Article in Cappadocia Journal of History and Social Sciences · January 019 doi: 10. 29228/cahij. 39263 citations reads 3,126 author


Key words : Dynasty, Confucianism, seladon, ceramics, silk  Giriş



Yüklə 1,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/27
tarix05.10.2023
ölçüsü1,44 Mb.
#125518
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27
ORTACAG KORESININ TARIHSEL GECMISI VE ENDUSTRIYEL

Key words
: Dynasty, Confucianism, seladon, ceramics, silk 
Giriş 
Modern İngilizce ad olan ‘Kore’ 935-1392 yılları arasında hüküm sürmüş olan Goryeo 
Hanedanlığı
1
ndan ileri gelmektedir. Bu isim ülkeye İpek Yolu
2
aracılığıyla gelen Arap tüccarlar 
tarafından verilmiştir. Kore Asya kıtasının kuzeydoğu köşesinde yer alan bir yarımada ülkesidir ve adı 
aslen Goryeo'dan gelmektedir (Jınyoung, Jaeyeong, Jongoh, 2015: 282). Çeşitli hanedanlıkların 
hükmündeki Kore’nin tarihi M. Ö 2233’ün başlarına kadar dayanmaktadır (Pranav, Katiyar, 2018: 
168). Günümüzde Güney ve Kuzey Kore olarak ikiye ayrılmış olan bu toprakların yüz ölçümü 
220.911 km karedir. Kore, batıda Çin, kuzeyde Rusya olmak üzere iki büyük komşuya sınırken, doğu 
ve güneyde 120 millik bir boğaz boyunca Japon adalarıyla karşı karşıyadır. Buna geçen yüzyıldaki 
1
Goryeo (Koryo): Pek az insan bilse de ‘Kore’ adı Goryeo’dan (918-1392) gelmektedir. Goryeo, Birleşik Silla 
Krallığından ortaya çıkmıştır. Kuzey Koreli General Wang Geon tarafından kurulmuştur. Eyalete Goryeo ismini 
veren de kendisidir. Hanedanlığın orta dönemlerinde nüfusunun 3 milyona ulaştığına inanılan hanedanlığın 
başkentinde ise 500 bin kişi yaşamakta idi (Goryeo Dynasty Educator, 2003: 13).
2
İpek Yolu, Doğu Asya ile Orta Asya, Güney Asya ve Akdeniz dünyasını birbirine bağlayan karmaşık, eski 
ticaret rotasının adıdır. Söz konusu rota M. Ö. 206-M. S. 220 yılları arasında Çin’in Han Hanedanlığı zamanında 
tarımsal Çin ve bozkır göçebeleri arasındaki sınırlar boyunca, bu iki toplumun çatışma ve anlaşmazlıkları 
neticesinde ortaya çıkmıştır. Han İmparatorluğu, atların, kokuların, baharatların, mücevherlerin, zücaciyelerin ve 
diğer egzotik toprakların batısına doğru olan arayışlarında Takla Makan Çölü çevresinde bulunan vahalar 
üzerindeki egemenliğini genişletmiş ve Akdeniz’e kadar ipek göndermiştir. İpek Yolu, Bizans ve Tang 
İmparatorlukları ipek kültürünün merkezi haline geldiğinde, Avrasya dünyasının yüksek kültürü için modeller 
oluşturulduğunda, Han ve Roma İmparatorluklarının sona ermesinin yarattığı karmaşadan kurtulmuş ve 
Ortaçağın başlarında altın çağını yaşamıştır. İslam’ın gelişi ipek kültürünü daha da geniş bir alana yaymış ve 
böylelikle tekstil ve diğer mallar için genişletilmiş bir pazarın yolunu açmıştır. Bununla birlikte 11, yüzyılda 
İpek Yolu, Hint Okyanusu’nun deniz yollarından gelen yoğun rekabet nedeniyle düşüşe geçmişti. Kıtalararası 
İpek Yolu değişimindeki çeşitli katılımcıların bağlantılarını izleme çabası, dünyanın modern çağdan çok önce 
ekonomik ve ideolojik güçlerle bağlantılı olduğunu ortaya koyacaktır (Liu, 2010: 20). 


CAPPADOCIA JOURNAL OF HISTORY AND SOCIAL SCIENCES VOL.13-october 2019 
ISSN-2199-353X 
Online only at http://www.cahij.com/

Amerikan etkisini de eklemek gereklidir (Kim, 2005: 58). Koreliler ülkelerini ufak hatta uzun yıllarca 
baskı altında kalmış olarak görmektedir (Lew, 2000: 6). Bir diğer Pasifik güç olan Amerika’nın da 
Güney Kore’de kayda değer stratejik ve ekonomik payı vardır ve hem Kuzey hem de Güney Kore 
dünya güçleri arasında güç politikasının dayanak noktalarıdır. Kore ılıman kuşakta yer almaktadır. 
Karasal iklimi Sibirya’dan güneye doğru ve Çin’den Sarı Deniz üzerinden doğuya doğru esen 
rüzgârlarca belirlenir. Burada dört ayrı mevsim yaşamaktadır: sıcak ve nemli geçen yazlar, aşırı soğuk 
geçen kışlar, ılık ilkbahar ve serin sonbahar. Kore’nin neredeyse tamamı dağlıktır ve sadece beşte biri 
tarıma elverişlidir. Üzeri derelerle süslenmiş dik kayalıklı fakat güzel dağları yüzyıllar boyunca kendi 
sanatçılarına tükenmeyen bir ilham kaynağı olmuştur (Lew, 2000: 6). 
Koreliler hem etnik hem de dilbilimsel olarak Çinlilerden farklı olup Moğol ırkının Tunguz 
koluna dayanan bir Ural-Altay halkıdır (Shultz, 2002: 14). Çok heceli ve eklemeli olan dilleri Türkçe, 
Moğolca ve Japonca gibi dilleri de içeren Altay dil ailesinin bir koludur. Çin kültürünün Kore üzerinde 
derin bir etkisi vardır. Bugün Kore kültüründe bulunan Çin’e ait unsurlar Korelilerin çoğunlukla M. Ö. 
2. yüzyıldan M. S. 1895’e kadar Çin kültürünü bilinçli ve kasıtlı olarak benimsemelerinin bir 
sonucudur (Lew, 2000: 6).
Kore toprak sahibi ve hükümet yetkililerinin egemen olduğu aristokrat bir toplumdu. Buna da 

yangban
’ adı verilmekte idi. Yangban’in ekonomik desteği, büyük olmamakla birlikte sayıca fazla 
olan pirinç, arpa arazileri, köylü ya da kölelerin çalıştırıldığı veya kiraya verilen araziler idi. Kore kralı 
her ne kadar ülkesi üzerinde egemen olsa da yangban sıklıkla kralın yetkilerini denetler ve 
kısıtlayabilirdi. Aristokrat sınıfının altında, çoğunluğu ufak köylerdeki sazdan çatılı kerpiç evlerde 
yaşamakta olan çok da fazla güç sahibi olmayan köylüler bulunmaktaydı. Köylü sınıfının altında ise 
deri işçileri ve şamanlardan oluşan kimsesizlerin oluşturduğu grup yer almaktaydı. Söz konusu grupta 
tıpkı avukat, hekim ve astronom gibi devlet memuru ve teknik uzmanlardan meydana gelen ’
chugin
’ 
adı verilen küçük grupta da olduğu üzere babadan oğula geçen bir sistem mevcuttu. Toplumun alt 
tabakasında ise nüfusun üçte birini teşkil eden esirler bulunmakta idi.
Kore tarihinde değişen hanedanlıklar radikal olarak kültürel ya da sosyal kırılmalara neden 
olmamıştır. Zira bu değişimlerle kuruluşlar yenilenmekte birlikte devletin bir organı olarak hizmet 
sunmayı sürdürmüştür. Hatta politik, sosyal ve kültürel yaşamda ağırlığı koyan aileler neredeyse bin 
yıldan uzun bir süreçte hâkimiyetlerini devam ettirmişlerdir. 10. yüzyılın ardından ülke sınırlarında 
fazla bir değişim meydana gelmemiş, ancak taşra sınırlarındaki bazı ufak tefek düzenlemeler ise 11. 
yüzyıl sonrasında gerçekleştirilmiştir. Bu durumda coğrafya büyük bir rol oynamış, yarımada doğal bir 
coğrafi bölüm teşkil etmiştir. Yarımadadaki bu coğrafi bölüm bir dizi kuruluş, toplumu bir arada tutan 
değerlerin Korelilerce geliştirilmesiyle başarı sağlamıştır. Ülke zaman zaman kendisinden daha büyük 
ve bir o kadar da zorlu komşuları tarafından istila edilse de politik ve sosyal düzen daima etkileyici bir 
esneklik ortaya koymuştur (Seth, 2010: 4). 
Kore’nin, Asya’nın medeniyet anlamında gelişimine katkısı doğrudan ve de dolaylı yollardan 
olmuştur. Ülkeyi terk eden Korelilerin bir kısmı tekrar yarımadaya geri dönerken, diğerleri ise yurt 
dışında kalmaya devam etmişlerdi. Kore miras ve tarihi ister yarımadada, ister yurt dışında yaşayan 
Koreliler için o günün sosyal, ekonomik ya da politik endişelerinden daha derin bir anlam 
taşımaktadır. Koreliler, tarihlerinin büyük bir bölümünde kendilerini diğer insanlardan ayrı, yalnız 
olarak görmemişlerdir. Uygar davranışların en iyileri olarak kabul ettiklerini almış ve başkalarına 
aktarmışlardır (Yi, 2002: 141). 

Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə