Abstract the aim of this study was to compare the microleakage of a compomer and a nanofiller com



Yüklə 108,45 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix26.05.2018
ölçüsü108,45 Kb.
#46132


ABSTRACT

The aim of this study was to compare the

microleakage of a compomer and a nanofiller com-

posite resin applied to Class V cavities with two new

self-etching adhesive systems.

Twenty human third molars were used in this

study. Standardized Class V cavities were prepared

on buccal and lingual surfaces of each teeth with

margins 1 mm below the cemento-enamel junction.

Xeno III was applied to ten teeth and Clearfil

Protect Bond to ten teeth according to manufac-

turer’s instructions. Buccal cavities were restored

with Dyract eXtra and linguals with Filtek

Supreme. The teeth were finished, thermocycled

and evaluated for leakage using 0.5% basic fuchsin

dye. Dye penetration at enamel and gingival mar-

gins were evaluated at x30 magnifications with a

stereomicroscope. The results were statistically

analyzed using Friedman, Wilcoxon Signed Ranks

and Mann Whitney U tests.

The teeth restored with Dyract eXtra and

Clearfil Protect Bond revealed higher leakage at

occlusal margins (p<0.05). No significant diffe-

rences was determined between occlusal and gingi-

val scores in Xeno III groups (p>0.05). When adhe-

sive systems’ occlusal and gingival scores were

compared separately, the difference between the

adhesives was found unsignificant (p>0.05).

As a conclusion, none of the restorative mate-

rials and adhesive systems tested could completely

eliminate the microleakage at occlusal and gingival

margins of Class V restorations. 

Keywords: Self-etching adhesive, microle-

akage, resin composite, polyacid modified compo-

site resin

ÖZET

Bu çal›şman›n amac›, iki yeni "self-etching"

adeziv sistem ile S›n›f V kavitelere uygulanan bir

kompomer ile nanodolduruculu bir rezin kompoziti

kenar s›z›nt›s›  aç›s›ndan karş›laşt›rmakt›r.

Çal›şmada yirmi adet 3. molar insan dişi kul-

lan›ld›. Her dişin bukkal ve lingual yüzeylerine

mine-sement s›n›r›ndan 1 mm aşağ›da olacak

şekilde standardize edilmiş S›n›f V kaviteler

haz›rland›. On dişe Xeno III, on dişe de Clearfil

Protect Bond üretici firmalar›n tavsiyelerine göre

uyguland›. Haz›rlanan bukkal kaviteler Dyract

eXtra, lingual kaviteler ise Filtek Supreme ile

restore edildi. Restorasyonlar uygun şekilde bitiril-

di, termal siklusa tabi tutuldu ve mikros›z›nt›lar›

%0.5’lik bazik fuksin boyas›yla, mine ve sement

kenar›ndan x30 büyütmede stereomikroskop ile

değerlendirildi. Sonuçlar  Friedman, Wilcoxon

Signed Ranks  ve Mann Whitney U  testleri ile ista-

tistiksel olarak değerlendirildi.

Dyract eXtra ve Clearfil Protect Bond adeziv

sistemi ile restore  edilen dişlerin okluzal marjin-

lerinde daha fazla s›z›nt› gözlendi (p<0.05). Xeno

III’ün uyguland›ğ› gruplarda okluzal ve gingival

* Dt., Ege Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Diş Hastal›klar› ve Tedavisi AD, Konservatif Bilim Dal›, 35100

Bornova, İZMİR.

** Doç. Dr., Ege Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Diş Hastal›klar› ve Tedavisi AD, Konservatif Bilim Dal›, 35100

Bornova, İZMİR.

A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg.

32(3) 181-190, 2005

POLİASİT MODİFİYE KOMPOZİT REZİN İLE NANO

DOLDURUCULU BİR KOMPOZİT REZİNİN KENAR

SIZINTILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Comparison of Microleakage of Polyacid Modified Composite Resin and Nanofiller

Composite Resin

Dt. Esra UZER*

Doç. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN**



skorlar aras›nda fark olmad›ğ› belirlendi (p>0.05).

Adeziv sistemlerin okluzal ve gingival skorlar› ayr›

ayr› karş›laşt›r›ld›ğ›nda, adezivler aras› fark

anlams›z bulundu (p>0.05). 

Araşt›rman›n sonucunda, test ettiğimiz

restoratif materyallerin ve adeziv sistemlerin hiçbiri

S›n›f V restorasyonlar›n okluzal ve gingival marjin-

lerinde kenar s›z›nt›s›n› tamamen engelleyemedi. 

Anahtar sözcükler: "Self-etching" adeziv,

mikros›z›nt›, kompozit rezin, poliasit modifiye kom-

pozit rezin

GİRİŞ

Dişlerin servikal üçlüsünde yer alan çürük

lezyonlar› ve erozyon/abrazyon defektleri

s›kl›kla minimal preparasyon yap›larak cam

iyonomer siman, rezin modifiye cam iyonomer

siman, kompomer ve kompozit restoratif

materyalleri kullan›larak restore edilir. Servikal

restorasyonlar; dişeti dokusuna yak›nl›klar›n›n

nem kontrolünü güçleştirmesi ve yoğun abfrak-

siyon kuvvetlerine maruz kalmalar› nedeniyle

uzun vadede yüksek klinik başar› elde edilmesi

zor vakalar olarak değerlendirilir. Bu nedenle

servikal lezyonlar›n mikros›z›nt›y› en aza indi-

recek şekilde restorasyonu, günümüz

çal›şmalar›n›n en önemli amac› olmuştur (1).

Servikal lezyonlar›n restorasyonlar›nda

y›llard›r kullan›lan cam iyonomer simanlar; diş

sert dokular›na bağlanabilen, biyouyumlu, flor

sal›m› yapabilen ve termal genleşme katsay›s›

diş dokular›na yak›n olan restoratif

materyallerdir (2). Bu olumlu özelliklerine

rağmen, fiziksel ve estetik özelliklerinin yeter-

sizliği ve sertleşme reaksiyonu s›ras›nda neme

duyarl› olmalar› yeni materyaller geliştirilmesi

yönünde çal›şmalar›n devam etmesine neden

olmuştur. Bu doğrultuda rezin modifiye cam

iyonomer siman ve poliasit modifiye kompozit

rezin (kompomer) ad› alt›nda iki farkl› tip hibrit

cam iyonomer siman üretilmiştir (3).

Poliasit modifiye kompozit rezinler, özel-

likleri itibariyle kompozit rezinlere daha

yak›nd›r. İçeriklerindeki monomer, kompozit

rezinin polimerize olabilen gruplar› ile cam

iyonomerin asidik gruplar›n› içerir. İlk

sertleşme reaksiyonu ›ş›k uygulamas› ile

metakrilat gruplar›ndan başlat›l›r. Materyalin

ortamdaki suyu absorbe etmesi sonucu asidik

grup iyonize olur ve asit baz reaksiyonu başlar

(4). Bu materyaller, flor sal›n›m› yaparlar, mine

ve dentine asitleme yap›lmaks›z›n bağlanabilir-

ler. Ayr›ca bu materyallerin kompozitlere ben-

zer estetik özelliklere sahip olmas›, ›ş›kla sert-

leşmesi ve kaviteye uygulamalar›n›n fazla

aşama gerektirmemesi diğer olumlu özellikleri

aras›nda yer al›r (3). Kompomerlerin fiziksel

özelliklerinin kompozit rezinlerden zay›f

olduğunu öne süren çal›şmalarda, bu dolgu

maddelerinin özellikle okluzal kuvvetlerin fazla

olduğu bölgelerde kullan›mlar›n›n doğru olma-

yacağ› bildirilmiştir (5,6). Bu nedenle, kom-

pomerlerin daha çok S›n›f V çürüklerde, kole

bölgelerindeki abrazyon/erozyon vakalar›, kama

şeklindeki defektler ve süt dişi

restorasyonlar›nda kullan›m› tercih edilmektedir

(7).

Günümüzde adeziv restorasyonlarda



başar›l› sonuçlar vermeleri ve estetik üstünlük-

leri sebebiyle kompozit rezinlerin kullan›m›n›

giderek yayg›nlaşm›şt›r. Son y›llarda kompozit

rezinlerin performanslar›n› artt›rmak ve fiziksel

özelliklerini iyileştirmek amac›yla birçok yeni

teknoloji ve materyal geliştirilmiştir. Bu

gelişmelere paralel olarak nano büyüklüğünde

doldurucu partiküller içeren kompozitler

piyasaya sunulmuştur. Nano partiküller, mikro-

fil doldurucu içeren kompozitlerde olduğu gibi

polisaj işleminden sonra düzgün bir yüzey elde

edilmesini sağlar ve materyale üstün estetik

özellikler kazand›r›r. Bu tip partiküller içeren

kompozit rezinlerin şekillendirilmesi kolayd›r,

dayan›mlar› ve aş›nmaya karş› dirençleri de

yüksektir. Bu nedenle, nano partikül içeren

rezinlerin kullan›m alanlar›  estetik üstünlükleri

aç›s›ndan benzer özelliklere sahip mikrofil

doldurucu içeren kompozitlere göre daha

fazlad›r (8, 9).

Kompozit rezinlerin estetik özellikleri ve

aş›nma dayan›mlar› artt›r›lm›ş olmakla birlikte,

polimerizasyon büzülmesine bağl› olarak

restorasyon ile diş aras›ndaki kenar uyumunun

tam sağlanamamas› hala önemli bir sorundur.

Servikal bölgeler gibi nem kontrolünün zor

olduğu alanlarda olas› kontaminasyon da ayr›ca

kompozitlerin polimerizasyonunu olumsuz

182

ESRA UZER - L. ŞEBNEM TÜRKÜN




yönde etkilemektedir (10). Özellikle anterior

dişlerin servikallerinde estetik üstünlükleri ve

renk seçenekleri nedeniyle kompozitlerin kul-

lan›m› ön plana ç›ksa da bu bölgelerde kompo-

zit rezinlerle iyi bir kenar uyumu sağlamak

güçtür.


Adeziv sistemler rezin esasl› materyallerin

kavite kenarlar›na adaptasyonunu artt›rmak

amac›yla kullan›lmaktad›r (11). "Self-etching"

adeziv sistemler, teknik hassasiyetlerinin az

olmas›, klinik uygulamalar›n›n daha k›sa süreli

olmas›, asitleme-y›kama ve kurutma işlem-

lerinin olmamas› ve bu s›rada ortaya ç›kabilecek

fazla asitleme veya aş›r› kurutma riskinin

ortadan kalkmas› gibi nedenlerden dolay› son

dönemlerde klinisyenler taraf›ndan tercih

edilmektedir (12). Bu adeziv sistemler ile

dentinde başar›l› sonuçlar elde edilmiş olmas›na

karş›n, mineye bağlanmalar›n›n fosforik asitle

pürüzlendirme yap›lan sistemlerden daha düşük

olduğunu bildiren çal›şmalar da vard›r (13).

Bu  çal›şman›n  amac›,  iki   yeni  "self-

etching" adeziv sistem (Clearfil Protect Bond ve

Xeno III) ile S›n›f V kavitelere uygulanan bir

kompomer (Dyract eXtra) ile  nano partikül

içeren bir rezin kompoziti (Filtek Supreme)

mikros›z›nt› aç›s›ndan karş›laşt›rmakt›r.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çal›şmada yeni çekilmiş ve çürüksüz

yirmi adet 3. molar insan dişi kullan›ld›. Çekim

sonras›nda kök yüzeylerindeki art›k dokular

kretuarla uzaklaşt›r›ld› ve dişler 37˚C’de distile

su içinde bekletildi. Ayn›  araşt›rmac› taraf›ndan

her dişin bukkal ve lingual yüzlerine su

soğutmas› alt›nda silindirik elmas frezlerle U-

şeklinde standart S›n›f V kaviteler aç›ld›. Her

kavite mezio-distal genişliği 2 mm, okluzal-gin-

gival genişliği 4 mm ve derinliği 1.5 mm olarak

haz›rland›. Gingival kenarlar mine-sement

s›n›r›n›n 1 mm alt›na kadar uzat›ld›. Kavitelerin

kenarlar›na bizotaj yap›lmad›.

Çal›şmada Clearfil Protect Bond (Kuraray

Ltd, Osaka, Japan) ve Xeno III (Dentsply

DeTrey, Konstanz, Germany) adeziv sistemleri,

poliasit modifiye kompozit rezin olan Dyract

eXtra (Dentsply DeTrey, Konstanz, Germany)

ve bir nanodolduruculu kompozit rezin olan

Filtek Supreme (3M/ESPE, St Paul, MN, USA)

ile birlikte kullan›ld›. Malzemelerin içerikleri,

uygulanma şekilleri, adeziv sistemlerin pH

değerleri ve üretici firmalar› Tablo 1’de

görülmektedir. Dişlerin yar›s›na Xeno III adeziv

sistemi, yar›s›na da Clearfil Protect Bond uygu-

land›. Tüm dişlerin bukkal kaviteleri Dyract

eXtra, lingual kaviteleri ise Filtek Supreme ile

restore edildi. Polimerizasyon işlemleri

Degulux (Degussa, Frankfurt/Main, Germany)

›ş›n cihaz› ile gerçekleştirildi. Bu işlem

s›ras›nda kullan›lan ›ş›ğ›n yoğunluğunun 450

mW/cm

2

’den az olmamas› için her iki örnekte



bir radyometre (Demetron/Kerr, Danbury, CT,

USA) kullan›larak ›ş›n cihaz›n›n gücü kontrol

edildi.

Grup I: Dişlerin bukkal yüzlerine aç›lan



S›n›f V kavitelere Xeno III adeziv sisteminde

bulunan A ve B şişelerinden birer damla primer

ve bağlay›c› ajan 5 sn kar›şt›r›l›p f›rça

yard›m›yla tüm kavite yüzeylerine sürülüp 20 sn

bekletildi,  havayla  kurutuldu ve 10 sn ›ş›kla

sertleştirildi. Dyract eXtra kompomer materyali

ile kaviteler tek kitle (bulk) tekniği ile restore

edildi ve üretici firman›n önerdiği şekilde 10 sn

süreyle polimerize edildi. 

Grup II: Dişlerin lingual yüzeylerine aç›lan

S›n›f V kavitelere Xeno III adeziv sistem Grup

I’deki gibi uyguland›. Filtek Supreme kompozit

materyali kavitelere tek kitle (bulk) tekniği ile

uygulanarak üretici firman›n önerdiği şekilde 20

sn süreyle polimerize edildi.

Grup III: Dişlerin bukkal yüzlerine aç›lan

S›n›f V kavitelere Clearfil Protect Bond’un

primeri f›rça yard›m›yla 20 sn süreyle uyguland›

ve havayla hafifçe kurutuldu. Bir damla

bağlay›c› ajan f›rça kullan›larak tüm kaviteye

sürüldü, havayla yay›ld› ve 10 sn ›ş›kla

sertleştirildi. Dyract eXtra kompomer materyali

ile kaviteler tek kitle (bulk) tekniği ile restore

edildi ve üretici firman›n önerdiği şekilde 10 sn

süreyle ›ş›kla sertleştirildi. 

Grup IV: Dişlerin lingual yüzeylerine

aç›lan S›n›f V kavitelere Clearfil Protect Bond

Grup II’deki gibi uyguland›. Filtek Supreme tek

kitle (bulk) tekniği ile kavitelere yerleştirilip, 20

sn görünür ›ş›kla polimerize edildi.

Restorasyonlar tamamland›ktan sonra tüm

yüzeylere s›ras›yla orta-ince ve çok ince Sof-

KOMPOMER VE NANO HİBRİT KOMPOZİTLERDE MİKROSIZINTI

183



Lex disklerinin (3M/ESPE St Paul, MN, USA)

her biri 30 sn süreyle su soğutmas› olmadan

uyguland›. Daha sonra restorasyonlar mikro-

elmas partiküllerle kapl› bir polisaj diski olan

PoGo (Dentsply DeTrey, Konstanz, Germany)

kullan›larak, düşük devirde mikromotor

yard›m›yla ve hafif bas›nç ile 30 sn süreyle par-

lat›ld›.


Restorasyonlar›n polimerizasyonunu

tamamlatmak üzere dişler 24 saat 37˚C’deki

etüvde sakland›. Daha sonra, 5˚C ile 55˚C

aras›ndaki  banyolarda 30’ar saniye kalarak 200

kez termal siklusa tabi tutuldu.

Restorasyonlar›n 1 mm yak›nlar›na kadar

olan yerler aç›kta kalacak şekilde, dişlerin tüm

yüzeylerine 2 kat t›rnak cilas› uyguland›ktan

sonra dişler, %0.5’lik bazik fuksin solüsyonu

içinde 24 saat süreyle 37˚C’de etüvde bekletildi. 

S›n›f V kavitelerde oluşan mikros›z›nt›n›n

incelenebilmesi için dişler, 0.2 mm kal›nl›ğ›nda

elmas separe yard›m›yla (Isomet, Buehler Ltd,

Lake Bluff, IL, USA) su soğutmas› alt›nda önce

mesio-distal sonra bukko-lingual yönde  ikiye

ayr›ld› ve her yar› ayr› ayr› skorland›. Böylece

her grup için  20 örnek incelendi.

Kavitelerin oklüzal ve gingival

kenarlar›ndaki boya infiltrasyonu çal›şmada

kullan›lan materyalleri bilmeyen iki deneyimli

gözlemci taraf›ndan x30 büyütmede ve ste-

reomikroskop alt›nda değerlendirilerek skor-

land›  (Olympus  Co.,  Tokyo, Japan). Farkl›

skorlanan örnekleri iki araşt›rmac› biraraya ge-

lerek tekrar değerlendirdi ve her örneğe ait tek

bir skor kaydedildi.  

Skorlama şu şekilde yap›ld›:

0=s›z›nt› yok

1=s›z›nt› var fakat kavite duvar›n›n yar›s›n›

aşmam›ş 


2=s›z›nt› kavite duvar›n›n tamam›nda

izlenmekte, kavite taban›na ulaşmam›ş

3=s›z›nt›  kavite taban›na kadar ulaşm›ş

Her  adeziv grubun okluzal ve gingival

skorlar›n›n karş›laşt›r›lmas›nda Friedman testi

kullan›ld›. Gruplar›n skorlar› aras›nda fark

anlaml› bulunduğunda bu gruplara Wilcoxon

Signed Ranks testi uyguland›. Ayn› restoratif

materyallerin kullan›ld›ğ› gruplarda, okluzal ve

gingival kenarlarda  Xeno III ve Clearfil Protect

Bond ile elde edilen skorlar›n her kenar tipi için

ayr› ayr› karş›laşt›r›lmas›nda Mann Whitney U

testi kullan›ld›. Tüm testler için anlaml›l›k

düzeyi p= 0.05 olarak al›nd› (14).



BULGULAR

Araşt›rmam›zda kullan›lan adeziv sistem-

lere, restoratif materyallere ve marjinlere göre

mikros›z›nt› skorlar›  Tablo 2 ve 3’de

verilmiştir. Friedman testi sonuçlar›, Xeno III

adeziv sisteminin kullan›ld›ğ› gruplarda gingi-

val ve okluzal mikros›z›nt› değerleri aras›ndaki

fark›n anlaml› olmad›ğ›n› gösterdi (p>0.05)

(Resim 1). Buna karş›n, Clearfil Protect

Bond’un kullan›ld›ğ› gruplarda gingival ve

okluzal skorlar aras›ndaki fark istatiksel olarak

anlaml› bulundu (p<0.05). Bu farkl›l›k

nedeniyle yap›lan Wilcoxon Signed Ranks testi

sonucuna göre, Clearfil Protect Bond grubunda,

Dyract eXtra ile restore edilen dişlerin okluzal

ve gingival mikros›z›nt› skorlar› aras›ndaki

fark›n anlaml› olduğu saptand›, ve okluzal mar-

jinlerde daha fazla s›z›nt› gözlendi (p<0.05)

(Resim 2).

Mann Whitney-U testi sonuçlar›na göre;

Dyract eXtra ile restore edilen dişlerde  iki

adeziv sistemle de elde edilen okluzal ve gingi-

val skorlar aras›ndaki fark istatiksel olarak

anlaml› bulunmad› (p>0.05). Benzer şekilde,

farkl› adeziv sistemler ve Filtek Supreme ile

restore edilen dişlerde okluzal ve gingival skor-

lar  aras›ndaki fark  anlams›z bulundu (p>0.05).

TARTIŞMA

Restorasyonlarda oluşan mikros›z›nt›y›

tespit etmek için; bazik fuksin, gümüş nitrat,

metilen mavisi gibi boyalardan, SEM

çal›şmalar›, termal ve mekanik siklus gibi çeşitli

yöntemlerden y›llar boyu faydalan›lm›şt›r (15).

Bizim çal›şmam›zda ise kolay ve yayg›n bir

yöntem olduğundan boya yöntemi tercih edildi.

Molekülleri oral florada bulunan çoğu mikroor-

ganizmadan ve yan ürünlerinden daha küçük

olduğu için  %0.5 lik bazik fuksin solüsyonu

kullan›ld› (16). 

Servikal lezyonlar›n tedavisi sonras›nda

restoratif materyal ve diş dokular› aras›nda

184

ESRA UZER - L. ŞEBNEM TÜRKÜN




KOMPOMER VE NANO HİBRİT KOMPOZİTLERDE MİKROSIZINTI

185


Resim 1: Filtek Supreme kompozit materyali ve Xeno III

adeziv sistemi ile haz›rlanan restorasyonun mine ve dentin

kenarlar›ndaki mikros›z›nt› skorlar›.

Resim 2: Dyract eXtra kompomer materyali ve Clearfil Protec Bond

adeziv sistemi ile haz›rlanan restorasyonun mine ve dentin

kenarlar›ndaki mikros›z›nt› skorlar›.




186

ESRA UZER - L. ŞEBNEM TÜRKÜN

Tablo 1: Test edilen materyallerin içerikleri, uygulama prosedürleri ve üretici firmalar›.

Ürün Markas›

İçerik

Klinik Uygulama



pH Değeri

Üretici Firmalar›

Bisfenol-A,dimetakrilat, üretan

2 mm’lik tabakalar

rezin, TEGDMA, TMTMA,

halinde kaviteye

Dentsply DeTrey,

Dyract eXtra

TCB, kamforokonon,

uygulan›r, her tabaka

Konstanz, Germany

dimetilaminbenzoik asit etil

10 sn polimerize edilir

Lot: 0311002295

BIS-GMA, BIS-EMA, UDMA,

2 mm’lik tabakalar

3M/ESPE

Filtek Supreme



TEDGMA, silika nano doldurucu

halinde kaviteye

St Paul, MN, USA

ve silika nano cluster

uygulan›r, her tabaka

Lot:: 20031014

20 sn polimerize edilir

Primer: MDPB- MDP,

Primer 20 sn uygulan›r,

Kuraray Ltd.,

hidrofilik dimetakrilat, HEMA,

hafifçe kurutulur,

Osaka, JAPAN

Clearfil Protect

su, fotoinisiyatör

bonding ajan uygulan›r,

1.9

Lot:020306 ve 020311



Bond

Bond: MDP, HEMA,

havayla yay›l›r, 10 sn

dimetakrilat kolloidal SiOl2,

polimerize edilir

BİS-GMA, NaF, fotoinisiyatör

Su, etanol, HEMA,

Her şişeden bir damla

metakryloetilpirofosfat, flor

5 sn süreyle kar›şt›r›l›r,

Dentsply DeTrey,

salan fosfozin monomer,

20 sn beklenir, havayla

Konstanz, Germany

Xeno III

UDMA, mikrofiller,

yay›l›r, 10 sn polimerize

1

Lot: 006001237



fotoinisiyatör

edilir


Tablo 2: Dyract eXtra ile restore edilen kavitelerin mikros›z›nt› skorlar›.

SKORLAR


DYRACT EXTRA

0

1



2

3

Oklüzal



Gingival

Oklüzal


Gingival

Oklüzal


Gingival

Oklüzal


Gingival

Clearfil Protect

Bond

-----


12

16

8



4

-----


-----

-----


Xeno III

-----


8

18

6



2

6

-----



-----

Tablo 3: Filtek Supreme ile restore edilen kavitelerin mikros›z›nt› skorlar›.

SKORLAR

FİLTEK SUPREME



0

1

2



3

Oklüzal


Gingival

Oklüzal


Gingival

Oklüzal


Gingival

Oklüzal


Gingival

Clearfil Protect

Bond

6

14



14

6

-----



-----

-----


-----

Xeno III


6

8

12



8

2

-----



-----

4



oluşan kenar s›z›nt›s›, bu tip restorasyonlar›n en

önemli klinik başar›s›zl›k nedenleri aras›nda yer

almaktad›r (1). Mikros›z›nt›, ağ›z s›v›lar›yla

temasa geçen restoratif materyal-kavite duvar›

arayüzeyinde iyon, molekül, bakteri ve s›v› pe-

netrasyonuna neden olur. Restorasyonlardaki

kenar s›z›nt›s› ise klinik olarak dişlerde kenar

renklenmesi ve k›r›lmalara, ikincil çürüklerin

oluşumuna, postoperatif duyarl›l›klara ve

sonuçta pulpa enflamasyonlar›na sebep olabilir

(17). Servikal lezyonlar›n tedavisi s›ras›nda

özellikle dişeti oluğu s›v›s› ve gingival kana-

malar nedeniyle bu bölgelerde nem kontrolünün

sağlanmas› oldukça güçtür (1). Restoratif

materyallerin kaviteye uygulanmas› s›ras›nda

oluşan nem kontaminasyonu ise özellikle rezin

esasl› dolgu maddelerinin polimerizasyonunu

olumsuz yönde etkilemektedir. Bu reaksiyo-

nunun tam olarak gerçekleşememesi bu

materyallerin kenar uyumlar›n› bozmakta ve

sonuçta da bu şekilde haz›rlanan restorasyonlar-

da meydana gelen kenar s›z›nt›s› uzun dönemde

klinik başar›s›zl›ğa yol açmaktad›r (10). 

Servikal lezyonlar genellikle mine, dentin

ve sement gibi üç farkl› yap›daki diş dokusunda

sonlanabilen kenarlara sahiptir. Her üç dokuya-

da ayn› derecede güçlü bağlanabilen restoratif

materyal eksikliği nedeniyle bu tip kavitelerin

restorasyonlar› zordur (17, 18). Yap›lan

çal›şmalar, estetik olmamalar›na karş›n cam

iyonomer simanlar›n servikal kavitelerin

tedavisinde mine ve dentine kimyasal olarak

bağlanabilmeleri nedeniyle başar›l› sonuçlar

verdiğini göstermiştir (19, 20).

Kompozit rezinlerin yüksek aş›nma direnci

ve estetik özellikleri, diğer alternatif

materyallerden üstündür ve dentin yüzeyinde

oluşturduklar› bağlanma direnci restorasyonun

klinik kullan›m› aç›s›ndan yeterli görünmektedir

(21). Bu nedenle, dentin bağlay›c› ajanlarla

kompozit rezinlerin servikal lezyonlarda kul-

lan›m› son y›llarda popülarite yayg›nlaşm›şt›r.

Folwaczyn ve ark. (22), dört farkl› restoratif

materyalin servikal lezyonlar›n tedavisinde gös-

terdikleri klinik performanslar›n›

karş›laşt›rd›klar› çal›şmalar›nda, iki y›ll›k

gözlem sonucunda kompozit restorasyonlar›n en

başar›l› sonuçlar verdiğini saptam›şlard›r. De

Magelhaes ve ark. (19), S›n›f V kavitelerde

kompomer, geleneksel cam iyonomer siman ve

kompozitin in vitro s›z›nt› performanslar›n›n

benzer olduğunu bildirmiştir.  Brackett ve ark.

(21) S›n›f V kavitelerde kompomer ve kompo-

zit restorasyonlar›n iki y›ll›k klinik perfor-

manslar› aras›nda fark olmad›ğ›n›

gözlemişlerdir. Yap ve ark. (23) S›n›f V

kaviteleri kompomer, rezin modifiye kompozit

rezin ve kompozit ile restore ettikleri in vitro

çal›şmalar›nda; minede s›z›nt›n›n dentinden

fazla olduğunu bildirmişlerdir. Ayr›ca, kompo-

zit rezin ile restore edilen kavitelerin

minelerinde s›z›nt›n›n diğer materyallerden

daha az olduğunu; dentinde ise, materyaller

aras›nda farkl›l›ğ›n olmad›ğ›n› da

saptam›şlard›r. Schuh ve ark. (24), bir kom-

pomer olan  Hytac’in dentinle yapt›ğ› bağlan-

man›n gücünü hibrit bir kompozit olan TPH

Spectrum ile karş›laşt›rm›ş ve materyallerin

dentine bağlanmalar›n›n biribirine yak›n

olduğunu, ancak kompozitin mineye bağlan-

mas›n›n daha kuvvetli olduğunu gözlemişlerdir.

Barnes ve ark. (25) ise Dyract kompomer dolgu

maddesinin kenar uyumu aç›s›ndan kompozit

rezinler kadar başar›l› sonuçlar verdiğini bildir-

mişlerdir. Bizim çal›şmam›zda da Dyract eXtra

ve Filtek Supreme  restoratif materyallerinin

mine ve dentinde oluşturduklar› s›z›nt› değerleri

aras›nda fark gözlenmemiştir.  

Adeziv sistemler, kompozit rezinlerde

oluşan polimerizasyon büzülme kuvvetlerine

karş› koyarak rezin-dentin arayüzeyini örter ve

böylece pulpa-dentin kompleksinin bakteri ve

toksinler ile kontaminasyonuna engel olurlar

(26). Günümüzde s›kça tercih edilen bağlay›c›

ajanlar aras›nda yer alan kendinden asitli "self-

etching" adeziv sistemlerle yap›lan çal›şmalarda

mine ve dentinde biten kavite kenarlar›nda

kenar s›zd›rmazl›ğ› aç›s›ndan başar›l› sonuçlar

elde edilmiştir (27). Çal›şmam›zda, her ikisi de

bu grupta yer alan adeziv sistemler olan Clearfil

Protect Bond ve Xeno III adeziv sistemleriyle

kabul edilebilir mikros›z›nt› değerleri kaydedil-

di ve her iki "self-etching" adeziv sistemin mine

ve dentinde oluşturduklar› s›z›nt› değerleri

aras›nda fark gözlenmedi. Bu grupta yer alan

Clearfil Protect Bond ayn› zamanda içeriğinde-

ki MDPB sayesinde antibakteriyel etkili bir

adezivdir. Antibakteriyel bir adeziv sistemin

kullan›m› ise kenar s›z›nt›s› ve ikincil çürük

KOMPOMER VE NANO HİBRİT KOMPOZİTLERDE MİKROSIZINTI

187



oluşumunu engellemek aç›s›ndan ayr›ca önem-

lidir (28). 

Kompomerlerin diş yüzeylerine tutunmas›

kompozit rezinler gibi uygun bir adeziv sistem

olmaks›z›n yetersiz kalmaktad›r. Üretici fir-

malar bu amaçla özel dentin bonding ajanlar›n›

önerseler de, baz›lar› kompozitlerle kullan›lan

bağlay›c› ajanlar›n da uygulanabileceğini bildir-

mişlerdir (29). Bir çok araşt›rmac›, adeziv sis-

temlerle birlikte uygulanan kompomer

restorasyonlarda da s›z›nt›n›n oluştuğunu ve

mine kenar›nda s›z›nt›n›n dentinden daha fazla

olduğunu bildirmiştir (30, 31). Kompomer dol-

gularda asitle pürüzlendirme işleminin mineye

bağlanmay› artt›rd›ğ› ve bu bölgelerde oluşan

kenar s›z›nt›s›n› azaltt›ğ› bildirilmiştir (32). 

Ferrari ve ark. (33), in vivo olarak

yapt›klar› çal›şmada S›n›f V kompomer

restorasyonlarda kenar s›zd›rmazl›ğ›n›n asit

uygulanan dolgularda, asit uygulanmayanlara

göre anlaml› derecede daha iyi olduğunu sap-

tam›şlard›r. Abate ve ark. (34) ise, primer ve

bağlay›c› ajan uygulamas›ndan önce mineyi

asitle pürüzlendirmenin, kompomerle mine

aras›nda daha ideal bir bağlanmaya olanak

sağlad›ğ›n› bildirmişlerdir. Moodley ve ark.

(35), "total-etch" ve "self-etch" adeziv sistem-

lerini kullanarak iki kompomer materyalinin

kenar s›z›nt›lar›n› inceledikleri çal›şmalar›nda,

"self-etch" sisteminin kullan›ld›ğ› restorasyon-

larda mine ve dentinde daha fazla mikros›z›nt›

gözlemişlerdir. Bizim çal›şmam›zda ise, sadece

Clearfil Protect Bond ile restore edilen Dyract

eXtra gruplar›nda  minede s›z›nt›n›n  dentinden

fazla olduğu saptanm›şt›r. Çal›şmam›zda diğer

"self-etching" adeziv sistem Xeno III ile restore

edilen Dyract eXtra gruplar›nda mine ve dentin-

den elde edilen skorlar aras›nda fark gözlenme-

miştir. Elde edilen farkl› sonuçlar›n, iki adeziv

sistemin yap›lar›ndaki farkl›l›ktan kaynakla-

nabileceği düşünülmektedir. Xeno III adeziv

sistemi daha agresif bir pH değerine (1) sahiptir

ve mine yüzeyinde "total-etch" sistemlerde

olduğu gibi derin demineralizasyon oluştura-

bilmektedir. Clearfil Protect Bond ise orta

düzeydeki pH değeri (1.9) nedeniyle ancak

yüzeysel bir demineralizasyon yapabildiğinden

mine yüzeyine daha zay›f bağlanabilmektedir.

Bir diğer olas›l›k ise kompomerin kendi  adeziv

sistemiyle birlikte kullan›m›n›n sonuçlar› olum-

lu etkilemiş olabileceğidir (36).  

Yeni üretilen restoratif ve adeziv

materyallere rağmen diş ve restorasyon aras›nda

s›zd›rmaz bir bağlant› henüz sağlanamam›şt›r.

Bu nedenle dişhekimliğinde ideal dolgu madde-

si aray›ş› hala devam etmektedir. Buna paralel

olarak, adeziv sistemlerde ve restoratif

materyallerde değişiklikler yap›lmakta ve yeni

ürünler geliştirilmektedir. Restoratif

materyallerdeki bu  h›zl› gelişim nedeniyle, in

vivo olarak bu materyalleri test etmek gittikçe

zorlaşmaktad›r. Bu nedenle, in vitro testler ile

materyallerin muhtemel başar›lar›n›n

değerlendirilmesi hala kaç›n›lmazd›r. Buna

karş›n, materyallerin klinik başar›s› ve fiziksel

özelliklerinin doğru değerlendirilebilmesi için

in vitro sonuçlar›n, klinik araşt›rmalarla mutlaka

desteklenmesi de gerekmektedir.



SONUÇ

Çal›şmam›zda incelenen restoratif

materyallerin ve adeziv sistemlerin hiçbiri S›n›f

V restorasyonlar›n okluzal ve gingival marjin-

lerinde kenar s›z›nt›s›n› tamamen engelleyeme-

miştir. Buna karş›n, test edilen tüm materyaller

ile mine ve dentinde kabul edilebilir s›z›nt›

değerleri elde edilmiştir. Clearfil Protect Bond

adeziv sistemi ve Dyract eXtra kompomeri ile

restore edilen dişlerin okluzallerinde, gingival

kenarlara göre daha fazla s›z›nt› gözlendi ve bu

materyallerin daha asidik pH’a sahip bir "self-

etching" sistemle kullan›lmas›n›n daha az

s›z›nt›ya neden olabileceği saptand›.



KAYNAKLAR

1- Blunck U. Improving cervical restorations: a

review of materials and techniques. J Adhes Dent

2001; 3: 33-44.

2- McLean JW, Nicholson JW, Wilson AD.

Proposed nomenclature for glass-ionomer dental

cements and related materials. Quintessence Int

1994; 25: 587-9.

3- Hickel R, Dasch W, Janda R, Tyas M,

Anusavice K. New direct restorative materials. FDI

commission project. Int Dent J 1998; 48: 3-16.

4- Dyract Technical Manual & Literature

Folder. Dentsply DeTrey GMBH 1996.

5- Uno S, Finger WJ, Fritz U. Long-term

mechanical characteristics of resin-modified glass

188


ESRA UZER - L. ŞEBNEM TÜRKÜN


ionomer restorative materials. Dent Mater 1996; 12:

64-9.


6- Braem MJ, Lambrechts P, Gladys S,

Vanherle G. In vitro fatigue behaviour of restorative

composites and glass ionomers. Dent Mater 1995;

11: 137-41.

7- Hickel R. Moderne füllüngswerkstoffe.

Dtsch Zahnärzt Z 1997; 52: 572-85.

8- Mitra SB, Wu D, Holmes BN. An appli-

cation of nanotechnology in advanced dental mate-

rials. JADA 2003; 134: 1382-90.

9- Yap AU, Tan CH, Chung SM. Wear beha-

viour of new composite restoratives. Oper Dent

2004; 29: 269-74.

10- Mehl A, Hickel R, Kunzelmann KH.

Physical properties and gap formation of light-cured

composites  with  without ‘softstart polimerization’.

J Dent 1997; 25: 321-30.

11- Swift EJ Jr, Perdigao J, Heymann HO.

Bonding to enamel and dentin: a brief history and

state of the art. Quintessence Int 1995; 26: 95-110.

12- Kugel G, Ferrari M. The science of bon-

ding: from first to sixth generations. JADA 2000;

131: 20-5.

13- Haller B. Recent developments in dentin

bonding. Am J Dent 2000; 13: 44-50.

14- Özdamar K. SPSS ile biyoistatistik.

Eskişehir: Kaan Kitabevi, 2003, sayfa 396-418.

15- Türkün LŞ, Ergücü Z. Estetik restoratif

materyallerin mikros›z›nt› çal›şmalar›nda kullan›lan

gereç ve yöntemlerin karş›laşt›r›lmas›. GÜ Dişhek

Fak Derg 2004; 21: 143-51.

16- Hilton TJ. Can modern restorative proce-

dures and materials reliably seal cavities? in vitro

observations. Trans Acad Dent Mater 1998; 12: 21-

71.


17- Pashley DH, Carvalho RM. Dentin per-

meability and dentin adhesion. J Dent 1997; 25: 355-

72.

18- Dayangaç  B.  Kompozit  rezin restoras-



yonlar.  Ankara:  Öncü  Bas›mevi, 2000, Sayfa 19-

87.


19- De Magalhäes CS, Serra MC, Rodrigues

Junior AL. Volumetric microleakage assessment of

glass-ionomer-resin composite hybrid materials.

Quintessence Int 1999; 30: 117-21.

20- Garcia-Godoy F, Rodriguez M, Barberia E.

Dentin bond strength of fluoride-releasing materials.

Am J Dent 1996; 9: 80-2.

21- Brackett WW, Dib A, Brackett MG, Reyes

AA, Estrada BE. Two-year clinical performance of

class  V  resin-modified glass ionomer and resin

composite  restorations.  Oper Dent 2003; 28: 477-

81.


22- Folwaczny M, Loher C, Mehl A,

Kunzelmann KH, Hinkel R. Tooth-colored filling

materials  for the restoration of cervical lesions: A

24-month follow-up study. Oper Dent 2000; 25: 251-

8.

23- Yap AU, Lim CC, Neo JC. Marginal se-



aling ability of three cervical restorative systems.

Quintessence Int 1995; 26: 817-20.

24- Schuh H, Richter R, Watts DC. Shear bond

strength of a compomer adhesive system to hard den-

tal tissues. J Dent Res 1997; 76: 314. Abstract

No.2401.


25- Barnes DM, Blank LW, Gingell JC, Gilner

PP. A clinical evaluation of a resin-modified. glass

ionomer restorative material. JADA 1995; 126:

1245-53.


26- Bowen RL, Cobb EN, Rapson JE. Adhesive

bonding of various materials to hard tooth tissues:

improvement in bond strength to dentin. J Dent Res

1982; 61: 1070-76.

27- Watanabe I, Nakabayashi N, Pashley DH.

Bonding to ground dentin by a phenyl-P self-etching

primer. J Dent Res 1994; 73: 1212-20.

28- Imazato S, Kinomoto Y, Tarumi H, Torii

M, Russell RR, McCabe JF. Incorporation of

antibacterial monomer MDPB in dentin primer. J

Dent Res 1997; 76: 768-72.

29- Tate WH, You C, Powers JM. Bond

strength of compomers to human enamel. Oper Dent

2000; 25: 283-91.

30- Chersoni S, Lorenzi R, Ferrieri P, Prati C.

Laboratory evaluation of compomers in class V

restorations. Am J Dent 1997; 3: 147-51.

31- Toledano M, Osorio E, Osorio R, Garcia-

Godey F. Microleakage of class V resin modified

glass ionomer and compomer restorations. J Prosthet

Dent 1999; 81: 610-5.

32- Cortes O, Garcia C, Perez L, Bravo LA. A

comparison of the bond strength to enamel and

dentin of two compomers: an in vitro study. ASDC J

Dent Child 1998; 65: 29-31.

33- Ferrari M, Vichi A, Mannocci F, Davidson

CL.  Sealing ability of two "compomers" applied

with and without phosphoric acid treatment for class

KOMPOMER VE NANO HİBRİT KOMPOZİTLERDE MİKROSIZINTI

189



V restorations in vivo. J Prosthet Dent 1998; 79: 131-

5.

34- Abate PF, Bertacchini SM, Polack MA,



Macchi RL. Adhesion of a compomer to dental struc-

tures. Quintessence Int 1997; 28: 509-12.

35- Moodley D, Grobler SR, Rossouw RJ,

Oberholzer TG, Patel N. In vitro evaluation of two

adhesive systems used with compomer filling mate-

rials. Int Dent J 2000; 50: 400-6.

36- Inoue S, Van Meerbeek B, Vargas M,

Yoshida Y, Lambrechts P, Vanherle G. "Adhesion

mechanism of self-etching adhesives" in advanced

adhesive dentistry 3rd International Kuraray

Symposium 3-4 Dec 1999, Como Italy,  Kuraray Co.

Ltd., p. 131-48



.

190


ESRA UZER - L. ŞEBNEM TÜRKÜN

Yaz›şma Adresi:

Doç. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN

Ege Üniversitesi

Diş Hekimliği Fakültesi

Diş Hastal›klar› ve Tedavisi Anabilim Dal›

35100 Bornova / İZMİR

Tel: 0 (232) 388 03 28

Faks: 0 (232) 388 03 25

e-posta: sebnemturkun@hotmail.com

Yüklə 108,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə