AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
20
Summary
Essad Bey, entering the literature world with the magazine published in
Berlinnamed “Die Literarische Welt (The World Literature) in 1926,was one of the most
ostentatious writers of this publication. The author whose real name was Lev Abramovic
Noussimbaum introduced himself as Essad Bey in Berlin where he came in 1922. The
transformation journey of Lev Noussimbaum into Essad Bey is the adventure of an escape
lasting lifelong.
Essad Bey, as a child at that time, moved to West with his father to escape
Bolshevik revolution (His mother committed suicide). They settled in the city of Berlin,
Germany passing many countries. The author, settling in Viyana with his wife due to the
pressure of National Socialism starting in 1932, had a profound shock as a result of betrayal
of his wife. After recovering the first written work was the novel of “Ali and Kino”. This
novel originally written in German was published under the name of Kurban Said due to the
fact that the name of Essad Bey was prohibited. Novel explains the love of Ali, fighting for
the independence of Azerbaijan, for Nino, the Christian Princess, by reflecting the political,
cultural and societal panorama of that period. The work featuring autobiographical handles
Baku intensively. Baku for Essad Bey, is a utopian city of the past. He spent his childhood
there and Muslims, Jews and Christians lived together as brothers.
In this study, the author’s biography and different social norms and culture, taking
into account thehistorical reality and fiction platform, in the context of the images of Bakü-
Berlin are discussed.
Key Words: Essad Bey culture conflict, historical reality, Bakü-Berlin
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
21
ALMAS YILDIRIM’IN ŞİİRLERİNDE VATAN HASRETİ MOTİFİ
ÇÖZÜMLEMESİ
Yrd. Doç. Dr Ali BAYKAN
(Selçuk Üniversitesi / Türkiye)
GİRİŞ
Azerbaycan göçmen şiirin önemli temsilcilerinden olan Almas Yıldırım
1907 yılında doğmuş ve 1952 yılında da ölmüştür. Kısa süren yaşamı boyunca her
ne kadar Türkiye’yi kendine vatan ettiğini söylese de, devamlı olarak anavatanı
olan Azerbaycan’ın özellikle de Bakü’nün hayaliyle yaşamıştır. Şiirlerini de vatan
hasreti özlemi içinde kaleme almış ve aynı motifi her zaman ön plana çıkarmıştır.
Oldukça çileli bir hayat süren şairin, gençlik yıllarında yazmış olduğu
şiirlerin, rakipleri tarafından kıskanılması ve KGB tarafından
takip edilmesi sonucu
şair için karanlık yılları başlamış olur.
Şair, şiirlerinde vatan özleminin yanı sıra özgürlük, vatan sevgisi, vatan için
kendini feda etmek gibi duyguların yüklü olduğu öğretileri öncelikle Azerbaycan
daha sonra da tüm dünya gençlerinin duygularını özgürlük yolunda harekete
geçirmek için bilinçli şiirler yazmıştır.
Yıldırım, Türkiye’ye kaçmadan önce sürgün edildiği Dağıstan, Kırım Türk-
menistan ve Türkiye’ye kaçarken İran’da yakalandığında burada kaldığı aşağı
yukarı bir yıllık bir süre içinde de şiirler yazmıştır. Böylece Yazarın, Azerbay-
can’da,
sürgün ve göçmen yıllarında yazdığı şiirler üç gruba ayrılabilir.
Her üç gruptaki şiirlerinin kaynağını halktan ve onun folklorundan alan
yazar bu üslubuyla hem kendini hem de şiir zevkini birçok vatan özlemi çeken
insana,
ahengi ve diğer üslup özellikleri ve konuları ile tattırmıştır.
Azerbaycan
edebiyatının ünlü şairlerinden Hüseyin Cavid ve Ahmed Cavad,
M.
Müşfig’in ve S. Hüseyin vd. gibi Yıldırım da aynı acıları çeken yazarlardandır.
Özellikle bu ve benzeri kaderi paylaşan yazar ve şairlerin eserleri kasti
incelenmemiş, basılmamış, yasaklanmış ve benzeri engellerle karşılaşmışlardır.
Şair ancak Türkiye’ye kaçtıktan sonra bazı eserleri ve kendisi hakkında yazılan
kitapları basılmış ancak bunların rahat bir şekilde Azerbaycan halkı ile buluşması
uzun yıllar sonra gerçekleşebilmiştir. Bu eserlerin en önemlileri A. V. Yurtsever’in
“Almas Yıldırım’ın Edebi Şahsiyeti ve Şiir Sanatı, Seçilmiş Şiirler, İgidlere
Sesleniş” Yavuz Onka’nın “Azerbaycan Şairleri Almas Yıldırım ve Mikayıl
Muşfig”, Bekir Nebiyev’in “Didergin Şair”, şairin şiirlerinin toplandığı “Boğulma-
yan Bir Ses”,
”Gara Destan” adlı kitaplarıdır. Bunların haricinde hakkında birçok
makale,
gazete yazıları, röportajlar da yapılmıştır. (Bkz. Nebiyev 1985 : S. 26)
Gerek şairin yazmış olduğu şiirlerden, gerekse şair hakkında inceleme ya-
pan araştırmacı ve bilim adamlarının ortaya koyduğu verilerden Almas’ın şiirlerin-
de sadece vatan hasreti motifi değil, vatan, özgürlük doğa, ana, kardeş, sevgili, aşk,
sevgi,
kardeşlik, göç vb. motiflerin de edebi üslup çerçevesinde işlenmiş olduğu
anlaşılmaktadır. Gençlik yılları şiirlerini oluşturan Azerbaycan’da yazdığı şiirlerde
daha ziyade doğa ve özgürlük motifleri, Dağıstan, Kırım ve Türkmenistan şiirlerin-
de ise aynı motifler devam ettirilmekle beraber, ana, sevgili, özlem, aşk gibi motif-
ler daha baskındır. İran ve Türkiye’de yazdıkları ise büyük ağırlıklı olarak vatan-
ana hasreti, özgürlük,
Azerbaycan ve Bakü’nün konu edildiği biçimdedir.