6
- Aralık-Ocak 2015
Eczacınız der ki
Geçtiğimiz günlerde Etkin Eczacılık Derneği üyesi eczacılara verilen ve bilgileri
tazelemeye yardımcı olan eğitimlerden biri de “yara ve yanık tedavileri” oldu.
Günlük hayatta kazalar sonucunda
oluşan yaralar, yanıklar, böcek ısırık-
ları gibi durumlar ile deri bütünlüğü-
müzün bozulması hepimizin başına
gelmiştir. Bu tür durumlarda en ko-
lay ulaşılabilir sağlık noktaları olan
eczanelere başvururuz. Etkin Ecza-
cılık Derneği üyesi eczacılar olarak
sizlere bu konularda daha iyi yol gös-
terebilmek amacı ile yara bakımında
uzman bir firmadan eğitim aldık. Bu
firma bünyesinde hizmet veren Hem-
şire Nihal Karaca bilgilerini bizim-
le paylaştı.
Derimizi tanıyor muyuz?
Deri bütün vücudumuzu koruyan en
büyük organımızdır. Bütünlüğünü
korumak ve derimizin sağlıklı görün-
mesi hem estetik hem de sağlık açısın-
dan büyük önem arz etmektedir. An-
cak bu önemli organımızın bütünlüğü
çeşitli kazalar, yanıklar, böcek ısırık-
ları gibi durumlar ile bozulabilir. Bu
durumlar ile karşılaşıldığı zaman te-
davi edilmesi gerekmektedir.
Derimiz üç katmandan oluşur.
Bunlar üst deri (epidermis), alt deri
(dermis) ve deri altı (subkutan) ta-
bakalarıdır. Epidermis dış etkenlere
karşı koruyucu tabakadır. Dermis ise
damar yapısına sahiptir derinin kan-
lanmasını ve oksijenlenmesini sağlar.
En alt katman olan subkutan tabaka-
sı ise kemiklere ve sinirlere bağlanan
yağ tabakasıdır.
Yanıkların şiddetine göre
bakım önerileri
Yanıklar kendimizin veya yakınımız-
daki kişilerin sıklıkla başına gelebi-
lecek olaylardır. Ev kazaları, güneş
yanıkları gibi durumlar hepimizin
başına gelmiştir. Bir yanık durumun-
da hemen acil müdahale gerekebile-
ceği için hepimizin bu konuda bilgi
sahibi olması gerekmektedir. Yanık
vakalarının şiddetine göre sınıflan-
dırması birinci, ikinci, üçüncü dere-
ce yanıklar şeklinde yapılır.
Birinci derece yanıklar genelde ev
kazalarında görülür. Bu tip yanıklar-
da en dış tabaka olan epidermis zarar
görür. Birinci derece yanıklarda ön-
celikle bölgenin soğuk su ile soğu-
tulması, akabinde kuvvetli nemlen-
Etkin Sağlık Derneği’nden
yara ve yanık bakımı önerileri
Ecz. Merve Kutlubay
8
- Aralık-Ocak 2015
Derimize iyi bakmalı, derimize herhangi
bir zarar geldiğinde eczacımıza ve
gerektiğinde onun yönlendireceği sağlık
profesyonellerine danışmayı ihmal
etmemeliyiz.
diriciler ile nemlendirilmesi gerekir.
Eczacınız bu gibi durumlarda size gü-
müş sulfadiazinli krem, pantenollü
nemlendirici ve ağrıyı, sızıyı gideri-
ci lokal anestezikler tavsiye edebilir.
İkinci derece yanıklarda su top-
laması olarak bilinen bül oluşumla-
rı görülür. Genellikle kafa karıştıran
durum bülün patlatılıp patlatılmama-
sı gerektiğidir. Yara bakım uzmanla-
rınca bülün patlatılmaması tavsiye
edilir. Oluşmuş bül varsa üzerine ec-
zanelerde satılan ilaçlı bir koruyucu
örtü yapıştırıp korumaya alabilirsiniz.
Üzerindeki kalkmış deri yerine otura-
cak ve iyileşme süreci hızlanacaktır.
Patlamış büllerde gümüş sülfadiazin
veya pantenol içeren kremleri sürme-
niz tavsiye edilmez. Aynı şekilde an-
tibiyotikli kremler de yarayı sulandı-
racağından iyileşmeyi geciktirebilir.
Bu durumlarda yaraya yapışmayan
örtü kullanılması tavsiye edilir. Bu-
rada gümüş içerikli, yaraya yapışma-
yan örtüler ve hidrotül denilen hava
alan örtüler tavsiye edilir.
Üçüncü derece yanıklar ise en alt
tabaka subkutan tabakadan kas veya
kemiğe kadar olan yanıklardır. Bun-
lar hastanelerde acil tıbbi müdahale
gerektiren yanıklardır.
“Yara” deri bütünlüğünü bozar
Yara diye adlandırdığımız olaylar ise
herhangi bir nedenle deri bütünlüğü-
nün bozulmasıdır. Yaralar akut yara
ve kronik yara olarak sınıflandırılır.
Akut yaranın iyileşmesi hemen 24
saat içinde başlarken kronik yaralar
dört hafta sonunda iyileşme belirti-
leri göstermeye başlar. Akut yaralar
arasında kesikler, sıyrıklar, yanıklar,
ısırıklar sayılabilirken kronik yara-
lar ise uzun süreli yatarak tedavi gö-
ren hastalarda oluşan bası yaraları,
diyabetli hastalarda oluşan diyabe-
tik ayaklar, venöz ve arteryel yaralar,
ameliyat sonrası iyileşmeyen yaralar
sayılabilir.
Günlük hayatta başımıza en çok
gelen sıyrıklar, kesikler gibi yaralar-
da yara açık ise antibiyotikli krem ve
merhemlerin direk yara üzerine uy-
Yatalak durumda olan hastalarımız, yakınlarımız
olabilir. Bu tip hastaların bakımında hasta yakını
olarak dikkat etmemiz gereken unsurlar vardır.
Özellikle yatakla temas eden, kemik çıkıntısı
olan bölgelerde bası yaralarının oluşabileceğini
aklımızda bulundurmalıyız. Bası yaralarının nedeni
basınç, nem, sürtünme ve ısıdır. Böyle bir hastanın
bakımını yapıyorsak cildini kuvvetli nemlendiricilerle
nemlendirmeli ve masaj yapmalıyız. Bu konuda, özel
koruyucu kremlerden faydalanabilirsiniz. Hastanın alt
bakım temizliği de bu durumda önemlidir. Alt bakım
bezleri kullanıldığından pişik durumu sıkça görülür.
İçerisinde çinko bulunan kremleri pişik durumlarında
tercih edebilirsiniz. Çinko bir bariyer görevi üstlenerek
deriyi korur. Hastanın yattığı yatak da bu durumda çok
önemlidir. Yatak tercihi yapılırken boru tipli, dışı kumaş
olan yatakların tercih edilmesi gerekir.
“Yatak yaraları” hasta yakınlarını üzmesin
gulanması tavsiye edilmez. Ya-
rayı sulandırdıklarından dolayı
yaranın iyileşmesini geciktirebi-
lirler. Eskiden beri kullandığımız,
polivinil iyodur içeren ürünler ise
antiseptik özelliği taşırlar ancak
antiseptikler mikrobu uzaklaştı-
rırken canlı hücreye de zarar ver-
mektedirler. Yaranın temizlenme-
si için serum fizyolojikler tercih
edilirse canlı hücre de zarar gör-
memiş olur.
Diyabet ve yaralar
Diyabet hastası iseniz yaralarını-
za çok dikkat etmelisiniz. Diya-
bet hastalarında yara kolayca açı-
labildiği gibi özellikle ayak tabanı
gibi fark edilmesi zor bölgelerde
siz farkına varmadan yara açıla-
bilir. Erken farkına varılmaz ve
yaranız ilerler ise diyabetik ayak
denilen ciddi yaralar oluşabilir
ve ne yazık ki amputasyonla aya-
ğınızı, bacağınızı kaybedebilirsi-
niz. Diyabetik ayak oluşmuş kişi-
ler, eczanelerde satılan özel bakım
ürünlerinden yararlanabilir. Bu
ürünler hakkında eczacınızdan
kapsamlı bilgi alabilirsiniz.
Sonuç olarak derimize iyi bak-
malı, derimize herhangi bir zarar
geldiğinde eczacımıza ve gerekti-
ğinde onun yönlendireceği sağlık
profesyonellerine danışmayı ih-
mal etmemeliyiz.
Eczacınız der ki