9
kadar sürmüş, bundan sonra kilise gittikçe artan bir şekilde, serbest boşanma
sistemine müdahale etmiş, evlenme ve boşanma işlerini üzerine almaya başlamıştır.
27
3. Boşanmanın Sebebe ve Hâkim Hükmüne Dayandığı Sistem
Evlenmenin kutsal sayılması gerektiği prensibini benimsemeyen ve
boşanmayı kabul eden Protestanlık, Katolik Kilisesinin boşanma konusundaki sert
tavrını tadil etmiş; Tabii Hukuk Okulu ve Aydınlık Çağ hukukçuları da evlenmenin
medeni bir akit olduğu fikrini ileri sürerek Katolik Kilisesinin görüşüne en sert
darbeyi indirmişlerdir.
28
Bu sistemde, boşanmanın ancak belirli sebeplerin mevcudiyeti halinde
gerçekleşebileceği kabul edilmiş, böylece, Katolik sistemiyle serbest boşanma sistemi
arasında ortalama bir yol tutulmuştur.
29
Burada boşanma yoluyla evliliğe son vermek
mümkündür ancak bunun için öncelikle kanunda öngörülmüş bir sebebe dayanılarak
dava açılmalı ve bu dava sonunda hâkimden boşanmaya ilişkin bir karar alınmalıdır.
Bugün, modern hukuk sistemlerinde, eşlere boşanma imkânı verilmesi gereği
büyük ölçüde kabul edilmiştir. Burada esas olarak, boşanmanın hangi sebeplere
dayanması gerektiği, boşanmanın mutlaka bir yargı kararı kararına ihtiyaç duyması
karşısında eşlerin karşılıklı rızalarının boşanmaya etkisi gibi konular gerek hukuk
tarihi, gerekse yürürlükteki hukuk sistemleri bakımından ilgi çekici hukuk
problemlerini oluşturmaktadır.
27
Velidedeoğlu, Aile Hukuku, s. 157.
28
Tandoğan, s. 71.
29
Velidedeoğlu, Aile Hukuku, s. 159; Akıntürk/Karaman, s. 239.
10
II. BOŞANMANIN DAYANDIĞI TEMEL İLKELER TÜRK HUKUKUNA
YANSIMALARI VE TÜRK HUKUKUNDA ÖZEL BOŞANMA
SEBEPLERİ
A. Boşanmanın Dayandığı Temel İlkeler
Boşanmanın ancak belirli sebeplerden birinin varlığı halinde gerçekleşmesi
fikri –yani orta yol- kabul edilmiş olsa dahi, bu sebepleri belirlerken esas alınacak
prensibi tayin bakımından birbirlerine hâkimiyet iddiasında olan çeşitli eğilimler
vardır.
30
Boşanmanın dayandığı temel ilkeler dört noktada toplanır ki bunlar “kusur
ilkesi”, “irade ilkesi”, “temelden sarsılma ilkesi” ve “elverişsizlik ilkesi”dir.
31
1. Kusur İlkesi
Bu prensibe göre boşanma, ancak eşlerden birinin kusurlu olması durumunda,
kusursuz olan eşin açacağı dava ile mümkündür. Burada amaç kusurlu eşin kendi
kusuruna dayanarak hukuken korunan bir menfaat elde edilmesinin önüne geçilmesi,
kusursuz eşin korunmasıdır.
32
Boşanmada kusur prensibi, bu prensibe bağlı kalındığı takdirde, her iki eşe de
kusur atfının mümkün olmadığı, fakat evlilik birliğinin devamının da imkânsız
olduğu hallerde, evlilik birliğini sona erdirmenin imkânsızlaşacağı; eşlerin
boşanabilmek için birbirlerine daima kusur yüklemeye çalışmalarının barışma
ihtimalini güçleştireceği noktalarından eleştirilmektedir.
33
30
Feyzioğlu, s. 217.
31
Bkz. Tandoğan, s. 71, 72; Öztan, s. 215, 216; Feyzioğlu, s. 217, 218; Schwarz, s. 137 vd.;Farklı
olarak Velidedeoğlu, “elverişsizlik prensibi”ne yer vermemektedir(Velidedeoğlu, Aile Hukuku,
s. 160); Öte taraftan Akıntürk ve Gençcan ise önceki Medeni Kanun’nun 134. maddesine
4.5.1988 tarih ve 3444 sayılı Kanunla eklenen, yeni Medeni Kanun’da da aynen benimsenerek
166. maddenin son fıkrasında yerini alan “eylemli ayrılık ilkesi”ni beşinci bir ilke olarak kabul
etmektedir(Bkz. Akıntürk/Karaman, s. 240; Gençcan, s. 105).
32
Öztan, s. 216; Akıntürk/Karaman, s. 240.
33
Tandoğan, s. 71, 72; Öztan, s. 216; Akıntürk/Karaman, s. 240; Velidedeoğlu, Aile Hukuku, s.
160, 161; Schwarz, s. 138.
11
2. İrade İlkesi
Bu ilkeye göre, eşlerin ortak iradeleriyle kurdukları evliliğin, yine onların
ortak iradesiyle sona erdirilebilmesi gerekir.
34
Ailenin devamlı ve istikrarlı bir müessese olması gereği karşısında, boşanma
için böyle bir ilkenin kabulü eleştirilmiştir. Şöyle ki; tarafların ortak iradesiyle
kurulsa da, kurulduktan sonra artık alelade bir sözleşme olmaktan çıkan evlilik
birliğinin kuruluşunda duraksamadan kabul edilen irade ilkesinin, birliğin ortadan
kaldırılmasındaki rolü üzerinde durulmalı; sebebe dayanan boşanma görüşünden
serbest boşanma görüşüne yaklaşılmasının önüne geçilmelidir. İki tarafın müşterek
rızası ile boşanmanın mümkün olmasında belirli sebeplere bağlı boşanma esasından
pek ayrılındığı söylenilemese de sadece tek tarafın iradesinin boşanmaya yeterli
görüldüğü hallerde-1944’e kadar Rusya’da- bu prensipten uzaklaşılmış olur.
35
3. Temelinden Sarsılma İlkesi
36
Bu ilkeye göre, evliliğin amaç ve işlevini kaybettiği, evlilik birliğinin
devamının istenmesinde hiçbir yarar ve anlamın kalmadığı
37
durumlarda kusur
durumlarına bakılmaksızın – eşlerden biri veya ikisi kusurlu olabileceği gibi her ikisi
de kusurlu olmayabilir- eşlerden birinin açacağı dava sonunda boşanma gerçekleşir.
Burada amaç, kusur prensibine getirilen eleştirileri karşılamak, hâkime kusur
prensibinde olduğundan daha geniş ölçüde takdir hakkı tanıyarak, kusura rağmen
34
Akıntürk/Karaman, s. 240.
35
Feyzioğlu, s. 218.
36
Kimi kaynaklarda “düzen bozukluğu ilkesi” olarak belirtilmiştir(Bkz. Feyzioğlu, s. 217;
Tandoğan, s. 72; Öztan, s. 216; Akıntürk/Karaman, s. 241); Öte taraftan Velidedeoğlu evlilik
birliği temelinden sarsılmışsa, artık bu evliliğin fertlere ve topluma menfaati
dokunmayacağından bu ilkeye “içtimai mülahaza(toplumsal menfaat) prensibi” de demiştir(Bkz.
Velidedeoğlu, Aile Hukuku, s. 161).
37
Akıntürk/Karaman, s. 241.
Dostları ilə paylaş: |