AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
1
TÜRK HALK EDEBİYATININ VE HALK BİLİMİNİN KOCA ÇINARI PERTEV
NAİLİ BORATAV
ESİN ALÇIOĞLU
∗
Öz
Türkiye’de halk bilimi deyince ilk akla gelen isim kuşkusuz Pertev Naili Boratav’dır.
Hayatını adeta halk bilimine adamış olan Boratav, yurtdışında da Türkiye’yi kürsülerle temsil
etmiştir. Türk Halk bilimi ve Halk Edebiyatı’nın “koca çınarı” bir dünya vatandaşı Mustafa
Pertev Naili Boratav, 2 Eylül 1907’de doğmuş, 16 Mart 1998 Pazartesi sabah 01.00’da 91
yaşında hayata gözlerini yummuştur. Halk bilimi adına ürettiği eserlerin hepsi çok değerli
olup halk biliminin kurucularından sayıldığından halen yapıtları ders kitabı olarak
okutulmaktadır. Bu yüzden eserleri incelenmeye değerdir.
Anahtar Sözcükler: Pertev Naili Boratav, Pertev Naili Boratav Çalışmaları, Halk
bilimi
THE BIG PLANE OF TURKISH FOLK LITERATURE AND TURKISH
FOLKLORE
Abstract
When saying folklore, the first name that comes to mind is Pertev Naili
Boratav. Boratav who has devoted his life almost to Folklore , he represented his country
with his works. He was born in 2 September 1907. At 1:00 Monday morning, March 16,
1998 at the age of 91 died at his beloved. He has many valuable works on behalf of folklore.
His works are taught as a textbook. So his works are worth viewing.
Keywords: Pertev Naili Boratav, Pertev Naili Boratav’s works, Folklore
∗
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Yüksek Lisans Öğrencisi,
esinkoseli@hotmail.com
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
2
GİRİŞ
Bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini,
inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların
birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını
çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalı, folklor, halkiyat olarak
tanımlanan “halk bilimi” nin Türk Edebiyat tarhindeki en büyük temsilcisi hatta
kurucularından sayılan isim Pertev Naili Boratav’dır. Bize bizi, kültürümüzü anlatan
halkbilimi dendiğinde ilk akla gelen isim kuşkusuz Boratav’dır. Bu bilim dalının gelişmesine
sayısız çalışmayla ışık tutan Boratav’ın hayatı, eserleri incelenmeye değerdir. Zira Türkiye’de
halkbilim çalışmalarının henüz bir yüzyılı yoktur. Ülkemizde halkbilim ilk kez Ziya Gökalp
tarafından Halka Doğru dergisinin 10 Temmuz 1329 (23 Temmuz1913) tarihli sayısında
yayımlanan “Halk Medeniyeti” başlıklı yazısıyla gündeme geldi. Folklor terimi ise ilk kez
Rıza Tevfik [Bölükbaşı]‘in 20 Şubat 1913 tarihli Peyam Gazetesi’nin edebiyat ekinde
yayımladığı “Folklor” başlıklı yazısında kullanıldı. Batı ülkelerinde 1846’dan bu yana
İngilizce folk (halk) ve lore (bilim) kelimelerinden meydana gelmiş olan folklore deyimiyle, o
tarihten önce bir bilim konusu sayılmayan, ya da başka bilimlerin alanı içinde kalan birtakım
olguları, kendine özgü yöntemlerle incelemeyi üzerine alan bağımsız bir bilim olarak
tanınmaya başladı. Pertev Naili Boratav ise henüz lise yıllarında başladığı derleme
çalışmalarıyla ömrünü verdiği halk biliminin gelişmesine en çok katkıda bulunan bilim adamı
oldu. Bu çalışmamız da gösteriyor ki 1947 yılında Ankara Üniversitesi’nde Halk bilimi
bölümünün açılmasına öncülük eden Pertev Naili Boratav, Türk Halk bilimi adına, eserleri
titizlikle incelenmesi gereken bir duayendir.
1.Pertev Naili Boratav Kimdir?
Türk halk bilimcisi, halk edebiyatı ve folklor araştırmacısı Pertev Naili Boratav,
Darıdere’de 1907′de doğdu. 1927′de İstanbul Erkek Lisesini, 1930’da İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. 1931-1932′de Fuat Köprülü’nün
asistanlığını yaptı.
1941′de Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği teziyle doçent oldu, 1948′de
profesörlüğe yükseldi. 1948′de başkanı olduğu Halk Edebiyatı Kürsüsü CHP iktidarınca
komünizmi yaydığı gerekçesiyle kapatıldıktan sonra yurtdışına gitti. ABD, Almanya ve
Fransa’da çalıştı. 194O’lı yıllarda Behice Boran’ın Yurt ve Dünya dergisini yönetti. Stanford
Üniversitesi Türkiye Bölümünü kurdu. Paris’te ölümüne kadar CNRS (Centre National de la
Recherche Sdentifique)’de çalıştı. 1998′de saat 1.00’da bir pazartesi günü hayatını kaybetti.
Türk halk edebiyatı araştırmaları öncüsü Pertev Naili Boratav 2000 masal, 40 halk hikâyesi,
çocuk oyunları, türküler, tiyatrolar, şarkılar, fıkralar, şiirlerden meydana gelen zengin bir arşiv
kurdu. CNRS, Sedat Simavi, TC Kültür Bakanlığı Ödüllerine de sahip olan Boratav’ın
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
3
yöntemleri halkbilimciler tarafından hala örnek alınmaktadır. Örneğin “oyun” konusu
Boratav’ın oyun tasnifi esas alınarak halkbilimi öğrencilerine aktarılır.
2.PERTEV NAİLİ BORATAV’IN ESERLERİ:
Köroğlu Destanı (1931, 2003), Folklor ve Edebiyat I, (1939, 1991); Bey Böyrek
Hikâyesine Ait Metinler (1939); Halk Edebiyatı Dersleri, (1943, 2000);Pir Sultan Abdal,
(1943,2010) İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, (1946, 2000); Folklor ve Edebiyat II, (1954, 1991);
Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği (1946, 2002); Typen Türkischer Volsmarchen, (1953);
Zaman Zaman İçinde, (1958, 1992); Tekerleme (1963, 2000); Az Gittik Uz Gittik (1969,
1992), 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. (1969,1999); 100 Soruda Türk Folkloru, (1973,
2003), Nasreddin Hoca (1996).,
3.Pertev Naili Boratav’ın Eserlerine Genel Bir Bakış
3.1 Köroğlu Destanı
1931 yılında okuyucusuyla buluşan bu eserde, Köroğlu Destanı birçok açıdan
incelenmiştir. Köroğlu ile ilgili hangi rivayetlerin var olduğundan bahseden ilk bölümde şu
rivayetlere yer verilmiştir: Paris, Özbek, İstanbul, Tobol, Azeri, Urfa, Elazığ, Türkmen, Maraş
Rivayetleri ve Haksthausen’in tespit ettiği rivayetler… Çeşitli rivayetlerin karşılaştırılmasıyla
başlayan ikinci bölüm Köroğlu’nun bir Ermeni rivayetiyle devam eder. Köroğlu
hikâyelerindeki motiflerin incelenmesine de yer veren çalışma, bu kapsamda Köroğlu
Hikâyesi’nde bulunan destani unsurları, masal öğelerini, dini söylemleri, zamanın, mahalin,
destanı söyleyenlerin veya yazarların etkilerini, tarihi unsurları, rivayetlerin eskiliği ve
yeniliği meselesini içerir. Aynı zamanda destan kahramanı olan Köroğlu’nun şahsiyeti
hakkında halk telakkilerini de bulmak mümkündür.. Bu önemli destanın tesirlerini masaya
yatıran eser, Köroğlu’ndan etkilenilerek yazılan şiirlerden, bunları yazan şairlerden, halk
edebiyatında Köroğlu Destanı’nın taşıdığı izlerden, başka milletlerin Köroğlu’ndan nasıl
etkilendiklerinden ve Boratav’ın bu çalışmayı yaptığı tarihte (1983) Köroğlu geleneğinden
bahsetmektedir. Rivayet ve metinlerden yola çıkarak Köroğlu Destanı’nın menşei meselesine
de ışık tutar.
Boratav’ın Türk folkloru ve halk edebiyatı üstüne olan çalışmaları incelendiğinde,
konuya yaklaşımı bakımından, birçok yeniliğin öncüsü olduğu görülür. Köroğlu Destanı adlı
çalışmasında uyguladığı karşılaştırmalı yöntem, dünya destan araştırmalarında bir aşamanın
da işareti olmuştur
3.2.Folklor ve Edebiyat I-II
İki cilt halinde yayınlanan bu eser Pertev Naili Boratav’ın halkbilimi adına bütün
yaptığı incelemeleri, araştırmaları ve bildirileri içerir.İlk kez 1939 yılında yayınlanan birinci
cildinde genel olarak folklor ve edebiyat sorunları ele alınmakta, özellikle halk edebiyatı ile
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
4
ulusal sanatın ve edebiyatın ilişkileri üzerinde durulmakta, kültür sorunlarına
yönelinmektedir. Bu arada bir bölümdeki incelemelerin çoğu yakın edebiyatımız üzerinedir.
Namık Kemal’den Yaşar Kemal’e kadar birçok yazarımız değişik kapsamlı yazılarla
incelenmektedir.1954’te tamamlanan ikinci ciltte ise beş bölüm vardır: 1.Halk Şairleri:
Çeşitli yerlerde sunduğu bildirilerden oluşan bu bölüm; Halk Şairlerinde İnsan ve Tabiat,
Güney Şairleri (örn: Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi), Türk Folklorunda Erzurum ve Erzurumlu
Emrah, Sille Halk Şairleri, Bugün de Yaşayan Yunus başlıkları altında incelenmiştir.
2.Roman, Destan, Hikâye: Roman, Destan ve Hikâyenin bütün ayrıntılarıyla işlendiği bu
bölüm, Türk Destanlarının bugünkü durumundan vardığı neticelere kadar ayrıntılı bir biçimde
ele alınmıştır. Dede Korkut Hikâyeleri ve başka halk hikâyelerine de yer verilmiştir.Ayrıca
Köroğlu’nun kim olduğuna ve edebi kişiliğine yine bu bölümde değinilmiştir.Otto Spies’in,
Eflâtun Cem Güney’in W. Bathold’un ve Charles de Coster’in seçilen eserleri üzerine
değerlendirmelere yer veren Pertev Naili Boratav, Kerem ile Aslı Hikâyesini de incelemiştir.
3. Masal, Fıkra, Efsane: Halk masallarının tarihçesiyle başlayan bu bölüm masalların
olağanüstülükle gerçeği birleştiren bir sanat olduğu iddiasıyla devam eder. Ayrıca
tekerlemelere, tekerleme çeşitlerine ve anlamlarına da yer verir. Bu bölümde yazarın masal
derlemeleri de dikkati çekmektedir. Nasreddin Hoca, memleketinden fıkralarına kadar
ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Bektaşilik ve Bektaşi fıkraları üzerinde de duran Boratav,
Yaralı Top adlı bir efsaneye de yine bu bölümde yer vermiştir.4.Türkü, Ağıt, Ninni: Halk
Türkülerine Dair adlı bildirisiyle bu bölüme başlayan Boratav, yine türkülere ait diğer
bildirileriyle devam eder. Henüz lise çağlarında derlemeye başladığı Mudurnu Türkülerini bu
esere taşımıştır. Belgrad, Mısır, Suriye üzerine söylenen halk türkülerinden bahseden yazar
ayrıca Alman Halk Şarkılarına da yer vermiştir. Ağıtları ayrıntılarıyla işlemiş Kemal Sadık
Göğceli’nin Ağıtlar adlı kitabı üzerine yorumlar yapmıştır. Ahmet Adnan Saygun’un müzik
folkloruna dair bir kitabını inceleyen Boratav, kitabın Rize, Artvin, Kars olarak üçe ayrıdğını
ve bu çerçeve de incelendiğini tespit etmiştir. 5.Halk Tiyatrosu: Türk Halk Tiyatrosu ve
Tulûat Tiyatrosu tanıtılmıştır.Karagöz’e dair ayrıntılı incelemeler ve açıklamalar dikkati
çeker. Karagöz’e dair bir kitap olan Sabri Siyavuşgil’e ait Karagöz Psiko-Sosyolojik Bir
Deneme adlı eseri inceleyen Boratav, Karagöz modernleştirilebilir mi? konulu bir tartışmaya
da öncülük etmiştir.
3.3.Pir Sultan Abdal
1943 yılında edebiyatımıza kazandırılan bu eserde Pertev Naili Boratav Abdülbaki
Gölpınarlı
1
ile beraber çalışmıştır. Kitabın yazılış amacı büyük bir halk şairi olan Pir Sultan
Abdal’ın menkıbelerini ve dilden dile dolaşan, onun adına mal edilen şiirlerden onun
olabilecekleri tespit etmektir.
1
Adını 1931’de yayımladığı Melâmilik ve Melâmiler adlı yapıtıyla duyuran Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası,
Şarkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası’nın yanı sıra çeşitli dergi ve gazetelerde çok
sayıda bilimsel makale yayımladı. İslam Ansiklopedisi ile Türk Ansiklopedisi’nin çeşitli maddelerini yazdı. Divan
edebiyatını eleştirel olmaktan ziyade ideolojik bir yaklaşımla değerlendirdiği Divan Edebiyatı Beyanındadır
(1945) adlı kitabıyla büyük tartışmalara yol açtı.
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
5
Pir Sultan Abdal, 16. yüzyılda yaşamış, Türk halk şairidir. Asıl adı Haydar'dır.
Yaşamının büyük bölümü Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Çırçır Bucağına bağlı Banaz köyünde
geçti. Ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor. 16.
yüzyılda Osmanlı'da baş gösteren birçok ayaklanmayı desteklemiş, sosyal hareketlenmeler ile
ilgili fikirlerini şiirlerine yansıtmıştır. Bazı tarihçiler şiirlerinde geçen "Şah" kelimesinin İran
Şahı'nı değil Anadolu Bektaşi Postnişinini temsil ettiğini belirtirler. Pir Sultan, ağır idari
uygulamalar altında ezildiğini düşündüğü Türk Toplumunun yeni bir yönetime de ihtiyaç
duyduğunu çoğu kez şiirlerinde dile getirmiştir. Bu nedenle dönemin Sivas Valisi Hızır Paşa
tarafından pek sevilmemiş, eskiden dost olan bu iki insan arasındaki ilişki zamanla husumete
dönerek, Pir Sultan Abdal'ın Hızır Paşa tarafından idam edilmesiyle sonuçlanmıştır. Klasik
Anadolu Alevîliğinin ideasını eserlerinde işleyen Pir Sultan Abdal, 16. yüzyıl Türk
edebiyatının en önemli şairlerindendir. Bugün yazmış olduğu sözler birçok sanatçı tarafından
hala şarkı ve türkülerle icraa edilmektedir. Pir Sultan Abdal hem yaşamı, hem de şiirleriyle bir
okul ve misyon sahibi olmuştur. İdamıyla da insanlardaki haksızlığa ve zulme karşı adalet
duygularını harekete geçirmiştir.
3.4.Bey Böyrek Hikayesine Ait Metinler
Dede Korkut kitabının on iki hikâyesinden üçüncüsü Bay Böre Bey oğlu Bamsı
Beyrek’tir.1939 yılında yayınlanan bu çalışmasında Boratav, ilk olarak hikâyenin basılmamış
rivayetlerini ve parçalarını neşrediyor. Boratav bunu yaparken sırasıyla cönklerden toplanmış,
hikâyeye ait manzum parçalar ile Beyşehir rivayeti ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Kütüphanesi 239 numaradaki iki rivayete de yer veriyor.
Bu hikâyenin çok eski destan ve masal motiflerini taşıması, konunun güzelliğini,
insani yönlerini, onun zamanımıza kadar yaşamasını ve Türk coğrafyasında yayılmasını
sağlamıştır. Çeşitli yerlerde zamana göre şekillenen Dede Korkut Hikâyeleri ilk destan
özelliklerini korusalar da masal ve meddah hikâyesi özellikleri kazanmıştır. Destanların
mahallileşmesi ve masallaşması olaylarını açıklamak, örnekler verebilmek ve yapılacak
araştırmalara yol açmak, Anadolu halkının bu eserleri nasıl sevdiğini ve dinlediğini
hatırlatmak Pertev Naili Boratav için bu eserin amacını oluşturmaktadır.
Boratav’ın incelemeye değer bulduğu bu hikâye kısaca şöyledir: Oğuz beyleri
toplanmış yiyip içip eğleniyorlardı. Aralarında bir tek Bay Büre Bey üzgündü. Sebebini
soranlara ‘benim de bir oğlum olsa böyle otursak ne güzel olurdu’ dedi. Beyler de dua ettiler,
o zamanda onların duası dua bedduası da beddua olurdu. Bay Bican Bey’de kendisine bir kızı
olması için dua etmelerini istedi. Onlar da dua ettiler ve Bican Bey’de dedi ki ‘şahitsiniz
Allah bana biz kız, Büre Bey’e de oğlan verirse onlar beşik kertmesi olacak’. O oğul büyüdü,
Büre Bey oğluna hediyeler alınmasını istedi. Bir kervan gönderdi hediye alsınlar diye. Ama
kervanı yolda kâfirler durdurdu. Kâfirler tam malları yağmalarken bir yiğit yetişti ve kafileyi
kurtardı. Kafiledekiler de ne istersen al buradan dediler. Yiğit kılıçları ve aygırı almak istedi.
Bunun üzerine bozuldular. Sebebini sorunca Büre Bey’in oğluna aldık dediler. Yiğit de
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
6
düşündü: ‘Bunları burada almaktansa babamın hediyesi olarak evde alırım’ dedi ve ayrıldı.
Eve gitti. Kervan varınca bu yiğidi gördüler ve tanıdılar. Onun kervanı kurtaran kişi olduğunu
söylediler. Bunun üzerine Bay Büre Bey çok sevindi. Dede Korkut’u çağırdılar, oğlana Bamsı
Beyrek adını verdi. Gel zaman git zaman Bamsı Beyrek ile Bay Bican’ın kızı Banuçiçek
karşılaştı. Birbirlerinin beşik kertmesi olduklarını babalarından duymuşlardı ve şimdi de
tanışmış oldular. Oğlan kızı tanıyınca üç öptü bir dişledi ve ayrıldılar. Oğlan eve gelip kızı
istediğini söyledi. Ancak kızın kardeşi Deli Karçar’dı ve kızı isteyenleri öldürüyordu. Kızı
istemeye Dede Korkut’u gönderdiler. Dede Korkut zorlukla da olsa kızı istedi. Düğünden
önce bir gün Bamsı Beyrek uyuyordu.Casuslar bunu kâfirlere söyledi ve kâfirler gelip onu
esir aldı. Yalancı oğlu Yalancuk’un da zaten Banuçiçek’te gözü vardı. Beyrek öldü deyip
kanlı bir gömlek gösterdi ve herkes Beyrek öldü zannetti. Bamsı Beyrek bir yolunu bulup esir
alındığı kaleden kaçtı. Yolda ozan kılığına girdi ve herkesle irtibat kurdu – gerçek kimliğini
belli etmeden – .Daha sonra da kim olduğunu gösterdi ve Yalancuk’la evlenmek üzere olan
Banuçiçek’i de tekrar alıp nişanlandı. Dedem Korkut geldi, dualar etti.
3.5.Halk Edebiyatı Dersleri
Türkiye'de folklor (halkbilimi) ve halk edebiyatı konularının üniversite düzeyinde
bağımsız bir kürsü çerçevesinde ele alınmasına öncülük eden Pertev Naili Boratav, okuttuğu
dersler için dünyada ve Türkiye'de o yıllara kadar varılmış bilimsel sonuçları ve ülkemiz için
yapılacak çalışmalarda izlenecek yolu 1942 yılında Halk Edebiyatı Dersleri adıyla hazırladığı
bir kitapta ele aldı.
İlk baskısı büyük ilgi gören ve günümüzde yalnızca eski ve nadir kitaplar satan sahaf
dükkânlarında, o da güçlükle bulunabilen Halk Edebiyatı Dersleri, iki ana bölümden
oluşmaktadır. Birinci bölüm "Folklor" konularına ayrılmıştır. Bu bölümde folklorun tarihçesi,
alanı, diğer bilimlerle ilişkisi, kaynakları, yöntemleri ile folklor ve sanat gibi konuları ele alan
Boratav, yeni bir disiplin olan folkloru ayrıntılı olarak irdeliyor. "Halk Şairleri" başlığını
taşıyan ikinci bölümde halk şairleri için genel bilgiler verildikten sonra, yetiştikleri yörelere
ve dönemlere göre gösterdikleri özellikler ele alınıyor, bazı halk hikâyelerinden parçalar ile
konulara göre örneklendirilmiş şiirler veriliyor.
3.6.İzahlı Halk Şiiri Antolojisi
İlk baskının yapıldığı 1946 tarihinde olduğu gibi bugün de önemli bir gereksinmeyi
karşılayan İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm 'Zamanı
Belli Halk Şairleri' başlığını taşıyor ve bu bölüm üç değişik tarihsel döneme ayrılarak bu
tarihsel dönemler içerisinde halk şiiri geleneği kümelendirilmiş oluyor.
İkinci bölüm ise 'Halk Hikayeleri' başlığını taşıyor ve bu bölümde de Köroğlu Kolları,
Kirman Şah, Emrah ile Selvi, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Âşık Garip, Şah İsmail ve Bey
Böyrek Hikayesi gibi Türk halk edebiyatının karakteristik örnekleri üzerinde duruluyor.
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
7
İlk baskının (1943) üzerinden yarım asrı aşkın bir zaman geçmesine karşın, antolojide
yer alan ozanlar hakkında verilen bilgi ve yapılan değerlendirmeler ile seçilen örneklerin,
sonradan yayımlanan aynı nitelikteki birçok antolojiye kaynaklık etmesi, Boratav ve Halil
Vedat Fıratlı'nın bu çalışmalarının önemini daha da belirginleştiriyor.
Halk şairlerini yetiştikleri kültürel ortama göre sınıflandırma esasına dayanan bu
antoloji, seçilen örneklerle, ele aldığı sanatçıyı/ozanı anlama ve değerlendirme bakımından
bugün için de önemini korumaktadır.
3.7.Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği
1946 senesinde doçentlik tezi olan Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği’nde Türk
halk hikâyelerini, doğuşundan yazılı ve basılı duruma gelinceye kadarki evreleri, hikâye
kahramanları ve belli başlı motifler bağlamında ele alır; sosyal çevreyi de dikkate alarak
yazınsal metin çözümlemeleri yapar.
Bu önemli eser halk hikâyelerinin bibliyografyasıyla başlar. Tetkikler ve Sanat
İşlemleri, Basılmış Metinler, Basılmamış Metinler olarak üç bölüme ayrılan bibliyografya
kısmında; Basılmış Metinler başlığı altında bir kısmı eski yazmalardan taş basmalara sonrasın
da matbaa baskılarına geçmiş ve bilim çevrelerinde ‘halk kitapları’ deyimiyle nitelendirilen
hikâyeler listelenirken Basılmamış Metinler kısmında ise sözlü gelenekten derlenmiş olan
hikâyelerin adına yer verilmiştir.
Diğer bölüm ise halk hikâyelerinin konusunu, şeklini ve üslubunu değerlendirmeye
yöneliktir. Halk hikâyelerini çeşitlerine ayırarak hikâyeleri değerlendiren bölüm dikkati
çekmektedir.
Eser halk hikâyesine dair bazı meselelere de yer vermektedir. Hikâyelerin doğuşu,
gelişmesi ve varyantları meselelerine de bir bölüm ayrılmıştır. Hikâyelerde yer alan tarihi
olaylar, kişiler ayrı bir bölümde incelenmiştir. Ayrıca halk hikâyelerinin sözlü gelenekten
kopup yazıya geçerek kitaplaşması hususunda da bilgi verilmiştir.
Pertev Naili Boratav’ın bu önemli kitabı yazara ait başka yerlerde yer alan veya
eklemek istediği kendine ait notlarla sona ermektedir.
3.8. Typen Türkischer Volsmarchen
Türk masallarının tipleri üzerine yapılan bu ilk katalog 1953 yılında Prof. Dr. Wolfram
Eberhard
2
ve Pertev Naili Boratav tarafından hazırlanmıştır. 378 masal tipine yer veren bu
eser öncü bir çalışma olmuştur. Bu çalışmalarında Boratav ve Eberhard, Aarne-Thompson
2
Eberhard , yaşamı boyunca ilgi alanı Asya olmak üzere çeşitli konularda ve çok sayıda bilimsel çalışma
yapmıştır. 1931‐ 1978 yılları arasında yayımlamış olduğu 630 çalışma arasında 60 kitap, 185 makale, çeviriler,
notlar, özetler, Türkiye'de yayımlanmış olan kitaplar başta olmak üzere çok sayıda kitap eleştirileri
bulunmaktadır. Türkiye'de kaldığı on bir yıl içinde yayımlanan bilimsel çalışmaları çok yönlü ve zengindir. 155
çalışmanın 70'i tamamıyla Türk tarihi, kültürü ve etnolojisiyle ilgilidir.
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
8
sisteminin Türkiye masalları için uygun olmayışını eleştirerek kendi sistemlerini oluşturdular.
Linda Dégh, bu araştırmacıların masalın kendi çevresiyle ilişkilendirilerek
değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu düşündüklerine dikkat çeker (Folktales and Society
48-49). Masalın kendi çevresiyle ilişkilendirilerek algılanması yaklaşımı, masal araştırmaları
açısından önemli bir gelişmedir. Bu yüzden, Boratav ve Eberhard’ın çalışmalarının değeri,
Dégh’in bu saptaması göz önüne alındığında daha iyi anlaşılmaktadır.
3.9.Zaman Zaman İçinde
“Zaman zaman içinde Kalbur saman içinde Develer top oynarken Eski hamam içinde
Hamamcının tası yok Hamamın kubbesi yok…” "Masal her çeşit insanın ‘örnek edilmeye
değeni’ ile ‘kaçınılması, şerrinden korunulması gerekeni’ni dinleyicinin karşısına çıkaracaktır.
Boy ölçüşen iki zıt güçten olumlunun, sonunda üstünlüğü alması masalın kanunundandır;
çünkü masal iyimserdir. Kusurları büyütmemek, cezalar üzerinde fazla durmamak, ürpertici
ayrıntılardan kaçınmak, kötüleri korkunç olmaktan çok gülünç göstermek … gibi yollarla
bizim masallarımızda bu iyimserlik ve hoşgörürlük daha da çok belirtilmiştir." Pertev Naili
Boratav 1928’de başladığı masal derlemelerinin sayısını zamanla üç bine ulaştırmış; bu
derlemeleri inceleyerek 378 tür altında sınıfladığı masal kataloğunu ise 1953’te yayımlamıştır.
Bu incelemenin bilim dünyasında gördüğü ilgi üzerine 1955’te Fransızca olarak hazırladığı
Türk masalları seçkisi; ardından da her türden bir masal yayımlama rüyasının
gerçekleştirilmesinde ikinci bir adım olarak 1958’de Zaman Zaman İçinde yayımlanmıştır.
Bu derleme, masalların bütün canlılığıyla yaşadığı bir dönemde Pertev Naili Boratav’ın
“masal ataları”ndan derlediği, sözlü geleneğin en güzel örneklerinden yirmi bir tekerleme ve
yirmi iki masala yer veren kapsamlı bir eserdir. Boratav’ın masal ve tekerlemelerin
özelliklerini ayrıntılı olarak incelediği bir önsözün yanı sıra sözlü kaynakların listelerine de
yer verdiği Zaman Zaman İçinde, akademik çalışmalar için zengin bir başvuru kaynağı olma
özelliği de taşımaktadır.
3.10.Tekerleme
Türk masalları üzerine dünyaca kabul gören özgün eserlere imza atmış olan Pertev
Naili Boratav´ın bu alandaki en ilginç çalışmalarından biri, 1963´te Fransa´da yayımlanan Le
"Tekerleme"dir. Tekerleme kavramını Fransız okurların, Türkologların ve folklor
araştırmacılarının gündemine sokan Boratav, masaldan halk hikayesine, Karagöz´den
ortaoyununa, çocukların oyun sırasında söyledikleri ebe çıkarma sayışmacalarından halk
şairlerinin ve mutasavvıf şairlerin şiirlerine varıncaya kadar geniş bir alanda çeşitli metinlere
ad olan bir birikimi, "tekerleme"yi sistemli bir biçimde ele alıyor. Boratav´ın bu kitabında ele
aldığı metinler, çoğunlukla masal girişlerinde olmakla birlikte, masal ortalarında ve
bitimlerinde de söylenen, bazen masaldan ayrı, bazen masalla iç içe, bazen de kendi başına
birer masal olan tekerlemelerdir. Masalın olağanüstü olay ve kişileri, tekerlemelerde dile
getirilen olağanüstülükler, hatta saçmalıklar yanında çok hafif kalır. Boratav´ın bu kitapta
yaptığı tasnif ve tipleme denemesi, tekerlemeleri sözle kurulmuş birer sanat eseri gibi
anlamaya ve çözümlemeye yöneliktir. Türkiye´nin dört bir yanından derlenen, basılı
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
9
kaynaklar ile yazmalardan seçilerek işlenen tekerlemeler, Türk dünyasıyla ve Türklerin
kültürel ilişki içinde bulunduğu diğer toplumlarla da ilişkilendirilmiştir.
3.11.Az Gittik Uz Gittik
Çoğu çocuk ”Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, bir de dönüp baktık ki bir arpa
boyu yol gitmişiz” diyerek ninelerimizin anlatmaya başladıkları ama günümüzde daha az
anlatılır olan masalları dinleyerek büyümüştür.
Az Gittik Uz Gittik, şimdi kimisi Türkiye sınırları dışında kalan toprakların ve Anadolu
masalcılarının dillerinden yıllar boyunca derlenmiş masalları bir araya getiren kapsamlı bir
araştırmadır. Sözlü gelenek içinde kuşaktan kuşağa aktarılan masalları Pertev Naili Boratav
titiz bir çalışmayla geçmişte kalmaktan kurtarıp günümüze ulaştırmış bu eserinde. Kendi
deyimiyle; onlara belge niteliği kazandırarak her yaştan okuru masal dünyasının büyülü
perdesini aralamaya çağırıyor.
Cumhuriyet döneminin en önemli araştırmacılarından birinin kaleminden, Türk halk
edebiyatına yetkin ve kapsamlı bir bakış getiren bu kitap, yazarın Türk Masalı Üzerine
başlıklı önemli incelemesiyle tamamlanıyor.
Az Gittik Uz Gittik'te birbirinden eğlenceli kırk sekiz halk masalının yanı sıra
Karatepeli hikâyelerin de yer almaktadır. Keloğlan’dan korkunç devanalarına, astığı astık
kestiği kestik padişahlardan, gözüpek şehzadelere, bin bir güçlükten sonra muradına eren
güzel ve akıllı kızlardan, eğlendirirken düşündüren hayvanlara kadar birçok renkli masal
kahramanını barındıran bu eser ilk kez 1969’da yayımlanmıştır.
3.12. 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı
İlk basımı 1969 yılında yapılan bu eserin metodu Halk Edebiyatına dair 100 sorunun
yalın fakat kapsamlı bir biçimde açıklanmasıdır. Dokuz bölüme ayrılmış eserin bölüm
başlıkları ve içerikleri şöyledir: Halkbilimi: Halkbiliminin tanımını, başka hangi deyimlerle
adlandırıldığını, ne olup ne olmadığını, geçmişini ve bugünkü durumunu açıklar. Âşık
Edebiyatı: Âşık sözünün anlamını âşık edebiyatının diğer edebiyatlarla ilişkisini, âşık
edebiyatının türlerin, şiirlerin biçimlerini, toplumda derin iz bırakmış ünlü âşıkları ve
günümüzde bu geleneğin yaşayıp yaşamadığı konularına ışık tutar. Destan ve Hikâye: Destan
ve hikâyenin tanımının yapıldığı bu bölümde destanların, hikâyelerin çeşitlerine, Oğuz
Destanlarına, Dede Korkut Hikâyelerine ve Köroğlu’na değinilmiştir. Meddahlık-Gerçekçi
Hikâye Türü: Bir anlatı türü olarak meddah hikâyesinin ne olduğunun açıklanmasıyla
başlayan bölüm, meddahlığın tarihi gelişiminden, ünlü Türk meddahlarından ve meddahlığın
günümüzdeki durumundan bahseder. Masal-Fıkra: Masalın tanımına, tekerlemelerine ve
çeşitlerine yer veren bu bölüm fıkra türünün açıklanmasıyla devam eder. Fıkra denince ilk
akla gelen isim olan Nasreddin Hoca da bu bölümde unutulmamıştır. Efsane: Efsanenin
tanımı, çeşitleri, konusu, nitelikleri ve içinde yer alan olağanüstü varlıkları yanı sıra efsanenin
önemi bu bölümün konusunu oluşturmuştur. Bilmece: Bilmecenin hangi nitelikleriyle halk
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
10
edebiyatı türü olduğu açıklanır. Ayrıca bilmecenin çeşitleri, oluşumu, yaratıcıları üzerinde de
durulur. Bilmecenin bir eğlence aracı olmak dışında başka bir görevi var mıdır sorusuna da
yanıtlar verilir. Atalar sözü-Alkış-Kargış: Bu bölümdeki türlerin ortak özelliklerine,
tanımlarına ve günlük hayatımızdaki yerlerine değinilir. Halk Şiiri Tekerleme-Türkü-Mâni:
Tekerlemenin ne olduğu ve nasıl yapıldığı anlatılır. Türkünün tanımı ve çeşitleri üzerinde
durulur. Mâni ne demektir açıklanırken mâni söylenmesine vesile olan yerler ve şartlar da göz
önünde bulundurulur. Seyirlik Halk Oyunları: Her bölümde olduğu gibi meddahlığın tanımı
yapılarak başlayan bölüm, kukla üzerine bilgiler vererek devam eder. Karagöz üzerine
ayrıntılı değerlendirmeler yapan Boratav, orta oyununun özelliklerini anlatmakla devam eder.
Karagöz ve orta oyunun ortak yönlerine değinilir. Tulûat ve seyirlik oyunlar hakkında detaylı
açıklamalar yapılır.
3.14. 100 Soruda Türk Folkloru
1973 yılında ilk kez basılan 100 Soruda Türk Folkloru kitabı 5 bölümden oluşur.
Birinci ve ikinci bölümlerde evrenin oluşumu, çeşitli tabiat öğeleri ve olayları ile olağanüstü
varlıklar ve olgularla ilişkili inanış ve davranışlar, bu öğeleri, olayları ve olguları etkileme
çabaları ve yöntemleri incelenmektedir. Yazar inanç kelimesinin sözlük anlamını ve yabancı
dillerdeki anlamlarını açıklamış ve halk inanışlarından bahsetmiştir. İnanç sözlük anlamı ile
kişice ya da toplumca, bir düşüncenin bir olgunun, bir nesnenin, bir varlığın gerçek
olduğunun kabul edilmesidir.
Halkbilimi,
belli
bir
toplumun eski dinlerinden miras alıp kendi çağının şartlarına
uygulayarak yaşattığı yeni dininde, yaşam şartlarının gerektirdiğince yeni biçimler, yeni
içerikler ve anlatışlarla oluşturduğu inanışlarla ilgilenir.
Üçüncü ve dördüncü bölümler bireylik ve toplumluk çeşitli törenleri inceler. Bireylik
törenler, bireyin yaşamı boyunca yaşa bağlı olarak sıralanan geçiş törenleridir (doğum,
evlenme, sünnet, düğün, ölüm…). Toplumluk törenler ise belli bir toplumca ve belli bir
toplum için düzenlenenlerdir (dini bayramlar, köy bayramları, yatır ziyaretleri…).
Beşinci bölümde oyun ve oyuncaklar, halk sporları incelenmiştir. Bu bölümde “raks”
(dans) kavramı dışında kalan gösteriler yani kör-ebe, birdir-bir, aşık, gibi çocuk oyunları ve
güreş, cirit gibi halk sporları anlatılır.
Sonuçlar ve sonsöz bölümü ise halk edebiyatı ve halkbiliminin çeşitli yöntem
sorunlarına ayrılmıştır. Türk halkbiliminin bütün konularını kapsaması beklenen bu el
kitabında yazar nelerin neden eksik kaldığını anlatarak bir anlamda özeleştiri yapmaktadır.
Araştırmacılara, halkbilimi konularında derlemeler hangi şartlar altında yapılması gerektiği ve
gözetilecek kurallar hakkında ipuçları verir. Arşivlemenin ne kadar gerekli olduğuna değinen
yazar aynı zamanda arşivlerden kimlerin nasıl yararlanması gerektiğini anlatır.
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
11
3.15. Nasreddin Hoca
Boratav'ın 42 yıllık çalışması sonucu 1996 yılında ortaya çıkan Nasreddin Hoca adlı
292 sayfalık eseri, iki kısımdan oluşuyor.
Eserin ilk kısmı, Boratav'ın, 9 adet irili ufaklı Nasreddin Hoca üzerine 1950'li
yıllardan beri değişik uluslararası sempozyum ve kongrelerde sunduğu, Türkçe’ye çevrilen
bildirilerinin ve verdiği konferanslarının metinleriyle, kimi Türkçe yazdığı makalelerin
biraraya getirildiği ve yeniden gözden geçirilerek eklemeler yapıldığı, bilimsel analizlerini
içeriyor.
Eserin ikinci kısmı, 1480'de Ebu'l Hayr-i Rumî tarafından yazılan Saltuk-nâme'den
başlayarak günümüze gelen değişik yazmalardan seçilen 594 Nasreddin Hoca fıkrasından
ibaret.
Boratav'ın Nasreddin Hoca'ya 19. yüzyıldan önceki gerçek kişiliğini geri verdiği eser,
sadece Anadolu kültür çevresinde değil, Osmanlı kültür çevresindeki Nasreddin Hoca
geleneğinin oluşum, yayılma ve yaşatma, değişme süreçlerini kapsıyor.
4.Sonuç ve Değerlendirme
“Folklor” olarak adlandırılan halkbiliminin asıl konusu, insandır. Tarih kadar eski olan
bu sahayı teşkil eden destan, masal efsane halk hikayesi, bilmece, türkü, fıkra, atasözü hatta
alkış-kargışlarda biz, bir milletin yaşayış biçimini, sevinç ve tasasını, gelenek ve
göreneklerini, değer yargılarım dilini, dinini bir yerde de tarihini buluruz. İnsanlığa sevgi,
saygı, barış, huzur, güven, birlik ve beraberlik vb. kavramların hapsi folklorla iç içedir. Vatan
ve millet sevgisinin, ahlaki değerlerin en güzel örneği, folklor ürünlerinde gizlidir.Kısacası bir
milletin kültür tarihi hakkında bilgi sahibi olmak için, o milletin kültür ürünlerine bakmak
gerekir. Bunların gelecek nesillere aktarılması, folklorun görevidir. Sözü edilen ürünlerden
faydalanmak için onların derlenmesi araştırılıp incelenmesi, eski ve yeni unsurların ortaya
çıkarılması lazımdır. Bu surette hem kültürümüzle ilgili çeşitli konulardaki gelişme ve
değişmeler ortaya çıkacak; hem de kendini bilen, olgun ve bilgili kişiler yetişmesi sağlanmış
olacaktır. Zira kendi geçmişini, özelliklerini bilmeyen bir insanın vatanına ve milletine yararlı
olamayacağı açıktır. İşte milletimizin her alandaki başarısı, mutluluğu ve huzuru için önem
arz eden halk bilimini, tarihimizde en iyi icra eden bilim adamı Pertev Naili Boratav olmuştur
diyebiliriz. Eselerini incelerken vardığımız bu sonuç bir tesadüf değildir. Lise yıllarından
başlayarak bu bilime bütün hayatını adayan Boratav bizlere kültürümüzü yani kendimizi
tanıtmıştır.
AKADEMİ K BAKIŞ DERGİSİ
Sayı: 32
Eylül – Ekim 2012
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694-528X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası
Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat – KIRGIZİSTAN
http://www.akademikbakis.org
12
Kaynakça:
Boratav, Pertev Naili: “Az Gittik Uz Gittik”, İmge Kitabevi, İstanbul 2011
Boratav, Pertev Naili: “Bey Böyrek Hikâyesine Ait Metinler”, Ankara 1939
Boratav, Pertev Naili: “Folklor ve Edebiyat I”, Adam Yayınları, İstanbul 1982
Boratav, Pertev Naili: “Folklor ve Edebiyat II”, Adam Yayınları, İstanbul 1982
Boratav, Pertev Naili: “Halk Edebiyatı Dersleri”, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2011
Boratav, Pertev Naili: “Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği”, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
İstanbul 2002
Boratav, Pertev Naili: “Köroğlu Destanı”, Adam Yayınları, İstanbul 1984
Boratav, Pertev Naili: “Nasreddin Hoca”, Kırmızı Yayınları, İstanbul 2006
Boratav, Pertev Naili: “Tekerleme”, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2000
Boratav, Pertev Naili: “Zaman Zaman İçinde”, İmge Kitabevi, İstanbul 2006
Boratav, Pertev Naili: “100 Soruda Türk Folkloru”, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1984
Boratav, Pertev Naili: “100 Soruda Türk Halk Edebiyatı”, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1992
Boratav, Pertev Naili ve Abdülbaki Gölpınarlı: “Pir Sultan Abdal”, Derin Yayınları,
İstanbul 2010
Boratav, Pertev Naili ve Halil Vedat Fıratlı: “İzahlı Halk Şiiri Antolojisi”, Tarih Vakfı
Yayınları, İstanbul 2000
Boratav, Pertev Naili ve Wolfram Eberhard: “Typen Türkischer Volsmarchen”,
Akademie-Verlap, 1970
Dostları ilə paylaş: |