Asperger Syndrome In Adulthood: a review



Yüklə 1,99 Mb.
Pdf görüntüsü
tarix15.07.2018
ölçüsü1,99 Mb.
#56084


 | Journal of Clinical and Analytical Medicine

1

Corresponding Author: İbrahim Durukan, Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Çocuk Psikiyatrisi AD-Ankara, Türkiye. Phone :+90 (312) 304 4565, 



E-mail: idurukan2003@yahoo.com

Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood

        Ali Evren Tufan

1

, İbrahim Durukan



2

, Umut Işık

3

1

Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Çocuk Psikiyatrisi Polikliniği, Elazığ, 



2

Gülhane Askeri Tıp Akademisi, 

Çocuk Psikiyatri AD, Ankara,

 3

Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Psikiyatri Polikliniği, Elazığ, Türkiye. 



Asperger Syndrome In Adulthood: A Review 

Özet

Asperger  Sendromu  (AS),  yaygın  gelişimsel  bozukluklar 

içinde sınıflandırılan bozukluklardan biridir. AS tanılı olgu-

lar  sosyal  etkileşimde  sorun  yaşayan,  sıra  dışı  özgün  ilgi 

alanları olan ve ritüelistik davranışlar sergilemeye eğilimli 

bireylerdir.  AS,  kronik  gidişli  bir  bozukluk  olup,  bireylerin 

sosyal, mesleki, cinsel ve psikolojik işlevselliğini etkiler. Bu 

gözden geçirme yazısı, Pubmed arama motorundan seçilen 

gözden geçirme yazıları ve konuyla ilgili referans kitaplar-

dan  elde  edilen  bilgiler  temelinde  hazırlanmıştır.  Sonuç 

olarak, AS’nin erişkinlik dönemindeki özelliklerinin daha iyi 

anlaşılabilmesi için uzunlamasına araştırmalara gereksin-

im olduğu düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler

Asperger, Yaygın Gelişimsel Bozukluk, Erişkin. 

Abstract

Asperger’s  syndrome  (AS)  is  one  of  the  disorders  classi-

fied  under  pervasive  developmental  disorders.  Individuals 

with  AS  have  problems  in  social  interaction,  unusual  spe-

cial interests, and a tendency to ritualized behavior. AS is a 

chronic disorder that affects the social, occupational, sexual 

and psychological functionality of individiuals with AS. This 

review was prepared on the basis of a selective literature 

review  by  Pubmed  and  information  in  relevant  reference 

books.  As  a  result,  longitudinal  studies  are  deemed  to  be 

necessary to be able understand the features of AS in adult-

hood.


 

Keywords


Asperger, Pervasive Developmental Disorder, Adult.

Erişkinlikte Asperger Sendromu: Bir Gözden Geçirme

152 | Journal of Clinical and Analytical Medicine

DOI: 10.4328/JCAM. 357     Received: 26.08.2010     Accepted: 17.09.2010     Pirinted: 01.09.2011   J Clin Anal Med 2011;2(3):152-6



 | Journal of Clinical and Analytical Medicine

Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood

2

Giriş

Yaygın  Gelişimsel  Bozukluklar  (YGB),  Ruhsal  Bozuklukların 

Tanısal  ve  Sayımsal  Elkitabında    (DSM-IV)  “Genellikle  İlk  Kez 

Bebeklik, Çocukluk ya da Ergenlik Döneminde Tanısı Konan Bo-

zukluklar” grubunda yer alan bir grup nöropsikiyatrik bozukluğu 

içerir. Bu grupta Otistik Bozukluk (OB), Rett Bozukluğu, Çocuk-

luk Çağının Dezintigratif Bozukluğu, Asperger Sendromu (AS) ve 

atipik  otizm  (Başka  Türlü  Adlandırılamayan  Yaygın  Gelişimsel 

Bozukluk; BTA YGB) bulunmaktadır [1]. Bu bozuklukların ortak 

özelliği dil gelişiminde, sosyal iletişim ve etkileşim becerilerinde 

ileri derecede bozulma, davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlılık ile 

beraber olmalarıdır. 

AS ilk olarak 1944 yılında Hans Asperger tarafından “otistik psiko-

pati” olarak tanımlanmışsa da, İngilizce yazında bu bozukluğa odak-

lanma  Lorna  Wing’in  1981  tarihli  çalışmasından  sonra  olmuştur 

[2]. Asperger, bu bireylerin duygularını idare etme ve ifade etmede 

zorlukları olduğunu, empati eksikliği ve toplumsal ipuçlarını anla-

mada zorluk yaşadıklarını, ilgilendikleri konu hakkında konuşurken 

küçük bir profesör kesildiklerini; ama mimiklerin kullanımında, ses 

ayarında, dinleyiciden gelen sözel olmayan ipuçlarını almada so-

runlar yaşadıklarını bildirmiştir.

DSM-IV’e göre AS, çocukluk çağında tanısı konabilen ve yaşam 

boyu süren bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Otizme benzer şekilde 

tipik  toplumsal  etkileşim  anormallikleri,  kısıtlı  ve  yineleyici  ilgi 

alanları  ve  etkinlikleri  vardır.  Ancak  otizmden  farklı  olarak,  dil 

ve  bilişsel  gelişimde  gecikme  veya  gerileme  yoktur.  Çoğu  hasta 

normal zeka düzeyinde ancak sıklıkla beceriksizdir. Lorna Wing, 

DSM-IV ve ICD-10 tanı ölçütlerine iki ana eleştiri getirmektedir 

[2,3]. İlk olarak dil gelişiminde gecikme olanlara da AS tanısı kon-

abilir. Ayrıca zeka bölümü (ZB) her vakada normal veya normalin 

üzerinde değildir. Bazı AS’ li bireylerde sınır ya da sınır altı ZB 

saptanabilir. AS, bu görüşe göre kategorik bir tanıdan çok, hafiften 

ağıra kadar değişen bir spektrum halindedir. Bulguların nitelik ve 

şiddeti zamanla değişebilir ve AS olgularının aynı ailede görülme 

sıklığı genel topluma göre yüksek olsa da, bu olguların aile öyküsü 

sıklıkla negatiftir. AS’lu bireylere tanı koyarken DSM-IV tanı ölçüt-

lerinin yanı sıra Gillberg Ölçütleri de kullanılabilir [3]. Gilberg’in 

tanı ölçütleri daha ayrıntılı ve ayrıştırıcıdır (Tablo 1). Son yıllarda 

Asperger bozukluğunun gerçek niteliklerinin DSM-IV tanı ölçüt-

leriyle yakalanamadığı bildirilmiş ve bu ölçütlerin yetersiz kaldığı 

belirtilmiştir [4].

AS için yaygınlığın % 0.3-0.7 arası olduğu ve erkeklerde kadınlara 

göre  9  kat  daha  fazla  görüldüğü  düşünülmektedir. AS’  li  çocuğu 

olanlarda yeniden AS’ li çocuk sahibi olma olasılığı % 10-12’dir. 

Tanı ortalama olarak 10-11 yaşlarında konmakla beraber, bazı vaka-

larda bu 20’li yaşlar ve erişkin döneme dek uzanabilir. AS belirtileri 

belli dönemlerde, özellikle yeni bir toplumsal durum oluştuğunda, 

yeni bir uyum gereksiniminde artmaktadır [2,4,5].



Erişkinlik Döneminde Asperger Sendromu

Uluslar  arası  yazında  üzerine  göreceli  olarak  yakın  zamanda 

odaklanılan  AS’nun  erişkinlikteki  görünümü  hakkında  bilgileri-

miz kısıtlıdır [4,5]. Otistik Bozukluk (OB) ise YGB’ların en çok 

bilinenidir.  Bu  tanıyı  alan  bireylerde  toplumsal  etkileşim  ve  sö-

zel  ve  sözel  olmayan  iletişim  becerilerinde  belirgin  ve  kalıcı  bir 

kısıtlılığın yanı sıra, kısıtlı, stereotipik davranışlar ve ilgi alanları 

da  bulunmaktadır.  Bu  tanı  için  belirtilen  alanların  her  birindeki 

sapmaların üç yaş öncesi ortaya çıkması gerekmektedir. OB tanılı 

bireylerin % 60-70’inde mental retardasyonda (MR) saptansa da, bu 

oran son yıllarda azalmaktadır. Bu azalmanın erken tanı ve tedavi 

girişimlerinin yanı sıra, mental retardasyonu olmayan, zeka bölüm-

leri normal veya normalin üzerinde ve beceri seviyeleri yüksek olan 

OB tanılı olguların (Yüksek İşlevli OB, YİOB) farkındalığındaki 

artmaya  bağlı  olduğu  düşünülmektedir.  AS’de,  otizmde  olduğu 

gibi toplumsal etkileşim kısıtlılığı ve kısıtlı, stereotipik davranışlar 

ve ilgi alanları bulunsa da, alıcı ve ifade edici dil gelişimi, bilişsel 

beceriler,  öz  bakım  ve  çevreyle  ilgilenme  alanında  klinik  olarak 

anlamlı bir gecikme bulunmamaktadır [1-6]. Bu nedenle ve ben-

zer görünümleri nedeniyle bu gözden geçirmede hem AS hem de 

YİOB olan erişkinlere odaklanılmış ve bu bireylerin eğitim, mesle-

ki işlevsellik, bağımsız işlev görebilme, suçluluk ve psikiyatrik eş 

tanılar gibi özellikleri vurgulanmıştır.

1.Eğitim

         AS/ YİOB tanılı bireylerin eğitim hayatlarına dair yürütülen 

ilk araştırmalardan birinde, Rumsey ve ark.[6], DSM-III’e göre OB 

tanısı almış ve ZB 80’ in üzerinde olan olgulardan % 37.5’unun lise 

eğitimini, % 14.3’ünün ise lisans eğitimlerini tamamlayabildiğini 

bildirmiştir. Szatmari ve ark.[7] ise ortalama ZB 92 olan, 16 OB 

tanılı çocuğun % 50’sinin özel eğitim aldığı saptanmıştır. Geri ka-

lanlar ise normal eğitime katılabilmiş ve daha sonra kolej/yüksek 

öğretimine  devam  etmiştir.  Bu  olguların  %  44’  ünün  akademik 

bir  derece  elde  edebildiği  bildirilmiştir  [7].  Howlin  ve  ark.  [8] 

YİOB  tanılı  erişkinleri  değerlendirdikleri  kesitsel  çalışmalarında 

ise,  örneklemin  yaklaşık  yarısının  özel  eğitim  aldığı  ve  sadece 

üçünün (% 15) normal sınıflara devam edebildiği saptanmıştır. Bu 

örneklemde üniversite eğitimini tamamlayabilenlerin oranı % 5.3 

olarak bildirilmiştir.

         Bu çalışmaların sonuçlarına göre; AS/YİOB tanılarını alan bi-

reylerin önemli bir kısmının özel eğitim kurumlarına devam ettiği; 

ancak  bir  kısmının  normal  sınıflarda  eğitim  görebildiği  söylen-

ebilir. AS  tanılı  çocuklar  ilköğretimin  başlangıcında  ham  bellek, 

ezberleme  ve  hesaplama  becerileri  nedeniyle  yüksek  bir  başarı 

gösterebilir. Ancak yazım ve el becerilerinde sorunlar yaşayabilir 

[4,5]. AS/YİOB  tanılı  çocuklar  özellikle  ortaokul  döneminde  ve 

düşük toplumsal becerileri nedeniyle zorluk yaşamaya başlayabilir. 

Bu dönemde yaşıtlara uyum sağlama baskısı yükselmekte, çocuk 

yaşıtları tarafından dışlanabilmekte ve akran zorbalığına maruz ka-

Tablo 1. AS için Gillberg Ölçütleri

1-Karşılıklı sosyal etkileşimde ciddi bozukluk, aşırı benmerkezcilik (en az 2 ölçüt) 

 

-Yaşıtlarla etkileşimde yetersizlik



 

-Yaşıtlarla ilişkiye istekli olmama

 

-Sosyal ipuçlarını değerlendirememe



 

-Sosyal ve duygusal yönden uygunsuz davranma

2-Sığ ilgi dağarcığı (en az 1 ölçüt) 

 

-Diğer etkinlikleri dışlama



 

-Yineleyici saplantılar

 

-Anlamdan çok mekaniğe yer verme



3-Rutinlerde ısrar (en az 1 ölçüt)

 

-Kendisi için



 

-Başkaları için

4-Konuşma ve dil sorunları ( en az 3 ölçüt) 

 

-Gelişimsel gecikme



 

-Yüzeysel olarak iyi gelişmiş ifade edici dil 

 

-Formal, ayrıntıcı, bilgiçlik taslayan konuşma



 

-Garip, teknik bir konuşma, tuhaf ses özellikleri

 

-Kastedilen anlamların dışındaki kavramları kavrayamama 



 

(bu durum imaları veya deyimleri yanlış anlamayı da içerebilir) 

5-Sözel olmayan iletişim sorunları (en az 1 ölçüt)

 

-Jest ve mimiklerin sınırlı kullanımı



 

-Hantal beden dili

 

-Yüz ifadesinde sınırlılık



 

-Uygunsuz ifade

 

-Alışılmışın dışında dik bakış



6-Hareketlerde hantallık

 

-Nörogelişimsel beceri azlığı



Journal of Clinical and Analytical Medicine |  153


 | Journal of Clinical and Analytical Medicine

Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood

3

labilmektedir. AS/YİOB  tanılı  ergenlerde  depresyon  insidansında 



görülen  artış  kısmen  akademik  sorunlarla  bağlantılı  olabilir  [5]. 

AS/YİOB  tanılı  bireylerden  çok  azı  yüksek  eğitimi  tamamlay-

abilmektedir. Bu bireylerin daralmış ilgi alanlarına aşırı derecede 

odaklanmaları nedeniyle bu ilgi alanlarına özgü eğitim dallarında 

başarı gösterebilecekleri düşünülmektedir [9].  Olgu sunumları AS 

tanılı bazı bireylerin üstün zeka seviyesine sahip olabileceklerini 

ve yüksek öğretim kurumlarında akademisyen bile olabileceklerini 

ortaya koymuştur [10].



2.Mesleki İşlevsellik

AS/YİOB  tanılı  bireyler  geniş  bir  mesleki  dağılım  gösterebilme-

ktedir [11]. Szatmari ve ark. [7] örneklemlerinin % 37.5’inin tam 

zamanlı bir işte çalışabildiğini belirtmektedir. Venter ve ark. [12] 

ise  tam  zamanlı  bir  işte  çalışabilen  AS/YİOB  tanılı  bireylerin 

örneklemlerinin  %  24.1’ini  oluşturduğunu  bildirmiştir.  Bu  birey-

lerin  çalışabildikleri  işlerin  daha  çok  özel  beceri  gerektirmeyen/

alt seviye işler olduğu bildirilmektedir [7,11,12]. Eldeki bulgular 

değerlendirildiğinde, AS/YİOB olan erişkinlerde işsizlik oranının 

göreceli olarak yüksek olduğu düşünülebilir. Çalışılan işlerin çoğu; 

aileler,  özellikle  de  ebeveynler  aracılığıyla  bulunuyor  ve  koruma 

ya  da  başka  tür  sosyal  destekleri  içeriyor  gibi  gözükmektedir. 

AS  tanısı  alan  bireylerde  mesleki  başarısızlığın  nedenlerinden 

biri de bu bireylerin özel ihtiyaçları için gerekli iş yeri şartlarının 

sağlanamaması olabilir. Mesleki işlev kaybına düşük eğitim sevi-

yesi ve standardize testlerdeki başarısızlık da katkıda bulunabilir. 

Bu bireyler iş görüşmelerinde özellikle başarısız olabilirler. İş bu-

labilenler de toplumsal etkileşim ve iletişim sorunları yüzünden bu 

işleri ellerinde tutamıyor gibi gözükmektedir  [7,12].

3.Toplumsal İşlevsellik

AS/YİOB  tanısı  alan  bireylerde  iletişim  becerileri  ve  toplumsal 

işlevsellik  zaman  içinde  değişim  gösterebilir.  Szatmari  ve  ark. 

[13], okul öncesi dönemde AS tanısı alan çocukların iki yıllık tak-

ip  sürecinde  toplumsal  becerilerin  arttığını,  otistik  semptomların 

ise  azaldığını  bildirmiştir  Sigman  ve  McGovern  [14]  okul  önc-

esinden  ergenlik  çağına  kadar  YİOB  tanılı  bireylerin  gelişimini 

değerlendirdikleri çalışmalarında erken müdahalelerin varlığı hal-

inde, bu bireylerin, bilişsel beceriler ve toplumsal işlevselliklerinin 

yaşla birlikte kısmen ilerlediğini ancak bir miktar toplumsal işlev 

bozukluğunun  yaşam  boyunca  sürebileceğini  bildirmektedir. 

Genel  olarak  aile  ve  yakın  arkadaşlarla  ilişkide,  toplum  genel-

indeki  iletişime  göre  daha  az  zorlanma  olduğu  düşünülmektedir 

[14]. Rumsey ve ark. [6] tarafından takip edilen 14 erişkin erkek 

olgunun hiç birinin evlenemediği veya uzun süreli bir beraberliği 

sürdüremediği ve toplumsal etkileşim sorunları sergilemeye devam 

ettiğini  saptanmıştır.  Bu  çalışmada,  sadece  bir  hastanın;  düzenli 

olarak devam ettiği kilise aracılığıyla elde edebildiği dar bir arkadaş 

çevresi olduğu bildirilmiştir [6]. Szatmari ve ark. [15], AS/YİOB 

tanılı  örneklemlerinin  %  56’sının  hiç  cinsel  ilişki  yaşamadığını 

ve  sadece  %  2’sinin  karşı  cinsten  biri  ile  arkadaşlık  edebildiğini 

bildirmiştir.    Çocukluklarında  AS/  OB  tanısı  alan  bireylerin  30 

yıllık izlem sonuçlarını değerlendiren Larsen ve Mouridsen [16], 

AS tanılı bireylerde evlenme oranını % 22 olarak bildirmiştir.

Bu çalışmaların sonuçları değerlendirildiğinde, AS/YİOB tanısı alan 

bireylerin bir kısmının evlilik ve cinsel beraberlik yaşayabildiği an-

cak bu oranların çalışmalar arasında değişebildiği düşünülebilir. Bu 

gözlem  toplumsal  etkileşim  yetilerindeki  kısıtlılığa  bağlı  olabilir. 

Yine, eldeki veriler bu evliliklerin uzun sürmediğini ve boşanma 

oranlarının  yüksek  olduğunu  göstermektedir  [15,16].  AS/YİOB 

tanılı  bazı  bireylerin  sergilediği  duygusal  yalıtım  evlilik  ve  uzun 

süreli beraberliklerin getirdiği toplumsal yükümlülükleri yerine ge-

tirmeyi zorlaştırabilir. 

4.Yaşam Şartları 

Günümüze kadar yapılan araştırmaların çoğu, AS tanısı alan bireyler-

in ya ebeveynleri ile yaşamaya devam ettiklerini ya da bir başkasının 

kontrolü altında yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, AS 

tanılı bireylerin sadece bir kısmının tam bağımsızlığa erişebildiği ve 

destek almadan kendi başlarına yaşayabildiği kabul edilebilir [2,5]. 

Rumsey ve ark.’nın [6] takip ettiği 14 olgudan, altısının (% 42.9) 

ebeveynleri  ile  yaşadığı,  ikisinin  ise  korumalı  evlerde  barındığı 

bildirilmiştir. Bu çalışmada bağımsız yaşama oranı % 7.1’dir [6]. 

Diğer bir çalışmada takip edilen 16 bireyden onunun ebeveynleri ile 

yaşadığı, birinin ise korumalı evlerde barındığı saptanmıştır [15]. 

Bu araştırmada bağımsız yaşama oranı % 31.3 olarak bildirilmiştir 

[15]. Larsen ve Mouridsen’in [16] bildirdiği veriler ise bu bulgular-

la çelişmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre; AB tanısı alan 9 

bireyden, beşi ( % 56) kendi evlerine oturmaktadır. Bu örneklemde 

sadece iki AB tanılı bireyin ebeveynleri ile kaldığı ve bir bireyin 

de ailesinin desteğini kaybettikten sonra bir psikiyatri hastanesine 

kaldırıldığı saptanmıştır.



5.Adli Sorunlar

AS/YİOB’ da suç oranının arttığına dair çok az kanıt vardır. Olgu 

bildirimleri ise AS’na özgü işlev bozuklukları ile belli bazı suç işleme 

şekillerinin özel olarak ilişki gösterebileceklerini düşündürmektedir 

[17-21]. Geniş çaplı ve kontrollü bir çalışmada ise AS tanılı birey-

lerde suç işleme davranışının artmadığı ancak yangın çıkarma ve 

kundaklamanın  bu  tanı  ile  anlamlı  ilişki  gösterebileceği  ortaya 

konmuştur [22].

Genel  olarak,  AS/YİOB  tanısı  alan  bireylerin  yasalara  uyum 

gösterdiği ancak, sendroma özgü toplumsal kısıtlılıklar ve obsesif 

özellikler  nedeniyle  bu  tanıyı  alanların  bazılarında  suç  işleme 

davranışına  yatkınlık  oluşabileceği  kabul  edilmektedir  [5,9]  AS 

tanısı  alan  bireyler  eylemlerinin  toplumsal  sonuçlarını  anlaya-

mayabilir  ve  eylemleri  sonucu  diğer  bireyin  zarar  görebileceğini 

kavrayamayabilirler  [23].  Bu  bireyler,  toplumsal  naiflikleri 

yüzünden,  diğerlerinin  kendilerinden  faydalanması  için  de  risk 

altında olabilirler [23]. Toplumsal naiflik, bilincinde olmadan suç 

içeren  eylemlere  katılmaya  neden  olabilir.  Yurt  dışından  bildir-

ilen  bazı  araştırmalarda,  belli  eylemler  için  toplumsal  durumları 

değerlendirememe  ve  diğerinin  bakış  açısını  algılayamamanın 

suç içeren davranışın ana nedeni olabileceği bildirilmektedir [20]. 

Dolayısıyla, AS  tanısı  alan  ve  belli  bazı  suçları  işleyen  bireyler 

psikotik olmasalar da; davranışlarının hukuki anlam ve sonuçlarını 

tam  olarak  kavrayamayabilir  ve  davranışlarını  tam  olarak  yön-

lendiremeyebilir  [20].  Murrie  ve  ark.  [24],  bu  bireylerin  kişiler 

arası ilişkilerdeki naifliklerinin uygunsuz yollarla toplumsal ilişki 

arayışlarına  yol  açtığını  ve  suç  içeren  eylemlerde  bulunmasını 

sağladığını  bildirmektedir.  Bildirilen  bir  olguda,  AS  tanısı  alan 

bir  birey  büyük  bir  ev  almasının  evlenmesini  kolaylaştıracağı 

düşüncesine kapılmış ve bu evi alabilmek için yasa dışı davranışlarda 

bulunmuştur.  Yazarlar,  AS/YİOB  tanılı  bireylerde  cinsel  dürtül-

erin  boşaltılmasına  yönelik  engellerin,  bu  bireylerin  en  azından 

bazılarının  cinsel  içerikli/  cinsel  amaç  taşıyan  suçlar  işlemesine 

yatkınlık oluşturabileceğini bildirmektedir [24].



5.1.Obsesyonellik

“Obsesyonellik”  (takıntılı  düşünce  ve  davranışlar);  AS/YİOB 

tanılı  bireylerin  sarkıntılık  amaçlı  olarak  takip  etme  (stalking) 

veya zorlantılı hırsızlıklar gibi suçları işlemelerini kolaylaştırabilir 

[24].  Zehirler,  kimyasal  maddeler  veya  ateş  yakma  gibi  konu-

larla ilgili takıntılı/ daralmış ilgi alanları bu bireylerin suç içeren 

davranışlarda bulunmasına yol açabilir. Bu ilgi alanlarından özel-

 | Journal of Clinical and Analytical Medicine

Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood

3

labilmektedir. AS/YİOB  tanılı  ergenlerde  depresyon  insidansında 



görülen  artış  kısmen  akademik  sorunlarla  bağlantılı  olabilir  [5]. 

AS/YİOB  tanılı  bireylerden  çok  azı  yüksek  eğitimi  tamamlay-

abilmektedir. Bu bireylerin daralmış ilgi alanlarına aşırı derecede 

odaklanmaları nedeniyle bu ilgi alanlarına özgü eğitim dallarında 

başarı gösterebilecekleri düşünülmektedir [9].  Olgu sunumları AS 

tanılı bazı bireylerin üstün zeka seviyesine sahip olabileceklerini 

ve yüksek öğretim kurumlarında akademisyen bile olabileceklerini 

ortaya koymuştur [10].



2.Mesleki İşlevsellik

AS/YİOB  tanılı  bireyler  geniş  bir  mesleki  dağılım  gösterebilme-

ktedir [11]. Szatmari ve ark. [7] örneklemlerinin % 37.5’inin tam 

zamanlı bir işte çalışabildiğini belirtmektedir. Venter ve ark. [12] 

ise  tam  zamanlı  bir  işte  çalışabilen  AS/YİOB  tanılı  bireylerin 

örneklemlerinin  %  24.1’ini  oluşturduğunu  bildirmiştir.  Bu  birey-

lerin  çalışabildikleri  işlerin  daha  çok  özel  beceri  gerektirmeyen/

alt seviye işler olduğu bildirilmektedir [7,11,12]. Eldeki bulgular 

değerlendirildiğinde, AS/YİOB olan erişkinlerde işsizlik oranının 

göreceli olarak yüksek olduğu düşünülebilir. Çalışılan işlerin çoğu; 

aileler,  özellikle  de  ebeveynler  aracılığıyla  bulunuyor  ve  koruma 

ya  da  başka  tür  sosyal  destekleri  içeriyor  gibi  gözükmektedir. 

AS  tanısı  alan  bireylerde  mesleki  başarısızlığın  nedenlerinden 

biri de bu bireylerin özel ihtiyaçları için gerekli iş yeri şartlarının 

sağlanamaması olabilir. Mesleki işlev kaybına düşük eğitim sevi-

yesi ve standardize testlerdeki başarısızlık da katkıda bulunabilir. 

Bu bireyler iş görüşmelerinde özellikle başarısız olabilirler. İş bu-

labilenler de toplumsal etkileşim ve iletişim sorunları yüzünden bu 

işleri ellerinde tutamıyor gibi gözükmektedir  [7,12].

3.Toplumsal İşlevsellik

AS/YİOB  tanısı  alan  bireylerde  iletişim  becerileri  ve  toplumsal 

işlevsellik  zaman  içinde  değişim  gösterebilir.  Szatmari  ve  ark. 

[13], okul öncesi dönemde AS tanısı alan çocukların iki yıllık tak-

ip  sürecinde  toplumsal  becerilerin  arttığını,  otistik  semptomların 

ise  azaldığını  bildirmiştir  Sigman  ve  McGovern  [14]  okul  önc-

esinden  ergenlik  çağına  kadar  YİOB  tanılı  bireylerin  gelişimini 

değerlendirdikleri çalışmalarında erken müdahalelerin varlığı hal-

inde, bu bireylerin, bilişsel beceriler ve toplumsal işlevselliklerinin 

yaşla birlikte kısmen ilerlediğini ancak bir miktar toplumsal işlev 

bozukluğunun  yaşam  boyunca  sürebileceğini  bildirmektedir. 

Genel  olarak  aile  ve  yakın  arkadaşlarla  ilişkide,  toplum  genel-

indeki  iletişime  göre  daha  az  zorlanma  olduğu  düşünülmektedir 

[14]. Rumsey ve ark. [6] tarafından takip edilen 14 erişkin erkek 

olgunun hiç birinin evlenemediği veya uzun süreli bir beraberliği 

sürdüremediği ve toplumsal etkileşim sorunları sergilemeye devam 

ettiğini  saptanmıştır.  Bu  çalışmada,  sadece  bir  hastanın;  düzenli 

olarak devam ettiği kilise aracılığıyla elde edebildiği dar bir arkadaş 

çevresi olduğu bildirilmiştir [6]. Szatmari ve ark. [15], AS/YİOB 

tanılı  örneklemlerinin  %  56’sının  hiç  cinsel  ilişki  yaşamadığını 

ve  sadece  %  2’sinin  karşı  cinsten  biri  ile  arkadaşlık  edebildiğini 

bildirmiştir.    Çocukluklarında  AS/  OB  tanısı  alan  bireylerin  30 

yıllık izlem sonuçlarını değerlendiren Larsen ve Mouridsen [16], 

AS tanılı bireylerde evlenme oranını % 22 olarak bildirmiştir.

Bu çalışmaların sonuçları değerlendirildiğinde, AS/YİOB tanısı alan 

bireylerin bir kısmının evlilik ve cinsel beraberlik yaşayabildiği an-

cak bu oranların çalışmalar arasında değişebildiği düşünülebilir. Bu 

gözlem  toplumsal  etkileşim  yetilerindeki  kısıtlılığa  bağlı  olabilir. 

Yine, eldeki veriler bu evliliklerin uzun sürmediğini ve boşanma 

oranlarının  yüksek  olduğunu  göstermektedir  [15,16].  AS/YİOB 

tanılı  bazı  bireylerin  sergilediği  duygusal  yalıtım  evlilik  ve  uzun 

süreli beraberliklerin getirdiği toplumsal yükümlülükleri yerine ge-

tirmeyi zorlaştırabilir. 

4.Yaşam Şartları 

Günümüze kadar yapılan araştırmaların çoğu, AS tanısı alan bireyler-

in ya ebeveynleri ile yaşamaya devam ettiklerini ya da bir başkasının 

kontrolü altında yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, AS 

tanılı bireylerin sadece bir kısmının tam bağımsızlığa erişebildiği ve 

destek almadan kendi başlarına yaşayabildiği kabul edilebilir [2,5]. 

Rumsey ve ark.’nın [6] takip ettiği 14 olgudan, altısının (% 42.9) 

ebeveynleri  ile  yaşadığı,  ikisinin  ise  korumalı  evlerde  barındığı 

bildirilmiştir. Bu çalışmada bağımsız yaşama oranı % 7.1’dir [6]. 

Diğer bir çalışmada takip edilen 16 bireyden onunun ebeveynleri ile 

yaşadığı, birinin ise korumalı evlerde barındığı saptanmıştır [15]. 

Bu araştırmada bağımsız yaşama oranı % 31.3 olarak bildirilmiştir 

[15]. Larsen ve Mouridsen’in [16] bildirdiği veriler ise bu bulgular-

la çelişmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre; AB tanısı alan 9 

bireyden, beşi ( % 56) kendi evlerine oturmaktadır. Bu örneklemde 

sadece iki AB tanılı bireyin ebeveynleri ile kaldığı ve bir bireyin 

de ailesinin desteğini kaybettikten sonra bir psikiyatri hastanesine 

kaldırıldığı saptanmıştır.



5.Adli Sorunlar

AS/YİOB’ da suç oranının arttığına dair çok az kanıt vardır. Olgu 

bildirimleri ise AS’na özgü işlev bozuklukları ile belli bazı suç işleme 

şekillerinin özel olarak ilişki gösterebileceklerini düşündürmektedir 

[17-21]. Geniş çaplı ve kontrollü bir çalışmada ise AS tanılı birey-

lerde suç işleme davranışının artmadığı ancak yangın çıkarma ve 

kundaklamanın  bu  tanı  ile  anlamlı  ilişki  gösterebileceği  ortaya 

konmuştur [22].

Genel  olarak,  AS/YİOB  tanısı  alan  bireylerin  yasalara  uyum 

gösterdiği ancak, sendroma özgü toplumsal kısıtlılıklar ve obsesif 

özellikler  nedeniyle  bu  tanıyı  alanların  bazılarında  suç  işleme 

davranışına  yatkınlık  oluşabileceği  kabul  edilmektedir  [5,9]  AS 

tanısı  alan  bireyler  eylemlerinin  toplumsal  sonuçlarını  anlaya-

mayabilir  ve  eylemleri  sonucu  diğer  bireyin  zarar  görebileceğini 

kavrayamayabilirler  [23].  Bu  bireyler,  toplumsal  naiflikleri 

yüzünden,  diğerlerinin  kendilerinden  faydalanması  için  de  risk 

altında olabilirler [23]. Toplumsal naiflik, bilincinde olmadan suç 

içeren  eylemlere  katılmaya  neden  olabilir.  Yurt  dışından  bildir-

ilen  bazı  araştırmalarda,  belli  eylemler  için  toplumsal  durumları 

değerlendirememe  ve  diğerinin  bakış  açısını  algılayamamanın 

suç içeren davranışın ana nedeni olabileceği bildirilmektedir [20]. 

Dolayısıyla, AS  tanısı  alan  ve  belli  bazı  suçları  işleyen  bireyler 

psikotik olmasalar da; davranışlarının hukuki anlam ve sonuçlarını 

tam  olarak  kavrayamayabilir  ve  davranışlarını  tam  olarak  yön-

lendiremeyebilir  [20].  Murrie  ve  ark.  [24],  bu  bireylerin  kişiler 

arası ilişkilerdeki naifliklerinin uygunsuz yollarla toplumsal ilişki 

arayışlarına  yol  açtığını  ve  suç  içeren  eylemlerde  bulunmasını 

sağladığını  bildirmektedir.  Bildirilen  bir  olguda,  AS  tanısı  alan 

bir  birey  büyük  bir  ev  almasının  evlenmesini  kolaylaştıracağı 

düşüncesine kapılmış ve bu evi alabilmek için yasa dışı davranışlarda 

bulunmuştur.  Yazarlar,  AS/YİOB  tanılı  bireylerde  cinsel  dürtül-

erin  boşaltılmasına  yönelik  engellerin,  bu  bireylerin  en  azından 

bazılarının  cinsel  içerikli/  cinsel  amaç  taşıyan  suçlar  işlemesine 

yatkınlık oluşturabileceğini bildirmektedir [24].



5.1.Obsesyonellik

“Obsesyonellik”  (takıntılı  düşünce  ve  davranışlar);  AS/YİOB 

tanılı  bireylerin  sarkıntılık  amaçlı  olarak  takip  etme  (stalking) 

veya zorlantılı hırsızlıklar gibi suçları işlemelerini kolaylaştırabilir 

[24].  Zehirler,  kimyasal  maddeler  veya  ateş  yakma  gibi  konu-

larla ilgili takıntılı/ daralmış ilgi alanları bu bireylerin suç içeren 

davranışlarda bulunmasına yol açabilir. Bu ilgi alanlarından özel-

154 | Journal of Clinical and Analytical Medicine




 | Journal of Clinical and Analytical Medicine

Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood

4

likle ateş yakma suç işleme ile ilgili olabilir ve bununla ilgili bazı 



olgular bildirilmiştir [25,26].

Haskins  ve  ark.  [27],  zihin  kuramı/empati  ile  ilgili  sorunlar  ve 

daralmış ilgi alanlarına aşırı odaklanmanın bu bireyleri suça yatkın 

hale getirebilen ana etkenler olduğunu öne sürmüştür. Bu iki fak-

tör, sosyal işlev bozukluğu ile bir araya geldiğinde suça yatkınlık 

oluşturabilir. AS  ile  sık  olarak  beraber  görülen  Dikkat  Eksikliği 

Hiperaktivite  Bozukluğu  (DEHB)  gibi  eşlik  eden  patolojiler  de, 

şiddet içeren dürtüsel davranışlardan sorumlu olabilir. [24]. Haskins 

ve ark. [27], adli tıp ve adli psikiyatri uzmanlarının AS ve benzeri 

YGB’ları erişkinlerde daha iyi ayırt edebildikçe, AS ile ilgili bilg-

ilerimizin giderek netleşeceğini öne sürmektedir. Günümüze kadar 

yapılan bazı bildirimler, bu bireylerdeki tanının sık olarak atlandığını 

düşündürmektedir.  Hare  ve  ark.[28],  bir  İngiliz  hastanesinde  gö-

zlem altında olan 1305 suçluyu değerlendirdikleri çalışmalarında, 

örneklemin  %  2.4’ünün  YGB  ölçütlerini  karşıladığını  ancak  bu 

ölçütleri karşılayanların sadece % 10.0’una daha önce bu tanının 

konduğunu  saptamıştır.  Bu  araştırmacılar,  YGB  tanısı  konulan 

bireylerin çoğunun daha önce şizofreni olarak değerlendirildiğini 

bildirmiştir [28].

5.2.Olgu Bildirimleri

YİOB/AS  tanısı  alan  bireylerin  çevrelerine  tekrarlayan  biçimde 

şiddet  uyguladığı  bazı  olgular  bildirilmiştir.  Baron-Cohen  [29], 

AS  tanısı  ile  takip  edilen  ve  “kız  arkadaşı”  olarak  algıladığı  71 

yaşında bir kadına tekrar tekrar saldıran, 21 yaşındaki bir olguyu 

tanımlamıştır.  Mawson  ve  ark.[30],  şiddet  içeren  fantezileri  olan 

ve  özel  olarak  zehirlerle  ilgilenen  bir  hastalarını  bildirmiştir.  Bu 

olguda  da  bir  kız  arkadaş  edinme  ile  ilgili  takıntılı  bir  düşünce 

bulunmaktadır  ve  “kıyafetini  beğenmediği  için”  tanımadığı  bir 

kadına saldırmıştır. Yazarlar, aynı hastanın, daha sonra “araba süren 

kadınlardan hoşlanmadığı için” başka bir kadına bir tornavida ile 

saldırdığını  bildirmiştir.  Aynı  olgu,  “ağlamalarına  dayanamadığı 

için” bebeklere de saldırmaktadır. Bu olgunun, tariflenen suçları, 

kısmen  bir  başkasının  bakış  açısını  algılayamadığı  ve  aşırı 

benmerkezciliği nedeni ile işlediği öne sürülebilir [30].

5.3.Suç İçeren Davranışların Yaygınlığı

Günümüze kadar YİOB/AS ve suç davranışı ile ilgili çalışmaların 

daha çok olgu bildirimleri ile sınırlı kaldığı görülmektedir. AS’de 

suç içeren davranışların yaygınlığını ve yordayıcılarını tam olarak 

belirleyebilmek  için  geniş  ölçekli,  epidemiyolojik  araştırmalara 

ihtiyaç duyulduğu söylenebilir. 



5.4.Adli  Servisler/  Güvenlikli  Kurumlarda  Yürütülen 

Araştırmalar

Scragg ve Shah [31], İngiltere’de bir psikiyatri hastanesinin erkek 

adli  servisinde  yatan  hastalar  arasında AS  ve YİOB  yaygınlığını 

% 1.5-2.3 olarak saptamıştır. Yazarlar, değerlendirdikleri kurumda 

AS yaygınlığının; toplum genelindekine göre (% 0.7) daha yüksek 

olduğunu  bildirmiştir  [32].  Bu  bulgu; AS  ile  suç  içeren  davranış 

arasında bir bağlantının varlığı lehine yorumlanmıştır. Ancak, bu 

sonuçlar,  klinik  bir  örnekleme  dayandığından  topluma  genellen-

emeyebilir.

Ghaziuddin  ve  ark.  [33], AS  tanısı  alan  132  olgunun  dosyalarını 

geriye dönük olarak tarayarak bozukluğun suç işleme ile ilişkisini 

aydınlatmaya  çalışmıştır.  Taranan  132  olgudan;  sadece  3’ünde 

(%  2.3)  geçmişte  açık  olarak  saldırgan  olarak  tanımlanabilecek 

davranış  bulunduğu  saptanmıştır.  Elde  edilen  sonucun  Amerika 

Birleşik Devletleri’nde benzer yaş grubu içerisinde (20-24 yaş); % 

7 olarak bildirilen şiddet içeren suçlara göre belirgin olarak düşük 

olduğu bildirilmiştir [33]. Siponmaa ve ark. [34], suç işleyen gen-

çlerde çocukluk çağı nöropsikiyatrik bozukluklarının yaygınlığını 

geriye  dönük  olarak  araştırmıştır.  Bu  çalışmada,  Stockholm’de, 

hüküm  öncesi  ardışık  olarak  adli  değerlendirme  için  yönlendir-

ilen, 15-22 yaş arası olgular değerlendirilmiştir. Bu çalışmada 126 

olgu değerlendirilmiş ve geriye dönük olarak tanı konmuştur. Bu 

çalışmaya  göre;  örneklemin  %  3’ü  AS  için  DSM-IV  ölçütlerini 

karşılamaktadır.  Sonuç  olarak;  yukarıda  sunulan  araştırmaların 

sonuçlarının birbiri ile çeliştiği söylenebilir. Scragg ve Shah’a [31] 

göre; AS  ile  suç  işleme  davranışı  arasında  bir  ilişki  bulunmakta, 

buna karşın Ghaziuddin ve ark. [33] ise tersini öne sürmektedir. Bu 

çelişki, Scragg ve Shah çalışmasında seçilmiş, adli bir örneklemin 

kullanılmasına bağlı olabilir. 

6. Psikiyatrik Sorunlar

AS olan bireyler arasında psikiyatrik eş tanı yaygınlığının arttığı 

bilinmektedir. Bu eş tanıların etkilenen bireylerin gidişini olumsuz 

etkilediği  söylenebilir.  AS/YİOB  tanılı  bireylerde,  erken  erişkin 

dönemde nadiren psikoz görülebilir. Bu bireyler kendi vücutları ile 

aşırı ilgilenebildiğinden,  hipokondriyasis görülebilir. Tik ve many-

erizmler eşlik edebilir. Şizofreni AS’de % 0.6 oranında görülebilir 

[1-6]. Erişkin kadın AS’li olgular çoğul kişilik bozukluğu izleni-

mi verebilirler. Ayırıcı tanı açısından gelişimsel öykü almak, aile 

öyküsünün alınması önemlidir. Erişkin psikiyatri polikliniklerinde 

AS  tanısı  gözden  kaçabilir.  Şimdiye  kadar  yapılan  iki  çalışmada 

ayaktan hizmet veren psikiyatri polikliniklerinde psikoz ve kişilik 

bozukluğu hastalarında otistik spektrum bozukluğu oranı sırasıyla 

%  1.4  ve  %1.5  olarak  bulunmuştur  [4].  Türkiye’de  bildirilen  3 

çalışmada  erişkin AS  olgularına  erken  dönemde  DEHB,  Obsesif  

Kompulsif Bozukluk (OKB) ve MR tanıları konulduğu bildirilmiştir 

[4]. 

Ergen ve erişkinlikte YGB tanısında klinik gözlem önemli gözük-



mektedir. Sözel olmayan iletişim becerilerinin değerlendirilmesinde 

örneğin göz temasının varlığı YGB tanılarını dışlamaz. YGB tanılı 

ergenler normal göz teması kurma becerisi gösterebilirler. Ancak 

bu  ergenlerin,  onlara  bakılırken  bakışlarını  tercihli  olarak  bakan 

kişiye yöneltmedikleri görülmektedir. Klinik görüşmede olası AS 

olgusunun başkalarının sözel olmayan ifadelerini yorumlama bec-

erisini gözlemlemek olası değildir.    

Erişkin AS  olgularına  en  çok  konan  tanı  şizofrenidir.  Çünkü AS 

belirtilerini açıklamaya en yakın tanıların başında şizofreni gelme-

ktedir. AS ile ilişkili ritüel ve rutinler hastada AS tanısından önce 

OKB  tanısı  konmasına  yol  açabilmektedir.  Kaygı  bozukluğu, 

belki de tüm YGB spektrum tanılarıyla ilişkili en sık ve en inatçı 

bozukluktur. Aşırı  kaygının AS  belirtilerine  neden  olmadığı,  an-

cak AS  olgularının  sosyal  ilişkilerinde  hissettikleri  belirsizlik  ve 

öngörülemezliğin aşırı kaygıya yol açtığı belirtilmektedir.  Kaygı 

da AS’ye bağlı sosyal ilişkilerdeki bozulmayı artırmaktadır. Madde 

kötüye kullanımı AS tanılı ergenlerde etkilenmeyen ergenlere oran-

la daha az rastlanmaktadır. Alkol ve esrarın ergen AS olgularında, 

alkolun  ise  erişkin AS  olgularında  kötüye  kullanım  riski  olabilir 

[4,5].


Sonuç

AS  ve  dahil  olduğu  YGB’lar  her  ne  kadar  DSM-IV  içerisinde 

“Genellikle  İlk  Kez  Bebeklik,  Çocukluk  ya  da  Ergenlik  Döne-

minde  Tanısı  Konan  Bozukluklar”  başlığı  altında  yer  alsa  da, 

yaşam  boyu  sürmekte  ve  bireyin  toplumsal,  mesleki,  cinsel  ve 

psikolojik  işlevselliğini  farklı  düzeylerde  etkileyebilmektedir. AS 

ve diğer YGB’ların cinsel işlevlerini, bağımsız yaşama ve mesleki 

becerilerini ve bu bozuklukların suç işleme davranışı ile ilişkisini 

araştıran  çalışmaların  daha  çok  yurt  dışında  yapıldığı  görülme-

ktedir.  Bu  çalışmaların  ülkemizde  de  tekrarlanması  gerektiği 

düşünülmektedir.

Journal of Clinical and Analytical Medicine |  155




Erişkinlikte Asperger Sendromu / Asperger Syndrome In Adulthood

1.  American  Psychiatric  Association:  Diagnostic  and  Statistical  Manual  of 

Mental Disorders, Fourth edition, Text Revision. Washington DC, American 

Psychiatric Association, 2000.

2.  Korkmaz  B. Asperger  Sendromu.  Toplumsal  İlişkilere Ait  Bir  Bozukluk, 

Yalnızlık ya da İnsana Ait Temel Bir Boyut.  İstanbul, Adam Yayınları, 2003

3.Gillberg IC, Gillbegr C. Asperger’s Syndrome: some epidemiological consid-

erations: a research note. J Child Psychol Psychiatry 1989; 30: 631-38

4.Özdemir DF, İşeri E. Erişkinlerde Asperger Bozukluğu: Bir Gözden Geçirme. 

Klinik Psikiyatri Dergisi; 2004, 7(4): 223-30

5.Aggarwal S, Westbrook J. Prognosis of Asperger’s Disorder. In: Asperger’s 

Disorder. Rausch JL, Johnson ME, Casanova MF (Eds). Informa Healthcare, 

2008.

6.Rumsey JM, Rapoport JL, Sceery WR. Autistic children as adults: psychi-



atric, social, and behavioral outcomes. J Am Acad Child Psychiatry 1985; 24 

(4): 465–73.

7.Szatmari P, Bartolucci G, Bremner R, Bond S, Rich S. A follow-up study of 

high-functioning autistic children. J Autism Dev Disord 1989; 19 (2): 213–25.

8.Howlin  P,  Mawhood  L,  Rutter  M.  Autism  and  developmental  receptive 

language  disorder—a  follow-up  comparison  in  early  adult  life.  II:  Social, 

behavioural, and psychiatric outcomes. J Child Psychol Psychiatry 2000; 41 

(5): 561–78.

9. Tantam  D. Adolescence  and  adulthood  of  individuals  with Asperger  syn-

drome.  In:  Klin A,  Volkmar  FR,  Sarrow  SS  (ed). Asperger  Syndrome.  The 

Guilford Press, New York, 2000; 367-403

10. Baron-Cohen S. Is asperger syndrome/high-functioning autism necessarily 

a disability? Dev Psychopathol 2000; 12(3):489–500.

11.Howlin P, Goode S, Hutton J, Rutter M. Adult outcome for children with 

autism. J Child Psychol Psychiatry 2004; 45(2):212–29.

12.Venter A, Lord C, Schopler E. A follow-up study of high-functioning autistic 

children. J Child Psychol Psychiatry 1992; 33(3):489–507.

13. Szatmari P, Bryson SE, Streiner DL, Wilson F, Archer L, Ryerse C. Two-

year outcome of preschool children with autism or Asperger’s syndrome. Am J 

Psychiatry 2000; 157(12):1980–87.

14.Sigman  M,  McGovern  CW.  Improvement  in  cognitive  and  language 

skills  from  preschool  to  adolescence  in  autism.  J Autism  Dev  Disord  2005; 

35(1):15–23.

15. Szatmari P, Bartolucci G, Bremner R. Asperger’s syndrome and autism: 

comparison  of  early  history  and  outcome.  Dev  Med  Child  Neurol  1989; 

31(6):709–20.

16. Larsen FW, Mouridsen SE. The outcome in children with childhood autism 

and Asperger syndrome originally diagnosed as psychotic. A 30-year follow-

up  study  of  subjects  hospitalized  as  children.  Eur  Child Adolesc  Psychiatry 

1997; 6(4):181–90.

17. Kohn Y, Fahum T, Ratzoni G, Apter A. Aggression and sexual offense in 

Asperger’s syndrome. Isr J Psychiatry Relat Sci 1998; 35(4):293–99.

18.Milton  J,  Duggan  C,  Latham A,  Egan V, Tantam  D.  Case  history  of  co-

morbid Asperger’s  syndrome  and  paraphilic  behaviour.  Med  Sci  Law  2002; 

42(3):237–44.

19.Toichi M, Sakihama M. Three criminal cases with Asperger’s disorder: how 

their handicap was reflected in their antisocial behaviors. Seishin Shinkeigaku 

Zasshi 2002; 104(7):561–84.

20.  Katz  N,  Zemishlany  Z.  Criminal  responsibility  in  Asperger’s  syn-

drome.  Isr J Psychiatry Relat Sci 2006; 43(3):166–73.

21.Schwartz-Watts DM. Asperger’s disorder and murder. J Am Acad Psychiatry 

Law 2005; 33(3):390–93.

22. Mouridsen  SE,  Rich  B,  Isager  T,  Nedergaard NJ. Pervasive  develop-

mental  disorders  and criminal behaviour: a case control study. Int J Offender 

Ther Comp Criminol 2008;52(2):196–205.

23.Berney  T. Asperger  syndrome  from  childhood  to  adulthood. Advan  Psy-

chiatr Treat 2004; 10:341–51.

24.Murrie D, Warren JI, Kristiansson M, Park E Dietz. Asperger’s syndrome in 

forensic settings. IAFMHS; 2002; 1:59–70.

25.Everall IP, LeCouteur A. Firesetting in an adolescent boy with Asperger’s 

syndrome.Br J Psychiatry 1990; 157:284–87.

26. Barry-Walsh JB, Mullen P. Forensic aspects of asperger’s syndrome. J Fo-

rensic Psychiatr Psychol 2004; 15(1):96–107.

27.Haskins BG, Silva JA. Asperger’s disorder and criminal behavior: forensic-

psychiatric considerations. J Am Acad Psychiatry Law 2006; 34(3):374–84.

28.Hare DJ, Gould J, Mills R. A Preliminary Study of Individuals with Autistic 

Spectrum Disorder in Three Special Hospitals in England. London: National 

Autistic Society, 1999.

29.Baron-Cohen S. An assessment of violence in a young man with Asperger’s 

syndrome. J Child Psychol Psychiatry 1988; 29(3):351–60.

30.Mawson D, Grounds A, Tantam D. Violence and Asperger’s syndrome: a 

case study. Br J Psychiatry 1985; 147:566–69.

31.Scragg P, Shah A. Prevalence of Asperger’s syndrome in a secure hospital. 

Br J Psychiatry 1994; 165(5):679–82.

32.Ehlers S, Gillberg C. The epidemiology of Asperger syndrome. A total popu-

lation study. J Child Psychol Psychiatry 1993; 34(8):1327–50.

33. Ghaziuddin M, Tsai L, Ghaziuddin N. Brief report: violence in Asperger 

syndrome,a critique. J Autism Dev Disord 1991; 21(3):349–54.

34. Siponmaa L, Kristiansson M, Jonson C, Nydén A, Gillberg C. Juvenile and 

young adult mentally disordered offenders: the role of child neuropsychiatric 

disorders. J Am Acad Psy-chiatry Law 2001; 29(4):420–26.

Kaynaklar

156 | Journal of Clinical and Analytical Medicine



Yüklə 1,99 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə