Allah Teâlâ’nın, kendisini tanımak ve kulluk görevimizi yerine getirmek için bize öğrettiği ibadetlerden biri de oruçtur. Bedeni ibadetlerimizden olan oruç, hicretten bir buçuk yıl sonra farz kılınmıştır

الحمد لله الحمد لله نحمده ونستعينه ونستغفره ونتوب اليه والصّلاة والسّلام على رسولنا محمّد وعلى اله وصحبه اجمعين ونعوذ بالله من شرور انفسنا ومن سيّئات اعمالنا من يهد الله فلا مضلّ له ومن يضلل فلا هادى له نشهد ان لا اله الا الله وحده لا شريك له ونشهد ان سيّدنا محمدا عبده ورسوله اللهم صلى على سيدنا محمد وعلى ال سيدنا محمد امّا بعد فياعباد الله اوصيكم بتقوي الله وطاعته انّ الله مع الذين اتقوا والّذين هم محسنون اعوذ بالله من الشّيطان الرّجيم بسم الله الرّحمن الرّحيم يَا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُون صدق الله العظيم وقال رسول الله (صلى الله عليه وسلم) مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ صدق رسول الله فيما قال او كما قال.

ORUCUN HİKMET VE FAZİLETİ
Muhterem Müslümanlar!

Allah Teâlâ’nın, kendisini tanımak ve kulluk görevimizi yerine getirmek için bize öğrettiği ibadetlerden biri de oruçtur. Bedeni ibadetlerimizden olan oruç, hicretten bir buçuk yıl sonra farz kılınmıştır. Oruç, Allah’a yakınlaşma vesilelerinin başında gelen farz ibadetlerdendir. Bu sebeple sadece Allah’ın rızası gözetilerek tutulmalıdır. Aksi takdirde ibadet olma özelliğini yitirir. Bu hususta Efendimiz (s.a.v ) şöyle buyurur: “Allah’ın size emrettiği şekilde oruç tutunuz.”

Muhterem Mü’minler!

Allah’ın yapılmasını emrettiği şeylerde biz kullar için çok büyük faydalar, yasakladığı şeylerde ise büyük zararlar bulunduğu bir gerçektir. Oruç ibadetinin de maddi manevi bize birçok yararları vardır. Oruç ibadetinin temel amacı inananları takvaya eriştirmektir. Oruç, kulun, kalbi ve ruhu üzerinde birikmiş günah kirinden sıyrılmasını sağlar. Nasıl ki sadaka ve zekât, inananları günahlardan temizler, onları arındırıp, yüceltirse bedenin zekâtı olan oruç da insanı nefsinin tasallutu altında ezilmekten kurtarır. Oruç tutan kişi, ilahî hoşnutluğa erer. Oruç tutan insanda, ilahî emirlere uyma ve yasaklardan sakınma konusunda titizlik ve duyarlılık diye tanımlayabileceğimiz takva duygusu gelişip güçlenir. Yüce Allah: “Ey İman Edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten korunasınız diye size de farz kılındı” ayeti, orucun; Müslümanların kötülüklerden korunması ve erdemli birer insan olması için farz kılındığını belirtmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v); gözlerini haramdan, nefislerini kötülükten korumak için gençleri evlenmeye, evlenemeyenleri ise oruç tutmaya teşvik etmiştir. Orucun, şehveti kırmak suretiyle insanı günahlardan uzaklaştıracağını açıklamıştır. Peygamberimiz’in (s.a.v) : “Oruç kötülüklere ve cehenneme karşı bir kalkan ve siperdir.” hadisi de bu gerçeği ifade etmektedir

Değerli Müslümanlar !

Orucun birçok hikmetleri vardır. Bu hikmetleri şu şekilde özetleyebiliriz. Oruç nefisle cihattır; oruç, insanın iradesini terbiye etmesine, heveslerine ve şeytanın baskılarına karşı koymasına, sabrı öğrenmesine, zorluklara karşı insana yardımcı olur. Oruçlu, her zaman ve her yerde Allah’ın denetim ve gözetiminde olduğunun bilincine varır. Oruçlunun zihni berraklaşır, düşünce ufku açılır. Lokman Hekim’in: “Ey Oğul! Mide dolduğunda fikir uyur, hikmetin dili tutulur; beden ibadet edemez hale gelir” şeklinde oğluna verdiği öğüt buna işaret etmektedir. Oruç, insana düzeni ve disiplini öğretir. Çünkü oruç, tutanı belli bir vakitte yemeye ve içmeye mecbur eder. Oruç, fiilen insanın hayatını yeniler. Vücuttaki fazlalıkları atar, mideyi rahatlatır bedeni korur. Efendimiz’in (s.a.v): “Oruç tutunuz sıhhat bulunuz.” hadisi bu gerçeği ifade etmektedir. Oruç fakirlere karşı merhametli ve şefkatli olmayı öğretir. Çünkü nefis bazı zamanlarda aç kalınca, bu durumda olanları hatırlar ve onlara karşı merhametli davranır. Oruç cennete götüren bir ibadettir. Allah Resulü’nün (s.a.v) ifadesiyle; “Cennette bir kapı vardır ki ona Reyyân derler. Kıyamet gününde bu kapıdan oruçlular girecekler, onlarla birlikte başka hiç kimse girmeyecektir. Oruçla kurumuş kalpler yeşerir. Susamış gönüller hayat bulur. Oruç sayesinde insan Allah’ın emrine uymanın huzurunu ruhunun derinliklerinde duyar. Oruçla insanın ihlâsı, samimiyeti artar. Yüce Mevla’nın himayesine sığınarak, nefsi ile mücadeleyi başarır ve en büyük mükâfata nail olur.

Muhterem Mü’minler!

Ramazanda orucu bozacak maddi şeylerden kaçınmak ne kadar önemli ise, orucun manasını bozan ve sevabını götüren İslam adabına aykırı davranışlardan da sakınmak o kadar önemlidir. Efendimiz (s.a.v.) bu konuda “Bir kimse oruçlu olduğu halde yalanı, dedikoduyu, yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah’ın onun yemesini, içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.” buyurarak dikkatlerimizi manevi arınmaya çekmektedir. Unutmayalım ki; gerçek ve tam bir oruç, vücudun bütün organlarını günahlardan korumakla olur.

Aziz Mü’minler!

Resul-i Ekrem’in (s.a.v) hadis-i şeriflerinde “İçerisinde Kur’an okunan ev ile okunmayan ev arasındaki fark, ölü ile diri arasındaki fark gibidir” gerçeğini görebilen her mümin, bu ay vesilesiyle Kur’an-ı Kerim’e gerekli ilgiyi göstermeli, ondan faydalanma yollarını aramalı ve Kur’an terbiyesini hayatına aktarmalıdır. Ayrıca sağlıklı bir dini hayatın elde edilebilmesi ve istikametin korunabilmesi için Efendimiz’in (s.a.v.) sünnetine tabi olmamızın gerektiğini yeniden hatırlamalıyız. Çocuklarımızın ramazan ayının manevi atmosferinden istifade etmeleri için gayret göstermeliyiz. Çünkü Ramazan ayı çocuklarımıza dinimizin güzelliklerini hem öğretmek hem de yaşayarak onlara hissettirmek için çok güzel bir vesiledir. Allah’a yakınlaşma fırsatı olan oruç ibadetimizi gereği gibi tutarak, Sevgili Peygamberimiz’in şu müjdesine nail olma duasıyla hutbemi bitiriyorum: “Kim inanarak ve mükafatını Allah’tan bekleyerek Ramazan Orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”