Akademik bakiş dergiSİ Sayı: 32



Yüklə 426,97 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix22.07.2018
ölçüsü426,97 Kb.
#58209


          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

TÜRK HALK EDEBİYATININ VE HALK BİLİMİNİN KOCA ÇINARI PERTEV 



NAİLİ BORATAV 

 

ESİN ALÇIOĞLU



 



Öz 

 

Türkiye’de halk bilimi deyince ilk akla gelen isim kuşkusuz Pertev Naili Boratav’dır.  



Hayatını adeta halk bilimine adamış olan Boratav, yurtdışında da Türkiye’yi kürsülerle temsil 

etmiştir. Türk Halk bilimi ve Halk Edebiyatı’nın “koca çınarı” bir dünya vatandaşı Mustafa 

Pertev Naili Boratav, 2 Eylül 1907’de doğmuş, 16 Mart 1998 Pazartesi sabah 01.00’da 91 

yaşında hayata gözlerini yummuştur. Halk bilimi adına ürettiği eserlerin hepsi çok değerli 

olup halk biliminin kurucularından sayıldığından halen yapıtları ders kitabı olarak 

okutulmaktadır. Bu yüzden eserleri incelenmeye değerdir. 



Anahtar Sözcükler: Pertev Naili Boratav, Pertev Naili Boratav Çalışmaları, Halk 

bilimi 


THE BIG PLANE OF TURKISH FOLK LITERATURE AND TURKISH 

FOLKLORE 

Abstract 

 

When saying folklore, the first name that comes to mind  is Pertev Naili 

Boratav. Boratav who has devoted his life almost to Folklore ,   he represented his country 

with his works.  He was born in 2 September 1907. At 1:00 Monday morning, March 16, 

1998 at the age of 91 died at his beloved. He has many valuable works on behalf of folklore. 

His works are taught as a textbook. So his works are worth viewing. 



Keywords: Pertev Naili Boratav, Pertev Naili Boratav’s works, Folklore 

                                                            

 Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Yüksek Lisans Öğrencisi, 



esinkoseli@hotmail.com

 

 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

GİRİŞ 

Bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini, 

inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların 

birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını 

çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalı, folklor, halkiyat olarak 

tanımlanan “halk bilimi” nin Türk Edebiyat tarhindeki en büyük temsilcisi hatta 

kurucularından sayılan isim Pertev Naili Boratav’dır. Bize bizi, kültürümüzü anlatan 

halkbilimi dendiğinde  ilk akla gelen isim kuşkusuz  Boratav’dır. Bu bilim dalının gelişmesine 

sayısız çalışmayla ışık tutan Boratav’ın hayatı, eserleri incelenmeye değerdir. Zira Türkiye’de 

halkbilim çalışmalarının henüz bir yüzyılı yoktur. Ülkemizde halkbilim ilk kez Ziya Gökalp 

tarafından Halka Doğru dergisinin 10 Temmuz 1329 (23 Temmuz1913) tarihli sayısında 

yayımlanan “Halk Medeniyeti” başlıklı yazısıyla gündeme geldi. Folklor terimi ise ilk kez 

Rıza Tevfik [Bölükbaşı]‘in 20 Şubat 1913 tarihli Peyam Gazetesi’nin edebiyat ekinde 

yayımladığı “Folklor” başlıklı yazısında kullanıldı.  Batı ülkelerinde 1846’dan bu yana 

İngilizce folk (halk) ve lore (bilim) kelimelerinden meydana gelmiş olan folklore deyimiyle, o 

tarihten önce bir bilim konusu sayılmayan, ya da başka bilimlerin alanı içinde kalan birtakım 

olguları, kendine özgü yöntemlerle incelemeyi üzerine alan bağımsız bir bilim olarak 

tanınmaya başladı.  Pertev Naili Boratav ise henüz lise yıllarında başladığı derleme 

çalışmalarıyla ömrünü verdiği halk biliminin gelişmesine en çok katkıda bulunan bilim adamı 

oldu. Bu çalışmamız da gösteriyor ki 1947 yılında Ankara Üniversitesi’nde Halk bilimi 

bölümünün açılmasına öncülük eden Pertev Naili Boratav, Türk Halk bilimi adına, eserleri 

titizlikle incelenmesi gereken bir duayendir. 

1.Pertev Naili Boratav Kimdir? 

 

Türk halk bilimcisi, halk edebiyatı ve folklor araştırmacısı Pertev Naili Boratav, 



Darıdere’de 1907′de doğdu. 1927′de  İstanbul Erkek Lisesini, 1930’da İstanbul Üniversitesi 

Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. 1931-1932′de Fuat Köprülü’nün 

asistanlığını yaptı. 

1941′de Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği teziyle doçent oldu, 1948′de 

profesörlüğe yükseldi. 1948′de başkanı olduğu Halk Edebiyatı Kürsüsü CHP iktidarınca 

komünizmi yaydığı gerekçesiyle kapatıldıktan sonra yurtdışına gitti. ABD, Almanya ve 

Fransa’da çalıştı. 194O’lı yıllarda Behice Boran’ın Yurt ve Dünya dergisini yönetti. Stanford 

Üniversitesi Türkiye Bölümünü kurdu. Paris’te ölümüne kadar CNRS (Centre National de la 

Recherche Sdentifique)’de çalıştı. 1998′de saat 1.00’da bir pazartesi günü hayatını kaybetti. 

Türk halk edebiyatı araştırmaları öncüsü Pertev Naili Boratav 2000 masal, 40 halk hikâyesi, 

çocuk oyunları, türküler, tiyatrolar, şarkılar, fıkralar, şiirlerden meydana gelen zengin bir arşiv 

kurdu. CNRS, Sedat Simavi, TC Kültür Bakanlığı Ödüllerine de sahip olan Boratav’ın 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

yöntemleri halkbilimciler tarafından hala örnek alınmaktadır. Örneğin “oyun” konusu 



Boratav’ın oyun tasnifi esas alınarak halkbilimi öğrencilerine aktarılır. 

2.PERTEV NAİLİ BORATAV’IN ESERLERİ: 

Köroğlu Destanı (1931, 2003), Folklor ve Edebiyat I, (1939, 1991); Bey Böyrek 

Hikâyesine Ait Metinler (1939); Halk Edebiyatı Dersleri, (1943, 2000);Pir Sultan Abdal, 

(1943,2010) İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, (1946, 2000); Folklor ve Edebiyat II, (1954, 1991); 

Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği (1946, 2002); Typen Türkischer Volsmarchen, (1953); 

Zaman Zaman İçinde, (1958, 1992);  Tekerleme (1963, 2000); Az Gittik Uz Gittik (1969, 

1992), 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. (1969,1999);  100 Soruda Türk Folkloru, (1973, 

2003), Nasreddin Hoca (1996).,  



3.Pertev Naili Boratav’ın Eserlerine Genel Bir Bakış 

3.1 Köroğlu Destanı 

 

1931 yılında okuyucusuyla buluşan bu eserde, Köroğlu Destanı birçok açıdan 

incelenmiştir. Köroğlu ile ilgili hangi rivayetlerin var olduğundan bahseden ilk bölümde şu 

rivayetlere yer verilmiştir: Paris, Özbek, İstanbul, Tobol, Azeri, Urfa, Elazığ, Türkmen, Maraş 

Rivayetleri ve Haksthausen’in tespit ettiği rivayetler… Çeşitli rivayetlerin karşılaştırılmasıyla 

başlayan ikinci bölüm Köroğlu’nun bir Ermeni rivayetiyle devam eder. Köroğlu 

hikâyelerindeki motiflerin incelenmesine de yer veren çalışma, bu kapsamda Köroğlu 

Hikâyesi’nde bulunan destani unsurları, masal öğelerini, dini söylemleri, zamanın, mahalin, 

destanı söyleyenlerin veya yazarların etkilerini, tarihi unsurları, rivayetlerin eskiliği ve 

yeniliği meselesini içerir. Aynı zamanda destan kahramanı olan Köroğlu’nun  şahsiyeti 

hakkında halk telakkilerini de bulmak mümkündür.. Bu önemli destanın tesirlerini masaya 

yatıran eser, Köroğlu’ndan etkilenilerek yazılan  şiirlerden, bunları yazan şairlerden, halk 

edebiyatında Köroğlu Destanı’nın taşıdığı izlerden, başka milletlerin Köroğlu’ndan nasıl 

etkilendiklerinden ve Boratav’ın bu çalışmayı yaptığı tarihte (1983) Köroğlu geleneğinden 

bahsetmektedir. Rivayet ve metinlerden yola çıkarak Köroğlu Destanı’nın menşei meselesine 

de ışık tutar. 

 Boratav’ın Türk folkloru ve halk edebiyatı üstüne olan çalışmaları incelendiğinde, 

konuya yaklaşımı bakımından, birçok yeniliğin öncüsü olduğu görülür. Köroğlu Destanı adlı 

çalışmasında uyguladığı karşılaştırmalı yöntem, dünya destan araştırmalarında bir aşamanın 

da işareti olmuştur 



3.2.Folklor ve Edebiyat I-II 

 

İki cilt halinde yayınlanan bu eser Pertev Naili Boratav’ın halkbilimi adına bütün 

yaptığı incelemeleri, araştırmaları ve bildirileri içerir.İlk kez 1939 yılında yayınlanan birinci 

cildinde genel olarak folklor ve edebiyat sorunları ele alınmakta, özellikle halk edebiyatı ile 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

ulusal sanatın ve edebiyatın ilişkileri üzerinde durulmakta, kültür sorunlarına 



yönelinmektedir. Bu arada bir bölümdeki incelemelerin çoğu yakın edebiyatımız üzerinedir. 

Namık Kemal’den Yaşar Kemal’e kadar birçok yazarımız değişik kapsamlı yazılarla 

incelenmektedir.1954’te tamamlanan ikinci ciltte ise beş bölüm vardır: 1.Halk Şairleri

Çeşitli yerlerde sunduğu bildirilerden oluşan bu bölüm; Halk  Şairlerinde  İnsan ve Tabiat, 



Güney Şairleri (örn: Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi), Türk Folklorunda Erzurum ve Erzurumlu 

Emrah, Sille Halk Şairleri,  Bugün de Yaşayan Yunus başlıkları altında incelenmiştir. 

2.Roman, Destan, Hikâye: Roman, Destan ve Hikâyenin bütün ayrıntılarıyla işlendiği bu 

bölüm, Türk Destanlarının bugünkü durumundan vardığı neticelere kadar ayrıntılı bir biçimde 

ele alınmıştır. Dede Korkut Hikâyeleri ve başka halk hikâyelerine de yer verilmiştir.Ayrıca 

Köroğlu’nun kim olduğuna ve edebi kişiliğine yine bu bölümde değinilmiştir.Otto Spies’in, 

Eflâtun Cem Güney’in  W. Bathold’un ve Charles de Coster’in seçilen eserleri üzerine 

değerlendirmelere yer veren Pertev Naili Boratav, Kerem ile Aslı Hikâyesini de incelemiştir. 



3.Masal, Fıkra, Efsane: Halk masallarının tarihçesiyle başlayan bu bölüm masalların 

olağanüstülükle gerçeği birleştiren bir sanat olduğu iddiasıyla devam eder. Ayrıca 

tekerlemelere, tekerleme çeşitlerine ve anlamlarına da yer verir. Bu bölümde yazarın masal 

derlemeleri de dikkati çekmektedir. Nasreddin Hoca, memleketinden fıkralarına kadar 

ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Bektaşilik ve Bektaşi fıkraları üzerinde de duran Boratav, 

Yaralı Top adlı bir efsaneye de yine bu bölümde yer vermiştir.4.Türkü, Ağıt, Ninni: Halk 

Türkülerine Dair adlı bildirisiyle bu bölüme başlayan Boratav, yine türkülere ait diğer 

bildirileriyle devam eder. Henüz lise çağlarında derlemeye başladığı Mudurnu Türkülerini bu 

esere taşımıştır. Belgrad,  Mısır, Suriye üzerine söylenen halk türkülerinden bahseden yazar 

ayrıca Alman Halk Şarkılarına  da yer vermiştir. Ağıtları ayrıntılarıyla işlemiş Kemal Sadık 

Göğceli’nin  Ağıtlar adlı kitabı üzerine yorumlar yapmıştır. Ahmet Adnan Saygun’un müzik 

folkloruna dair bir kitabını inceleyen Boratav, kitabın Rize, Artvin, Kars olarak üçe ayrıdğını 

ve bu çerçeve de incelendiğini tespit etmiştir. 5.Halk Tiyatrosu: Türk Halk Tiyatrosu ve 

Tulûat Tiyatrosu tanıtılmıştır.Karagöz’e dair ayrıntılı  incelemeler ve açıklamalar dikkati 

çeker. Karagöz’e dair bir kitap olan Sabri Siyavuşgil’e ait Karagöz Psiko-Sosyolojik Bir 

Deneme adlı eseri inceleyen Boratav, Karagöz modernleştirilebilir mi? konulu bir tartışmaya 

da öncülük etmiştir.  



3.3.Pir Sultan Abdal 

 

1943 yılında edebiyatımıza kazandırılan bu eserde Pertev Naili Boratav Abdülbaki 

Gölpınarlı

1

 ile beraber çalışmıştır. Kitabın yazılış amacı büyük bir halk şairi olan Pir Sultan 



Abdal’ın menkıbelerini ve dilden dile dolaşan, onun adına mal edilen şiirlerden onun 

olabilecekleri tespit etmektir. 

                                                            

1

 Adını 1931’de yayımladığı Melâmilik ve Melâmiler adlı yapıtıyla duyuran Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası, 



Şarkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası’nın yanı sıra çeşitli dergi ve gazetelerde çok 

sayıda bilimsel makale yayımladı. İslam Ansiklopedisi ile Türk Ansiklopedisi’nin çeşitli maddelerini yazdı. Divan 

edebiyatını eleştirel olmaktan ziyade ideolojik bir yaklaşımla değerlendirdiği Divan Edebiyatı Beyanındadır 

(1945) adlı kitabıyla büyük tartışmalara yol açtı. 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

 



Pir Sultan Abdal, 16. yüzyılda yaşamış, Türk halk şairidir. Asıl adı Haydar'dır. 

Yaşamının büyük bölümü Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Çırçır Bucağına bağlı Banaz köyünde 

geçti. Ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor. 16. 

yüzyılda Osmanlı'da baş gösteren birçok ayaklanmayı desteklemiş, sosyal hareketlenmeler ile 

ilgili fikirlerini şiirlerine yansıtmıştır. Bazı tarihçiler şiirlerinde geçen "Şah" kelimesinin İran 

Şahı'nı değil Anadolu Bektaşi Postnişinini temsil ettiğini belirtirler. Pir Sultan, ağır idari 

uygulamalar altında ezildiğini düşündüğü Türk Toplumunun yeni bir yönetime de ihtiyaç 

duyduğunu çoğu kez şiirlerinde dile getirmiştir. Bu nedenle dönemin Sivas Valisi Hızır Paşa 

tarafından pek sevilmemiş, eskiden dost olan bu iki insan arasındaki ilişki zamanla husumete 

dönerek, Pir Sultan Abdal'ın Hızır Paşa tarafından idam edilmesiyle sonuçlanmıştır. Klasik 

Anadolu Alevîliğinin ideasını eserlerinde işleyen Pir Sultan Abdal, 16. yüzyıl Türk 

edebiyatının en önemli şairlerindendir. Bugün yazmış olduğu sözler birçok sanatçı tarafından 

hala şarkı ve türkülerle icraa edilmektedir. Pir Sultan Abdal hem yaşamı, hem de şiirleriyle bir 

okul ve misyon sahibi olmuştur.  İdamıyla da insanlardaki haksızlığa ve zulme karşı adalet 

duygularını harekete geçirmiştir. 

3.4.Bey Böyrek Hikayesine Ait Metinler 

 

Dede Korkut kitabının on iki hikâyesinden üçüncüsü Bay Böre Bey oğlu Bamsı 



Beyrek’tir.1939 yılında yayınlanan  bu çalışmasında Boratav, ilk olarak hikâyenin basılmamış 

rivayetlerini ve parçalarını neşrediyor. Boratav bunu yaparken sırasıyla cönklerden toplanmış, 

hikâyeye ait manzum parçalar ile Beyşehir rivayeti ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat 

Kütüphanesi 239 numaradaki iki rivayete de yer veriyor. 

 

Bu hikâyenin çok eski destan ve masal motiflerini taşıması, konunun güzelliğini, 



insani yönlerini, onun zamanımıza kadar yaşamasını  ve  Türk  coğrafyasında yayılmasını 

sağlamıştır. Çeşitli yerlerde zamana göre şekillenen Dede Korkut Hikâyeleri ilk destan 

özelliklerini korusalar da masal ve meddah hikâyesi özellikleri kazanmıştır. Destanların 

mahallileşmesi ve masallaşması olaylarını açıklamak, örnekler verebilmek ve yapılacak 

araştırmalara yol açmak, Anadolu halkının bu eserleri nasıl sevdiğini ve dinlediğini 

hatırlatmak Pertev Naili Boratav için bu eserin amacını oluşturmaktadır. 

 Boratav’ın incelemeye değer bulduğu bu hikâye kısaca  şöyledir: Oğuz beyleri 

toplanmış yiyip içip eğleniyorlardı. Aralarında bir tek Bay Büre Bey üzgündü. Sebebini 

soranlara ‘benim de bir oğlum olsa böyle otursak ne güzel olurdu’ dedi. Beyler de dua ettiler, 

o zamanda onların duası dua bedduası da beddua olurdu. Bay Bican Bey’de kendisine bir kızı 

olması için dua etmelerini istedi. Onlar da dua ettiler ve Bican Bey’de dedi ki ‘şahitsiniz 

Allah bana biz kız, Büre Bey’e de oğlan verirse onlar beşik kertmesi olacak’. O oğul büyüdü

Büre Bey oğluna hediyeler alınmasını istedi. Bir kervan gönderdi hediye alsınlar diye. Ama 

kervanı yolda kâfirler durdurdu. Kâfirler tam malları yağmalarken bir yiğit yetişti ve kafileyi 

kurtardı. Kafiledekiler de ne istersen al buradan dediler. Yiğit kılıçları ve aygırı almak istedi. 

Bunun üzerine bozuldular. Sebebini sorunca Büre Bey’in oğluna aldık dediler. Yiğit de 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

düşündü: ‘Bunları burada almaktansa babamın hediyesi olarak evde alırım’ dedi ve ayrıldı. 



Eve gitti. Kervan varınca bu yiğidi gördüler ve tanıdılar. Onun kervanı kurtaran kişi olduğunu 

söylediler. Bunun üzerine Bay Büre Bey çok sevindi. Dede Korkut’u çağırdılar, oğlana Bamsı 

Beyrek adını verdi. Gel zaman git zaman Bamsı Beyrek ile Bay Bican’ın kızı Banuçiçek 

karşılaştı. Birbirlerinin beşik kertmesi olduklarını babalarından duymuşlardı ve şimdi de 

tanışmış oldular. Oğlan kızı tanıyınca üç öptü bir dişledi ve ayrıldılar. Oğlan eve gelip kızı 

istediğini söyledi. Ancak kızın kardeşi Deli Karçar’dı ve kızı isteyenleri öldürüyordu. Kızı 

istemeye Dede Korkut’u gönderdiler. Dede Korkut zorlukla da olsa kızı istedi. Düğünden 

önce bir gün Bamsı Beyrek uyuyordu.Casuslar bunu kâfirlere söyledi ve kâfirler gelip onu 

esir aldı. Yalancı  oğlu Yalancuk’un da zaten Banuçiçek’te gözü vardı. Beyrek öldü deyip 

kanlı bir gömlek gösterdi ve herkes Beyrek öldü zannetti. Bamsı Beyrek bir yolunu bulup esir 

alındığı kaleden kaçtı. Yolda ozan kılığına girdi ve herkesle irtibat kurdu – gerçek kimliğini 

belli etmeden – .Daha sonra da kim olduğunu gösterdi ve Yalancuk’la evlenmek üzere olan 

Banuçiçek’i de tekrar alıp nişanlandı. Dedem Korkut geldi, dualar etti. 

3.5.Halk Edebiyatı Dersleri 

Türkiye'de folklor (halkbilimi) ve halk edebiyatı konularının üniversite düzeyinde 

bağımsız bir kürsü çerçevesinde ele alınmasına öncülük eden Pertev Naili Boratav, okuttuğu 

dersler için dünyada ve Türkiye'de o yıllara kadar varılmış bilimsel sonuçları ve ülkemiz için 

yapılacak çalışmalarda izlenecek yolu 1942 yılında Halk Edebiyatı Dersleri adıyla hazırladığı 

bir kitapta ele aldı. 

 İlk baskısı büyük ilgi gören ve günümüzde yalnızca eski ve nadir kitaplar satan sahaf 

dükkânlarında, o da güçlükle bulunabilen Halk Edebiyatı Dersleri, iki ana bölümden 

oluşmaktadır. Birinci bölüm "Folklor" konularına ayrılmıştır. Bu bölümde folklorun tarihçesi, 

alanı, diğer bilimlerle ilişkisi, kaynakları, yöntemleri ile folklor ve sanat gibi konuları ele alan 

Boratav, yeni bir disiplin olan folkloru ayrıntılı olarak irdeliyor. "Halk Şairleri" başlığını 

taşıyan ikinci bölümde halk şairleri için genel bilgiler verildikten sonra, yetiştikleri yörelere 

ve dönemlere göre gösterdikleri özellikler ele alınıyor, bazı halk hikâyelerinden parçalar ile 

konulara göre örneklendirilmiş şiirler veriliyor. 



3.6.İzahlı Halk Şiiri Antolojisi 

İlk baskının yapıldığı 1946 tarihinde olduğu gibi bugün de önemli bir gereksinmeyi 

karşılayan İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm 'Zamanı 

Belli Halk Şairleri' başlığını taşıyor ve bu bölüm üç değişik tarihsel döneme ayrılarak bu 

tarihsel dönemler içerisinde halk şiiri geleneği kümelendirilmiş oluyor. 

İkinci bölüm ise 'Halk Hikayeleri' başlığını taşıyor ve bu bölümde de Köroğlu Kolları, 

Kirman Şah, Emrah ile Selvi, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Âşık Garip, Şah İsmail ve Bey 

Böyrek Hikayesi gibi Türk halk edebiyatının karakteristik örnekleri üzerinde duruluyor.  

 



          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

İlk baskının (1943) üzerinden yarım asrı aşkın bir zaman geçmesine karşın, antolojide 



yer alan ozanlar hakkında verilen bilgi ve yapılan değerlendirmeler ile seçilen örneklerin

sonradan yayımlanan aynı nitelikteki birçok antolojiye kaynaklık etmesi, Boratav ve Halil 

Vedat Fıratlı'nın bu çalışmalarının önemini daha da belirginleştiriyor. 

Halk  şairlerini yetiştikleri kültürel ortama göre sınıflandırma esasına dayanan bu 

antoloji, seçilen örneklerle, ele aldığı sanatçıyı/ozanı anlama ve değerlendirme bakımından 

bugün için de önemini korumaktadır. 



3.7.Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği 

 

1946 senesinde doçentlik tezi olan Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği’nde Türk 

halk hikâyelerini, doğuşundan yazılı ve basılı duruma gelinceye kadarki evreleri, hikâye 

kahramanları ve belli başlı motifler bağlamında ele alır; sosyal çevreyi de dikkate alarak 

yazınsal metin çözümlemeleri yapar. 

Bu önemli eser halk hikâyelerinin bibliyografyasıyla başlar.  Tetkikler ve Sanat 



İşlemleri, Basılmış Metinler, Basılmamış Metinler olarak üç bölüme ayrılan bibliyografya 

kısmında; Basılmış Metinler başlığı altında bir kısmı eski yazmalardan taş basmalara sonrasın 

da matbaa baskılarına geçmiş ve bilim çevrelerinde ‘halk kitapları’ deyimiyle nitelendirilen 

hikâyeler listelenirken Basılmamış Metinler  kısmında ise sözlü gelenekten derlenmiş olan 

hikâyelerin adına yer verilmiştir. 

 Diğer bölüm ise halk hikâyelerinin konusunu, şeklini ve üslubunu değerlendirmeye 

yöneliktir. Halk hikâyelerini çeşitlerine ayırarak hikâyeleri değerlendiren bölüm dikkati 

çekmektedir. 

 

Eser halk hikâyesine dair bazı meselelere de yer vermektedir. Hikâyelerin doğuşu, 



gelişmesi ve varyantları meselelerine de bir bölüm ayrılmıştır. Hikâyelerde yer alan tarihi 

olaylar, kişiler ayrı bir bölümde incelenmiştir. Ayrıca halk hikâyelerinin sözlü gelenekten 

kopup yazıya geçerek kitaplaşması hususunda da bilgi verilmiştir. 

 

Pertev Naili Boratav’ın bu önemli kitabı yazara ait başka yerlerde yer alan veya 



eklemek istediği kendine ait notlarla sona ermektedir. 

  3.8. Typen Türkischer Volsmarchen 

 

Türk masallarının tipleri üzerine yapılan bu ilk katalog 1953 yılında Prof. Dr. Wolfram 

Eberhard

2

 ve Pertev Naili Boratav tarafından hazırlanmıştır. 378 masal tipine yer veren bu 



eser öncü bir çalışma olmuştur. Bu çalışmalarında Boratav ve Eberhard, Aarne-Thompson 

                                                            

2

 Eberhard , yaşamı boyunca ilgi alanı Asya olmak üzere çeşitli konularda ve çok sayıda bilimsel çalışma 



yapmıştır. 1931‐ 1978 yılları arasında yayımlamış olduğu 630 çalışma arasında 60 kitap, 185 makale, çeviriler, 

notlar, özetler, Türkiye'de yayımlanmış olan kitaplar başta olmak üzere çok sayıda kitap eleştirileri 

bulunmaktadır. Türkiye'de kaldığı on bir yıl içinde yayımlanan bilimsel çalışmaları çok yönlü ve zengindir. 155 

çalışmanın 70'i tamamıyla Türk tarihi, kültürü ve etnolojisiyle ilgilidir. 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

sisteminin Türkiye masalları için uygun olmayışını eleştirerek kendi sistemlerini oluşturdular. 



Linda Dégh, bu araştırmacıların masalın kendi çevresiyle ilişkilendirilerek 

değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu düşündüklerine dikkat çeker (Folktales and Society 

48-49). Masalın kendi çevresiyle ilişkilendirilerek algılanması yaklaşımı, masal araştırmaları 

açısından önemli bir gelişmedir. Bu yüzden, Boratav ve Eberhard’ın çalışmalarının değeri, 

Dégh’in bu saptaması göz önüne alındığında daha iyi anlaşılmaktadır. 

3.9.Zaman Zaman İçinde 

 

“Zaman zaman içinde Kalbur saman içinde Develer top oynarken Eski hamam içinde 

Hamamcının tası yok Hamamın kubbesi yok…” "Masal her çeşit insanın ‘örnek edilmeye 

değeni’ ile ‘kaçınılması, şerrinden korunulması gerekeni’ni dinleyicinin karşısına çıkaracaktır. 

Boy ölçüşen iki zıt güçten olumlunun, sonunda üstünlüğü alması masalın kanunundandır; 

çünkü masal iyimserdir. Kusurları büyütmemek, cezalar üzerinde fazla durmamak, ürpertici 

ayrıntılardan kaçınmak, kötüleri korkunç olmaktan çok gülünç göstermek … gibi yollarla 

bizim masallarımızda bu iyimserlik ve hoşgörürlük daha da çok belirtilmiştir." Pertev Naili 

Boratav 1928’de başladığı masal derlemelerinin sayısını zamanla üç bine ulaştırmış; bu 

derlemeleri inceleyerek 378 tür altında sınıfladığı masal kataloğunu ise 1953’te yayımlamıştır. 

Bu incelemenin bilim dünyasında gördüğü ilgi üzerine 1955’te Fransızca olarak hazırladığı 

Türk masalları seçkisi; ardından da her türden bir masal yayımlama rüyasının 

gerçekleştirilmesinde ikinci bir adım olarak 1958’de  Zaman Zaman İçinde yayımlanmıştır. 

Bu derleme, masalların bütün canlılığıyla yaşadığı bir dönemde Pertev Naili Boratav’ın 

“masal ataları”ndan derlediği, sözlü geleneğin en güzel örneklerinden yirmi bir tekerleme ve 

yirmi iki masala yer veren kapsamlı bir eserdir. Boratav’ın masal ve tekerlemelerin 

özelliklerini ayrıntılı olarak incelediği bir önsözün yanı  sıra sözlü kaynakların listelerine de 

yer verdiği Zaman Zaman İçinde, akademik çalışmalar için zengin bir başvuru kaynağı olma 

özelliği de taşımaktadır. 

3.10.Tekerleme 

 

Türk masalları üzerine dünyaca kabul gören özgün eserlere imza atmış olan Pertev 

Naili Boratav´ın  bu alandaki en ilginç çalışmalarından biri, 1963´te Fransa´da yayımlanan Le 

"Tekerleme"dir. Tekerleme kavramını Fransız okurların, Türkologların ve folklor 

araştırmacılarının gündemine sokan Boratav, masaldan halk hikayesine, Karagöz´den 

ortaoyununa, çocukların oyun sırasında söyledikleri ebe çıkarma sayışmacalarından halk 

şairlerinin ve mutasavvıf şairlerin şiirlerine varıncaya kadar geniş bir alanda çeşitli metinlere 

ad olan bir birikimi, "tekerleme"yi sistemli bir biçimde ele alıyor. Boratav´ın bu kitabında ele 

aldığı metinler, çoğunlukla masal girişlerinde olmakla birlikte, masal ortalarında ve 

bitimlerinde de söylenen, bazen masaldan ayrı, bazen masalla iç içe, bazen de kendi başına 

birer masal olan tekerlemelerdir. Masalın olağanüstü olay ve kişileri, tekerlemelerde dile 

getirilen olağanüstülükler, hatta saçmalıklar yanında çok hafif kalır. Boratav´ın bu kitapta 

yaptığı tasnif ve tipleme denemesi, tekerlemeleri sözle kurulmuş birer sanat eseri gibi 

anlamaya ve çözümlemeye yöneliktir. Türkiye´nin dört bir yanından derlenen, basılı 




          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



 

kaynaklar ile yazmalardan seçilerek işlenen tekerlemeler, Türk dünyasıyla ve Türklerin 



kültürel ilişki içinde bulunduğu diğer toplumlarla da ilişkilendirilmiştir. 

3.11.Az Gittik Uz Gittik 

 

Çoğu çocuk  ”Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik,  bir de dönüp baktık ki bir arpa 

boyu yol gitmişiz” diyerek ninelerimizin anlatmaya başladıkları ama günümüzde daha az 

anlatılır olan masalları dinleyerek büyümüştür. 



Az Gittik Uz Gittik, şimdi kimisi Türkiye sınırları dışında kalan toprakların ve Anadolu 

masalcılarının dillerinden yıllar boyunca derlenmiş masalları bir araya getiren kapsamlı bir 

araştırmadır. Sözlü gelenek içinde kuşaktan kuşağa aktarılan masalları Pertev Naili Boratav 

titiz bir çalışmayla geçmişte kalmaktan kurtarıp günümüze ulaştırmış bu eserinde. Kendi 

deyimiyle;  onlara belge niteliği kazandırarak her yaştan okuru masal dünyasının büyülü 

perdesini aralamaya çağırıyor

Cumhuriyet döneminin en önemli araştırmacılarından birinin kaleminden, Türk halk 

edebiyatına yetkin ve kapsamlı bir bakış getiren bu kitap, yazarın  Türk Masalı Üzerine  

başlıklı önemli incelemesiyle tamamlanıyor. 



Az Gittik Uz Gittik'te birbirinden eğlenceli kırk sekiz halk masalının yanı  sıra 

Karatepeli hikâyelerin de yer almaktadır.  Keloğlan’dan korkunç devanalarına, astığı astık 

kestiği kestik padişahlardan, gözüpek şehzadelere, bin bir güçlükten sonra muradına eren 

güzel ve akıllı  kızlardan, eğlendirirken düşündüren hayvanlara kadar birçok renkli masal 

kahramanını barındıran bu eser ilk kez 1969’da yayımlanmıştır. 

3.12. 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı 

 

İlk basımı 1969 yılında yapılan bu eserin metodu Halk Edebiyatına dair 100 sorunun 

yalın fakat kapsamlı bir biçimde açıklanmasıdır. Dokuz bölüme ayrılmış eserin bölüm 

başlıkları ve içerikleri şöyledir: Halkbilimi: Halkbiliminin tanımını, başka hangi deyimlerle 

adlandırıldığını, ne olup ne olmadığını, geçmişini ve bugünkü durumunu açıklar.  Âşık 

Edebiyatı:  Âşık sözünün anlamını  âşık edebiyatının diğer edebiyatlarla ilişkisini, âşık 

edebiyatının türlerin, şiirlerin biçimlerini, toplumda derin iz bırakmış ünlü âşıkları ve 

günümüzde bu geleneğin yaşayıp yaşamadığı konularına ışık tutar. Destan ve Hikâye: Destan 

ve hikâyenin tanımının yapıldığı bu bölümde destanların, hikâyelerin çeşitlerine, Oğuz 

Destanlarına, Dede Korkut Hikâyelerine ve Köroğlu’na değinilmiştir.  Meddahlık-Gerçekçi 

Hikâye Türü:  Bir anlatı türü olarak meddah hikâyesinin ne olduğunun açıklanmasıyla 

başlayan bölüm, meddahlığın tarihi gelişiminden, ünlü Türk meddahlarından ve meddahlığın 

günümüzdeki durumundan bahseder.  Masal-Fıkra:  Masalın tanımına, tekerlemelerine ve 

çeşitlerine yer veren bu bölüm fıkra türünün açıklanmasıyla devam eder. Fıkra denince ilk 

akla gelen isim olan Nasreddin Hoca da bu bölümde unutulmamıştır.  Efsane: Efsanenin 

tanımı, çeşitleri, konusu, nitelikleri ve içinde yer alan olağanüstü varlıkları yanı sıra efsanenin 

önemi bu bölümün konusunu oluşturmuştur.  Bilmece: Bilmecenin hangi nitelikleriyle halk 



          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



10 

 

edebiyatı türü olduğu açıklanır. Ayrıca bilmecenin çeşitleri, oluşumu, yaratıcıları üzerinde de 



durulur. Bilmecenin bir eğlence aracı olmak dışında başka bir görevi var mıdır sorusuna da 

yanıtlar verilir. Atalar sözü-Alkış-Kargış: Bu bölümdeki türlerin ortak özelliklerine, 

tanımlarına ve günlük hayatımızdaki yerlerine değinilir. Halk Şiiri Tekerleme-Türkü-Mâni

Tekerlemenin ne olduğu ve nasıl yapıldığı anlatılır. Türkünün tanımı ve çeşitleri üzerinde 

durulur. Mâni ne demektir açıklanırken mâni söylenmesine vesile olan yerler ve şartlar da göz 

önünde bulundurulur. Seyirlik Halk Oyunları: Her bölümde olduğu gibi meddahlığın tanımı 

yapılarak başlayan bölüm, kukla üzerine bilgiler vererek devam eder. Karagöz üzerine 

ayrıntılı değerlendirmeler yapan Boratav, orta oyununun özelliklerini anlatmakla devam eder. 

Karagöz ve orta oyunun ortak yönlerine değinilir. Tulûat ve seyirlik oyunlar hakkında detaylı 

açıklamalar yapılır. 



3.14. 100 Soruda Türk Folkloru 

 

1973 yılında ilk kez basılan 100 Soruda Türk Folkloru kitabı 5 bölümden oluşur. 

Birinci ve ikinci bölümlerde evrenin oluşumu, çeşitli tabiat öğeleri ve olayları ile olağanüstü 

varlıklar ve olgularla ilişkili inanış ve davranışlar, bu öğeleri, olayları ve olguları etkileme 

çabaları ve yöntemleri incelenmektedir. Yazar  inanç kelimesinin sözlük anlamını ve yabancı 

dillerdeki anlamlarını açıklamış ve halk inanışlarından bahsetmiştir. İnanç sözlük anlamı ile 

kişice ya da toplumca, bir düşüncenin bir olgunun, bir nesnenin, bir varlığın gerçek 

olduğunun kabul edilmesidir.  

 Halkbilimi, 

belli 


bir 

toplumun eski dinlerinden miras alıp kendi çağının şartlarına 

uygulayarak yaşattığı yeni dininde, yaşam  şartlarının gerektirdiğince yeni biçimler, yeni 

içerikler ve anlatışlarla oluşturduğu inanışlarla ilgilenir.  

Üçüncü ve dördüncü bölümler bireylik ve toplumluk çeşitli törenleri inceler. Bireylik 

törenler, bireyin yaşamı boyunca yaşa bağlı olarak sıralanan geçiş törenleridir (doğum, 

evlenme, sünnet, düğün, ölüm…). Toplumluk törenler ise belli bir toplumca ve belli bir 

toplum için düzenlenenlerdir (dini bayramlar, köy bayramları, yatır ziyaretleri…).

 Beşinci bölümde oyun ve oyuncaklar, halk sporları incelenmiştir. Bu bölümde “raks” 

(dans) kavramı dışında kalan gösteriler yani kör-ebe, birdir-bir, aşık, gibi çocuk oyunları ve 

güreş, cirit gibi halk sporları anlatılır. 

Sonuçlar ve sonsöz bölümü ise halk edebiyatı ve halkbiliminin çeşitli yöntem 

sorunlarına ayrılmıştır.  Türk halkbiliminin bütün konularını kapsaması beklenen bu el 

kitabında yazar nelerin neden eksik kaldığını anlatarak bir anlamda özeleştiri yapmaktadır. 

Araştırmacılara, halkbilimi konularında derlemeler hangi şartlar altında yapılması gerektiği ve 

gözetilecek kurallar hakkında ipuçları verir. Arşivlemenin ne kadar gerekli olduğuna değinen 

yazar aynı zamanda arşivlerden kimlerin nasıl yararlanması gerektiğini anlatır. 

 

 



          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



11 

 

3.15. Nasreddin Hoca 



 

Boratav'ın 42 yıllık çalışması sonucu 1996 yılında ortaya çıkan Nasreddin Hoca adlı 

292 sayfalık eseri, iki kısımdan oluşuyor. 

Eserin ilk kısmı, Boratav'ın, 9 adet irili ufaklı Nasreddin Hoca üzerine 1950'li 

yıllardan beri değişik uluslararası sempozyum ve kongrelerde sunduğu, Türkçe’ye çevrilen 

bildirilerinin ve verdiği konferanslarının metinleriyle, kimi Türkçe yazdığı makalelerin 

biraraya getirildiği ve yeniden gözden geçirilerek eklemeler yapıldığı, bilimsel analizlerini 

içeriyor. 

Eserin ikinci kısmı, 1480'de Ebu'l Hayr-i Rumî tarafından yazılan  Saltuk-nâme'den 

başlayarak günümüze gelen değişik yazmalardan seçilen 594 Nasreddin Hoca fıkrasından 

ibaret. 

Boratav'ın Nasreddin Hoca'ya 19. yüzyıldan önceki gerçek kişiliğini geri verdiği eser, 

sadece Anadolu kültür çevresinde değil, Osmanlı kültür çevresindeki Nasreddin Hoca 

geleneğinin oluşum, yayılma ve yaşatma, değişme süreçlerini kapsıyor. 



4.Sonuç ve Değerlendirme 

 

Folklor” olarak adlandırılan halkbiliminin asıl konusu, insandır. Tarih kadar eski olan 

bu sahayı teşkil eden destan, masal efsane halk hikayesi, bilmece, türkü, fıkra, atasözü hatta 

alkış-kargışlarda biz, bir milletin yaşayış biçimini, sevinç ve tasasını, gelenek ve 

göreneklerini, değer yargılarım dilini, dinini bir yerde de tarihini buluruz. İnsanlığa sevgi, 

saygı, barış, huzur, güven, birlik ve beraberlik vb. kavramların hapsi folklorla iç içedir. Vatan 

ve millet sevgisinin, ahlaki değerlerin en güzel örneği, folklor ürünlerinde gizlidir.Kısacası bir 

milletin kültür tarihi hakkında bilgi sahibi olmak için, o milletin kültür ürünlerine bakmak 

gerekir. Bunların gelecek nesillere aktarılması, folklorun görevidir. Sözü edilen ürünlerden 

faydalanmak için onların derlenmesi araştırılıp incelenmesi, eski ve yeni unsurların ortaya 

çıkarılması lazımdır. Bu surette hem kültürümüzle ilgili çeşitli konulardaki gelişme ve 

değişmeler ortaya çıkacak; hem de kendini bilen, olgun ve bilgili kişiler yetişmesi sağlanmış 

olacaktır. Zira kendi geçmişini, özelliklerini bilmeyen bir insanın vatanına ve milletine yararlı 

olamayacağı açıktır.  İşte milletimizin her alandaki başarısı, mutluluğu ve huzuru için önem 

arz eden halk bilimini, tarihimizde en iyi icra eden bilim adamı Pertev Naili Boratav olmuştur 

diyebiliriz. Eselerini incelerken vardığımız bu sonuç bir tesadüf değildir. Lise yıllarından 

başlayarak bu bilime bütün hayatını adayan Boratav bizlere kültürümüzü yani kendimizi 

tanıtmıştır. 

 

 



 


          AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ 

                       Sayı: 32 

      Eylül – Ekim 2012 

          Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi  

            ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası  

           Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN    

                                                     

http://www.akademikbakis.org

 

 



12 

 

 



Kaynakça: 

Boratav, Pertev Naili:  “Az Gittik Uz Gittik”, İmge Kitabevi, İstanbul 2011 

Boratav, Pertev  Naili: “Bey Böyrek Hikâyesine Ait Metinler”, Ankara 1939 

Boratav, Pertev  Naili: “Folklor ve Edebiyat I”, Adam Yayınları, İstanbul 1982 

Boratav, Pertev  Naili: “Folklor ve Edebiyat II”, Adam Yayınları, İstanbul 1982 

Boratav, Pertev  Naili: “Halk Edebiyatı Dersleri”, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2011 

Boratav, Pertev  Naili: “Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği”, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 

İstanbul 2002 



Boratav, Pertev  Naili: “Köroğlu Destanı”, Adam Yayınları, İstanbul 1984 

Boratav, Pertev  Naili: “Nasreddin Hoca”, Kırmızı Yayınları, İstanbul 2006 

Boratav, Pertev  Naili: “Tekerleme”, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2000 

Boratav, Pertev  Naili: “Zaman Zaman İçinde”, İmge Kitabevi, İstanbul 2006 

Boratav, Pertev  Naili: “100 Soruda Türk Folkloru”, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1984 

Boratav, Pertev  Naili: “100 Soruda Türk Halk Edebiyatı”, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1992 

Boratav, Pertev  Naili ve Abdülbaki Gölpınarlı:  “Pir Sultan Abdal”, Derin Yayınları, 

İstanbul 2010 



Boratav, Pertev  Naili ve Halil Vedat Fıratlı:  “İzahlı Halk Şiiri Antolojisi”, Tarih Vakfı 

Yayınları, İstanbul 2000 



Boratav, Pertev  Naili ve Wolfram Eberhard: “Typen Türkischer  Volsmarchen”,  

Akademie-Verlap, 1970 



Yüklə 426,97 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə