|
Ben öĞretmen olmaliyim
|
tarix | 25.06.2018 | ölçüsü | 64,72 Kb. | | #51305 |
|
www.edebiyatogretmeni.net
24 KASIM ORATORYO METNİ
“BİR ÖĞRETMEN OLACAĞIM ADI SANI DUYULMAMIŞ“
BİR ÖĞRENCİ
Daha küçücüktüm
Kalem bile tutmuyordu elim
Okula geldiğim ilk gün,
Karşıladı beni güler yüzün.
Bilmiyordum hiçbir şeyi,
Ne uzayı ne evreni.
Anlattın bana tek tek
Bütün bu bilgileri.
BİR ÖĞRENCİ
Burası Anadolu öğretmenim,
Anadolu’da Ulukışla,
Ulukışla’da bir köy
Ve o köyde ben varım öğretmenim.
Dershanede tebeşirim ellerde,
Marşım, destanım, türküyüm dillerde.
ERKEK ÖĞRENCİ
Ben Yüksel öğretmen.
Bingöl’ün Karlıova ilçesinin,
Göynük köy okulunda.
Bende üç beş kitap ve yol parası.
Dertleşmeyle geçer, şehirle köy arası.
Horozla uyanılır köyde
Güneşle ders başlar,
Ve bütün köy okullarında saatsizdir,
Cehaletle savaşlar.
KORO
Okul yolunda taş ve ela gözde yaş benim.
Serende bayrak benim öğretmenim.
Davul benim, zurna benim, saz benim
Kışlar benim, bahar benim, yaz benim.
Gelecekte söylenecek söz benim.
Gelecekte, söz benim öğretmenim.
BİR ÖĞRENCİ
Yetiş öğretmenim boğ karanlığı,
Aydınlık olmazsa güneş utansın.
Çağla sen aratma coşmuş ırmağı,
Güller bitirmezse toprak utansın.
BİR ÖĞRENCİ
Göster öğretmenim barış yolunu,
Silahlar susmazsa, zaman utansın.
Bir araya getir kurdu- koyunu,
Oyun bozulursa bozan utansın.
KORO
Ben Barıştepe köyünde gördüm seni,
Köy yolsuz köylü dil bilmez,
Sen on sekiz yaşında adadın kendini,
Köye…Köylüye…aklımdan gitmez.
BİR ÖĞRENCİ
Ben kürsüde gördüm seni,
Anlatıyordun…
Büyüyen gözlerle seni izliyordu herkes,
Hayranlıkla…
Uygarlıkta büyüyen bu ses sendin öğretmenim.
BİR ÖĞRENCİ
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü inkâr etmiyorum tarihimi,
Hor görmüyorum geçmişimi,
Atalarım önümde en büyük rehber diyorum.
Çünkü ben özenmiyorum
İnsana, insanlığa saygı duymayan hiçbir fikre,
Çünkü ben bel bağlamadım
Örfüme adetime ters düşen çirkinliklere.
BİR ÖĞRENCİ
Ben öğretmen olmak istiyorum.
Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
Çorak topraklara yağan yağmur,
Azgın sulara bent.
Mehmedimin elinde çağlar açan kılıç,
Doktorumun elinde derman saçan neşter,
Mimarımın mühendisimin elinde pergel, cetvel;
Ben baba, ben ana,
Ben Fatih, ben İbni Sina,
Ben Mimar Sinan olmak istiyorum.
Ben öğretmen olmak istiyorum.
BİR ÖĞRENCİ
Ben öğretmen olmalıyım
Yerim bir dağ köyü.
Kır çiçekleri olmalı kollarımın altında,
Koklamalıyım.
Ayşeler, Zeynepler olmalı,
Yayılmalı her yöreme.
Bir mimar olmalıyım ben, bir heykeltıraş.
Yerim ücra bir dağ köyü.
Evim tek katlı ahşap.
Bir parça ışık vermeliyim onlara,
Bir parça sevgi, bir parça ben.
Mutluluk bir ekmek olmalı ellerimde her gün.
Bölüşmeliyim.
BİR ÖĞRENCİ
Kutlu dualarla titremişti kalbimiz,
Cennetin havasını duymuştuk ruhumuzda.
Bakir çağında henüz yeşillenen sevgimiz,
Semayı uçurmuştu ansızın rüyamızda.
Umut doluydu bizde akkor olan bu gözler
Cahillik körük verdi daima bu yangına
Bıkmadan eklenirken gecelere gündüzler
Biz de meşale yaktık ülkenin yarınına
En güzel çağımızda öğretmen olduk.
BİR ÖĞRENCİ
Ben bir öğretmen olmalıyım.
Yerim bir dağ köyü,
Kır çiçekleri olmalı kollarımın altında,
Koklamalıyım.
Ayşeler, Zeynepler olmalı
Yayılmalı her yöreme.
Bir mimar olmalıyım ben, bir heykeltıraş
Yerim ücra bir dağ köyü,
Evim tek katlı ahşap
Bir parça ışık vermeliyim onlara
Bir parça sevgi, bir parça ben.
Mutluluk bir ekmek olmalı ellerimde her gün.
Bölüşmeliyim.
Ekmeğimi bölüşmeliyim, anlıyor musun ?
BİR ÖĞRENCİ
Bir öğretmen olacağım adı ve sanı duyulmamış.
Karanlıkların ard arda üstesinden gelen.
Öğrencilerim yetişecek boy boy,
Kötülük ve haksızlıklara direnen.
BİR ÖĞRENCİ
Dağılıp bozkıra yıldızlar gibi,
Kör inançları bir bir kazıyacaklar
Milletimin alnına yazılı kara yazısını,
Dileklerince yeniden yazacaklar
KORO KIZLAR
Bana köy gösterin,
Okul verin,
Memleketimin,
Bir ucundan diğer ucuna gönderin.
Göğsümü gere gere gideyim.
KORO ERKEKLER
Ak yazılar yazayım,
Kara tahtasına sınıfımın.
Aydınlıklar ekeyim
Kara gözlerine öğrencilerimin.
BİR ÖĞRENCİ
Bir çiçek bahçesidir sınıf,
Yurdumun tüm çiçekleri.
Kır menekşesi, akşam safası.
Çiçeklerim büyümeli, boy atmalı.
Ders bir sudur şimdi,
Akar içimizde.
Ben Cumhuriyet öğretmeni,
Okulların birinde.
KORO
Selam sana ey bilgi eri,
Ruhunla ruhları ateşle ve yak,
Çağla, gönüllerden gönüllere ak.
Seslen ki silkinsin şu toprak.
Bağrında dikenler çiçek açmasın.
BİR ÖĞRENCİ
Dudaklarımız milli marşımızla coşmuşsa,
Tarihimiz karanlık öyküleri yazmışsa,
Yanmışsa gençliğimiz bayrak aşkıyla
Bir millet yeni baştan uygarlaşmışsa,
Bunlar göz nurun, elemlerindir öğretmenim.
KORO
Okunacak kitapsın gerçeklere ulaşan,
Sesten öte ışıksın dünyamı aydınlatan.
Yüreğin yanardağdır, patlamamış volkandır,
Öğretmenim bugündür, beklenen yarınlardır.
BİR ÖĞRENCİ
Ben bir öğretmenim.
Okulların birinde duymayı düşünmeyi öğretirim derslerimde.
Bir söz yağmurudur ders dediğin de,
Kitaplar dolusu yağar da yağar.
Fikrin ve duygunun bahçelerine.
BİR ÖĞRENCİ
Ben de tufan gibiyim, bir selim var ki dinmez.
Bu imanla oldukça bu meslek yere inmez.
Bu meslek kutlu meslek, kutu dıştan bilinmez.
Yüzyıllarca nur saçan meşaleli Türk benim
Ben çocuklarım için yaşayan öğretmenim.
BİR ÖĞRENCİ
Yıllar yılı aynı şey, aynı kürsü aynı ses.
Bizi burada zapt eden sadece birkaç nefes.
Yoksa zincir kâr etmez, çelik olamaz makas.
Zulmetin perdesini parçalayacak elim.
Ben çocuklarım için yaşayan öğretmenim.
KORO
Öğretmeniz koşarız gece gündüz ışığa.
Dilimizde açılır bilgi, sanat çiçeği.
Sevgi dolu içimiz bu vatana, çocuğa.
Oya gibi işleriz aydınlık geleceği.
BİR ÖĞRENCİ
Yurdumuz ki bir cennet, bizler onun sahibi,
Esirgeriz, koruruz göğsümüzde can gibi.
Tek inançla vurur ülkemizin yüreği,
Sonsuza dek yaşarız bu değişmez gerçeği.
KORO KIZLAR
Biz eylülde açan güz çiçekleriyiz,
Dünyanın bir ucundan öbür ucuna.
Belki ayrıdır renklerimiz, şekillerimiz
Ama hep aynıdır amacımız isteğimiz.
BİR ÖĞRENCİ
Seninle tanıdık yurdumuzu.
Toros dağlarını, Kızılırmak boylarını
Efeler diyarı Aydın’I Çukurova’yı
Sevmeyi Yunusça insanları
Senden öğrendik ilkin.
KORO ERKEKLER
Biz eylülde açan güz çiçekleriyiz.
Cehalete zincir vurdun kirpiklerinle.
İlim irfan yaşar gözbebeğinde
Binbir arı ballar yapmış diline
Silahlar susar senin kaleminde
Ateşkes ilan eder bakışların,
Yaraları sarar o gülüşün.
Barış sensin, sabır sensin, umut sensin öğretmenim.
BİR ÖĞRENCİ
Ben öğretmenim,
Atelyede sanat aşıladım toz duman içinde.
Dağda sancılı Hatice’ye ilk yardım elimi uzattım.
Çapa salladım kazma vurdum;
Örnek bahçeler sundum halkıma.
BİR ÖĞRENCİ
Ben öğretmenim.
Kürsüde bilimin sesi oldum.
Bilginin kozasını ördüm beyinlere,
Ak tebeşirle kara tahtada,
Ak günleri muştuladım.
Çiçeğe durdu fidanlar,
Yüreklerinde papatyaları açtı kardeşliğin.
SON PERDE
BİR ÖĞRENCİ
Önce salonun ışıkları söndü, Sonra perde yavaş yavaş açıldı.Hafif bir tebeşir kokusu yayıldı etrafa.
Oyuncu, kalın kitaplarıyla sahneye adımını attı… Ceketi ve pantolonu kül renkliydi. Kravatı bol kırmızılı, ayakkabıları boyalıydı. Ayaktaydı bütün seyirciler. Kravatını düzeltti, tatlı bir gülümsemeyle selamladı onları.
BİR ÖĞRENCİ
Buruktu biraz, Bunca yıl, birçok şehirde, değişik sahnelerde görev almıştı. En zoru da buydu.
Bu onun son oyunuydu çünkü.
Bir öğrenci
Sandalyeye oturmadan kitaplarını masaya bıraktı. Sahnenin önüne geldi.
Işıklı gözleri, meraklı gözlerle bir süre gezindi.
BİR ÖĞRENCİ
Ve konuşmaya başladı…
Daha ilk cümlelerinde önden üç sıra koltuk aydınlandı. Öznesi insan olan cümleler kuruyordu hep. Parmaklar yükseldi salondan.Parmakların sahipleri sırayla ayağa kalktı. Öznesi insan olan cümleler, yüklemi sevgi olan cümlelere karıştı. Üç sıra koltuk daha aydınlandı.
Ayağa kalkanlar bir daha oturmuyor, oyuncu rolünü onlarla paylaşıyordu.
BİR ÖĞRENCİ
Bir ara sahneden indi.
Seyircilere karıştı. Dakikalarca kaldı onların arasında.
Koltuklardan taşan ışık artık bütün salonu aydınlatıyordu.Hiç kimse bu oyunun bitmesini istemiyordu. Ancak oyunun sonuna gelinmişti. Tekrar sahneye çıktı. Mutluluğu yüzünden okunuyordu.
Masadan kitaplarını aldı, sahnenin önüne geldi. Aynı gülümsemesiyle selamlayamadı onları. Gözleri dolmuştu. Bütün salon dakikalarca ayakta alkışladı onu.
Konuşamıyordu yutkundu.
Bir adım geri çekildi.
Perde yavaş yavaş kapanıyordu.
Alkışlar gözyaşlarına karışıyordu.
O bir öğretmendi. Emekli olmuştu.
BİR ÖĞRENCİ
Alnında kocaman bir nur var,
Cebinde küçücük bir emeklilik
Adımlarında büyük bir iyimserlik
Ayaklarında çok eski ayakkabılar
Gözlerinde parlak güneşler var
Bakışlarında gizli bir hüzün.
Boğazında şiddetli bir ağrı,
Göğsünde büyük bir yürek.
KORO
Öğretmen
BİR ÖĞRENCİ
Bahçıvandır. Patikasız,
Kekik kokulu dağlarda.
Doruk çiçeklerine benzeyen, murat alımlı,
Yayla yürekli çocuklar büyütür,
Bütün bilgeliğiyle.
KORO
Öğretmen
BİR ÖĞRENCİ
Yüreğinde Yörük sevdalar gezdiren,
Sevgisini zulasında değil gönlünde irken.
Cemre düşümünde,
Bozkır bereketi gibi sürgün özlemler büyüten,
Çatal yürekli civan bir kalenderdir.
Ve düşmanı karadır, karanlıktır.
Hem de ağıt karanlığında, ecel acılığında.
Karakaleyi filizle sarar, umutla vurur, bilgiyle yıkar.
KORO
Öğretmen
BİR ÖĞRENCİ
Bir kırkikindi yağmuru kadar cömert,
Ve bir yediveren kadar bereketli annedir.
Ninni masumluğunda konuşur,
Visal zevkinde okşar,
Kızınca granit,sevince kadifedir.
Ve bir derviş misali,
Zemzem gözlü,rind gönüllü,
Dolunay zarafetinde çocuklar ışıtır.
KORO
Öğretmen
BİR ÖĞRENCİ
Bir sebildir, bir dağ çeşmesi kadar yiğittir.
Seçmez su verir,
Ermişine ozanına.
Pınardır, Kevser tadında akar.
Nehirdir nasipler getirir.
BİR ÖĞRENCİ
Öğretmen
KORO
Ölüme bir soluk kala bengisu veren bir sebildir.
BİR ÖĞRENCİ
Öğretmen
KORO
Kelime avcısı, mısra cambazı, kıta mimarıdır.
BİR ÖĞRENCİ
Öğretmen
KORO
Turkuaz mavisi gecelerde hüma kuşudur.
BiR ÖĞRENCİ
Öğretmen
KORO
Bir mumdur, erir; erirken nur verir.
BİR ÖĞRENCİ
İşte ben böyle bir yüce davanın eriyim.
Böylesine ulu bir ordunun neferi,
Ve ben böyle bir öğretmen namzetiyim.
KORO
BEN ÖĞRETMEN OLMALIYIM.
---SON---
www.edebiyatogretmeni.net
Dostları ilə paylaş: |
|
|