin dibine ulaşmasına denir. ayrıca taban, dip,
oturak,temel, kaide, alt
bottom‐dump tub dipten boşaltan kova
bottoming taban gecirme.temel atma,alt taban
bottoming tap. son el klavuzu
bottom‐up modeling bütünleştirerek modelleştirme
bottom‐up parsing aşağıdan yukarıya ayrıştırma
bottom‐up programming aşağıdan yukarıya programlama
bougie iğrilir uzun sonda, buji, vücudun tabii kanallarına tedavi maksadiyle konulan maden veya
lastikten iki tarafı kapalı borular.
boulder iritaş, kaba malzeme, moloz (tane boyutu sedimantolojik olarak 200 mm’nin üzerinde
olan tortul malzemelerin genel adı)
boulder clay moren buzul menşeli, tabakalaşmamış kil, silt, çakıl, kum ve blok depoları
bounce sıçrama (kontak), sekme
bounce yansıma
bounce zıplamak, sıçramak
bouncing pin detonation meter. pistonlu bir makinada patlamanın mertebesini quantitativ ölçen
yakıt‐test aparatı
bound sınırlamak
bound ciltli
bound kuşatmak, sınırlamak
bound electron bağlı elektron
bound/greatest lower en büyük alt sınır
bound/least upper en küçük üst sınır
bound/lower alt sınır
bound/upper üst sınır
boundary sınır, arazinin, haritanın dış sınırı, çevreleyicisi, mülkiyet sınırı, ayırma düzlemi,
tabaka sınırı
boundary conditions sınır şartları, sınır koşulları
boundary deformation sınır deformasyon şartları
boundary deformation conditions sınır deformasyon şartları
boundary layer sınır tabakası, sınır bölge
boundary lubrication çevre yağlama, iki yüzey arasında ince yağ filmi oluşturma
boundary stone sınır taşı
boundary stress conditions sınır gerilme şartları, gerilme şartları
boundary stresses çevre gerilmeleri, kenar gerilmeleri
boundary survey sınır etüdü
boundary value sınır değer
boundary value problem sınır değer sorunu
boundary zone sınır tabakası, sınır bölgesi
boundary, expropriation bkz. expro‐priation boundary
boundary, exterior bkz. exterior boundary
boundary, interior bkz. interior boundary
boundary, lower bkz. lower boundary
boundary, national bkz. national boundary
boundary, parcel bkz. parcel boundary
boundary, property bkz. property boundary
boundary, rural bkz. rural boundary
boundary, upper bkz. upper boundary
bounded sınırlı
bounded function sınırlı fonksiyon
bounded growth sınırlı büyüme
bounded input bounded output system sınırlı girdili sınırlı çıktılı sistem
bounded region sınırlı bölge
bounty prim, ihracat primi
bourdon gauge burdon manometresi (göstergesi)
bourdon gauge burdon göstergesi
bourdon gauge (pressure gauge) burdon manometresi
bourdon pressure gauge burdon manometresi
bourdon tube burdon tüpü
bourdon tube bourdon borusu
bourdon tube twisted burdon tüpü/burulmuş
bourdon tube/circular burdon tüpü/dairesel
bout nöbet
bow yay, kavis
bow tenteyi tutan ara bağlantı
bow kemer, yay, kiriş, keman, ok yayı, keman yayı, eğrilik, kavis, anahtar sapı,saat halkası
bow compass ayarlı pergel
bow connecting‐rod (banjo frame, kite
connecting‐rod) kemerle çevrili volanı tahrik eden kranka sahip buhar pompalarında kullanılan
üçgen biyel
bow drill kemaneli matkap,kemane matkap
bowden cable iki ucu sabit bir kablonun içersinde hareket eden tel. bisikletlerdeki vites
değiştirme donanımı
bowl kazan
bowl kova, fincan, depo veya filtre şişesi, filtre fincanı, filtre çanağı
bowl kap, kase, leğen
bowl carry valve kova kilitleme valfi
bowl cock fincan musluğu
bowl control lever kova kumanda levyesi
bowl cover karbüratör çanağı kapağı
bowl lift cylinder kova kaldırma silindiri
bowl lift cylinder rod kova kaldırma silindiri mili
bowl‐shaped settlement çanak şeklinde oturma
bow‐saw kol testeresi, bıçkı
bowstring baustring (yay sicimi prensibinde çalışan taşıma sistemi)
bowthruster bowthruster
box çerçeve
box sandık, kutu, takım sandığı, akü mahfazası
box kulübe
box kutu, sandık, çekmece, muhafaza, kasa, bölme. dökümderecesi kompartıman loca, kulübe,
poyra, burç, mekik yuvası, yukarı sürmeli pencere kasası, mil kutusu, dişli kutusu
box (Boxed) standard bir makinanın veya motorun maksimum dayanımı sağlayacak ve malzeme
tasarufu sağlanacak şekilde içi boşaltılmış olarak yapılan ana iskeleti
box angle plate iş parçasının hassas bağlanabilmesi için yüzeyine kanal açılan metal kutu veya
küp
box beam sandık kiriş, kutu kiriş
box caisson kutu keson
box coupling (muff coupling) kovanlı kavrama
box culvert kutu menfez
box culvert, multicell bkz. multicell box culvert
box culvert, single cell bkz. single cell box culvert
box drain kapalı drenaj
box girder kutu kiriş, sandık kiriş
box girder structure kutu kiriş yapı
box link iç yüzleri çekilerek kenarların ilave yatak vazifesi gördüğü kanallı mafsal
box loom çok sayıda mekik yuvası ihtiva eden dokuma tezgahı
box of tricks (escape motion) bobinin devrini regüle eden, kaldırma hattının yatay geçişini
tersine döndüren, ve böylece ipin kat kat bobine sarılmasını sağlayan uçan çerçevenin hareketi.
box section sandık kesit, kutu kesit
box shear apparatus kesme kutusu aleti, direkt
Dostları ilə paylaş: |