60
ancak isteyen kişi, Dede’ye ileterek veya Cemevi’ne giderek
Cemlere katılmak suretiyle talep ederse gerçekleşebilmektedir.
Eskiden topluluğun ve geleneklerin öngördüğü mekanizma ile
işleyen bu yapı yani düşkünlük kurumu artık sadece o kişinin
iradesi ile işleyen bir duruma gelmiştir. Taliplerin artık kent-
lerde, geleneksel hayatta köylerde olduğu gibi Ocak sistemi
içerisindeki kontrolü olanaklı değildir.
Artık Dedeler de alan araştırmalarımızda gözlemlediği-
miz üzere, inanç esaslarında ve uygulamalarında günümüz ko-
şullarına uygun değişiklikler yapılması gerektiğini savunmak-
tadırlar. (A. Yaman, 2004: 340-341) Aleviliğin yaşadığı dönü-
şüm çerçevesinde geleneksel Aleviliğe ilişkin kurum ve ku-
rallarda kent koşullarında ne gibi değişiklikler yapılacağı ko-
nusu sürekli gündemdedir. Bu konuda gerek çeşitli gruplar
kendi aralarında gerekse kurumlar bazında konular tartışıl-
maktadır. Bu tartışmalar özü itibariyle Aleviliği farklı özel-
likleri ve gerekleri olan kentsel ortamlarda yaşatabilmeye yö-
neliktir. Yapılan yeni inanç ve kültür kurumlarıyla kimliğini
yeni yeni ifade etmeye çalışan Aleviler “Musahiplik, Dedelik,
Düşkünlük” gibi kurumların bugünkü konumu ve Cemevlerinin
işlevleri konusunda bir geçiş aşamasında bulunmaktadırlar.
Aleviliğin kendi inançsal ve kültürel sorunlarına ilişkin konular
henüz tartışılmaya başlamıştır. Eskiden cemler de dahil inanç
ve ibadet uygulamalarını sorgulamayan dedeler bugün pratikte
yaşanan sorunlar doğrultusunda cemlerde ve inanç esaslarında
değişiklikler yapılabilmesini isteyebilmektedirler. Bu eğilimin
gün geçtikçe daha da güçleneceği söylenebilir.
Bugün gerek Alevi dedeleri, gerek talipler gerekse kurum
yöneticileri arasında dedeliğin soy yoluyla devam edip etme-
mesi konusu tartışılmaktadır. Kimileri geleneksel yapının ko-
runması gerekliliğini savunurken, kimileri de dedeliğin soy
61
esasına dayalı bir kurum olmaktan çıkarılarak, eğitime dayalı
bir nitelik kazanması gerektiğini savunmaktadırlar. Kentleşen
dedelikle ilgili bugün tartışılan bir diğer konu kadınların da
dedelik yapıp yapamayacağı konusudur. Geleneksel yaşamda
hakim olan dedesoylu erkeklerin Cem yürütme vb. inanç uy-
gulamalarında kendini gösteren ayrıcalığı da günümüzde er-
kek-kadın eşitliği ve/veya Alevilerde kadının göreceli ileri
konumu gibi gerekçelerle tartışmaya açılmış bulunmaktadır.
Özellikle yurtdışındaki Aleviler arasında kadınların da dede
postuna oturması yönündeki taleplerin nispeten daha fazla
olduğu görülmektedir. Yaşanan pek çok değişikliğe karşın,
geleneksel gezici dedelik işlevinin de özellikle son 20 yıldır
giderek artan oranda canlanmaya başladığı da görülmektedir.
Dedeler özellikle Avrupa’da yıl boyunca değişik bölgelere
giderek cemleri yönetmektedirler.
Günümüzde Ocak Dedeliğinden, şehirlerde örgütlenmiş
dernek, vakıf ve yurtdışında Alevi kültür merkezi gibi kurum-
larda görev yapan bir dedelik organizasyonuna geçiş söz ko-
nusudur. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ve CEM Vakfı
gibi pek çok derneğin, vakfın birleşiminden oluşan daha büyük
çatı örgütlerinde ise inanç hizmetlerinin organizasyonunu sağ-
lamak üzere bazı kurumların kurulduğu görülmektedir. Bu çer-
çevede CEM Vakfı, Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı’nı
kurmuş, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ise
İnanç Kurulu
5
kurmuştur.
Bugün artık, ocak sisteminin işlemediği, dedelerin uzun
süren bir işlevsizleşme dönemi sonrasında yeniden toplumsal
yaşama dahil edildiği bir süreçte ocaklardan değil de geniş
örgütlenme ağına sahip Alevilerin kentlerde 20-30 yıldır yoğun
5
Hollanda’da HAK-Der içerisinde örgütlenmiş bulunan Dedeler ise giderek
daha özerk bir yapılanma içerisine girmiş bulunmaktadırlar.
62
olarak açmaya başladıkları Cemevlerinin içerisinde yer alan ve
rol ve işlevleri eskiye nazaran daha kısıtlı dedelerden oluşan bir
durumla karşı karşıya bulunmaktayız. Daha yeni yeni kurum-
sallaşmaya çalışan ve henüz inanç/ibadetleri devletin din hiz-
metleri kapsamında yer almayan Alevilerin bir geçiş aşama-
sında bulundukları ve çeşitli sıkıntılarının olmasını da doğal
karşılamak gerekir diye düşünüyoruz. Dedelik kurumu da bu
gelişmelere paralel olarak yeniden tanımlanmakta ve bu yeni
ortama uygun bir Dedelik kurumu yapılanmaya devam etmek-
tedir. Bu yeniden yapılanmada Cemevleri, Dedelik kurumunun
yeni konumunu belirlemekte en önemli unsur olarak dikkat
çekmektedir.
Demek ki, günümüz koşullarında kentsel yaşama uyum
sağlamaya çalışan Aleviliğin diğer geleneksel kurumları gibi,
dedelik kurumu da kent toplumunun gereksinimleri doğrultu-
sunda yeniden şekillenmektedir. Bu süreç henüz devam etmek-
tedir. Bu süreçte Dedelik kurumu yeni misyonlar üstlenerek
varlığını kent ortamında da sürdürmeye çalışmaktadır.
Dedelik, Aşıklık
Biz burada “Aşık” kavramını, ozanlık ve zakirlik olarak
ifade edilen anlamlarla birlikte ele alıyoruz. Yani başkalarının
veya kendisinin coşkulu şiirlerini sözlerini okuma, bunları
müzikle belli bir makam eşliğinde söyleme aşıkların en önemli
iki özelliğidir. Halkın duygu, düşünce ve değerlerini nesilden
nesile aktarmada önemli işlevler üstlenmişlerdir. Dedelerin
çoğunun kendi fonksiyonlarına ek olarak aşıkların sahip olduk-
ları niteliklere de sahip oldukları görülmektedir.
6
6
Örneğin bazı yörelerde Dede sadece Cem ibadetini yürütür, Dede’nin yanı
sıra bir veya birden çok aşık/zakir de deyişler/nefesleri çalıp, söylerler.
Dostları ilə paylaş: |