Ardiç tohumunun çİmlendiRİlme olanaklari



Yüklə 107,04 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix24.04.2018
ölçüsü107,04 Kb.
#40058


Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi 

Seri: A, Sayı: 1, Yıl: 2006, ISSN: 1302-7085,

 

Sayfa: 33-45



 

 

ARDIÇ TOHUMUNUN ÇİMLENDİRİLME OLANAKLARI 

 

Ünal ELER



  

        



Ahmet  ÇETİN

 



1

SDÜ Orman Fakültesi (Emekli) Isparta, unaleler@hotmail.com 

2

Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Antalya, ahmetcetin52@yahoo.com 



 

ÖZET 

Ülkemizde geniş yayılış alanı bulunan ardıç, önemli bir orman ağacımızdır. Uzun 

yıllardan beri devam eden ağır baskı nedeniyle, ardıç ormanlarımızda yaşlı, kuruluşları 

bozuk meşcereler yer almaktadır. Bu alanların gençleştirilmesi gerekmektedir. 

Gençleştirme çalışmalarında tohum önemli bir öğedir. Ardıcın tohumunun çimlenme engeli 

sorunu vardır. Çimlenme engelinin aşılması ve fidan yüzdesinin yükseltilmesi konusunda 

farklı araştırmalar yapılmıştır. Fakat sorun henüz çözümlenebilmiş değildir. Konu üzerine 

tekrar eğilerek, başka işlemleri de deneyip, yeterli düzeyde çimlenme elde edebilmek 

amacıyla bu çalışmaya girilmiştir. Önemli sorunun sağlam tohum azlığından kaynaklandığı 

anlaşılmıştır. Gerekli mücadele yapılarak, yeterli düzeyde sağlam tohum elde 

edilebildiğinde, ağaçlandırma için gerekli fidanın üretilebileceği; tohumların doğal 

gençleştirmede tohum takviyesinde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. 



Anahtar Kelimeler: Ardıç tohumu, Çimlenme engeli, İşlemler. 

 

STUDIES ON GERMINATION OF JUNIPER SEEDS 

 

ABSTRACT 

Juniper is a major tree species with a wast natural distribution area in Turkey. The 

present juniper forests mostly consist of overmature stands with poor structures, because 

they have been subject to degradation for many years. These poor stands need to be 

regenerated. Seed harvest is an important factor in the regeneration works. Germination of 

juniper seed is inhibited and may take some years. Researches have so far been carried out 

in order to study and overcome the inhibition and increasing the persentage of germination 

by various researches. But the problem is still not be solved. The present research was 

commenced to test all of with some other treatments of juniper seeds in order to improve 

the germination rate. The results have revealed that the problem is generated by the low 

percentage of sound seeds in a given seed lot. It has been concluded that when a sufficient 

proportion of sound seed is obtained, enough juniper seedlings can be produced for 

plantation and these seeds will be used for seeding in natural regeneration areas. 

Keywords: Juniper seed, Inhibition of germination, Treatments. 

 

 



S D Ü  O R M A N  F A K Ü L T E S 

İ

  D E R G 



İ

 S 


İ

 

 



34

1. GİRİŞ 

Ardıç, ülkemizde geniş yayılış alanı bulunan, asal orman ağacımızdır. Sığ, fakir, 

taşlık–kayalık alanlarda yetişebilen, kanaatkar bir ağaçtır. Uzun yıllardan beri, 

değerli odunu ve denetimsiz aşırı otlatma baskısı nedeniyle, çok tahribata 

uğramıştır. Günümüzde ardıç ormanları yaşlı, kuruluşları bozuk, kapalılığı çok 

düşük meşcerelerden oluşmaktadır. Gençleştirme sorunu çözümlenememiş 

olduğundan, ardıç alanları amenajman planlarında üretim dışına çıkarılmıştır. 

Kokulu ardıçta (Juniperus foeditissima Willd.) daha ileri yaşlarda olmasına 

karşılık, boylu ardıçta (Juniperus excelsa Bieb.) 80 yaşından sonra öz çürüklüğü 

başlamaktadır (Eler, 1988). Odunu daha değerli olduğu, keçiler iğne yapraklarını 

severek yediklerinden, kokulu ardıç daha fazla tahribata uğramıştır. Bu gün var 

olan meşcerelerde kokulu ardıç azınlıktadır. Genellikle boylu ardıçtan oluşan yaşlı 

meşcereleri bu hali ile koruyarak, kuruluşlarını iyileştirebilmek, potansiyel verimi 

alabilmek ve devamlılığını sağlayabilmek mümkün görülmemektedir. 

Ardıç meşcerelerinin gençleştirilerek, kuruluşlarının normale dönüştürülmesi ve 

potansiyel verime olabildiğince ulaşılması gerekmektedir. Ardıcın yayılış alanında 

arazi koşulları genellikle ağaçlandırma yapılmasına uygun değildir. Doğal 

gençleştirme için sahayı tohumlayabilecek yeterli nitelikte ağaç sayısı çok düşük 

düzeydedir. Bu nedenle, uygun yerlerde ağaçlandırma yapılabilmesi için fidan elde 

edilmesinde, doğal gençleştirmede de tohum takviyesi ve ekim yoluyla boşlukların 

doldurulmasında, tohuma ihtiyaç bulunmaktadır. 

Ardıç tohumunun çimlenme engeli vardır. Yıllayan tohumlara sahiptir. 

Çimlenme sürenin kısaltılması ve çimlenme yüzdesinin artırılabilmesi için bir çok 

araştırma yapılmıştır. Bu konuda yabancı yayın oldukça fazladır (Anonim, 1974). 

Fakat türler değişiktir. Ardıcın daimi yeşil ağaç, ağaççık ve çalı formunda 50 türü 

bulunduğu bildirilmektedir (Johnsen ve Alexander, 1974). Ülkemiz ardıç türlerinin 

tohumu ile ilgili araştırmalar ve yayınlar yapılmıştır (Pejoski, 1954; Alpacar, 

1988). Konu ile doğrudan ilgili araştırma çalışmasında beklenen sonuç 

alınamamıştır (Alpacar, 1988). Nedeni, değişik sıcaklık derecelerinde 

çalışılamamış olmasına bağlanmıştır. Ancak, yayında dolu tohum yüzdesinin çok 

düşük olduğuna da değinilmiştir.  

Gültekin vd. (2003), Boylu ardıç tohumlarına ekimden önce uygulanabilecek 

basit bazı  sınıflandırma yöntemlerinin çimlenmeye olan etkilerini araştırmış ve 

Boylu ardıç fidanı üretiminde, tohumların suda yüzdürülerek 

sınıflandırılabileceğini; yüzen tohumların dibe çökenle kıyasla daha fazla 

çimlenme kabiliyetine sahip oldukları ortaya çıkmıştır. 

Gültekin vd. (2003), Küçük Kozalaklı Katran Ardıcı tohumlarının çimlenme 

engellerinin giderilmesine yönelik uygun yöntemlerin belirlenmesine çalışılmıştır. 

Bu amaçla ekimden önce tohumları mekanik zedeleme ve farklı kimyasal 

maddelerle ön işlemler uygulanmış ve polietilen örtü koşulları altında ekilen 

tohumların çimlenmesine etkileri araştırılmıştır. Yine Gültekin vd. (2003) 

tarafından Kokulu Ardıç (Juniperus foetidissima Willd.) tohumlarının çimlenme 

engellerinin giderilmesinde kullanılan bazı ön işlemler ile ekim zamanının 



ARDIÇ TOHUMUNUN Ç

İ

MLEND



İ

R

İ



LME OLANAKLARI 

 

35



çimlenme üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Boylu Ardıçta en uygun ekim 

derinliğinin 2 mm ve Küçük Kozalaklı Katran Ardıcında ise ekim derinliğinin 

tohum kapatma materyaline göre ayarlanması gerektiği belirtilmektedir.  

Avşar (2004) tarafından yapılan bir araştırmada; Kahramanmaraş Tekir 

yöresindeki bir boylu ardıç meşceresinden toplanan kozalaklarda ortalama tohum 

sayısının 5.83-8.44 adet, dolu tohum sayısının 0.39-1.88 adet ve dolu tohum 

oranının %4.70-25.94 arasında değiştiği belirlenmiştir. 

Ardıç tohumunun çimlenme engelinin aşılabilmesi amacıyla, o güne kadar 

yapılmış olanlara ilave diğer bazı değişik işlemleri de denemek ve sonuçları 

incelemek düşüncesiyle 1984 yılında bu çalışmaya başlanmıştır. Çok değişik 

işlemler uygulanmasına karşın, beklenen sonuç alınamamıştır. Çalışma ilerleyip, 

yeni gözlem sonuçları ve deneyim elde edildiğinde, sorunun tümü ile tohum 

kabuğu ve embriyodan gelen çimlenme engeline bağlanmasının yanlış olduğu; 

sağlam görülen tohumlarda embriyo bulunmaması nedeniyle, çimlenme yüzdesinin 

çok düşük çıktığı anlaşılmıştır. 

Ardıcın tohum ve kozalağında zarar yapan böceklerin, çimlenme yeteneğinde 

embriyo oranını yok denilebilecek düzeylere düşürebildiği ortaya çıkmıştır. 

Zararlılara karşı mücadele yapılarak, durum incelenmek istenmiştir. Klasik 

mücadele uygulanan ağaçlardan elde edilen tohumlarda kesme deneyi ile bulunan 

sağlam embriyo sayılarında bir miktar artma olmakla birlikte, anlamlı fark 

çıkmamıştır. 

Konunun bu yöne yoğunlaştırılması gerektiği anlaşılmıştır. Uygun mücadele 

yapılarak, yeterli düzeyde sağlam tohum bulunabildiğinde, doğal gençleştirmede 

tohum takviyesi, boşluklara ekim, tüplü ardıç fidanı yetiştirilip uygun yerlerde 

ağaçlandırma çalışmaları ve tamamlama dikimleri için kullanılabileceği; sonuçta, 

ardıç meşcereleri gençleştirilerek, kuruluşlarının iyileştirilebileceği görülmüştür. 

Çalışmanın bu hali ile yayınlanmasının yararlı olabileceği düşünülmüştür. 

 

2. ARDIÇ ORMANLARIMIZIN DURUMU 

Ülkemizde geniş alanlar kaplayan ardıç ormanlarının aktüel durumu ile normal 

kuruluşta meşcereler oluşturulabilse elde edilebilecek verim düşünüldüğünde, 

ortaya çıkan ekonomik kayıplar önemli boyutlara ulaşmaktadır. 

Ormanlarımızın, 1940’lı yıllarda % 3.5 (Yiğitoğlu, 1941), 1960’lı yıllarda % 3.5 

(Soykan, 1969) kadarının saf veya karışık ardıç meşcereleri ile kaplı olduğu 

bildirilmiştir. En son yayına göre, ülkemizde 80 146 hektar normal koru, 1 149 034 

hektar bozuk koru, 11 307 ha da baltalıklar içerisinde olmak üzere toplam 1 240 

487 ha ardıç alanı bulunmaktadır (Anonim, 2001). 

Ardıç ormanlarımızda çoğunluğu boylu ardıç oluşturmaktadır. Bu türde 80 

yaşından sonra öz çürüklüğü başlamaktadır. Var olan meşcerelerde bulunan 

bireyler genellikle yaşlı ve çok yaşlı olduklarından, bu gövdeler uzun zaman daha 

ayakta kalamazlar. Bir süre sonra, çürüme nedeniyle sahadan ayrılacaklardır. 




S D Ü  O R M A N  F A K Ü L T E S 

İ

  D E R G 



İ

 S 


İ

 

 



36

Amenajman planlarında ardıç alanları üretim ormanı  dışına çıkarılmakta, 

buralarda hiçbir işlem yapılmaksızın, korunmaları öngörülmektedir. Ancak, ortaya 

çıkan ekonomik kayıplar yanında, biyolojik olarak da bu ormanların bir işlem 

yapılmadan, korunarak devamlılığın sağlanması mümkün değildir. Sorunun 

çözümlenebilmesi için gençleştirilmeleri kaçınılmazdır. 



2.1. Ardıcın Türkiye’de Yayılışı 

Ardıcın Türkiye’de doğal olarak bulunan şu türleri vardır (Kayacık, 1965): 



Juniperus excelsa Bieb.               : Boylu Ardıç 

        “       foetidissima  Willd.     : Kokar Ardıç 

        “       oxycedrus  L.               : Katran Ardıcı 

        “       phoeniceae  L.             : Finike Ardıcı 

        “       sabina  L.                     : Sabin Ardıcı 

Bu türler içinde, ülkemizde geniş alanlarda, meşcereler halinde bulunabilen tür, 

boylu ardıçtır. Kokulu ardıç (kokar ardıç) genellikle tek ağaç (münferit) ya da 

kümeler halinde karışıklığa katılır durumdadır.  

Ardıç türlerimizin ülkemizde yayılış alanı geniştir (Pamay, 1955; Müderrisoğlu, 

1971; Eliçin, 1977). Kıyı  şeridinden  İç Anadolu stebine doğru, işletme sınıfı 

oluşturabilecek biçimde, saf ve karışık olarak bulunur. Diğer yerlerde, karışıklığa 

katılmayacak oranda, serpili, yer yer de küçük saf meşcereler halindedir (Aykın, 

1978). Boylu ardıç, güneyde Akdeniz’e bakan yamaçlarda ılıman kışları olan 

“Akdeniz Formasyonu“ sınırlarına kadar iner. Toroslar’ın iç ve dış yamaçlarında, 

genellikle saf olarak, geniş ormanlar meydana getirir (Saatçioğlu, 1976). 

2.2. Ardıç Ormanlarının Kuruluşları ve Verim Gücü 

Ardıç ormanlarımız kuruluşları bozulmuş, verim gücü çok düşük meşcerelerden 

oluşmaktadır. İyi durumdaki ardıç meşcereleri azınlıktadır. Normal kuruluşta, orta 

bonitette 100 yaşında boylu ardıç meşceresinin 188.5 m

3

/ha hacim taşıyabileceği 



(Eler, 1988, Ek IV) dikkate alındığında, büyük bir potansiyel bulunduğu 

görülmektedir. 

Bu nedenle, ardıç ormanlarımız önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Ekonomik kayıpları olabildiğince azaltabilmek için, zaman yitirilmeden konuya 

gerekli önem verilmeli ve çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır. 

2.3. Ardıç Tohumunun Özellikleri 

Ardıç tohumu konusunda yabancı yayınlar bulunmaktadır. Bunlardan 

yararlanılabileceği düşüncesiyle, bir kaçına kaynakçada yer verilmiştir. Bu 

çalışmanın amacı ve kapsamı, ülkemizin doğal ardıç türlerinden, ormanlarımızda 

saf ya da karışık olarak meşcereler halinde bulunan boylu ardıç ve kokulu ardıçta 

durumun incelenmesidir. Bu türlerin tohumlarıyla ilgili araştırmalardan elde edilen 

bulgular yayınlarda verilmiştir (Pejoski, 1954; Alpacar, 1988). Bu iki türde kozalak 

rengi ve boyutları arasında belirgin bir fark görülmemektedir. Boylu ardıçta 




ARDIÇ TOHUMUNUN Ç

İ

MLEND



İ

R

İ



LME OLANAKLARI 

 

37



kozalağın içinde ortalama 5–6 tohum bulunur (bu sayının 13’e kadar çıkabildiği 

görülmüştür). Kokulu ardıçta ise bu sayı 1 veya 2, nadiren de 3 olmaktadır. 

Tohumlar “yıllayan tohum“ sınıfındandırlar. Çimlenme engeli vardır. 

Embriyodan kaynaklandığı düşünülen engel ve tohum kabuğunun kalın, su 

geçirmez olması nedenleriyle, tohumlar bir süre beklemekte, daha sonra uygun 

ortam bulduklarında çimlenmektedirler. 

Genellikle sağlam tohum yüzdesi çok düşüktür. Tohum zararlısı böcekler ardıç 

ormanlarında tohumda önemli zarar meydana getirmektedirler. Burada ilginç bir 

durumla karşılaşılmaktadır. Sağlıklı görülen kozalaklardan çıkarılan, dış görünümü 

ile sağlam zannedilen, yüzdürme deneyinde dibe çöken tohumların pek çoğu, 

kesme deneyinde boş veya embriyosu tahrip edilmiş çıkabilmektedir. Yörelere göre 

sağlam tohum yüzdesi fark gösterebilmektedir. Yine yıllar için değişik rakamlarla 

karşılaşılabilmektedir. Bu olguların, zararlının az ya da fazla etkili olmasından 

kaynaklandığı görüşünü güçlendirmektedir. 

1984 yılında başlanıp 1993 yılı sonuna kadar süren bu çalışmada, başlangıçta, o 

güne dek yapılmış araştırmalar ve yayınlarda üzerinde ısrarla durulduğu gibi, 

çimlenme engeli konusuna ağırlık verilmiştir. Daha sonraki yıllarda, sağlam tohum 

olarak işleme sokulan tohumlara kesme deneyi uygulandığında, bunların boş 

oldukları görülmüştür. Çalışmanın sürdürülebilmesi için sağlam tohum bulmakta 

güçlüklerle karşılaşılmıştır.  İşlem yapmadan önce, dolu tohum yüzdesini 

belirlemek amacıyla uygulanan kesme deneyinde, sağlam tohum yüzdesinin, bazı 

yıllarda yok denecek düzeyde olduğu görülmüştür. Ardıç sorununun 

çözümlenebilmesi için önce sağlam tohum kaynağının elde edilmesinin başarılması 

gerekmektedir. 

 

3. MATERYAL ve YÖNTEM 

Değişik yörelerden (Elmalı Sedir Araştırma Ormanı ve Elmalı Orman İşletme 

Müdürlüğü Avlan İşletme Şefliği) taç durumu düzgün, sağlıklı, olabildiğince genç 

ağaçlardan toplanan kozalaklardan elde edilen tohumlarla, çalışmaya 10 yıl devam 

edilmiştir. 

3.1. Tohum Toplanması 

Ardıç tohumu iki yılda olgunlaşmaktadır. Tohumun olgunlaşma zamanı bakı, 

rakım vb., fizyografik koşullara bağlı olarak ikinci yılda ekim-kasım aylarıdır. Bu 

tarihlerde bir yıllık ve olgun kozalaklar kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. 

Olgunlaşmış kozalaklar laciverte dönüşmüş koyu renkte, bir yıllık olanlar henüz 

yeşil durumdadırlar. 

Tacın değişik yerlerinden farklı yönlerden, özellikle ışık alan bölümlerinden 

kozalak toplanmasına özen gösterilmiştir. 

Tohum kabuğunun sertliğinin, çimlenme engeli yönünden etkili olduğu 

düşünüldüğünden, çalışmada erken kozalak toplanması yoluna da gidilmiş, bunun 




S D Ü  O R M A N  F A K Ü L T E S 

İ

  D E R G 



İ

 S 


İ

 

 



38

etkisi de incelenmiştir. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında kozalak toplanıp, 

bunlarda durum incelenmiştir. 

3.2. Uygulanan İşlemler 

Toplanan kozalakların bir bölümü hiçbir işlem yapılmadan, bir bölümü de işlem 

uygulanarak ekilmiştir. Kalan yeterli sayıda kozalak, tohumun yıllama özelliği 

bilindiğinden, yetişme ortamında (Yüksek zonda bulunan Elmalı Sedir Araştırma 

Ormanında) depoda ve açık alanda ağaçların altında bir yıl ve iki yıl bekletilmiştir. 

İkinci ve üçüncü yıllarda bu kozalaklardan elde edilen tohumlara işlemler 

uygulanarak kullanılmıştır. 

Tohumlara çok değişik işlemler uygulanmıştır. 10 yıl süren çalışmada, akla 

gelebilecek tüm işlemler denenmiştir. Bunlar: 

-Kozalak halinde doğrudan ekim; 

-Kütüklerden yapılan, el değirmenine benzer bir düzenleme ile kozalaklar 

ezilerek, çıkarılan tohumları ekme; 

-Tohumları kahve kavurma düzenine benzer büyükçe bir silindire koyup, cam, 

metal parçaları, keskin taş vb. ile birlikte çevirerek, tohum kabuğunu çizip 

incelterek, bunları ekme (çevirme süresi 3, 6 ve 9 saat olarak üç düzeyde 

uygulanmıştır); 

-Tohum+asit (% 98.5 H

2

 SO



4

 ve % 33.5 HCL içinde 1, 2 ve 6 saat tutma); 

-Çizilmiş tohumlar+asit; 

-Katlama (1 ay ve 2 ay); 

-Çizilmiş tohumlar+Katlama; 

-Asit uygulanmış tohumlara katlama; 

-Çizilmiş ve asit uygulanmış tohumlara katlama; 

-Çizilmiş ve çizilmemiş tohumları temizlik deterjanı ile yıkama; 

Tüm buraya kadar olan işlemler o yıl toplanan kozalaklar, 1 yıl, 2 yıl depoda ve 

açık alanda ardıç ağaçlarının altında bekletilen kozalaklar için uygulanmıştır. 

Ayrıca : 

-Ardıç kuşu dışkısından elde edilen tohumlarla ekim; 

-Erken toplanan kozalaklardan elde edilen tohumlarla ekim yapılmıştır. 

Genellikle boş tohum oranının çok yüksek olduğu, uygulanan işlemlerden 

güvenilebilir bulgular elde edilebilmesinde, bu durumun önemli sorun yarattığı 

görülmüştür. 

Ardıç tohumunun çimlendirilmesi araştırmasında, embriyo ve tohum 

kabuğundan kaynaklanan çimlenme engelinin belirlenebilmesi ve bu engelin 

kaldırılabilmesinde uygulanacak işlemlerin etkilerinin ortaya konulabilmesi için, 

önce yeterli düzeyde sağlam tohum bulunması gerekmektedir. Sağlam embriyo 




ARDIÇ TOHUMUNUN Ç

İ

MLEND



İ

R

İ



LME OLANAKLARI 

 

39



olmayınca, çimlenme söz konusu edilemeyeceğinden, uygulanan işlemlerin anlamı 

kalmamaktadır. Çalışma, sağlam tohum elde edilebilmesi yollarının araştırılmasına 

kaydırılmıştır. 

Kokulu ardıç, erkeği ve dişisi ayrı  ağaçlardır. Çoğu yerde tozlaşmayı 

sağlayabilecek yeterli erkek ağaç bulunmadığı gözlenmektedir. Tozlaşma 

eksiğinden doğabilecek boş tohum konusunu ortadan kaldırabilmek düşüncesiyle, 

erkek ve dişi çiçeklerin aynı  ağaç üzerinde bulunduğu boylu ardıcın ele alınarak, 

belirli ağaçlarda böcekle mücadele çalışması yapılmasının, bir etki gösterip 

göstermeyeceği çalışmasına girilmiştir. 

Elmalı Orman İşletmesi Avlan İşletme  Şefliği ve Elmalı Sedir Araştırma 

Ormanı alanlarında, beşer ağaç belirlenmiştir. Klasik mücadele yöntemi 

uygulanarak, belirli zamanlarda, hazır olarak satılan çiçek ve meyve ilaçları ile 

olabildiğince yakınındaki ağaçlarla birlikte ilaçlanmıştır. Fransız uzmanların 

önerisi üzerine, böcekleri çiçek ve meyveden uzaklaştırma etkisi olan “Temik“ 

isimli pamuk ilacı da kullanılmıştır.  

Boylu ardıcın tohum zararlıları konusunda yayınlar vardır (Çanakçıoğlu, 1963; 

Özkazanç, 1982). Ardıcın bilinen kozalak ve tohum zararlısı Ardıç Arısı 

(Megastismus juniperi Nikol’skaya (Hym.; Torymidae)‘dir. Ancak, literatür 

bilgiler, gereğince mücadele yapılıp, sonuç alınabilmesi için yeterli olamamaktadır. 

Etkin mücadele için, zararlının biyolojisinin ve etkili mücadelenin nasıl 

yapılacağının, zaman, biçim, kullanılacak ilaç ve doz olarak ayrıntısı ile bilinmesi 

gerekmektedir. 



3.3. Elde Edilen Verilerin Değerlendirilmesi 

Çalışmada, uygulanan işlemler için belirgin bir etki görülememiştir. Az sayıda 

çimlenmelerin, işlemlerden çok, rastlantılı olarak, sağlam tohumun fazla olduğu 

parsellerde meydana gelebildiği kuşkusu doğmuştur. 

 

4. BULGULAR ve TARTIŞMA 

4.1. Çimlenme Durumu 

Ardıç tohumunda, böcek zararı nedeniyle, boş tohum oranının yüksek olacağı 

beklendiğinden, her ekim parseline (Parsel olarak 1 m yastık alınmıştır) 1000 

tohum ekilmiştir. İşlemler üç yinelemeli yapılmıştır. 

Çimlenmeler % 10–20 düzeyinde kalmıştır. Kesme deneyi ile bulunan sağlam 

tohum oranı, çimlenme yüzdesine paralellik göstermiştir.  



4.2. Fidan Yaşama ve Gelişmesi 

Fidanlıkta tohum ekiminden ilk yılda çıkan genç fideciklerde kurumalar 

görülmüştür. Bunların üzerine siperleme yapıldığında, kurumalar durmuştur. Daha 

sonraki yıllarda, yastıklar örtülü olarak çalışmalar yürütülmüştür. 

Arazi koşullarında oluşan fidecikler çok yavaş gelişmektedir. Fidanlıkta ise 

oldukça iyi gelişme gösterebilmektedirler. Bu durum, özellikle ardıç alanlarındaki 




S D Ü  O R M A N  F A K Ü L T E S 

İ

  D E R G 



İ

 S 


İ

 

 



40

su ekonomisine bağlanabilir. Su kısıtlayıcı önemli etken olduğundan, genç ardıç 

fideciklerinin doğal koşullarda yaşama şansı düşük olmaktadır. Doğal gençleştirme 

ve ağaçlandırma çalışmalarında tohum miktarı ve fidan sayısında, bu konunun 

dikkate alınması gerekir. 

4.3. Tohumun Yapısından Kaynaklanan Sorunlar 

Boylu ardıç ve kokulu ardıç tohumlarının sert kabuğu bulunmaktadır. Ardıç 

cinsinin tohumlarında genellikle bu durum vardır. Embriyoda uyku halinin 

meydana getirdiği çimlenme engeli yanında, bu sert ve su geçirmez tohum 

kabuğunun da etkisi bulunduğu görüşü yaygındır. 

Çalışmada uygulanan işlemlerde, asitle işlem yapılarak ve sert maddeler 

kullanılarak çizme yolu ile kabuğun inceltilmesi denenmiştir. 

Depoda ve açık alanda saklama ve katlama işlemleri uygulanarak, embriyodan 

gelen; asitle işlem yapılarak ve çizilerek tohum kabuğundan kaynaklanan 

çimlenme engelinin giderilebilmesi konusunda, belirgin sonuç elde edilememiştir. 



4.4. Zararlı Böceklerle Mücadele 

Tohumlarda yüksek oranda zararlı tahribatı görüldüğünden, bir ön çalışma 

anlamında, klasik mücadele yapılarak, etkisi olup olmayacağı incelenmiştir. 

İlaçlama yapılan ağaçlardan elde edilen tohumlarda sağlam embriyo oranında bir 

artış gözlenmektedir. Fakat istatistik analizde önemli fark çıkmamıştır. 

4.5. Bulguların Tartışılması 

10 yıl süren çalışmada, çelişkilerin ortaya çıktığı, bulguların doğrudan 

çimlenme engelini azaltabilmek için uygulanan işlemlere bağlanamayacağı 

görülmüştür. 9 saat süre ile çizme işlemi uygulanan tohumlarda bir miktar daha 

fazla çimlenme elde edilmiştir. Fakat bazı kontrol parsellerde de buna yakın 

çimlenme olmuştur. 

Ardıç kuşunun dışkısından çıkarılan tohumlarda en fazla çimlenme 

görülmüştür. Ancak, yerleşik kanı olarak bu sonucun, tohumların kuşların sindirim 

organlarında fiziksel ve kimyasal işlemlere uğramasından ortaya çıktığını kabul 

edebilmek mümkün görülmemiştir. Çünkü, kesme deneyinde, diğer tohumlarda 

sağlam oranı çok düşük düzeylerde kalırken, kuş  dışkısından elde edilen 

tohumlarda bunun çok yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum, kuşun zarara 

uğramış kozalakları yememesi, tümü ile sağlam olanları seçerek bulmasından 

kaynaklanmasına bağlanabilir. Bu olgu, sağlam tohum oranı yükseldiğinde, ardıç 

tohumlarından yeterli çimlenme elde edilebileceği fikrini doğurmuştur. 

Klasik yöntemlerle mücadele yapılmasına karar verilen ağaçlara 1990 yılından 

itibaren çiçek evresinde ve hemen kozalağa döndüğü aynı yılın ilk baharında üç yıl 

ilaçlama yapılmıştır. Ancak, zararlının biyolojisi, zarar yapma biçimi, etkili 

mücadele şekli, ilaç ve doz bilinmediğinden, güvenilir sonuç alınamamıştır.  

1993 yılı kasım ayında toplanan kozalaklardan, dış görünümü ile sağlam olduğu 

tahmin edilenlere yüzdürme işlemi yapılmış, dibe çökenlere kesme deneyi 

uygulanmıştır. Kozalaklardan çıkarılan tohumlarda 100 tanesi beş yinelemeli 




ARDIÇ TOHUMUNUN Ç

İ

MLEND



İ

R

İ



LME OLANAKLARI 

 

41



olarak kesilmiştir. İlaçlama yapılmış ve yapılmamış 5 ağaçtan alınan tohumlar için 

bu işlem yapılarak, ortalama sağlam tohum yüzdeleri Çizelge 1’de gösterilmiştir. 

Çizelge 1 incelendiğinde, ilaçlama yapılan ağaçlarda daha yüksek çimlenme 

yüzdeleri olduğu görülmektedir. Bu durumun önemli fark meydana getirip 

getirmediğini görebilmek için ikili karşılaştırma yapılmıştır. 

Rakamlar yüzde değerleri olduğundan, açısal dönüştürme ile elde edilen 

sayılarla t-testi uygulanarak; ilaçlama yapılan ve yapılmayan ağaçlardan alınan 

tohumlarda, dolu tohum yüzdeleri arasında önemli bir fark olup, olmadığı 

denetlenmiştir. 

t=

2



2

2

1



1

2

_



1

_

2



n

s

n

s

x

x

+



  formülünden; 

 

t = 0.49 hesaplanmıştır. Bulunan rakam  t tablo değerinden küçük olduğundan, 



işlemin etkisi yönünden önemli fark meydana gelmediği anlaşılmıştır. 

 

Çizelge 1. İki yöredeki ilaçlama yapılan ve yapılmayan ağaçlardan elde edilen boylu ardıç 



tohumlarında ortalama dolu tohum yüzdesi. 

İŞLEM 


YER 

İLAÇLI 


İLAÇSIZ 

Ağaç No 


Dolu Tohum (%) 

Ağaç No 


Dolu Tohum (%) 

1 50.7 1 57.0 

2 56.2 2 20.9 

3 64.0 3 57.7 

4 69.2 4 52.8 

5 50.8 5 49.1 

Elmalı Avlan Orman 

İşletme Şefliği 

Ortalama   

58.2 


 

47.5 


1 22.7 1 27.3 

2 19.6 2 5.3 

3 43.8 3 23.8 

4 24.0 4 9.1 

5 40.2 5 20.9 

Elmalı Sedir 

Araştırma Ormanı 

Ortalama  

30.1 

 

32.4 



ORTALAMA 44.2 

 

32.4 




S D Ü  O R M A N  F A K Ü L T E S 

İ

  D E R G 



İ

 S 


İ

 

 



42

Ancak, ilaçlama yapılan ağaçlardan alınan tohumlarda ilaçlama yapılmayanlara 

oranla, dolu tohum yüzdesinde az da olsa bir artış görülmüştür. Bu durum 1400 m 

yükseklikteki Sedir Araştırma Ormanı alanındaki ağaçlarda daha belirgindir. 

Ancak, önceki yıllarda dolu tohum yüzdesi yok denebilecek düzeylerde olmasına 

karşılık 1993 yılı sonunda toplanan kozalaklarda, ilaçlama yapılan ağaçlarda biraz 

daha fazla olmakla birlikte, ilaçlama yapılmayanlarda da ortalama % 30 dolayında 

dolu tohum bulunması dikkat çekicidir. 

Zararlı böceklerin üremesinde etkili olan iklim faktörleri sıcaklık ve yağıştır. 

Ardıç kozalak ve tohumuna zarar veren Megastismus sp. böceklerin yaşam devresi 

içerisinde, en düşük sıcaklık, ve yağış değerlerinin, böceğin üremesi ve buna 

paralel olarak zarar yapması üzerinde etkili olacağı düşünülebilir. Çalışmaya 

başlanan 1984 yılında sonbaharda toplanan kozalakların çiçek evresi 1982 yılı 

ilkbaharıdır. Bir önceki yıl da dikkate alınarak, meteoroloji kayıtları 

incelendiğinde, sıcaklık ve yağışın böceğin üremesine uygun olduğu, buna karşılık, 

ilaçlama çalışması yapılarak 1993 Kasım ayında toplanan kozalaklar için koşulların 

olumsuz bulunduğu görülmüştür. 

Çalışmada 1984 yılında toplanan kozalaklar üçe bölünerek, bir bölümü işlem 

yapılıp, o yıl ekilmiş; kalan iki bölüm 1985 ve 1986 yıllarında kullanılmıştır. 

Sonuçlar beklendiğinden, 1987 ve 1988 yıllarında kozalak toplama ve ekim işi 

yapılmamıştır. Kullanılan tohumlar 1982 ve 1983 yıllarının koşullarına bağlı 

kalmıştır. Meteoroloji kayıtları bu tarihlerde zararlının çok miktarda üreme 

yapabilmesine uygun görülmektedir. Sağlam tohum yüzdesinin düşük olmasında 

bu durumun etkili olabileceği düşünülebilir. 

Ardıç tohumunun çimlendirilmesinde, yüzdenin düşük olmasının, sağlam tohum 

oranından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durum üzerinde tohum zararlıları 

etkili olduklarından, bunlarla mücadele edilerek, dolu tohum oranı mümkün ölçüde 

artırılmalıdır. Bilinçli ve uygun mücadele yapılmadığında, beklenen yarar 

sağlanamayacağı gibi, parazit ve yırtıcılarının yok edilmesine yol açılarak, daha da 

olumsuz durumlar yaratılabilir. 

Konunun ele alınarak, zararlıların tanımı, biyolojilerinin ve zarar şekillerinin 

ayrıntılı biçimde açıklığa kavuşturulması, parazit ve yırtıcılarının belirlenmesi, en 

uygun ilaç ve mücadele yönteminin ortaya konulması gerekmektedir. Elde edilecek 

sonuçlarla, dolu tohum yüzdesi yeterli düzeye ulaştırılabildiğinde, embriyo ve 

tohum kabuğundan kaynaklanan çimlenme engelinin aşılmasında uygulanacak 

işlemlerin etkisi, güvenilir biçimde incelenebilecektir. 

 

5. SONUÇ ve ÖNERİLER 

Bu çalışmada dolu tohum yüzdesinin çok düşük olduğu görülmüştür. Zararlının 

bilinen ve beklenenin üstünde tahribat meydana getirdiği, bazı yıllarda dolu tohum 

yüzdesinin yok denilebilecek düzeylere inebildiği ortaya çıkmıştır. Bu durumda, 

embriyo ve tohum kabuğundan kaynaklanan çimlenme engelinin aşılması ve 

konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için girişilen araştırma çalışmasında elde 




ARDIÇ TOHUMUNUN Ç

İ

MLEND



İ

R

İ



LME OLANAKLARI 

 

43



edilen çok düşük çimlenme yüzdelerinin, çimlenebilir tohum oranından 

kaynaklandığı anlaşılmıştır. 

Ardıç tohumuna arız olan zararlılar konusuna yayınlarda değinilmektedir. Fakat 

bilinçli mücadele yapılabilmesi için zararlının biyolojisi, zarar şekli, zamanı, etkili 

ilaç ve mücadele yönteminin ayrıntılı biçimde bilinmesi gerekmektedir. Bu konu 

çözümlenip, yeterli tohum elde edilebildiğinde, ardıç alanları ekim–dikim yoluyla 

gençleştirilebilecektir. 

Aktüel durum ile potansiyel verim dikkate alındığında, ardıç ormanlarımızda 

büyük bir ekonomik kayıp söz konusudur. Ayrıca, daha uzun süreler için ardıç 

ormanlarının bu hali ile korunarak devamlılıklarının sağlanması da mümkün 

görülmemektedir. Alanlar giderek daha da bozulacak, var olan gövdeler yaşlanarak 

çürüyüp ölerek sahayı terk edeceklerdir. Konu bu yönü ile daha da önem 

kazanmaktadır. Ardıç meşcerelerinin dikkatli ve sabırlı çalışmalarla 

gençleştirilmesi gerekmektedir.  

Tohum meşcereleri belirlenmeli, böcekle mücadele edilerek, sağlam tohum 

oranı yükseltilmelidir. Yüzdürme deneyi ile sağlam tohumların ekimine çalışılmalı, 

fidan yüzdesi artırılmalıdır. Ardıcın fidanlık tekniği üzerinde son zamanlarda 

yapılan çalışmalar daha da çoğaltılmalı; tutma ve yaşam yüzdesi artırılmaya 

çalışılmalıdır. Ardıç alanları korunarak, var olan bireyler, korununca gelişip, gövde 

yapan fertler; boşluklara tohum ekimi ve fidan dikimi ile getirilecek gençlik ile 

kombine biçimde, bozuk ardıç sahalarının verimli duruma getirilmesine 

çalışılmalıdır.     

Ardıç alanları geçleştirilerek verimli duruma getirildiğinde, ortaya çıkacak ülke 

ekonomisine katkı, büyük boyutlara ulaşır. Ardıç ormanlarımızın alanı, normal 

koru 80 146 ha, bozuk koru 1 149 034 ha, baltalıklar içerisinde 11 307 ha olmak 

üzere, toplam 1 240 487 hektardır. Ardıç hasılat tablosunda orta bonitette 100 

yaşında yıllık artım 1.6 metreküptür (Eler, 1988, EK- IV). Bozuk ardıç alanlarında 

yıllık artım kaybı söz konusudur. Bunun parasal değeri çok yüksektir. 

Sahanın tümü ile kısa sürede verimli duruma getirilerek, normal kuruluşa 

ulaştırılabileceği beklenmez. Ancak, ormancılıkta genel ortalama artım esas 

olduğundan, gençleştirilerek verimli hale getirilen her hektar alan, artım 

sağlayabilecektir. Ardıç hasılat tablosundan elde edilen hacım ve hacım artımı 

değerleri, kendi haline büyümüş doğal ormanlar için geçerlidir. Düzenli bakım 

rejimi ile yetiştirilecek yeni ardıç meşcerelerinde, daha yüksek verime 

ulaşılabileceği de bilinen bir gerçektir. 

Konu, üzerinde zaman yitirilmeden çalışılmasına; elde edilecek sonuçlarla, 

ardıç alanlarının mümkün olan en kısa sürede verimli duruma getirilebilmeleri için 

para, zaman ve emek olarak, giderlerin harcanmasına değer görülmektedir. 

 



S D Ü  O R M A N  F A K Ü L T E S 

İ

  D E R G 



İ

 S 


İ

 

 



44

 

KAYNAKLAR 

Alpacar, G. 1988. Ardıç (Juniperus excelsa Bieb., J. Foetidissima Wild., J. Oxycedrus L., 



J.Drupaceae Labill.) Tohumlarının Çimlenme Engelini Giderici Yöntemlerin Araştırılması 

Kozalak ve Tohumuna İlişkin Morfolojik Özellikler, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik 

Bülten No: 197, ,Ankara. 

Anonim, 1974. Seeds of Woody Plants in The United States, Forest Service, U.S. Department of 

Agriculture, Washington D. C., USA. 

Anonim, 2001. Ormancılık. Sekizinci Beş  Yıllık Kalkınma Planı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 

DPT Yayın No:2531, Ankara. 

Avşar, M.D., 2004. Kahramanmaraş-Tekir Yöresindeki Bir Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.) 

Meşceresinde Kozalaktaki Tohum Sayısı, Dolu Tohum Sayısı ve Oranının Ağaçlara Göre 

Değişimi ve Bu Özellikler Arasındaki İlişkiler, KSÜ Fen ve Mühendislik Dergisi, Cilt:7, Sayı:1, 

Kahramanmaraş. 

Aykın, R. 1978. Ardıç Çift Girişli Kabuklu Gövde Hacım Tablosu, Ormancılık Araştırma Enstitüsü 

Dergisi, Sayı: 1, Ankara. 

Çanakçıoğlu, H. 1963. Orman Ağaçlarının Tohumlarına Arız Olan Böcekler ve Bazı Önemli Türlerin 

Mücadeleleri Üzerine Araştırmalar. Orman Genel. Müdürlüğü. Yayını No: 343, Ankara. 

Çanakçıoğlu, H. 1983. Orman Entomolojisi Özel Bölüm. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 349, 

İstanbul. 

Eler, Ü. 1988. Türkiye’de Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.) Ormanlarında Hasılat Araştırmaları, 

Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik Bülten No: 192, Ankara. 

Eler,Ü., Karakuş, R. 2002. Ardıcın Doğal Gençleştirilmesi. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma 

Müdürlüğü Dergisi, Sayı 4, Antalya. 

Eliçin, G. 1977. Türkiye Doğal Ardıç (Juniperus L.) Taksonlarının Yayılışları ile Önemli Morfolojik 

ve Anatomik Özellikleri Üzerine Araştırmalar. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 232, İstanbul 

Gülcü, S., Gültekin H.C. 2005. Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.) ve Küçük Kozalaklı Katran 

Ardıcında (Juniperus oxycedrus L.) Uygun Ekim Yöntemlerinin Belirlenmesi. SDÜ Orman 

Fakültesi Dergisi, Seri:A, Sayı:1, s.37-48.  

Gültekin, H.C., Gülcü S., Gültekin, Ü.G.,  Divrik, A. 2003., Boylu Ardıç (Juniperus excelsa Bieb.) 

Tohumlarına Ekimden Önce Uygulanabilecek Bazı Basit Sınıflandırma Yöntemlerinin 

Çimlenmeye Olan Etkilerinin Belirlenmesi Üzerine Araştırmalar. K.Ü. Artin  Orman Fakültesi 

Dergisi, Cilt:4, Sayı:1-2, Artvin.  

Gültekin, H.C., Öztürk, H., Gülcü S., Divrik, A. 2003. Küçük Kozalaklı Katran Ardıcı  (Juniperus 

oxycedrus L. subsp. oxycedrus) Tohumlarının Çimlenme Engellerinin Giderilmesi Üzerine 

Araştırmalar. SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt:7, Sayı:3, Isparta. 

Gültekin, H.C., Gülcü, S., Gezer, A., Öztürk, H. 2003. Kokulu Ardıç (Juniperus Foetidissima Willd.) 

Tohumlarının Çimlenme Engellerinin Giderilmesi Kullanılan Bazı Ön İşlemler  İle Ekim 

Zamanının Çimlenme Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması, SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü 

Dergisi, Cilt:7, Sayı:3, Isparta. 

Johnssen, Jr. T.N., Alexander, R.A. 1974. Seed of woody plants in the United States, Forest Service, 

U.S. Department of Agriculture, Washington D.C., USA. 

Kayacık, H. 1965. Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği I (Açık Tohumlular),  İ.Ü. Orman 

Fakültesi Yayın No: 98, İstanbul. 

Müderrisoğlu, S. 1971. Türkiye’de Doğal Ardıç Türleri ve Özellikleri, Ormancılık Araştırma 

Enstitüsü Dergisi, Sayı 1,  Ankara. 




ARDIÇ TOHUMUNUN Ç

İ

MLEND



İ

R

İ



LME OLANAKLARI 

 

45



Özkazanç, O. 1982. Akdeniz Bölgesi Ormanlarında Zarar Yapan Megastismus (Hymenoptera, 

Torymideae) Türleri,  İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 1, İstanbul. 

Pamay, B. 1955. Türkiye Ardıç (Juniperus  L.) Türleri ve Yayılışları.  İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, 

Seri A, Sayı 1, İstanbul. 

Pejoski, 1954. Juniperus excelsa Bieb. Kozalaklarında Tohum sayısı,  (Çeviren: Burhan Aytuğ). İ.Ü. 

Orman Fakültesi Dergisi, Sayı 2, İstanbul. 

Saatçioğlu, F. 1976. Silvikültürün Biyolojik Esasları ve Prensipleri,  İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No: 

222, İstanbul. 

Soykan, B. 1969. 1963 Yılında Geçerli Olan Orman Amenajman Planlarına Göre Orman Varlığımız, 

Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik Bülten No: 39, Ankara. 

Yiğitoğlu, A.K. 1941. Türkiye İktisadiyatında Ormancılığın Yeri ve Ehemmiyeti. Yüksek Ziraat 

Enstitüsü Yayın No: 110, Ankara. 



Document Outline

  • ARDIÇ TOHUMUNUN ÇİMLENDİRİLME OLANAKLARI
    • ÖZET
    • ABSTRACT
    • 1. GİRİŞ
    • 2. ARDIÇ ORMANLARIMIZIN DURUMU
      • 2.1. Ardıcın Türkiye’de Yayılışı
      • 2.2. Ardıç Ormanlarının Kuruluşları ve Verim Gücü
      • 2.3. Ardıç Tohumunun Özellikleri
    • 3. MATERYAL ve YÖNTEM
      • 3.1. Tohum Toplanması
      • 3.2. Uygulanan İşlemler
      • 3.3. Elde Edilen Verilerin Değerlendirilmesi
    • 4. BULGULAR ve TARTIŞMA
      • 4.1. Çimlenme Durumu
      • 4.2. Fidan Yaşama ve Gelişmesi
      • 4.3. Tohumun Yapısından Kaynaklanan Sorunlar
      • 4.4. Zararlı Böceklerle Mücadele
      • 4.5. Bulguların Tartışılması
    • 5. SONUÇ ve ÖNERİLER
    • KAYNAKLAR

Yüklə 107,04 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə