Bir görünüm sağlanmıştır



Yüklə 0,99 Mb.
səhifə16/24
tarix17.11.2018
ölçüsü0,99 Mb.
#80356
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   24

EĞRİDİR ULUCAMİİ276




EĞRİDİRLİ HACI KEMAL

(X./XVI. yüzyıl) Anadolu'da yaşayan belli başlı şairlerin şiirlerinden örneklerle bunlara yazılan nazirelerden meydana gelen Câmiu'n-nezâir'i düzenleyen şair ve musannif.277



EĞRİKAPI MAKSEMİ

İstanbul'da tarih! bir su taksim merkezi.

Eğrikapı'da surların dışında olup Sa­vaklar Çeşmesi adıyla da bilinir. Bentler bölgesinden getirilen Kırkçeşme suları buradan şehre dağıtılırdı. Surlardan iki kol halinde geçen suyun bir kolu Eğri-kapı'dan. diğeri ise Sulukule'den şehre giriş yapmaktaydı. Eğrikapı Maksemi. daha sonra inşa edilen ve bugün fonk­siyonu tamamen değişerek ev halini al­mış olan Eyüp Maksemi'nin yapımından önce Eyüp bölgesine de su dağıtımını sağlıyordu. Maksemin Edimekapı'ya çı­kan ana cadde üzerindeki duvarında, içe­riden su alınmasını sağlayan ve bu ya­pıya ikinci adını veren bir çeşme bulun­maktadır. Klasik formdaki çeşmenin cep­hesi dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış ve sivri kemerin köşelerine birer yivli ka­bara işlenmiştir. Bugün bozuk durum­daki alçak kabartmalarla süslü ayna ta­şının yanlarında küçük iki niş yer almak­tadır. Ayna taşının altında halen mevcut olmayan musluk bulunmaktaydı. Üze­rinde yer yer kazımalar görülen yalak, aslında Bizans lahdi olduğu hissini ver­mektedir.

Yapı, kitabelerinin çokluğu ve hepsi­nin manzum olmasıyla dikkat çekmek­tedir. I. Abdülhamid'e ait 1201 (1786-87) tarihli iki kitabeden birinde maksemin o yıl su nâzın Mustafa Ağa tarafından tamir ettirildiği, diğerinde ise binanın Kanunî Sultan Süleyman devrinde yapıl­dığı anlatılmaktadır. Bu bilgi. Mimar Si­nan'a ait tezkirelerde adının geçmeme­si sebebiyle maksemin ondan önce baş-mimarlık yapan Acem Ali tarafından in­şa edilmiş olabileceğini akla getirmek­tedir. 111. Selim'in 1203 (1789) tarihli ki­tabesinde de yine Mustafa Ağa'nın adı geçmektedir. 1235 (1819-20) tarihli dör­düncü kitabe II. Mahmuda aittir ve met­ni Keçecizâde İzzet Molla tarafından ya­zılmıştır. 1239 (1823-24) tarihli son ki­tabe ise su nâzın Hamid Ağa'nın, mak-seme gösterdiği ilgiden dolayı II. Mah-mud'a methiyesi olup ölümünden sonra onun adına şair Sâkıb tarafından yazıl­mıştır. Maksemin giriş cephesine geçi­len yol üzerindeki kapıda görülen tuğ­radan II. Mahmud'un bu esere gerçek­ten çok önem verdiği anlaşılmakta, ona­rımlar içinde de en fazla onun yaptırdık­larının ağırlık taşıdığı açıkça görülmektedir. Örtü sisteminden ve duvar işçiliğinden, daha çok II. Mahmud devrinde (1808-1839) büyük değişikliklere uğradı­ğı anlaşılan maksem kare planlı olup dış­tan 8,25 x 8,25 m., içten 5.95 X 5,9S m. ölçülerindedir. Temel duvarları ve iç tak­sim düzenlemelerinin bazılarında görü­len farklılıklar, burada Bizans devrine ait bir maksemin olabileceğini düşündür­mektedir; özellikle girişin solunda top­rak altında kalmış olan kemer ve temel­ler Bizans işçiliği göstermeleri açısından önemlidir. Yine yapı içinde karşılaşılan künklerin bir kısmı ile bölmelerdeki ba­zı işçilik özellikleri de Bizans varlığına işaret etmektedir. Maksemin bugün gö­rülen çatısı taşla inşa edilmiş piramit şeklindedir ve başka maksemler gibi te­pesinde bir aydınlık feneri vardır; ayrı­ca dört duvarında da birer dar pencere mevcuttur.

Binaya, çeşmeli duvarın sol köşesine bitişik II. Mahmud tuğralı kapı ile geçi­len Haliç tarafındaki cepheden demir bir kapı İle girilir. Giriş mermer döşeli bir sofa şeklindedir ve sağ tarafında, duvar boyunca ziyaretçilerin oturabilmeleri için yapılmış, iki basamakla çıkılan bir taş peyke yer alır. İç içe iki bölmeden olu­şan havuz, mermer döşemeli sofanın iki tarafını kuşatacak ve taş peykeye te­mas edecek şekilde iç mekânın geriye kalan kısmını kaplar. Su havuza, kapının karşısına rastlayan köşedeki üstü tonoz­lu bir dehliz şeklinde olan girişten gel­mektedir. Havuzun İki bölmesini birbi­rinden, üst kenarına yakın bir seviyeye bugün mevcut olmayan 100 kadar tunç lülenin dizildiği mermer bir set ayırmak­tadır. Su bir ölçü nisbetinde bu lüleler­den tevzi edileceği İkinci bölgeye geçer ve buradan da biri Ayasofya, diğeri Yedikule istikametinde giden iki ana ka­nala taksim edilir. Havuzun sofa ile yap­tığı köşenin iki tarafında ziyaretçilerin

su içme taslan için birer çıkıntı yuva bu­lunmaktadır. Kitabelerin tamamı bu iç mekânın duvarlarına yerleştirilmiştir.



Bibliyografya:

Saadi Nâzım Nirven. İstanbul Suları, İstan­bul 1946, tür.yer; a.ırılf., İstanbul'da Fâtih II. Suttan Mehmed Deuri Türk Su Medeniyeti, İstanbul 1953, s. 101; a.mlf.. "Eğrikapı Kırk­çeşme Suları Maksemi, Savaklar Çeşmesi", İst.A, IX, 4964-4967; Kâzım Çeçen, İstanbul'­da Osmanlı Devrindeki Su Tesisleri, İstanbul 1984, s. 96; a.mlf.. Mimar Sinan oe Kırk Çeş­me Tesisleri, İstanbul 1988, s. 152-160; Özkan Ertuğrul, İstanbul'da Bizans Deuri Su Mimari­si (doktora tezi, 1989), İÜ Sosyal Bilimler Ensti­tüsü Ktp., s. 139.



EĞRİKAPILI MEHMED RASÎM278




EHABİŞ

Mekke çevresinde yaşayan ve Kureyş'in müttefiki olan çeşitli kabilelerin oluşturduğu bir topluluk.

Ehâbîş kelimesi Arapça'da "çeşitli ka­vimlere mensup insan topluluğu" anla­mına gelen uhbûş veya uhbûşenin çoğu­ludur. Mekke'nin kuzey ve güney bölge­lerinde yaşayan Haris b. Abdümenât b. Kinâne, Adel. Dîş, Düil, Hevn b. Huzey-me'den Kare, Huzâa'dan Mustalik ve Ha­ya kabilelerine Ehâbîş adı verilmiştir. Ba­zı kaynaklarda. Kureyşliler'le Mekke ya­kınlarındaki Hubşî dağı eteklerinde an­laşma yapmış olduklarından bu kabi­lelere Ehâbîş denildiği rivayet edilmek­tedir.

Cevâd Ali, Tihâme'de yaşayan ve İs­lâm'dan çok önceki bir tarihte Habeş yönetimini kabul eden Kinâneliler'e, Ha-beşli kadınlarla evlenmeleri sonucunda siyahîleşen nesillerine ve onların mütte­fiklerine Ehâbîş denilmiş olabileceğini söyler. Müsteşrik Henri Lammens, kor­kak olarak tanımladığı Kureyşliler'İn, ker­vanlarını korumak ve savaşlarda kullan­mak üzere Habeşli askerlerden oluşan bir ordu kurduklarını, bu orduya men­sup olanlara Ehâbîş denildiğini ileri sü­rer. Ancak bu görüşün bugün ilmî çevre­lerde değeri bulunmamaktadır.

Ehâbîşin Kusay b. Kilâb, Abdümenâf b. Kusay ve Muttalib b. Abdümenâf dö­nemlerinde Kureyşliler ile yaptığı ittifak İslâmiyet'ten sonra da devam etmiştir. Ehâbîş, İslâm öncesinde Kureyş ve Kays Aylan kabileleri arasında meydana gelen Fîcâr Harbinde Kureyş'in safında bu­lunmuş, bu kabilenin Hz. Peygamber se­bebiyle Hâşimoğulları'na karşı uygula­dığı boykotta yine onun yanında yer al­mıştır.

Mekke çevresinde bedevî bir hayat sü­ren Ehâbfş'in, Kureyş'in Hz. Peygamber ile yaptığı savaşlarda çok Önemli rol oy­nadığına dair görüşler doğru değildir. Onlar da Kureyş'e yardım eden diğer ka­bileler gibi çeşitli vaadler karşılığında Kureyş safında yer almışlardı. Uhud Gaz-vesi'ne 2000 kişiyle katlan Ehâbîş'in re­isi Huleys b. Zibbân, Kureyşliler'İn savaş sonrası müslüman şehidlere reva gör­dükleri saygısızlığı şiddetle kınamıştır.

Kureyş'in müttefiki olarak Hendek Gaz-vesi'ne de katılan Ehâbîş'in bazan Ku­reyş'e muhalefet ettiği de olmuştur. Me­selâ Hz. Peygamberin hicretin 6. (628) yılında ashabıyla birlikte umre için gitti­ği Mekke'ye sokulmamasını doğru bul­mamış, müslümanların umreden mene-dilmesi ve uzlaşmaya gidilmemesi ha­linde ittifakı bozacağını bildirmiştir. Re-sûlullah'ın Hudeybiye'de Kureyş'e gön­derdiği elçi Hırâş b. Ümeyye'nin öldürül­me teşebbüsünü Ehâbîş'in reisi Huleys b. Alkame engellemişti. Ancak muahe­de sonunda Arap kabilelerinin Kureyş'i veya müslümanlan tercihte serbest bı­rakılmaları üzerine Ehâbîş yine Kureyş­liler'İn yanında yer almıştı. Kureyşli müttefikleri gibi Ehâbîş de Mekke'nin fet­hinden (8/630) sonra müslüman olmuş, Emevîler zamanına kadar Mekke çevre­sinde yaşamaya devam etmiştir.

Bibliyografya:

İbn Hlşâm, es-Sîre, I, 187, 272; If, 12; İbn Sa'd. et-Tabakât, 1, 127; V, 57; Belâziirf. Ensâb, I, 76, 101-102; Taberî, Târîh (Ebü'l-Fazl), II, 628; İbn Hazm, CeuâmiVs-sfre, s. 159, 187; Yâkût. Mu'cemü'l-büldân, 11, 214; İbnü'l-Eslr, el-Kâmil, 1. 587, 593; [[, 18, 180, 202; Fâsî, Ş(-fâ'ü'l-ğarâm bi-ahbâri'l- beledi'l- haram (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Kahire 1405/1985, II, 155-156; M. Hamîdullah. "Les 'Ahâbish' de la Mecque", Studi Orientalİstici in Onore di Giorgia Leui Delta Vida, Roma 1956, I, 434-447; a.mlf., islâm Peygamberi, I, 255, 258, 276, 303-308, 491; II, 1002; a.mlf.. "Ehâbîş, ÜDMİ, II, 27-31; Cevâd Ali. el-Mufaşsal IV, 30-42; Keh-hâle, Mu'cemü kabâ'ili'l-'Arab, Beyrut 1402/ 1982,1, 5-6; W. Montgomery Watt. Hz. Muham-med Mekke'de (trc. Rami Ayaş — Azmi Yüksel). Ankara 1986, s. 163-167; Lammens, "el-Ehâ-biş", et-Meşnk, XXXIV/l-4, Beyrut 1936, s. 1-32,527-554.




Yüklə 0,99 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə