Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   42


 
 
kanı,  klasik  iktisatçıların,  bilimlerinin  basit,  ilkel  hâli  ve  öğrenilecek  önemsiz  bir 
dersten fazlası olmadığıdır (Dobb, 1960: 1). İktisat bilimi açısından çok önemli olan 
bu  konuyla  ilgili  bilgi  sahibi  olabilmek  için  klasik  teorinin,  neoklasik  teorinin  ona 
karşıt  olarak  gelişiminin  ve  birinin  düşünce  alanındaki  hâkimiyetini  diğerine 
bırakmasının dinamiklerinin incelenmesi gereklidir. 
İktisat düşüncesinin izlerini Antik Çağ’a kadar sürmek mümkündür. Platon ve 
Aristoteles’in  dönemin  mübadele,  ev  idaresi  gibi  konularına  kafa  yorduklarını,  bu 
konularla ilgili görüş belirttiklerini biliyoruz. Bununla beraber, Antik Çağ’da ekonomi 
henüz toplumun bütününden ayrışmış bir biçimde algılanmamıştı (Buğra, 2011: 48). 
Antik  Çağ  düşünürlerinin  incelediği  diğer  konular  gibi  iktisadi  konular  da,  insanın 
toplumsal yaşamını ideal gördükleri ölçütlere referansla ele alınıyordu.  
Orta  Çağ’a  gelindiğinde  toplum  hâlâ,  Antik  Çağ’da  olduğu  gibi,  insanların 
maddi  çıkar  değil;  karşılıklı,  değişen  yükümlülükler  temelinde  bir  aradalığı  olarak 
yorumlanıyordu (Tawney, 1963: 29).  
Orta Çağ’da toplumsal yaşam ve düşüncede dinin egemenliği söz konusuydu. 
Bu, iktisadi düşünce için de geçerliydi; iktisadi sorular, etik ve ahlak perspektifinden 
değerlendiriliyordu. 
Orta  Çağ’ın  sonlarına  doğru  Avrupa  ekonomisinde  büyük  genişleme  yaşandı. 
16. yüzyılda, İngiltere’de kapitalist üretim tarzı ortaya çıktı. 
Kapitalist üretim tarzının ortaya çıkışı, toplumun çoğunluğunun geçim sağlama 
ve  yaşam  tarzlarında  önemli  değişiklikler  gerçekleştirdi.  Tarım  ve  zanaata  dayanan 
geleneksel  üretim  biçimlerinin  yerini  manifaktür  üretimi  ve  daha  sonra  fabrikalar 
almaya başladı. İnsanın geçimi, artık toplumsal bir ideale göre değil, piyasa koşullarına 



 
 
göre belirleniyordu. Klasik ekonomi politik, bu tarihsel dönemin ürünüdür; kapitalist 
üretim tarzının işleyiş dinamiklerini araştırır.  
Klasik ekonomi politik okulunu kimlerin oluşturduğu, iktisadi düşünce tarihinde 
tartışmalı  bir konudur. “Klasik  iktisatçı” nitelemesini ilk kullanan  kişi olan  Marx’a 
göre  klasik  politik  iktisat  William  Petty  ile  başlar;  1830’larda  sona  erer  ve  yerini 
‘bayağı iktisat’a
4
 bırakır
5
 (Dobb, 1960: 133). Keynes’e göre ise klasik okula J. S. Mill, 
Marshall, Edgeworth ve Pigou da dâhil edilmelidir.
6
  
Politik  iktisat,  ekonominin  bir  bütün  olarak  gelişimini,  üretimi,  birikimi  ve 
bölüşümü, uzun dönem analizi çerçevesinde inceler. 
Politik İktisat bize, servetin üretimi, bölüşümü ve tüketimini düzenleyen yasaları anlatır 
(Mill’den aktaran Milonakis ve Fine, 2008: 13). 
                                                 
4
 Marx’ın bayağı iktisatçılar olarak isimlendirdiği kişiler McCulloch, Senior, Bastiat ve Say’in takipçileridir 
(Dobb, 1960: 134). 
5
 “İlk ve son defa olmak üzere belirteyim ki, klasik ekonomi politik dediğim  zaman, sadece görünüşteki 
ilişkilerin  sınırları  içinde  kalan,  deyim  yerindeyse  en  kaba  görüngülere  akla  uygun  bir  açıklama  bulmak  ve 
burjuvazinin  günlük  ihtiyaçlarını  karşılamak  için,  bilimsel  ekonominin  çoktandır  biriktirdiği  malzemeyi 
durmaksızın eşeleyen, ama bunların dışında, burjuvazinin üretim ajanlarının içinde yaşadıkları ve mümkün olanlar 
içinde  en  iyisi  saydıkları  kendi  dünyaları  hakkındaki  bayağı  ve  bencilce  düşüncelerini  bilgiççe  bir  kılı-kırk 
yarıcılıkla sistemlileştirmekle ve bunları ezeli ve ebedi gerçeklermiş gibi ilan etmekle kendisini sınırlayan bayağı 
iktisadın tersine, W. Petty’den bu yana burjuva üretim ilişkilerinin iç bağlantılarını  araştırmış bütün iktisatçıları 
kastediyorum” (Marx, 2011: 90). 
6
 “‘Klasik iktisatçılar’ ifadesi, Ricardo ve James Mill ve bu iki iktisatçıdan önce yaşamış olanları yani en 
yüksek  aşaması  Ricardiyen  iktisat  olarak  belirtilen  teorinin  kurucularını  da  kapsayacak  biçimde  ilk  kez  Marx 
tarafından kullanılmıştır. Bense, ‘klasik okula’, belki de kullanım hatası yaparak, Ricardo’dan sonra gelenleri yani 
(örneğin) J. S. Mill, Marshall, Edgeworth ve Prof. Pigou olmak üzere Ricardiyen iktisat teorisini benimseyen ve 
kusursuz hâle getirenleri dâhil etme alışkanlığını edindim” (Keynes, 2008: 13). 



 
 
Toplumu bir bütün olarak ele alır ve toplumsal ilişkileri sınıflar temelinde analiz 
eder. 
Ekonomi politik, (…) iktisat (ekonomi) bilimini sınıflar arasındaki ilişkilerin araştırılması 
olarak  gören  ve  kapitalizm  tahlilini  emek  değer  teorisi  olarak  anılan  çerçeve  içinde 
geliştiren iktisadi düşünce okuludur. (…) [E]konomi politik kapitalist toplumu sınıflar 
arasındaki ilişki ve çelişkiler temelinde anlamaya yönelir (Savran, 2008: 277). 
Klasik politik iktisat, temelde, bir üretim teorisidir (Dobb, 1960: 39). Metaların 
değerleri,  üretim  ilişkileri  temelinde  tanımlanmıştır.  Mülk  sahipliğince  belirlenen 
toplumsal  sınıflar,  üretime,  yine  sahip  oldukları  mülkiyet  tarafından  belirlenen 
işbölümüne göre katılırlar.  
Klasik Okul’un iktisat bilimindeki hâkimiyeti, 1870’lerin başında yayınlanan üç 
kitabın, Carl Menger’in Grundsätze der Volkswirtschaftslehre (İktisadın Prensipleri)
William Stanley Jevons’un The Theory of Political Economy (Politik İktisat Teorisi) 
ve Léon Walras’nın Éléments
 D'économie Politique Pure (Teorik İktisadın Temelleri) 
eserlerinin 1890’larda yarattığı büyük etkiyle sona ermiştir. Bu üç iktisatçı tarafından 
aynı  dönemde  birbirlerinden  bağımsız  geliştirilen  marjinalizm,  bireyin  fayda 
azamileştirici olduğu kabulüyle, faydanın ve faydaya dayalı olarak açıklanan değerin 
türevsel hesaplarla formülleştirilmesidir. Marjinalizm, klasik iktisat teorisinden ciddi 
bir  kopuş  gerçekleştirmiştir;  öyle  ki  bazı  kaynaklarda  “marjinal  devrim”  olarak 
adlandırılmaktadır. 
Marjinalizmle  klasik  iktisadın  en  önemli  yöntemsel  farklarından  biri,  analiz 
birimleridir.  Klasik  iktisat  toplumu  bütüncül  bir  şekilde  ele  alırken  ve  insanların 
birbirleriyle  toplumsal  ilişkilerine  odaklanırken,  marjinalizm,  analiz  birimi  olarak 
bireyi alır. Marjinalizmin bireyi, toplumsal özelliklerinden sıyrılmış, haz azamileştirici 
ve  rasyoneldir.  Bu  evrensel  insan  doğası  kabulü,  marjinalist  teorinin  üzerinde 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə