AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
28
Calhanacag el öyüne-öyüne,
Sen çatınca gözlediyim o güne
Menim ömrüm yetecek mi, bilmem ki,
dizeleri ile vatanın kurtulduğunda
düğün derneğin olacağını, bağımsızlığın gerçekleşeceğinden ve gençlerin bunu
göreceğinden emin olduğunu ancak yine de kavuşmanın veya özgürlüğün kendi
sağlığında olup olmayacağından şüphesi bulunduğunu şiirin sorundaki menim
ömrüm yetecek mi, bilmem ki,
üzüntülü ve özlem dolu dizesinden anlaşılmaktadır.
Almas Yıldırımın vatan hasretini en belirgin şekilde motiflerle yoğunlaş-
tırdığı Gözel Yurd (Güzel Yurt) adlı şiiri çok etkileyicidir.
Gafgaz,
o yaşlı yurd,
Gafgaz, onu men görmeden ölsem, ona dair
Gebrimde yazılsın iki mısra şu kitabe:
“Aşigdi güzel yurduna gurbetde de şair,
Hayyam nece aşıgdise gül renli şeraba. ”
Yukarıdaki mısralarda şairin vatanına ölme ihtimali ile kavuşma hususun-
daki şüphelerini vurguladıktan sonra, son iki mısradaki“Aşigdi güzel yurduna
gurbetde de şair, Hayyam nece aşıgdise gül renkli şeraba. ” şeklinde mezar taşına
yazdırma isteğini belirtir. Şair, burada Hayyam’ın içkiye olan bağımlılığını kendi
vatan hasreti ile denk tutarak vermesi,
vatan sevgisi ve özleminin onda aşırı bir
bağımlılık, zapt edilemez bir istek ve özlem olduğunu tekrar eder. Yazarın bağım-
lılık motifini vatan için kullanması onun içinde bulunduğu ruh halini ve sanatsal
ince
liğini de göstermektedir.
Yaban Sergisi
şiirinde şair, aynı duygularını aktarmak için kumru kuşu ile
vatan özlemi çeken kendisini karşılaştırmaktadır. Şiirde, Kumru kuşu yazar tarafın-
dan belki de yurdunun istilasından etkilenmeyen, günlük hayatına devam edenler
için seçilmiş bir hayvan türü olabilir. Artık üzüntü ve beklemekten saçlarının ağar-
dığını, ancak hala davasında dağlar kadar dik, güçlü olduğunu pes etmediğini de
vurgular ve ayrılığı da uğursuz, kötü, dayanılmaz anlamına gelen mel’un kelimesi
ile eşleştirir.
Yıldırımın vatan hasreti motifini çok belirgin şekilde ön plana çıkardığı
şiirlerinden birisi de Gurbet Mektupları adlı şiiridir. Şair, buradaki dizelerinde
gurbette yaşamanın zorluğunu ve dostsuz güzelliklerin gurbette yaşayan için bir
an
lam ifade etmediğini içli şekilde anlatmaktadır. Bu ifadeleri ile şair, hem gurbeti
hem de özlemini çektiği memleketinin doğasını karşılaştırmaktadır.
Gurbet dedikleri ıssız bir ada,
Burda ne ana sesi,
Dört terefi ucsuz-
bucaksız deniz,
Ne de senin sesin var.
Sahillerinde yalnız
Eşg ne, sevgi ne,
Gayalara çarpan suların sesi,
Bilmez bu dağlar
Bir de garip martilerin şergisi.
Bir garibin üzüne
Bahıp gülmez bu dağlar.
Yıldırım’ın diğer şiirlerinde doğayı tasvir ederken, dağlar, sular, denizler,
ovalar vs.
için daha önce kullandığı ve kendisi ile özleşen sıcaklık çağrıştıran dize-
ler bu şiirinde görülmez. Bu iki farklı doğa yansıtma biçimi şairin ruh hali ile
ilişkilidir. Dağ, taş, ova, nehir, deniz gibi doğa unsurları ancak mutlu, özgür,
sağlıklı ve dostlarla birlikte olunduğu an mükemmeldir aksi takdirde yalnızca bir
görüntüden ibaret olduğu mesajı verilmektedir. Ayrıca, bu tasvir şekli bize yazarın
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
29
kendi memleketinin doğasını hiçbir yerde bulunmadığını ve hissedemediğinden
dolayı özlem içinde olduğunun mesajı verilmektedir.
Menim İncim, şiirinde de şair vatan hasretini çok içli ve anlamlı bir biçimde
yansıtmaktadır. Şair burada vatanı inci, vatan hasretini ise incisini kaybeden kişinin
haykırışı olarak ön plana çıkarmaktadır.
Ne İran’dan ne Hind’den
Ne Efgan’dan, ne Çin’den
Men bir inci bulmuşdum,
Gafgazların içinden.
O günden ki,
o menim öz incimi çaldılar.
Sanasan ki,
eşgimi, sevincimi çaldılar.
Tale guşum başımdan enib düşdü düzağa,
Duymadım, uçub getdi o menden çoh uzağa.
Diğer şiirlerindeki vatan, vatandan ayrılık, hasret gibi duygularını burada da
şair vatanını diğer ülkelerle kıyasladıktan sonra, vatanının işgal edildiğini böylece
hem varlık olarak ondan uzaklaştığını hem de rejim tercihi yüzünden ayrı düştük-
lerini üzüntü ve özlem
le anlatmaktadır.
Şairin, vatan ve vatan özlemi motifini mısralarına döktüğü şiirlerinden bir-
çok örnekler verilebilir.
Genel olarak bütün şiirlerindeki özlem vurgusu, hasreti de-
ğişik tarzda ve karşılaştırmalarla ifade edilse bile aynı acıklı, yılmayan insanın ba-
zen yalvarışı bazen bıkkınlığı, umudu, umutsuzluğu bazen de gürleyişi anlatılır. Bu
şiirlerin bazılarında, ön plana çıkan hasret motif vurgusu içeren mısraları aşağıdaki
biçimde görülebilir:
Men sene yad deyil,
düz bir oğuldum,
Öz ganından gül yahanda doğuldum,
Günahım can dedim sana, govuldum,
Acımadın bu gurbana, eveda! (Elveda Baki)
Yoh men ölmek istemem görmeden
Doğma yurdu,
Men orda ağlamışan, men orda güleceyem
Söyle,
gov sevinmesin Şimal’ın
vahşi gurdu,
Men tufanla d
oğmuşam, tufanla öleceyem! (…. . ?) Nebiyev : 169)
Yurdunda nedendir ocaglar tutmaz,
O viran bağlarda bülbüller ötmez ?
Pozulmuş her yanı, laleler bitmez,
Mel’lül,
mehzün çağlar anar, ağlaram! (Ağlaram)
…Guzgunlarla eşlendi izlerin,
Çıhsan üze çihacagdı gözlerin,
Üreyimi parçalayır sözlerin,
“Azerbaycan, menim yag anam oy,
Neçe ildir hasretinle yanam oy!” (Oy)
Bes necin garibem bu doğma elde,
Mahbesmi dört yanım, men ki, boğuldum….