AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
26
onlarla dertleşir. (Bkz. a. g. e. :s. 98) Şairin, halkını ve vatanını çok sevmesine
karşın, halkından bazı insanların onu hala anlamaması ve ona şüphe ile bakmasını
yazar Ömrüm Harab Oldu Hey
! Şiirinde dile getirir. Sitem dolu şiir şu şekildedir:
Men artıg ne yazım yurduma dair ?
Düşmen zeher saçır, dostlar gizlenir….
Bilmem öz yurdunu seven bir şair
Niçin de bir cani kimi izlenir?!
Nebiyev,
Almas’ın o dönemler akrabaları ve birkaç arkadaşı dışında pek çok
kimsenin ondan u
zak durduğunu ve şair yüzünden takip edilenler veya
cezalandırılanlar listesine alınmak istemediklerini belirtir. (Bkz. s. 100)
Bildirinin özünü oluşturacak olan vatan hasreti motifi, şairin sürgün olduğu
ve kaçtığı ülkelerde yazmış olduğu şiirlerde daha yoğun şekilde görülmektedir.
Türkiye’ye gelmeden önce ikamet etmek zorunda olduğu ülkelerde yazdığı şiirler,
yazacağı şiirlere bir alt yapı oluşturan nitelikte ve daha ziyade doğa, insan, sosyal
yaşam tasvir özelliğini taşırlar.
Şairin Elveda Baki adlı şiirinde, onun yavaş yavaş üslubunu vatan hasreti
motifinin ağır bastığı biçime getirme çabaları görülür. Şiir, adeta onun vatanla
vedalaşma zamanın geldiğinin habercisi gibidir.
Sende kecib geldi iyirmi dört yaşım,
Bir zaman beladan çıhmadı başım,
Sen oldun hemdemim,
derdi yoldaşım,
Leylalar söyledin mene, elveda!
1934 yılında Türkiye’ye ulaşan Almas, her ne kadar burada rahata kavuş-
muşsa da, yine anavatanı olan Azerbaycan’ı şiirlerinin başköşesine oturtturmuştur.
Belki de onun hiç sönmeyen özlemi ona bu kadar içli,
dokunaklı, vatan özlemi ve
aşkı kokan şiirlerin yazma ilhamını vermiştir.
Esir Azerbaycan
isimli şiirde, onun anavatanına olan özlemi oldukça yoğun
ve özleminin artık dayanılmazlığını dile getiren özellikler açıkça görülür.
Harda meni gül go
ynunda doğuran
Hamırımı göz yaşıyla yoğuran,
Beşiyimde “Layla balam!” çağıran
Azerbaycan menim bahtsız anam oy!
Neçe ildir hesretinle yannam oy!. .
Şiirin bu paragrafında, şair ana ile Azerbaycan’ı bir tutarak küçüklükten beri
annesinin kucağında ve vatanında geçirdiği günleri özlemekte ve yıllardır onları
yani annesine ve vatanına duyduğu özlemi “oy, oy” ünlemini kullanarak hasretinin
çokluğunu ve dayanılmazlığını dile getirmektedir.
Salam desem rüzgar alıb götürse,
Ağrı dağdan Alagöze ötürse,
Gur sesimi göy Hezer’e yetirse,
Hezer çouşub zincirini gırsa oy!
Hökm etse,
bu sersem gidiş dursa oy!
İkinci paragrafta ise şair hem aşırı derecede hasret çekmekte hem de
vatanında bulunan kardeşlerinin özgürlük savaşı vererek esaretlerini kırmalarını ve
artık bu kötü durumun bitmesini arzulamaktadır.
Heber alsam Muğanımdan Milimden,
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
27
Nazlı Bakı, o neft gohan gülümden.
Kim demiş ki, düşmüş adı dilimden?!
Azerbayacan,
menim eşsiz yurdum oy!
Ölmez eşgim, içimdeki derdim oy!...
Şairin özlediği yerler arasında Bakü’nün önemi çok özeldir, şöyle ki, şair
Bakü’yü nazlı bir kişiye benzeterek, gülünün petrol kokmasını bile özlediğini,
yıllar geçmesine rağmen onu hiçbir zaman unutmadığını ve unutmayacağını derin
bir özlem ve üzüntüyle ama kararlı bir şekilde dizelere döker.
Könlüme tek Ke’be yapdım seni men,
Sensiz neyşlim gurbet elde günü men,
Sensiz neylim Allah’ımen, dini men,
Azerbaycan,
menim tacım, tahtım oy!...
Oyanmaz mı kör olası bahtım oy?!
Son bölümde şairin özlemi, isyanı, sabrı öylesine taşmıştır ki, vatanına olan
özleminin dayanılmaz bir hal aldığını ve onsuz maddi-manevi dünyasının olamaya-
cağını kararlı bir şekilde vurgular. İsyan hisleri o derece kabarmıştır ki vatansız
olduktan sonra inanmış olduğu Allah ve dinin de kendisi için bir önem taşımadığını
şuursuzca söyler. Azerbaycan’ın kaderi ile kaderi kendi kaderini eşleştiren şair, her
şeyi olan Azerbaycan’ın ve dolayısıyla kendi talihinin ne zaman değişeceğini sabır-
sızca ve isyankarca mısralara döker. Şairin aşırı derecede bunalması bu tür isyankar
be
lirtisi olan şiirinin sonundaki oh!... ünlemidir. Aynı dönemlerde yazdığı diğer
şiirlerindeki
ah, la’net, ey, aman gibi ünlemleri sık kullanmasından da anlaşılmak-
tadır.
Almas,
aynı aşırı derecedeki isyanını İgidlere Sesleniş şiirinde de söylemek-
tedir.
Şiirdeki,
Veten torpag deyil,
damarda gandır,
Ondan geyrri tapacag yer yalandır!
mısraları ilebu şuursuz duygularını açığa vurur.
Bekir Nebiyev,
Bakü’nün kaderi ile Yunan efsanelerinin kahramanı
Prometey ile bir tutmaktadır. Ona göre Prometey’in yenilgiden sonraki aynı
Bakü’nün işgal zamanındaki mahzun, perişan haline benzemektedir. (Bkz. s. 127)
Şairin vatan hasreti motiflerini yoğun biçimde kullandığı başka şiirleri de
mevcuttur.
Örneğin Ne Olurdu ? Şiirinde şair;
Vurma könül,
vurma elbet bu gışın
B
ir yazı var, Könlüme tek Ke’be tacım, tahtım oy!. .
Bu gara gün geçcidir,
Bir gün biter, inleme,
Bagçamızda sarı bülbül yene öter inleme”
Bu dizeleri ile yazarın daha önceden de olduğu gibi özgürlüğe kavuşma
umu
dunu hiç kaybetmediğini ve hala onu koruduğunu ifade etmektedir.
Vatanından ayrı kalışını ve hasret içinde oluşunu kış ayını “gurbet”, yaz ayınıda
“kavuşma” olarak motiflendirmiştir. Hasretinin bitip vatanın kavuştuğunda veya
özgürlük kazanıldığında yine herkesin istediği gibi yazıp, söyleyip, konuşabile-
ceğini inleme nasihatı ile biten mısrası kendisini ve kendisi gibi düşünenleri de bir
bakıma teskin etmektedir.
Aynı şekilde Gençlere Ümidim Var isimli şiirinde de Yıldırım,
Govuşarken yurd bayrama, düyüne,