Antik mozaiK

ANTİK MOZAİK Mozaik mimari dekorasyon bağlamında ilk defa Sümerler tarafından M.Ö. 3000 den itibaren uygulanmıştır. Bugün ırak sınırları içerisinde yer alan antik Uruk kentinin bina duvarlarında külah şeklinde kurutulmuş çamurların duvarlara gömülmesiyle oluşmuştur. Diğer antik mozaik örnekleri ise Mısır’dadır. ÇAKIL VE MOZAİK Doğuda ve Akdeniz kıyılarında bulunan eski mozaikler çakıl taşlarının yerde ve kaldırım amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Çakıl mozaiği ilk önce Mezopıtamya, Frigya ve Perslerde kullanılmış doğu kaynaklı bir tekniktir. Başlıca bir teori ise çakıl mozaiği ilk defa Girit’te uygulandığı ve mozaiğin helenistik bir süsleme biçimi olduğu öne sürülmektedir. Yer kaplamada estetikten çok fonksiyonel amaçlı kullanılan çakıl mozaik ilerleyen tarihlerde kamu binalarında, tapınaklarda ve galerilerde dekoratif etki için ve genellikle geometrik desenlerde kullanılmıştır. M.Ö. 500 yılda çakıl mozaik tekniği son derece gelişmiştir. Takip eden yüzyıllarda teknik kullanım açısından en yüksek noktaya ulaşmış bir sanat dalı olma özelliği yakalamıştır. M.Ö. 400 yıldan itibaren mozaik doğal çakıl taşı olma bağımlılığından kurtulmuş kesme ve kırma tekniklerinin gelişmesiyle mozaik renkli desen malzeme açısından çeşitlenmiştir. Bu dönemde de mozaiğin yuvarlak ve derin kaplar üzerinde de uygulanması mümkün olmuştur. Kesik taşlarla yapılan mozaik örnekleri Assos ve Olimpios’dadır. ROMA İMPARATORLUĞU’NDA MOZAİK İkinci yüzyıldan itibaren mozaik İtalya’da karşımıza bir moda şeklinde çıkıyor. Popüler desen denizde yunus, denizde yaşam ve su ile ilgili mitolojik öyküler ve bunların yanı sıra spor, avcılık konularda evleri, hamamları, dükkânları süslüyor. Bu dönemde adeta halı, kilim gibi kullanılıyor. Siyah- beyaz renkler kırık çakıl taşları ile elde ediliyor. Dekorasyonda da mozaik kullanımı Roma İmparatorluğu ile Akdeniz’e Kuzey Afrika’ya ve Avrupa’ya yayılmıştır. Roma İmparatorluğu’nun en usta mozaikçileri genellikle stilini yerel renk ve desenlerle birleştirmeyi başarmışlardır. Sembol ve desenler çok zenginleşmiştir. Çok Tanrılı dönemden Hıristiyanlığa geçişle birlikte antik öneme ait pek çok desen ve sembollere yeni anlamlar yüklenerek Kilise’lerde kullanılmaya başlanılmıştır. Mozaik bu dönemde de yerini ve vazgeçilmezliğini korumuş, yer mozaikleri duvar mozaiklerine dönüşmeye başlamıştır. BİZANS İMPARATORLUĞU’NDA MOZAİK Bizans İmparatorluğu mozaiğe çok büyük önem vermiştir. En zengin ve gösterişli mozaikler bu döneme aittir. Duvar mozaiğinin yaygın kullanımı, renkli camın, altının, gümüşün mozaik içerisinde yer alması bu dönemin tipik özelliklerindendir. Doğu Bizans İmparatorluğuna başkent olan İstanbul’da mozaik okulları açılmış mozaikçiler vergiden muaf tutulmuştur. Ayasofya bu dönemin en önemli mozaiklerini içerisinde bulunduran tarihi bir anıttır. Batı Bizans’ın son dönemlerinde başkent olan İtalya’daki Ravenna kenti eşsiz mozaik eserleri ile çok özel bir kenttir. Mozaik antik yöntemlerle ve Venedik’te üretilen özel camlarla hala eskiye sadık kalarak uygulanmaktadır. RÖNESANS ETKİLERİ 15. yüzyıldan 19. yüzyılın başlarına dek mozaik sanatı tahtından inmiş keski ve çekici yerini palet ve fırçaya bırakmıştır. 19. yüzyılda İngiltere’de ve Meksika da yeniden mozaik uygulamaları başlamıştır. 20. YÜZYILDAN İTİBAREN MOZAİK 20. Yüzyılda mozaik modern sanatlarda mimari ile birlikte yeniden gündeme gelmiştir. Uzun bir süre ikincil bir sanat dalı olarak görülen mozaik artık hak ettiği yeri almaya başlamıştır. İç ve dış mimaride objeler üzerinde, parklarda, meydanlarda kalıcı ve dekoratif bir uygulama olarak göze çarpan mozaik çok eski bir tarihin, derin bir kültürün ve çok farklı yorumların sonucu günümüze ulaşmış özel bir sanat dalıdır. SEM-MAR DA MOZAİK Mozaiğin geçmişi ve geleceğini birleştirecek insan hünerlerinin yanına teknolojiyi de koyarak mozaiğin tarih ve gelecek yolculuğuna devam ediyoruz. Tarih, günümüz ve gelecek iç içe; hüneri, teknolojiyi birleştirdik, değişimden yana yol aldık. BUNDAN DOLAYIDIR Kİ; DEĞİŞİM DEVAM EDİYOR…