AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
22
Almas’ın dikkat çeken bir diğer özelliği de, şiirleri aracılığı ile vermek iste-
diği vatan sevgisi ve özgürlük bilincini sadece Azerbaycan halkı için değil, Çeçen,
Tatar, Kazak, Sibirya,
Hind ve diğer birçok Türk halklarının sorunlarını dile geti-
rerek bu sorunları şiirlerinde işlemiş ve bu insanların kurtuluşu için şiirleri aracılığı
ile de çaba harcamıştır.
Şairin, ülkesinden sürülmesine neden olan yazılarının içeriğinde “sınıf
düşmanları arasında olmak” iddiasına delil olarak ifadeler olduğu öne sürülerek
ona yaşattırılmış çileli hayatı ile ilgili kısa bir hatırlatmadan sonra bu bildirinin
özünü teşkil edecek olan, onun güçlü şair yönü, vatan sevgi ve hasretini her şeyin
üstünde tuttuğunu gösteren şiirlerinden örnekler oluşturacaktır. (Bkz. a. g. e. s. 62)
EĞİTİMİ VE EDEBİ KİŞİLİĞİ :
Almas Yıldırım, 1914-1915 eğitim-öğretim yılında, Çemberekent’te bulunan
7 yıllık ‘İttihad Mektebi’nde öğrenime başlar. Şair daha bu yıllarda güzel ve içli
şiirler yazmaya başlar. Okulda Farsçayı da öğrenerek mezun olur. Mezuniyetin
ardından, “Abdullah Şaik Adına Numune Mektebi” ne öğretmen olmak arzusu ile
başlar. Okulu başarı ile ve Rusça yı da öğrenerek bitirir. Şair daha sonra Bakü Dev-
let Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi Edebiyat Bölümü’nde yüksek tahsiline başlar.
Çok kısa bir öğrenimden sonra şair, Azerbaycan’ı işgal eden Rus yönetimince
ailesinin zengin olması, işgale karşı direnmesi, millî düşünceleriyle halkın hissiya-
tını şiirlerinde yansıtması vb. nedenlerle fakülteden atılır. Üniversiteden atıldıktan
sonra şaiir edebî faaliyetlerini Yaşıl Qelemler Derneği, Yaşıl Yarpaq Derneği,
Azerbaycan Edebiyatı Cemiyeti, olarak da bilinen Türk Edip ve Şairleri İttifaqı,
Kitap Dostları Cemiyeti, Edebiyyat Cemiyeti vb. cemiyet ve kurumlar bünyesinde
devam ettirir.
Yıldırım, Matbuatda çıkan şiir ve edebiyat yazılarında "A. Y. ", "A-
zâde", "A.
İ. ", "Almaszâde İ. " şeklindeki şifreli imza örneklerini tercih etmiştir.
Azerbaycan’ın Rusya tarafından işgal edilmesini kabullenemeyen şair ve
yazarların, söz konusu cemiyetler üzerindeki nüfuzunun arttığını hisseden
Sovyetlerin özel donanımlı Devlet Siyasî İdaresi teşkilâtı bir dizi tedbirin yanı sıra
Azerbaycan Komünist Partisi tarafından kurulan Azerbaycan Proleter Yazıcılar
Cemiyeti
’nin dışındaki bütün edebî cemiyetler kapatılır.
Sovyet istilasının baskıcı etkileri şairin özel ve edebi yaşamını olumsuz
etkilemekte ve her hareketi izlenmektedir.
İstilacı rejim, Mustafa Kemal Türkiye’-
sini sevmek,
Türkiye’nin propagandasını yapmak, Türklere Turancı yaklaşımlarla
âşık olmak, istiklâlci gençleri istilacı yönetime karşıt görüşlerle yetiştirmek, lâtin
asıllı Türk alfabesini savunmak, millî edebiyatı devam ettirerek Rus edebiyatını
ikinci sırada bırakmak, Vahit Türkistan Devleti kurmak istemek vb. faaliyetleri
yapmakla suçlanarak,
başının Sovyet komünist rejiminin sembolü olan çekiçle
ezileceği ilân edilir. Önce Dağıstan-Derbent’e, sonra Kırım’a ve Türkmenistan-
Aşkabat’a sürgün edilir. Aşkabat’ta kurşuna dizilme tehlikesiyle karşı karşıya
kalınca eşi Ziver Hanımla beraber İran/Güney Azerbaycan üzerinden Türkiye’ye
geçmeye karar verirler. (Bkz. http://www. bilgicik. com)
Şairin edebi faaliyetlerini dört döneme ayrılabilir: Birinci olarak sürgüne
gitmeden önceki Azerbaycan dönemi,
İkinci olarak sürgün yani Dağıstan, Kırım,
Türkmenistan dönemi,
üçüncü olarak; İran’da zorunlu olarak kaldığı süre ve son
olarak dördüncü d
önem Türkiye’de yaşadığı yıllardır.
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
23
Yıldırım’ın her dönem şiirlerinde, insani duyguları açığa vuran, özgürlük,
merhamet ve sevginin en duygulu ve etkileyici yanı ön plana çıkar. Birinci döne-
mine ait şiirleri, Bakü’de yayınlanan çeşitli gazeteler ve Maarif ve Medeniyyet,
Şarg Gadını, Maarif İşçisi gibi dergilerinde yayınlanır. (Bkz. Nebiyev l999:30)
Şairin birçok şiiri, değişik şair ve yazarlar tarafından yayımlanan antolojilerde yer
almıştır. Bunlardan en önemlileri, İstanbul’da yayımlanan Hayat dergisinde, A
Dağlar, Sevdiğim şiirleri, 1926 yılında Bakü’de yayınlanan Genç Gızıl Galemler
dergisinde de altı şiiri yayınlanmıştır. Bu şiirlerinden başka çeşitli dergi ve kitaplar-
da şairin Hindli Gız, Şerge, Yayrın, Ey Hindistan, Neriman, Gebre gibi şiirleri
ya
yınlanır. 1926 yılında Süleyman Rüstem ile birlikte yayınlattığı Dün ve Bugün
adlı ince kitapçık ve 1930 yılında basılan dağları konu alan şiirlerin yer aldığı
Dağlar Seslenirken adlı kitaptaki şiirleri sürgünde olduğu Dağıstan ile ilgili
izlenimleri yer a
lır. Şiirler Dağıstan’daki dağların, çimenlerin, güzelliklerinin yanı
sıra, birçok kez Rus çarlarının ismi zulüm yapan, insanları öldüren kişi olarak dile
getirilir.
Birinci Petro’nun da adı anılarak Rus işgalinin çirkinliği yerilmiştir. Bu ve
benzeri kita
plar politik bulunarak basımı yasaklanmış, ancak 1980 yılından sonra
yayınlanabilmişlerdir. Şairin ilk şiirleri daha 22 yaşındayken S. Rüstem tarafından
Addımlar başlığı altında yayınlanmıştır. Eser içerik bakımından 1928-1930 yılla-
rında Bakü’de basılan(Oktyabr Alovları (Ekim Alevleri) ve Şairin Andı eserlerle
büyük benzerlikler gösterir.
Şairin Dağıstan’da sürgündeyken yazmış olduğu şiirlerin çoğunlukta
olduğu bir diğer eser de
Boğulmayan Bir Ses başlığını taşımaktadır.
Dağlara Veda,
Sürgün,
Yaralı Olmasaydı, İran Gızı, Azerin Duasa, Bir Parça, Batan Güneş,
Gurbetde
gibi eserleri de onun edebi ustalığını gösterdiği eserlerinden bazılarıdır.
1935 yılında Ankara Yeni Cezaevi matbaasında Seçilmiş Eserler adıyla bir şiir
kitabı daha basılmıştır. Eserde 45 civarında şiir mevcuttur. Eser Vatanda, Sürgünde
ve Gurbette
olmak üzere üç bölümden oluşan Şiilerden ibarettir. İgidlere Sesleniş
adı ile şairin şiirlerinden oluşan bir diğer kitap da Ankara’da 1990 yılında Türkiye-
Azerbaycan edebi ve kültürel ilişkilerinin gelişimi projesi çerçevesinde yayınlan-
mıştır. Şairin özgün, kendine has şiir sanatının en güzel örneklerini hangi ruh hali
ile yazdığı şiirlerinde kendini gösterdiğinden okuyucu onun iç ve dış dünyasını
tanıma fırsatını bulur.
Almas’ın eserleri gerek Türkiye’de gerekse İran ve Azerbaycan’da -yeteri
kadar olmasa da-
çeşitli araştırmacılar tarafından incelenmiş ve yorumlanmıştır.
Bunla
rın başında Fahri Aküzüm’ün Azerbaycan Şarkıları isimli kitabı gelir. Seçil-
miş Şiirler adlı kitabı, İranlı Resülvend 1993 yılında kaleme almıştır. Resülvend’in
eserinde yer alan şiirler şairin en derin yapıda ve duyguda olan şiirlerini içerir. Re-
sülvend,
şiirleri bu eserde toplamakla kalmamış, onları İran ve Güney Azerbay-
can’da yaşayan Arap alfabesini bilenlerin anlamaları için Arap harfleri ile yazmış,
böylece yazar Almas’ın şiirlerini Arap dünyasına da kazandırma başarısını göster-
miştir. (Bkz. a. g. e. S. 38-42)
Onun,
edebi üslubunun mükemmele ulaşmasında onun bireysel yeteneği ve
başarılı olmasının yanı sıra çektiği acılar, dışlanmalar, sürgünler, ayrılıklar vb.
davranışlara maruz kalması, ilişki içinde olduğu edebi çevresi ve hocalarının da
etkisi büyüktür.
Yazdığı ilk şiirlerinde gayet duru, açık ve ahenkli Azeri Türkçesi,
doğal tasvirleri onun diğer şairlerden üstün farkını gösterir. İran’da kaldığı süre
içinde de edebi faaliyetlerine son vermemiş, önceki şiirlerine göre, daha olgun,