325
Belirtiden Bozukluğa İstifleme
Bilişsel Davranışçı Model
Bilişsel davranışçı model ruhsal bozuklukları anlamada psikoloji alanında yapılan klinik
ve deneysel araştırmalara dayanarak bilişsel, davranışsal ve motivasyonel sistemleri de
içine alan kuramsal açıklamalar getirir (Türkçapar 2008, Beck ve Haigh 2014). İstifle-
me bozukluğunun bilişsel davranışçı modeli aşağıda özetlenen alanlardaki araştırma
verilerine dayanır.
Duygusal bağlanma: kompulsif istifleyiciler sahip oldukları nesneleri kendilerinin
uzantıları gibi görür ve onları insansı nitelikleri varmışçasına algılar. Diğer kişiler o
maddelere dokunduklarında, yerlerini değiştirdiklerinde veya attıklarında istifleme
bozukluğu olan birey kendisine saldırıldığını ve çevresi üzerindeki kontrolü kaybettiğine
inanır (Frost ve Hartl 1996). Yapılan çalışmalarda sahip olunan nesnelere aşırı duygusal
bağlanma olduğu ve bu duygusallığın istifleme düzeyiyle ilişkili olduğu saptanmıştır.
İstiflemeyle ilişkili iki tür duygusal bağlanma ileri sürülmüştür: birincisi saf duygusallık
ki bunda nesneler kişinin bir uzantısı gibi algılanır (örn., bir istifleme nesnesinin atılma-
sı iyi bir arkadaşın kaybedilmesi gibi bir etki yaratabilir) ikincisi ise istiflenen nesnelerin
“güvenlik sinyalleri” olarak değerli bulunmasıdır (Rachman 1983, Sartory 1989).
Biriktirilen nesnelerin doğasıyla ilgili inançlar: üç tip düşünce/ inancın istifçi olan ve
olmayanları birbirinden ayırabildiği ileri sürülmüştür. Bunlar; sahip olunan nesneler
üzerinde kontrolü sürdürme gerekliliğine olan inanç, sahip olunan nesnelerle ilgili
sorumluluğa dair inanç ve mükemmellik gereksinimine olan inançtır. Burada sorumlu-
luğa dair inanç; gelecekte ihtiyaç olduğunda hazırlıklı olma sorumluluğu ya da sahip
olunan şeylere yüklenen duygusal/insani anlam yüzünden onlara bir zarar gelir düşünce-
siyle kendini gösterir (biriktiricilerin bir kısmı için istiflenen (ya da istiflenmeye çalışı-
lan) malzemeler bir insan/arkadaşmışcasına bir anlayış vardır) (Shafran ve Tallis 1996,
Frost ve Steketee 2014).
Davranışsal kaçınma: nesneleri tutmak hata yapmaktan korkan biriktiriciye karar
vermeyi erteleme şansı verir. Herhangi bir karar vermek istifçiler için daha zor gözük-
mektedir Ayrıca değerli nesnelerin uzaklaştırılmasıyla yaşanacak olan üzüntüden de
kaçınmak olacaktır. O yüzden de istifçiler en yoğun sıkıntıyı bir nesneyi bırakmaya
karar vermeden önce hissederler. Bıraktıktan sonra genellikle sıkıntıları (kaygı ve disfo-
ri) hızla azalır (Frost ve Gross 1993, Frost ve Shows 1993, Frost ve Steketee 2014).
Tüm bu bulgular dikkate alındığında istifleme davranışı (özellikle OKB ile ilişkili
olan) düşünce süreci bozuklukları, duygusal bağlanma problemleri, davranışsal kaçınma
ve nesnelerin doğasıyla ilgili hatalı inançlarından kaynaklanır (Muroff ve ark. 2009).
Nesnelerin algılanan değeri nesnelerin edinilmesi veya toplanmasını etkiler. Furby
(1978) nesnelerin edinilmesinde kişileri motive eden üç karakteristik tanımlamıştır.
Birincisi nesnelerin bugün veya ilerideki bir zaman için enstrümental veya pratik bir
değeri vardır. İkincisi, nesneler kişilerin onlara bağlanmasını gerektirecek duygusal
değerlere sahip olabilir. Üçüncüsü ise bazı nesneler, örneğin bir sanat eseri gibi kendili-
ğinden değerli olabilir. İster istifçi olsun ister olmasın kişiler bir şeyleri biriktirirken
benzer motivasyonlara sahiptir. Ancak bu nesnelerden kurtulma konusunda duygusal
olarak istifçi olanlarla olmayanlar bir birinden ayrılabilir. İstifleme bozukluğu olan
kişilerde bu nesnelerden ayrılmayla ilişkili ciddi kaygı, üzüntü, suçluluk, rahatsızlık veya
öfke yaşanır (Frost ve Steketee 2014). Ayrıca, biriktirdiği nesneler istifleyici bireylere
güven duygusu verir, kendilerini bu nesneleri korumaktan sorumlu addederler ve bu
nesneler olmadan onlarla ilgili bilgilere ulaşamayacağına inanırlar. Dolayısıyla o nesne-
www.cappsy.org
Bulut ve ark.
326
leri kontrol etmeye çalışırlar. Bu işlevsiz bilişler istiflemenin sürmesine neden olan
unsurlardır. Bununla birlikte diğer özellikle benlikle uyumlu olan pek çok ruhsal bozuk-
luk gibi istifleme bozukluğunda da motivasyonel sistemin önemli bir yeri vardır. Bun-
lardan dolayı istifleme bozukluğunun tedavisinde 1) motivasyonel teknikler; 2) psikoe-
ğitim; 3) istiflemeyle ilişkili bilişleri modifiye etmeye yönelik bilişsel teknikler; 4) beceri
geliştirme (kategorizasyon, organize etme ve karar verme konusunda); 5) toplamama ve
kurtulabilme durumuyla yüzleşme (exposure); 6) yineleme önleme şeklinde basamaklı
bir tedavi protokolü kullanılır (Frost ve Steketee 2014).
Biyolojik Model ve Nörogörüntüleme Çalışmaları
İstfileme bozukluğu olan bireylerle yapılan beyin görüntüleme çalışmaları çok olma-
makla birlikte OKB tanılı istifleme davranışı sergilemeyen bireylere göre bazı farklılıklar
saptanmıştır. Saxena ve meslektaşlarının yaptığı pozitron emisyon tomografi (PET)
çalışmasında istifleme davranışı gösteren bireylerde prefrontal korteks ve anterior singu-
lat kortekste düşük beyin aktivitesi bulunmuştur. Bu bölgelerde glikoz metabolizmasın-
da yavaşlama bildirilmiştir (Saxena ve ark. 2004, Saxena 2008).
David Mataix-Cols ve arkadaşları (2004) istifleme belirtileri olan ve olmayan OKB
hastaları ile sağlıklı kontrol grubuna kendileri için değerli olan bir eşyanın atılmasını
hayalinde canlandırmaları istenmiş ve bu esnada fonksiyonel manyetik rezonans görün-
tüleme (fMRI) çekimi yapmışlar. Bu çalışmada kontrol grubundan farklı olarak OKB
hastalarında sol presentral girus ve sağ orbitofrontal kortekste aktivite artışı gösterilmiş-
tir. Aynı bilim insanları istifleme özelliği olan ve olmayan OKB tanılı hastalara aynı
uyaranı vererek fMRI’ı tekrarlamış ve biriktiriciliği olan OKB hastalarında istifleme
davranışı olmayan OKB hastalarına göre ventromedial prefrontal kortekste daha fazla
aktivite artışı gözlenmiştir. Bu görüntüleme çalışması ile OKB ve istifleme bozukluğun-
da farklı bölgelerde aktivite değişikliği olduğu sonucuna varılmıştır (An ve ark. 2009).
Bir başka çalışmada, OKB ve istifleme bozukluğu olan hastalardan uygulamaya ge-
lirken yanlarında sakladıkları mektup, dergi ya da katalogları getirmeleri ve hastalara
buton vererek, hastalardan materyalin atılması ya da kalmasını isteme yönünde butona
basmaları istenmiştir. Tercihini atma yönünde kullanan hastaların, nesne öğütücüye
atılırken çekilen fMRI’larında istifleme bozukluğu olan hastalarda OKB hastalarına
göre sol lateral orbitofrontal korteks ve parahippokampal giruslarında daha fazla aktivite
artışı olduğunu gösterilmiştir (Tolin ve ark. 2009).
Klinik Özellikler
İstifleme bozukluğu olan bireyler pek çok kişinin değersiz ve gereksiz bulduğu nesneleri
(eski gazete ve dergiler, bir gün giyilir diye saklanan kıyafetler, mektuplar, önemsiz
posta, pişirme ekipmanları, el sanatları yapmak için yararlı olabilecek şeyler, kırılmış
nesneler, çöpler, promosyon ürünler v.b) biriktirirler. Biriktirilen bu nesneler yaşamla-
rında o kadar önemlidir ki onları atamazlar (Frost ve Hristova 2011).
İstifleme normal koleksiyondan farklıdır. Koleksiyoncular ilgi duydukları bir alanda,
ilgi duydukları bir sanatçının eserlerini ve kitaplarını biriktirirken istifleyiciler için birik-
tirilen nesne tek çeşit olmamaktadır (Nordsletten ve ark. 2012). Promosyon amaçlı
dağıtılan ürünleri, posta kutusuna atılan ilan ve katalogları, kendilerine ait olmayan
mektupları, sokaklarda buldukları varil, teneke ve plastik şişeleri biriktirirler.
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry