321
Belirtiden Bozukluğa İstifleme
incelendiği bir çalışmada, çalışma bozukluğu indeksi diğer anksiyete, duygudurum ve
madde kullanım bozukluklarına göre anlamlı olarak yüksek bulunmuş ve biriktiricilerin
%8-12’sinin yaşamlarının bir döneminde istifleme nedeniyle (yaşadıkları yerlerden)
tahliye edildiği ve ya tahliye edilmekle tehdit edildiği bildirilmiştir (Coles ve ark. 2003).
İngiltere’nin birkaç büyük şehrinde evsizlerin barınaklarında yaşayanlarda evsizlik ve
istifleme sorunları arasındaki ilişkinin incelendiği yakın zamanda yapılan bir çalışmada
%17’sinde istifleme bozukluğu saptanmış ve yaklaşık %8’i aşırı istiflemenin mali prob-
lemlere yol açtığı ve doğrudan evsizliklerine katkıda bulunduğunu bildirmişlerdir. Bun-
lara ek olarak sosyal izolasyon ve komşuları tarafından dışlanma da tarif edilmiştir (Kim
ve ark. 2001, Pertusa ve ark. 2008). İstiflemeye bağlı yaşam alanlarında daralma olmak-
ta hatta yemek yeme, uyku, temizlik, ev içinde hareket etme imkânsız hale gelebilmek-
tedir. Kötü yaşam koşullarına bağlı enfeksiyona maruz kalma ve fiziksel hastalık geliş-
me riski artmaktadır (Kim ve ark. 2001).
İstiflemenin kronik seyri ve yaş ilerledikçe şiddetinde artış göstermesi ile özellikle
yaşlı hastalarda, istiflenen nesnelerin yaşam alanlarını daraltmaları ve fiziki engellere yol
açarak, düşme ve düşmeden kaynaklı komplikasyonların gelişme riski artmaktadır.
İstiflenen (ya da daha doğrusu istiflenemeyen) maddelerin çoğunun atık ve kolay yana-
bilen maddeler olması sebebiyle yangın riski artmıştır. Yangına bağlı ölümlerin %6’sının
istiflemeden kaynaklandığı bildirilmektedir (Kim ve ark. 2001 ).
Tüm bunlar daha önce kompulsif istifleme olarak tanımlanan tablonun ayrı bir ruh-
sal bozukluk olarak ele alınmasını gerektirecek kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Ek olarak ileride değinilecek olan nöro-görüntüleme çalışmaları, nöropsikolojik testler
ve klinik seyir OKB’ye benzer ancak ondan farklı bir klinik tablo olduğunu düşündür-
müş ve DSM-5 ile birlikte istifleme bozukluğu OKB ve ilişkili bozukluklar başlığı
altında bağımsız bir bozukluk olarak yer almıştır (Tablo 1) (Nussbaum 2013).
Önemli ve değerli şeyleri kaybetme korkusu obsesyona, eşyaları istifleme ve toplama
davranışları kompülsiyona benzese de istifleme bozukluğu ve OKB arasında önemli
görüngüsel farklılıklar bulunmaktadır. Bazı araştırıcılar istifçilikte diğer OKB belirtile-
rinden farklı olarak obsesif düşüncelerin ve sıkıntının kompulsif davranışlara neden
olmadığını öne sürmüşlerdir (Black ve ark. 1998, Seedat ve ark. 2002, Steketee ve ark.
2003). Ayrıca istifleme belirtilerinin diğer OKB belirtileriyle çoğu zaman korelasyon
göstermemesi bu bozukluğun diğerlerinin arasından ayrıldığını düşündürür (Wu ve ark.
2005). Sadece istifleme için yardım arayan geniş bir hasta örnekleminde (OKB için
başvurup da istifleme belirtileri de olan değil) hastaların çoğu (%53) herhangi bir OKB
yakınması getirmemiştir (Mataix-Cols ve ark. 2010). İstifleme ile ilgili düşünceler,
girici düşünceler olmaktan çok bireyin normal düşünce akışının bir parçası gibi görün-
mektedir (Frost ve ark. 1993). Tipik obsesyonlar gibi aynı şekilde tekrarlayıcı olmamak-
tadır (Steketee ve ark. 2003, Kyrios ve ark. 2004). İstifleyici bireyler yaptıkları davranış-
tan sıkıntı duymamakta tam tersine hoşlanmaktadır (Hartl ve ark. 2005, Grisham ve
ark. 2009). Eşyalarla ilgili düşünceler, onlardan kurtulmak için bir dürtüye veya herhan-
gi bir ritüele yol açmaz. İstifleme davranışı olan hastaların sıkıntısı davranışın kendi-
sinden çok sonucundan kaynaklanmaktadır (Steketee ve ark. 2003, Pertusa ve ark.
2008, Rachman ve ark. 2009). Hastaların duyduğu sıkıntı sadece eşyalarını atmak zo-
runda kalma ihtimali karşısında tetiklenmektedir, hastalar bu ihtimalle karşı karşıya
kaldıklarında anksiyete, öfke, üzüntü hissetmektedirler (Plimpton ve ark. 2002).
www.cappsy.org
Bulut ve ark.
322
OKB’nin tersine istiflemenin ciddiyeti hastalığın her on yılında bir artmakta, hastalığın
sebep olduğu sıkıntı ve olumsuzluklar hastalığın geç evrelerinde ortaya çıkmaktadır.
Tipik OKB hastalarının tersine istifleme davranışı egosintonik (benlikle uyumlu)
olup, bu hastalarda daha az içgörü bulunmaktadır. OKB hastaları, obsesyon ve kompul-
siyonlarının makul olmadığını, uyumlarını bozduğunu bildirir ve bundan rahatsızlık
duyarak kendiliğinden tedaviye başvurmaktadırlar. Öte yandan istifleme davranışı gös-
teren hastaların çok azı durumlarından rahatsızlık ve huzursuzluk duymakta ve genellik-
le akrabalar veya yerel makamlar gibi üçüncü şahıslar tarafından tedavi için getirilmek-
tedirler (Grisham ve ark. 2006, Ayers ve ark. 2009). Yapılan bir çalışmada istifleyicilerin
%42’sinde kendileri, %63’ünde ise aile bireyleri ve arkadaşlarının durumdan rahatsızlık
duydukları belirtilmektedir. Bazı OKB hastalarında istifleme davranışı olsa da ciddi
biriktiriciliği olan hastalarda diğer OKB belirtileri pek görülmemektedir (Grisham ve
ark. 2008).
Tablo.1. DSM-5 Tanı Ölçütleri
A-Kişisel eşyaların, yararsız veya sınırlı bir değere sahip olsalar bile, onları tutmak için yoğun bir itki ve onları
bırakmakla ilgili sıkıntı ve/veya kararsızlık nedeniyle bırakmada sürekli zorluk.
B- Belirtiler çok sayıda nesnenin toplanmasına ve sonuçta ev, iş yeri veya diğer kişisel alanların (örn., ofis, araç,
bahçe) dolmasına ve tıkanmasına yol açarak alanların normal kullanımına engel olur. Eğer tüm yaşam alanları
dolmamışsa bu durum ancak bu alanların nesnelerden temizlenmesi için diğerlerinin (örn., aile üyeleri, otorite-
ler) çabası sonucu mümkün olmuştur.
C-Belirtiler belirgin klinik sıkıntıya veya sosyal, mesleki veya diğer önemli işlevsellik alanlarında yetersizliğe
neden olur (kişinin kendisi veya diğerleri için güvenli bir çevrenin sürdürülmesi gibi).
D- İstifleme belirtileri genel tıbbi bir duruma bağlı değildir (örn., beyin hasarı, serebrovasküler hastalık).
E- İstifleme/istifleme belirtileri başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle sınırlı değildir (örn., OKB’deki obsesyon-
lara bağlı olarak, majör depresyonda motivasyon kaybına bağlı olarak, şizofrenide veya başka bir psikotik
bozuklukta hezeyanlara bağlı olarak, demansta bilişsel eksikliklere bağlı olarak, otistik bozuklukta kısıtlanmış ilgi
alanına bağlı olarak, Prader-Willi sendromunda gıda stoklama belirtisi olarak).
Belirleyiciler:
Aşırı alımla karakterize
İstiflemeye dair inançlar ve davranışlar; İyi veya orta içgörü /İçgörüsüz/ Sanrısal
Epidemiyoloji
Hastalığın kesin yaygınlığıyla ilgili çalışmalar henüz mevcut olmasa da Revize Edilmiş
İstifleme Envanteri (The Saving Inventory-Revised: SI-R) ve İstifleme Ölçeği (Hoar-
ding Scale: HS) gibi güvenilir ve geçerli psikometrik araçlarla yapılan çalışmalarda
hastalığın nokta prevelansının %2-6 arasında olduğu tahmin edilmektedir (Iervolino ve
ark. 2009, Mueller ve ark. 2009) .
Yapılan bazı epidemiyolojik çalışmalarda erkek cinsiyet, klinik örneklerde kadın
cinsiyet baskınlığı olsa da hastalık her iki cinsiyeti de eşit etkiliyor gibi görünmektedir
(Iervolino ve ark. 2009, Mueller ve ark. 2009, Mataix‐Cols ve ark. 2010). Dağınıklık
ve atmakta zorlanma her iki cinste farklılık göstermezken, kadınlarda kompulsif alışve-
riş yapma, erkeklerde bedava ve değersiz şeyleri istifleme daha fazla görülmektedir
(Frost ve ark. 2011).
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry