capping kapsülleme, başlık geçirme, başlık, tapa
capping beam başlık kirişi
capping layer koruyucu tabaka, takviye tabakası (düşük taşıma gücündeki üstyapı tabanlarının
iyileştirilmesinde kullanılan seçme malzemeden oluşan tabaka)
capping, sulfur bkz. sulfur capping
capping. kapsülleme. başlık geçirme,başlık,tapa,tapalama
capric yağlı bir asit, kaprik
caproic yağlı bir aside ait, kaproik
caprotti valve‐gear. caproti sübab düzeni, sübab tertibatı. bazı lokomotiflerde görülen emme
kamlarının açısal konumunu değiştirerek kesme ayarlan yapılabilen iki çift düşey çift vuruşlu
dikme valf
caps lock büyük harf kilidi
capscrew başlı vida, kapak vidası
capstan kabestan
capstan engine çapa ırgatı. sonsuz dişli vasıtası ile düşey tanburu çalıştıran buhar makinası
capstan lathe revolver torna
capstan lathe revolver başlı torna
capstan tool head revolver başlık
capstan tool head. revolver tornada hekzegonal kalem tutacağı desteği, torna yatağı üzerinde
taşıyıcı kızağın bir parçası olan ve ayrıca kısa kızak üzerine tespit edilen destek. bu mesnet yıldız
tekerlek tarafından hareket ettirilip, bu tip konstürüksüyon kısa bir
çalışma
capstan. ırgat, vinç, dik vinç, dolap. düşey koni şeklindeki mil, tanbur, insan gücü, buhar, hidrolik
veya elektrik gücü ile döndürülüp gemilerin limana yanaşması esnasında etrafına halat veya
zincir sarılır
capstan‐headed screw. ırgat başlığı vidası.silindirik başında radyal yönde delik açılan ve bu
deliğe çubuk geçirilerek sıkma işi sağlanan vida
capsule mahfaza, kovan, kapsül
caption başlık
caption altbaşlık (resim altı)
caption, heading, title başlık
captive use ikame edilemeyen kullanım
captive use bağlı kullanım
capture yakalama
capture, to yakalamak
capture, trap yakalamak
caput baş, üst kısım
car otomobil
car vagon
car kabin
car occupancy otomobil doluluğu
car ownership otomobil sahipliliği
car pooling otomobil ortak kullanımı
car radio araba radyosu
car rental service otomobil kiralama servisi
car seat koltuk
car track araba izi, araba tekerlek açıklığı
car track lane tramvay şeridi (yolun kaplaması üzerinde, tramvayların raylar ile işgal ettiği diğer
taşıtların kullanışına açık veya kapalı olabilen saha)
car. (a) taşıt, araba (b) asansör, vinç kabini
car/coupe araba/tek kapılı
car/estate araba/steyşın vagon
car/hatchback araba/hetçbek
car/sedan araba/sedan
car/sports araba/spor
car/station wagon araba/steyşın vagon
carat karat
caravan karavan
carbenes karbenler (petrollerde, petrol mahsullerinde, maltada, asfalt çimentolarında ve katı
doğal bitümlerdeki, bitümün, karbon disülfürde çözünen fakat karbontetra klorürde
çözünemeyen bileşenleri)
carbide bir karbon maden bileşimi, karbid
carbide karpit
carbinol bkz. methanol
carbo odun kömürü, nebati veya hayvani kömür, karbon
carbo‐ karbon anlamı veren birleştirici
carbofluchsin karbolik asit ve fuksin içeren boya maddesi
carboids karboidler (bitümün karbon disülfürde çözünemeyen fraksiyonu)
carbolate 1. karbolik asit tuzu; 2. bir maddeyi karbolik asit ile karıştırmak
carbolic fenollü
carbolism karbolik asit (fenol) zehirlenmesi
carbolize karbol asidi katmak
carbometer karbon dioksid nispetini belirleyen alet, karbometre
carbon C işareti ile bilinen atom no:6 ve atom ağırlığı: 12.011 olan kimyasal element, karbon,
fahm, kömür
carbon 1. karbon 2. silindir kapaklarında oluşan kurum 3. kömür çubuk
carbon karbon, kömür
carbon black karbon siyahı, is
carbon block kömürlü paratoner, kömür yatağı
carbon brick karbon levha
carbon brush elektrik motorları ve jeneratörlerin fırçası
carbon brush dinamo kömürü, kömür fırça
carbon copy bilgi için
carbon copy karbon kopya
carbon copy list bilgilendirilecekler listesi
carbon cycle karbon çevrimi
carbon deposit is
carbon dioxide karbon dioksit
carbon dioxide fire protection karbon dioksit söndürme sistemi
carbon dioxide greenhouse effect karbondioksit sera etkisi
carbon dioxide installation karbon dioksit söndürme sistemi
carbon dioxide trap karbon dioksit kondenstop
carbon disulfide karbon sülfür
carbon filter (USA) (see charcoal filter) karbon filtre
carbon gtand. karbon salmastra. yüksek basınçta çalışan makina şaftlarında sızıntıyı önlemek
amacı ile kulanılan karbon halka, salmastra
carbon knocks kurumdan ileri gelen vurmalar
carbon microphone karbon mikrofon
carbon monoxide karbon monoksit (fosil yakıtların yeterince hava ile yanmamasından oluşan,
gözle görülmeyen, tatsız, kokusuz ve son derece zehirli bir gaz)
carbon monoxide meter karbon monoksit ölçer
carbon paper karbon kağıdı
carbon steel karbon çeliği, adi çelik
carbon steel karbon alaşımlı çelik
carbon tetrachloride karbon tetra‐klorür (boya, kauçuk ve plastik sanayinde çözücü olarak
kullanılan, renksiz, yanıcı olmayan bir organik kimyasal madde)
carbonaceous karbona ait, karbonlu
carbonaceous clay rock kömürlü kil taşı
carbonado (black diamond). brezilyada bulunan ve zımpara
carbonate n.&v. biochem, karbonat, karbon asidi ile bir esansın bileşiminden hasıl olan bir tuz,
kömür haline koymak, kömürleştirmek, yakmak
carbonate karbonik asidin bir tuzu veya esteri, karbonat
carbonation kayaç minerallerine karbondioksitin girmesiyle gerçekleten karbon tuzu ya da iki
karbon tuzuna dönütme süreci
carbonic karbona ait, karbonik, fahmi
Dostları ilə paylaş: |