Arap bahari sonrasi



Yüklə 314,08 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/10
tarix22.11.2017
ölçüsü314,08 Kb.
#11685
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

19

s e t a v . o r g

ARAP BAHARI SONRASI KÖRFEZ GÜVENLİĞİ VE SAVUNMACI AKTİVİZM

biri olan BMC’nin yaklaşık yarısının Katar Si-

lahlı Kuvvetleri’ne ait olması da kayda değerdir.

47

Aralık 2014 tarihinde İngiltere ve Bahreyn’in 



Mina Salman Limanı’nda kurulması planlanan 

bir deniz üssü konusunda anlaşmaları geniş yan-

kı uyandırmıştır.

48

 İngiltere, Körfez bölgesindeki 



askeri varlığını sürekli hale getirecek bu anlaşma 

ile stratejik bir hamlede bulundu. Aslında bu 

iki ülke açısından da oldukça stratejik bir an-

laşmadır. Zira İngiltere Soğuk Savaş döneminde 

(1971) askeri olarak çekildiği bölgeye güçlü bir 

şekilde geri dönerken, Bahreyn de güvenlik an-

gajmanında çeşitliliği yakalama fırsatı bulmuştur. 

Bu anlaşma, ABD 5. Filosu’na ev sahipliği yapan 

Bahreyn’in, iç siyasi bunalımlar sebebiyle gergin-

lik yaşadığı Washington yönetimine karşı yeni bir 

denge oluşturması bakımından önem arz etmek-

tedir. Kraliyet donanmasının Körfez’deki kapasi-

tesini güçlendirmesi, mevcut güvenlik dengesinin 

yeni bir görünüm kazanmasına sebep olmuştur. 

Nükleer anlaşma sonrası özellikle Körfez ül-

kelerinin bölgesel politikalarında daha hırslı hare-

ket etmesi de bu bağlamda değerlendirilmelidir. 

Bununla her ne kadar ABD ile Körfez ülkeleri 

arasındaki ilişkilerde türbülans yaşansa da, İran 

nükleer anlaşması sonrasında Körfez ülkelerinin 

güvenlik endişelerinin giderilmesi için ABD’nin 

silah satışlarını hızlı bir biçimde onayladığı gö-

rülmektedir. Hatta ABD, Arap Baharı sürecinde 

yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle Bahreyn’e uy-

guladığı silah ambargosunu bile dört yıl aradan 

sonra kaldırarak silah satışına onay vermiştir.



A. Refleksif Güç Kullanımı: Yemen 

Operasyonu

Yemen’de Arap Baharı sürecinde yaşanan siyasi 

dönüşüm sonrası ülkede siyasi istikrarın sağlana-

mamasında bölgesel aktörlerin tercihleri önemli 

rol oynadı. KİK çabalarıyla gerçekleştirilen siyasi 

dönüşüm aslında Körfez güvenliği açısından da 

47. “Katar Silahlı Kuvvetleri ‘Bence de BMC’ Dedi”, Milliyet, 2 

Haziran 2014.

48. “UK Says Signs Deal to Expand Naval Presence in Bahrain”, 

Reuters, 5 Aralık 2014.

son derece önemliydi. 2009-2010 yıllarında Hu-

silerle yaşanan olumsuz tecrübe de göz önünde 

bulundurulduğunda bu çaba daha da anlamlı 

hale gelmektedir.

49

 Eylül 2014’te başkent Sa-



naa’yı ele geçiren ve güneye doğru ilerleyen İran 

destekli Husilerin durdurulması amacıyla Suu-

di Arabistan öncülüğünde başlatılan “Kararlılık 

Fırtınası” (26 Mart) ve ardından gelen “Umuda 

Dönüş” (21 Nisan) operasyonlarına BAE, Bah-

reyn, Katar, Kuveyt, Sudan, Fas ve Ürdün aktif 

bir biçimde, birçok bölgesel ve küresel aktör de 

dolaylı olarak (lojistik, istihbari ve silah) destek 

vermiştir.

50

 KİK üyesi Umman operasyona kat-



kı sunmazken, Mısır’ın desteği ise sözlü olarak 

çokça zikredilse de fiiliyatta sarih bir biçimde 

görülmemiştir. Babü’l-Mendep Boğazı ve Süveyş 

Kanalı ulaşımı gibi Körfez güvenliğini doğrudan 

etkileyen bir konuma sahip Yemen’de Husilerin 

gerçekleştirdikleri darbe hem ülkedeki mevcut 

krizi derinleştirmiş hem de Körfez ülkelerinin 

modern tarihlerinde ilk defa güç kullanımı terci-

hinde bulunmasına yol açmıştır.

Bu güç kullanımının refleksif olması; sahada 

gerekli ittifaklar kurulmaması, bir çıkış stratejisi 

belirlenmemesi ve operasyon sonrası muhtemel 

bir geçiş sürecine dair stratejik bir planlama-

nın yoksunluğundan kaynaklanmaktadır. Kara 

savaşı için gerekli olan destek öncelikle yakın 

müttefik ülkelerden (Mısır, Pakistan, Sudan, Fas 

ve Eritre), ikinci olarak da başta Latin Ameri-

ka olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinden 

getirilen paralı askerlerden sağlanmaya çalışıl-

mıştır. Her ne kadar askeri envanter hususunda 

Körfez ülkeleri –yıllardır satın aldığı modern ve 

teknolojik silahlar sayesinde oldukça güçlü olsa 

da– nitelikli askeri personel noktasında ciddi bir 

sıkıntının olduğu muhakkaktır. Suudi Arabistan 

ile olan yakın bağları sebebiyle Pakistan’ın kara 

operasyonuna vereceği destek bu anlamda büyük 

bir beklentiydi. Ancak Pakistan açısından Yemen 

49. Veysel Kurt, “Devrim’den Askeri Müdahaleye Yemen”, SETA 



Analiz, Sayı: 144, (Aralık 2015).

50. “Saudi Arabia Launches Air Strikes in Yemen”, BBC, 26 

Mart 2015.



20

ANALİZ 


s e t a v . o r g

operasyonu çok sıkıntılı ve bir o kadar da maliyet-

liydi. En başından itibaren Pakistan’ın mütered-

dit tavrı aslında bu sürecin içerisinde yer almak 

istemediğini açıkça ortaya koymaktaydı. Nihaye-

tinde tarafsız kalmayı öngören Meclis kararıyla 

Pakistan ordusu da operasyona katılmadı.

51

İlk kez gerçekleşen bu kapsamlı güç kullanı-



mında Körfez ülkelerinin başta nitelikli personel 

olmak üzere askeri kapasitelerinin yeterli düzey-

de olmadığı görüldü. Dolayısıyla Körfez ülkeleri-

nin askeri harcamalarıyla ters orantılı bir şekilde 

yetersiz personel sıkıntısı içerisinde olduğu açık-

ça ortaya çıktı. Mısır ile planlanan tatbikatların 

Yemen operasyonundan çok sonra ortaya çıkması 

dahi Körfez ülkelerinin operasyonla ilgili strate-

jik hesaplamalarda oldukça aceleci olduklarını 

net bir şekilde ortaya koymaktadır.

52

 

5 Eylül 2015’te Beyaz Saray’da Başkan Obama 



ile Kral Selman arasında gerçekleştirilen görüşme-

nin bir gün öncesinde Suudi Arabistan öncülü-

ğündeki koalisyonun ordu deposuna düzenlenen 

saldırıda BAE’den 45, Suudi Arabistan’dan 10 ve 

Bahreyn’den 5 asker hayatını kaybetti. Bu Körfez 

ülkelerinin koalisyon olarak modern devlet tarihle-

rinde karşılaştıkları ilk büyük askeri kayıptı.

53

 



Bununla birlikte burada değinilmesi ge-

reken bir diğer husus ise İran dış politikasının 

bölgesel etki alanıyla ilgili hırsı üzerine olacaktır. 

51. “Yemen Conflict: Pakistan Rebuffs Saudi Coalition Call”, BBC, 

10 Nisan 2015.

52. “Egypt-Saudi Discuss Joint Military Exercise Amid Yemen 

War”, Al-Araby al-Jadeed, 15 Nisan 2015.

53. “UAE in Three-Day Mourning After 45 Soldiers Killed in Ye-

men”, Middle East Eye, 5 Eylül 2015.

İran’ın Suriye, Irak, Lübnan ve Bahreyn ile ilgili 

kendisine doğal nüfuz alanları oluşturma çabası, 

dış politikası açısından kısa vadede sonuç ver-

miştir. Ancak bu sonucun aynı zamanda ve aynı 

hızla İran karşısında konumlanan ve kapsamı ba-

kımından Ortadoğu tarihi içerisinde mühim sa-

yılabilecek bir koalisyonun oluşmasına da neden 

olduğu akılda tutulmalıdır. 

26 Mart’ta Husilere yönelik hava harekatı 

başlatılmasının üzerinden dokuz ay geçmesine rağ-

men Körfez ülkeleri açısından Yemen’de belirlenen 

hedeflere ulaşıldığını söylemek mümkün değildir. 

Her ne kadar hava operasyonları devam ediyor olsa 

da gerek Husilerin gerekse el-Kaide ve DAİŞ’in 

operasyonel kabiliyetleri oldukça üst seviyededir. 

Abdurrabbu Mansur Hadi’nin ülkede tekrar cum-

hurbaşkanı olması ve düzeni sağlaması için gerek-

li olan askeri üstünlük de sağlanabilmiş değildir. 

Mart ayından itibaren Riyad’da bulunan Cum-

hurbaşkanı Hadi’nin Eylül ayında Aden’e gelmiş 

olması bu çerçevede net bir tablonun ortaya çıktı-

ğını göstermemektedir.

54

 Suudi Arabistan’ın güney 



sınırının Yemen tarafında önemli ölçüde kontrolü 

elinde bulunduran Husilere karşı başlattığı operas-

yonun silah alımlarını artırması nedeniyle ortaya 

çıkan yüksek maliyet de dikkat çekmektedir.

Bundan sonraki süreçte Yemen’in Körfez 

güvenliğine ne ölçüde bir tehdit kaynağı olacağı-

nı değerlendirmek için birkaç hususu göz önüne 

almak gerekir. 

İlk olarak, ekonomisi oldukça zayıf ve halkın 

gelir düzeyinin çok düşük olduğu Yemen’de siyasi 

istikrarsızlığın iç savaşa evrilmesiyle beraber KİK 

için güvenlik tehdidinin kendisine yönelme riski 

oluşmuştur. Aslında bunu bir bakıma nükleer an-

laşma sonrası İran’la süregelen jeopolitik güç mü-

cadelesine üretilmiş bir cevap olarak görmek daha 

doğru olacaktır. Yemen, bölgede İran tehdidine 

cevap üretilebilecek en makul mücadele alanıdır 

ve bölgedeki diğer çatışma alanlarında psikolojik 

üstünlüğü ele geçirmek için de önemli bir adım-

54. “Yemen’s Exiled President Returns to Aden”, Al Jazeera, 17 

Kasım 2015.

İlk kez Yemen’de gerçekleştirilen 

kapsamlı güç kullanımında, başta 

nitelikli personel olmak üzere Körfez 

ülkelerinin askeri kapasitelerinin yeterli 

düzeyde olmadığı görüldü. 




Yüklə 314,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə