ÖNSÖZ
Bu çalışma, liberalizmle ahlâk ilişkisini anlamaya yönelik bir katkıyı
amaçlamaktadır. Bu ilişkinin mahiyetine dair iki düşünce mevcuttur. Liberaller; piyasa
düşüncesi, bireysellik, devlet faaliyetlerinin sınırlandırılması, özgürlük ve özellikle de
son zamanlarda ifade özgürlüğü gibi konularda liberal düşüncenin ahlâkî bir temele
dayandığını iddia ederler. Buna karşın akademik çevrelerde ve toplumda liberalizmin
yardımseverliği yok ettiği, savaşı meşru gördüğü, zenginleri kolladığı şeklinde
suçlamalarla liberalizmin ahlâk dışı bir düşünce olduğu fikri yaygındır. nandığımız
çoğu şeyin “şehir efsaneleri” olduğunu sık sık tecrübe ederiz. Gerçekten liberalizm, bir
değer düşüncesinden ve ahlâkî düşünceden yoksun mu?
John Locke’dan günümüze liberal gelenek içindeki düşünürler, iddialı bir
ş
ekilde tezlerinin ahlâkî olduğunu ileri sürdüler. Bu çalışma, gündelik tartışmalara
girmeden liberal düşüncenin gerçekten bu tür bir ahlâkî temele sahip olup olmadığını
konu alır ve bunu yaparken liberal ilkeleri ortaya çıkaran zihin durumunu analiz etmeye
çalışır. Ayrıca liberal ilkelerle ahlâkî yargılar arasındaki ilişki araştırılır.
Bu araştırmanın gerçekten insanların liberalizmin ahlâkî yönü ile ilgili
düşüncelerini değiştirip değiştirmeyeceği bilinmez; ancak her tartışmanın ortak bir
kavramsal zemine ihtiyacı vardır. Bu çalışma, muhtemel başarısız yönlerine rağmen
bunu ortaya koymaya çalışmıştır.
Liberalizm, ilkeler için ahlâkî bir temel belirlerken ortak ana terimlere
dayanıyor değildir. Bu düşünce, ortak ilkelere rağmen farklı temel terimler ve farklı
gerekçelendirme türleri ile karşımıza çıkar. Bu farklılıkların tespit edilmesi, liberalizm
ve ahlâk ilişkisine dair tartışmaların daha sağlam bir temelde yapılmasına katkı
sağlayacaktır. Bu tür bir temel yaklaşımıma rağmen bu çalışmada bunların ne kadar
yerine getirildiğinden emin değilim. Türkiye’de konuyu bu şekilde ele alan bir çalışma
olmaması nedeniyle bu tez, zorlu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Bazı
insanların özveri ve katkıları olmasaydı belki bu aşamaya gelemeyecektim. Burada
savunduğum tezleri birileriyle tartışmasaydım, onların geçerliliğinden asla emin
olamazdım. Bunları çevremde bulduğum herkesle, her fırsatta tartıştım. Bu yüzden
mesai arkadaşlarımın ve hocalarımın hepsinin bu çalışmaya katkısı vardır. Doç. Dr.
Mevlüt Uyanık, Yrd. Doç. Dr. Şaban Haklı, Yrd. Doç. Dr. Ferit Uslu, Arş. Gör. Dr.
Selim Türcan, Arş. Gör. Dr. Süleyman Gezer, Arş. Gör. Aytekin Özel ve birçok kişiden
destek aldım. Prof. Dr. Atilla Yayla’nın maddî ve manevî desteğini hep yanımda
hissettim; hem fikirleri hem de kaynak temini ile bana çok büyük katkıları oldu. Ayrıca
vi
Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Doç. Dr. brahim Özdemir,
Doç. Dr. smail Köz, Doç. Dr. Celal Türer değerli katkılarıyla çalışmamın eksikliklerini
gidermeme yardımcı oldular. Danışmanım Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi; fikirleriyle,
anlayışlı ve hoşgörülü tavrıyla, tezin ilk yazımını okuma konusundaki itinasıyla ve
benim ısrarlı tartışmalarıma gösterdiği sabırla çalışmama büyük katkı sağlamıştır.
Ayrıca bu çalışmaya katkısı olan herkese teşekkür etmeyi, yerine getirilmesi gereken bir
görev bilirim.
Hasan Yücel Başdemir
Çorum–2007
1
G R Ş
Liberalizm konusunda az çok bilgisi olan herkesin zihninde bu düşünceye dair bazı
çağrışımlar vardır. Serbest ticaret, bireysellik, özel mülkiyet, sınırlı devlet, kanun
hâkimiyeti, kendiliğinden düzen, bireysel (negatif) özgürlük gibi düşünceler liberalizmin
temel tezlerini oluşturur. John Locke (1632–1704)’dan günümüze kadar liberal düşünce
geleneği içinde yer alan düşünürler, ortak bir şekilde bu tezlere sahip çıktılar; tutarlı ve
kapsamlı bir sistem oluşturdular.
1
Bu temel ilkeler, genelde bir düşünce sistemini, özelde ise
bir liberalin söz ve davranışlarını tasvir etse de ortak bir dile, söze ve davranışa sahip
olmalarına rağmen liberallerin bu temel ilkeler konusunda ortak bir zihnî niteliğe sahip
olduğunu söylemek mümkün değildir.
Liberallerin ortak dil ve davranışa rağmen farklı zihnî niteliklere sahip olduklarını
söylemek, liberal düşünceyi tasvir eden kavramların gerisindeki bazı biliş süreçlerinin
varlığına ve onların farklılığına işaret eder. Bu durum, onun görünen yönü ile görünmeyen
yönü arasındaki ayrımdır. Liberalizmin piyasa sistemini savunması onun görünen yönüne;
bu savunmanın arkasında duygusal bir temelin veya bu sistemin doğru olduğu şeklinde bir
inancın
olması ise görünmeyen yönüne işaret eder. Liberalizmi bu görünürdeki ve
görünmeyen bazı farklılıklarla tasnife tabi tutmak mümkündür. Birincisi kullanılan dile,
siyasî tavra (veya üsluba), siyasî amaca ve hatta zaman ve mekâna göre yapılan bir tasnif
olabilir. “Liberalizm” ve “liberteryenizm” arasındaki ayrım, zihin durumlarındaki bazı
farklılıklara dayanıyor olmasına rağmen temelde siyasî duruş ve üslupla ilgilidir.
Liberteryenler, liberallerin özgürlük ve devlet konusundaki düşüncelerini tavizkâr
bulduklardan kendilerini onlardan ayırmak için bu ismi kullanırlar. Nitekim 20. yüzyılda
ABD’deki liberallerin devletçi söylem ve eğilimleri artmaya başlayınca bunu tasvip
etmeyen liberaller kendilerini liberteryen olarak adlandırmaya başladılar.
2
Bununla birlikte
liberal ilkeleri veya siyasî amaçları merkez alarak yapılan tasnifler de vardır. Liberal
1
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Atilla Yayla, Liberalizm, Turhan Kitabevi, Ankara, 1992;
Ludwig von Mises, Liberalism: The Classical Tradition, The Foundation for Economic Education,
New York, 1996.
2
Mustafa Erdoğan, “Siyasal Düşüncede Liberal Gelenek”, Liberal Toplum Liberal Siyaset, Siyasal
Kitabevi, Ankara, 1998, s. 29; Yayla, age, ss. xiv, 16. Liberterlik olarak da dilimizde kulanılan
liberteryenizm, genellikle liberal politikalar adına yanlış uygulamaları eleştiren liberallerin kendisini
tanımlamak için kullandığı bir nitelemedir. Bu yüzden onun savunulan genel ilkeleri açısından bir
tanımını yapmak oldukça güçtür. Bazen kaynakların en üst düzeyde verimle kullanılmasını; bazen
kamu tercihi fikri için bu düşünce kullanılsa da aslında liberterler; piyasa düşüncesi, kanun hâkimiyeti,
sınırlı devlet gibi liberal ilkeleri bireyselliğe, bireysel özgürlüğe veya bireyin güçleri ve sahip
olduklarını uygun gördüğü biçimde kullanma hakkına başvurarak açıklar. Bu yüzden liberterlik,
genelde eşcinsellik, boşanma, uyuşturucu, kürtaj, ötenazi vs. sıra dışı ahlâkî sorunlarla ilgili olarak
yasal serbesleştirmeyi savunur. Liberaller, daha uyumlu ve muhafazakâr bir yaklaşımla, birey
özgürlüğü, piyasa ekonomisi gibi konulara ağırlık verirler. Daha geniş bilgi için bkz. Will Kymlicka,
Çağdaş Siyaset Felsefesine Giriş
, çev.: Ebru Kılıç, stanbul Bilgi Üniversitesi yay., stanbul, 2003, ss.
141-229.
Dostları ilə paylaş: |