AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
155
açılırsa, kısmetim bir saray mı, yoksa bir zindan mı olacakdiye düşündüğünü
hatırlayan Şevket Süreyya, kapıların açıldığını, fakat olayların bir muamma
getirdiğini düşünmekten de kendini alıkoyamaz. Şevket Süreyya bir yıl boyunca
anlamını gereğince kavrayamadığı bir çok olay yaşamıştır. Kurultaylar, kongreler,
Şark milletlerinin uyanışı, isyan adına çekilen kılıçlar, bir müddet sonra hayatını
kaybeden gençler, Sibirya’da,
Kırım’da, Ermenistan’da cereyan eden olaylar, Bakû
Kurultayı, Petrol meselesi…Bu olayların akışı belki bir başkası için aydınlıktır.
Fakat Şevket Süreyya bu olayları çözmeye muhakeme gücününyetmediğini
düşünmektedir. İçinden bir ses, bunların hepsinin elbette ki bir anlamı vardır. Ama
sen anlayamıyorsun…Sen kaynağı ara, asıl kaynağı,
1
demektedir.
Oysa Şevket
Süreyya memleketinden ne hayallerle çıkmıştır. Turan’da bahtını arayacaktır.
Şimdi bu topraklar Turan’ın topraklarıdır. Ancak Şevket Süreyya’nın önünde
yükselen belirsizlik,
ilk yola çıktığı günden daha da karanlıktır. Bu düşüncelerle
Şevket Süreyya Nuha’dan ayrılır, bir süre Acara’nın dağlık, sahipsiz, hükümetsiz
bölgelerind
e dolaştıktan sonra Batum’a gider. Batum’da tanıştığı kendisi gibi bir
Türk öğretmenin kız kardeşiyle evlenir.
Evlenmek,
Şevket Süreyya’yı yeni arayışlara sürüklemiştir. Batum da
Sovyet idaresi altındadır ve orada da durum Azerbaycan’dan farklı değildir. Tif-
lis’tetanıştığı ve Bakû’de tekrar karşısına çıkan Abid Alim isimli bir genç, Şevket
Süreyya’nın Komünist Partisi’ne girmesinde etkili olur. Batum’dan yaz sonlarında
ayrılan Şevket Süreyya, bir kez daha Azerbaycan topraklarından geçerek, uzun bir
yolcu
luktan sonra Moskova’ya ulaşır. Moskova’da bir çok Türk öğrencinin eğitim
gördüğüDoğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ne kaydolan Şevket Süreyya,
İktisadi ve Sosyal Bilimler eğitimi aldıktan sonra 1923 yılında Türkiye’ye döner.
Sonuç:
Osmanlıİmparatorluğu’nun dağılma sürecinin hız kazandığıbir dönemde
imparatorluğun kurtarılması yolunda iki ağabeyini şehit veren Şevket Süreyya,
eğitimli olmasının getirdiği sorumlulukla imparatorluğu kurtaracak çareler peşin-
den koşmuş, ancak hem imparatorluğun, hem de ailesinin dağılışını önleyememiş-
tir.
Şevket Süreyya’nın da dönemin tüm aydınları gibi kafası karışıktır. Artık
Şevket Süreyya’nın, hem kendisini, hem de mensubu olduğu Türk Milleti’nikurta-
racak yeni bir çıkış yoluna ihtiyacı vardır. Ancak dünya hızla değiştiği, yeni kav-
ram
lar ortaya çıktığı için Şevket Süreyya, her gün farklı bir hayalin peşinden
koşmaktadır. Amacı hep iyiye güzele ulaşmak, insanlığı kendi yaşadığı kötülükler-
den uzak tutmaktır.
Bu düşüncelerle öncelikle Türk Milleti'nin kurtuluşunu Turan'da arayan
Şevket Süreyya, Anadolu'daki milli harekete katılmayarak, Azerbaycan'ın Kızılor-
du işgaline girmesinden az önce Azerbaycan'ın Nuha kentine gönüllü öğretmen
ola
rak gitmiştir. Şevket Süreyya'nın gördüğü Azerbaycan yüksek eğitimli insanlar-
dan ve subay kadrodanyoksun,
küçük ve orta aydın grubunun daha güvenilir kadro-
ları oluşturduğu, o günlerde kendi ordusunu kurma çabası içinde olan bir ülkedir.
Bakû dünyanın bütün petrol şehirleri gibi kalabalık, kozmopolit ve işçi sınıfın ege-
men olduğu bir şehirdir. Şevket Süreyya Ermenilerin ve Türklerin birlikte yaşadığı,
merkezi yönetimin gücünün zayıf olması nedeniyleBakû’nun bozuk kozmopolit
1
Aydemir, a. g. e. , s. 210-211.
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
156
havasının esmediği Nuha’yı Turancılık düşüncesinin gerçekleşmesine yardımcı
olacakbir milli bilinç olu
şturmaya en elverişli mekân olarak görmüştür. Karabağ’ın
ve Askeran Geçidi’nin Ermeni işgaline uğradığı günlerde Nuha halkını örgütle-
yerek,
Ermeni işgaline son veren Şevket Süreyya, Azerbaycan’da kısa sürede bir
halk kahramanı haline gelmiştir. Ancak ardından gelen Kızılordu işgali, Azerbay-
can halkının bu işgal karşısındaki tepkisizliği, Turan düşüncesini hayata geçirecek
bir kadronun olmayışı Şevket Süreyya’yı Turan’dan başkaarayışlara yöneltmiştir.
Şevket Süreyya'nın yeni ülküsü bütün insanların eşit, bütün milletlerin hür
ve beraber yaşayacakları harpsiz, ihtilâlsiz, imtiyazsız yeni bir dünyadır. Komü-
nizmi bu ülkünün gerçekleşebileceği yegâne zemin olarak gören Şevket Süreyya,
bir yıl kaldığı Azerbaycan’dan ayrılarak, Moskova’ya gitmiş, komünizme yönelmiş
ve geleceğini Moskova’da aramıştır.
AZERBAİJANİ DAYS OF THE MAN LOOKİNG FOR WATER
Summary
Şevket Süreyya Aydemir, who had volunteered to go to the city of Nuha in
Azerbaijan in 1920 as a teacher intending to make the Azerbaijan public
acknowledge the
understanding of nationalism, with aims of executing the Great War, has become a public
hero with respect to his success in liberating the Karabağ Route and the Pass of Askeran
from the Armenian invasion. When he witnessed the invasion of the Red Army as it entered
Azerbaijan in April 27
th
, 1920,
Şevket Süreyya Aydemir started questioning Turanism.
Defining the Committee of People of the East as the rebellious voice of the nations of the
East,
Şevket Süreyya participated in the committee as a delegate of Nuha, stating “My case
to be”, and through this committee, his ideas started shifting towards communism.
Şevket
Süreyya, who also attended Turkish Communist Party that had an assembly in Bakü on
September 10
th
, 1920, left Azerbaijani lands, on which he had spent a year, because of the
rumors of an assassination by an Armenian, and headed to Batum, then to Moscow, and
finally returned to Turkey in 1923.
Suyu Arayan Adam (The Man Looking for Water)
is the life story of Şevket Süreyya
Aydemir, who headed to Azerbaijan with aims of forming the Great Turan in years 1920-
1921, but ultimately acknowledged it to be just a dream. This report aims to present the
incidents that happened in Azerbaijan in the years 1920-1921, and how they affected
Şevket Süreyya’s ideology, with respect to the book.
Key Words: Shevket Sureyya Aydemir, Nuha, The Man Looking For Water,
Turanism.