GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
346
Nebâtat yerin bitirdiği bitkiler, sayılmayacak kadar çeşitli çeşitli
renkli isimli cisimli ağaçlar, meyveler, sebzeler. Değil mi?
Mahlûkat ta karada, denizde en büyükten en küçüğüne hayvanlar
var. Karada mesela karınca küçük, fil de çok büyük. Kuşlarda
öyledir. Allah semada kuşlar halk etmiş deveyi kaldırıp götürecek
kuşlar var. İnsan da dâhil mahlûkata, ama bütün mahlûkatın en
büyüğü insandır, en kıymetlisi insandır, en güzeli insandır.
Zahirde mesela bedeni güzelliği olan bir hayvan ne kadar güzel
olursa olsun, ne kadar süslü olursa olsun insanı tutar mı? Tutmaz.
Tutmadığı gibi bu insanlar içerisinden seçilen insanlar da böyledir.
İnsanlar haşarattan nasıl seçkinse bu insanlardan da öyle seçkin
insanlar vardır. Neyle seçilecek?
İşte şeriat, tarikat, hakikat, marifet. Marifet de neymiş insanlarda?
Bil şerîat emr ü nehyi bilmek imiş ey gönül
Hem tarîkat râh-ı Hakk'a gelmek imiş ey gönül
Marifet Hak ile meşgul olmak imiş ey gönül
Marifetullah Hak ile meşgul olmaktır. Yalnız beriki kelamda;
Dilersin dilberi dilber...
Dilberlerin dilberleri Allah'tır.
Ne zaman ki insan dilber ile meşgul olursa, kendini dilbere verirse,
hakikate verirse ve dilber onda tecelli ederse Hak'tır.
Allah'ın sıfatları velilerde tecelli ediyor. O zaman güzel olur.
Onun için Allah “biz insanı güzel halk ettik”, o zaman kıymetli
olur.
Bir veli dünyada, insanlar içerisinde ne kadar kıymeti var, kıymetli
olur? Onun için “büyük halk ettik” demek burada maneviyatı
büyüktür.
Ne demiş bir velinin bir tanesi? Kitaba da yazılmış.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
347
—Zahirde dünya harmanında ben bir taneyim.
Yani dünyayı bir harman ediyor. Burası çiftçi memleketi, rençper
buğdayları ekiyorlar, biçiyorlar. Adam ne yapıyor on teneke
buğdayı serpiyor, yüz teneke buğday alıyor. Bu yüz teneke
buğdayda milyonlarca, milyarlarca tane var. Yani dünyayı bir
harman ediyor, o insanları da tane yapıyor; kendisi de bir tane
oluyor.
—Zahirde dünya harmanında ben bir taneyim, ama manada dünya
benim harmanımda bir tane, buyuruyor.
İnsanların büyüklüğünü, kıymetini, güzelliğini buradan anlayın.
Onun için işte;
Dilersin dilberi dilber kılarsın dilberi dilber
Sana da keşf olur dilber mühim esrâr-ı dervîşân
Dervişler için mühim esrar buymuş ki dilber olmak istiyorsan bir
dilberi bul.
Dervişi anlayamazsın ama dilber demek Türkçe manasında güzel
demektir. Hatta güzellerin daha da çok güzeline dilber deniliyor.
Eğer sen dilber olmak istiyorsan bir dilberi bul.
Yoksa zahirde senin cesedin değişmez, karaysan kara, beyazsan
beyaz, nasılsa öyle değişmez ama güzel olan bu ruhtur.
Senin ruhun diyor güzel olmak istiyorsa güzeli bulacak.
Yalnız zahirdeki güzellik nedir?
Zahirdeki güzellik ancak hadis-i şerifte şöyle belirtilmiş. Ne
buyurmuş Peygamber Efendimiz? “Ümmetimin en hayırlısı eliyle,
diliyle kimseleri incitmeyendir
12
”. En hayırlısı demek insanların
yine en iyisi, insanların en güzeli, insanlara yararlı faydalı olanıdır.
İnsanların en şerlisi insanları incitendir.
12 Hikmet Goncaları Trc. (500 Hadis Şerif) 384
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
348
Ne buyrulmuş bir de:
“Yüzü güzel olandan kırk günde usanırsınız ama ahlakı güzelle
kırk sene yaşasanız ona doymazsınız”.
Demek ki güzellik buymuş.
Güzellik: bu ceset güzelliği değil, ahlak güzelliği, ruh güzelliği,
manevi güzellik.
Daha ne buyrulmuş?
Ahlakı güzel olanlar aydınlık gündüzler gibidir.
Ahlakı çirkin olanlar zifiri karanlık geceler gibidir. Öyle karanlık
ki göz gözü görmüyor, parmakları uzanmasa göremiyor, zifiri
karanlık.
Bu emirler buyrulmuşsa demek ki kelamı kibarda da;
Dilersin dilberi dilber kılarsın dilberi dilber
Sana da keşf olur dilber mühim esrâr-ı dervîşân
Dervişler için mühim bir esrardır, mühim bir sırdır dilber olmak.
Ama sen de bir dilber olmak istersen bir dilberi bul.
Dilber seni dilber etsin, sen dilber olursan eğer o zaman her şey
daha dilber olur. Senin için kötü bir şey yok hepsi güzel olur.
Onun için bunları tabii ki bildiğimiz kadar yaşayalım yaşamaya
bakalım, bilmediğimizi de öğrenelim.
Yalnız Cenabı Hak bak ne buyuruyor?, “herkes bildiğinin âlimi”.
Senin kabiliyetin artık. Sen ne kadar yapabiliyorsan, yaşlısın,
ancak fazla bir şey bilemiyorsun ama kendine lazım olanları
öğrenirsin.
Herkesin kendine lazım olanı vardır. Herkese lazım olan ne?
Mesela ilim.
İlim muhakkak insanlar için farz. Öğrenmek ama farzı ayın var,
farzı kifaye var.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
349
Farzı ayın herkes için olan din ilmihalini öğrenecek. Yani namazı,
abdesti, guslü neyse bunları bilerek yapacak, bilmeyerek değil.
Farzı kifaye de ise alim olması lazım bunları insanlara öğretmesi
lazım. İşte kitapları okuyup onları anlatması lazım veya kitap
yazması lazım veyahut da öğretmesi lazım.
Evet, “Din nasihat, din nasihat, din nasihat
13
” buyrulmuş. Peki,
herkes âlim olursa kim kime nasihat edecek?
Nasihat demek bilen bilmeyene söyleyecek, anlatacak. Bu da işte
ilmi kifaye var ilmi ayın var.
İlmi kifaye ne?
İlmi kifaye yani bir ailede bir tane alim var, aileden sakıt olmuştur.
Veya bir köyde bir alim var, köyden de sakıt olmuştur. Köyde bir
âlim ilmi kifaye sahibi varsa o köy âlim olmaktan kurtulmuştur,
ama oradakiler kendi yaşayacağını bilecek, bundan kurtuluş yok.
Onun için Peygamber Efendimiz “doğuştan ölünceye kadar,
doğuştan kabire kadar ilim tahsil ediniz
14
”, buyurmuş. Ama bu
emir farzı ayına değil farzı kifayeyedir. Farzı ayın herkesin
bileceği, emredilmiş, Allah'ın emri olan ibadetleri bilip yaşaması
lazım. Farzı kifaye ise bilip bildirmesi lazım. Ama farzı ayın ise
kendi yaşayacağı kadar öğrenmesi lazım. Onun için bir kelam
vardır.
"Utlubu'l-ilme mine'l-mehdi ile'l-lahd"
Bu “utlubul ilme minel mehdi ilel lehd” hadisinin Türkçe meali
nedir? “Doğuştan mezara kadar, doğuştan ölünceye kadar, ilim
öğrenin”, buyuruyor.
Bu ilim iki: Farzı kifaye, Farzı ayın.
Farzı kifaye sana, bana, bu cemaate.
13 Buhari İman 42
14 Firdevs Hadis Kitabı C.3 S.170
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
350
Nedir bu?
Allah'a şükür Allah bize tarikatı, şeriatı nasip etmişse tarikatı
yaşamak için şeriatı olacak. Şeriatı da yaşamak için bilmemiz
lazım. Bilmeyerek değil, bilerek yaşayalım.
Burada şimdi “utlubul ilme minel mehdi ilel lehd”, buyuruyor.
Ama ehli dil bunu nasıl açıklıyor? Sonunu açıklıyor bak şimdi;
"Utlubu'l-ilme mine'l-mehdi ile'l-lahd" durma sen
Bu emre göre sen durma oku, bir şeyler öğren. Ama;
Bir kaç esmâ bilmek ile Hakk'ı bildim sanma sen
Sohbet-i Pîre devam et rûz u şeb usanma sen
Zât-ı Hakk'ı anlamaktır binbir esmâdan garaz
Ne diyor?
Bunun sonu tasavvufa temas ediyor.
Evveli zahir şeriate, kelamın sonu tasavvufa ait. Niye bu böyle?
çünkü efendim kelamda bu emirler varsa bazı anlaşılmayan
emirleri başka bir kelamda açıklıyor.
Şimdi bakın Allah'ı ilmel yakîn, aynel yakîn, hakkal yakîn bilmek
var, bu söyleniyor. Bir de deniliyor ki ilmel yakîn bilmek bir
Müslüman’a çok uzak bir mesafedir. Ayne'l yakînsa o bildiğin şeye
yaklaşıyorsun. Hakkal yakînsa ona ulaşıyorsun. O zaman;
İlmel yakîn bir ilim lazım,
Aynel yakîn yaklaşmaya amel lazım,
Hakkal yakîn ise birleşmek lazım.
Ama ilimsiz amelsiz yaklaşamayız. İlimsiz Allah bilinmez, amelsiz
Allah'a yaklaşılmaz. İnsanlar saylarıyla, inançlarıyla, amelleriyle
elde ederler.
Bu hakkal yakîn bilmek mürşitsiz olmaz.
Neden? Niyazi Mısrî ne demiş?
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
351
Mürşit gerektir bildire Hakk'ı sana hakka'l-yakîn
Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş
Güman ne? Tereddüttür.
Güman olan şeyin anlamı tereddüttür, şüphelidir. Var mıdır yok
mudur, olur mu olmaz mı? Onun için iman ile güman bir arada
olmaz. Öyleyse gümandan kurtulmak için bak ne buyuruyor?
Mürşit gerektir bildire Hakk'ı sana hakka'l-yakîn
Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş
Güman ne? Tereddüt.
İman ne? Tasdik, tasdik etmek.
İnsanlarda ikrar var, tasdik var. İkrar amelde görülür. Tasdik
başkadır. İnsanın ameli görünür, insanlar amelinden ölçülür,
tartılır, biçilir.
Ama ameli de insan gösteriş için mi yapıyor? Yoksa İhlâs ile mi
yapıyor, yoksa ihlâsı yok mu? Ameli var ama ihlâsı var mı, yok
mu? Bu da var.
Çünkü şeriat Allah'ın emridir; ilim, amel, ihlâstan ibarettir.
İlmi, ameli, ihlâsı varsa şeriatı tamam. Ama insanın ilmi var, ameli
yok, ameli var da ihlâsı yok. De ki ameli işliyor ama ameli ne için
işliyor? Sen biliyor musun?
İnsanların niyeti ancak Allah'a ayan. Cenabı Hak ne buyuruyor?
“Biz insanların hiçbir şeyine bakmayız, boylarına soylarına,
güzelliklerine hiçbir şeylerine bakmayız ama kalplerine bakarız,
kalplerine nazar ederiz
15
”.
İşte iman kalptedir. İhlâs bizde, iman kalpte. İkrarı var, ama imanı
kalpte olmayabilir. O gösteriş olabilir, şekil olabilir. Zamanı
çevresi namaz kılıyor, o da utanır onlarla kılar. Böyle kılarlar
15 Hikmet Goncaları Trc. (500 Hadis Şerif) 83
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
352
namazı. Bir de var ki namaz kılar Müslümanları kandırmak için.
Onlar ile alavere yapmak için malını satmak için onlara bir makam
mevki elde etmek için. Evet, işte bu kelamda;
"Utlubu'l-ilme mine'l-mehdi ile'l-lahd" durma sen
Bir kaç esmâ bilmek ile Hakk'ı bildim sanma sen
Sohbet-i Pîre devam et rûz u şeb usanma sen
Zât-ı Hakk'ı anlamaktır binbir esmâdan garaz
Ne buyuruyor? “Utlubul ilmi minel mehdi ilel lehd”, bu emre göre
durma sen, çalış, öğren bir şeyler. Çalıştın öğrendin ama bu
öğrenmeyle de;
Bir kaç esmâ bilmek ile Hakk'ı bildim sanma sen
Zannetme ki sen Hakk'ı bildin, bilemedin. Ama;
Sohbet-i Pîre devam et..
Bir ehli dilin sohbetine fırsat buldukça, imkânın elinde oldukça,
gayretin oldukça durma devam et. Gece gündüz onun sohbetine git
ki Allah'ı hakkal yakîn bilesin, Allah'ın zatını anlayasın.
Allah'ın zatı var, sıfatları var, isimleri var.
Allah'ın zatı tektir, sıfatı (subûti) sekizdir, isimleri bin birdir, bin
bir ismi var.
İcabında bu bin bir ismi zikir olabilir, zikirdir. Bu tarikatların
ayrılması da budur. Her tarikatın zikri birbirini tutmaz, ayrılır.
Çünkü Allah bin bir isimle zikredilir. Zikirsiz de Allah'a gidemez.
Allah'tan gelmiş ama zikirle gidecek, Allah'a zikirsiz gidemez.
Allah'a gitmek için üç şey var; Fikir var, Şükür var, Zikir var.
Zahir herkesin anlayacağı bileceği budur. Şükür lazım, niye?
Şükür nimeti arttıracak. Eğer Allah bizi Müslüman halk etmişse,
İslam halk etmişse en büyük nimet bunu bileceğiz. Buna
şükredeceğiz ki Allah elimizden almasın. Şükredersek arttıracak.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
353
Nasıl arttıracak bu nimeti?
Madem bildikse, artıracak, artması da bulmaktır. Bildik bulacağız.
Artması bulmaktır. Daha artması elde etmektir.
Bir bilmek var, bir bulmak var, bir elde etmek var.
Buldu ama elde edemiyor, bildi ama bulamıyor, buldu ama elde
edemiyor.
İşte bütün insanlar için ilmel yakîn, aynel yakîn, hakkal yakîn
bilmek budur.
Ancak hakkal yakîn bilmek Cenabı Hakkın “küllü şeyin yerciu ila
aslihi, her şey aslına rücu edecek”, buyurmasıyla Allah'tan gelen
ruh Allah'a gidecektir.
Gidecek ama nasıl gidecek?
Kendi kendine gelmedi ki kendi kendine gitsin.
Bu ruh Allah'tan geldi ama nasıl geldi?
Bir anne var, senin de bir annen var. Dünyaya geldin ama nasıl
geldin? Milyarlarca sene oldu, rakam yok, senin ruhun halk edileli.
Ne zaman halk edilmiş rakam yok. Buna böyle inanmak lazım ki
ilmi ezeli budur. İlmi ezeli Allah'ın zatının bilgisidir, bunu kimseye
bildirmemiş. O zaman demek ki Allah’ın zatı bilir senin benim
ruhumun halk edilişini, kimse bilmiyor.
O zaman bu ruh nerdeymiş?
Uzayda geziyormuş, âlemler değişiyormuş.
Ne zaman ki annen, baban evliliği ile senin cesedini Allah halk
ediyor o zaman ruhu cesede indiriyor. Bak vasıta ne burada?
Zahirde cismin gelmesine vasıta anne baba.
Ruhun inmesine de vasıta cisimdir.
Cisim yokken bu ruh gökte geziyor, milyarlar değil, trilyonlar
katrilyonlar değil. Anlaşıldı mı efendim? Bu ruh;
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
354
Dolanıp ahiri bu hane geldim
Evet, işte Allah'tan gelişimize annemiz babamız bir vasıta olmuş,
gelmişiz.
Allah'a gidişimizde ne olacak?
Ölmekle Allah'a gidemeyiz.
Ölenler ya Allah'ın nuruna ulaşırlar ya da Allah'ın gadabına duçar
olurlar. Allah'ın nuruna ulaşanlar aydınlıklara çıkarlar,
ulaşmayanlar karanlıklara düşerler. Çok darlıklara karanlıklara
derinlere düşerler. Onun için insanların süfliliği, ulviliğini Allah
buyuruyor. Cenabı Hak “insanlar ulvi, insanlar süfli
16
”, buyuruyor.
Ulvi yüksek manasınadır. Çok yüksek çok ulvi ama süfli de çok
aşağıdır. İnsanlar hem ulvi hem süfli.
Ulvi ise cennet de ulvi, süfli ise cehennem de süfli.
Cehennem süflilerin yeri, cennet ulvilerin yeri.
Evet, fırsat elinizde, bu fırsat elimize geçmez. Fırsatı terk
etmeyelim. Onun için buyururlar;
Her gördüğünü Hızır bil
Her geceyi kadir bil
Fırsatı ganimet bil
Görelim Mevla n'eyler
N'eylerse güzel eyler
İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetname’deki kelamıdır.
Her gördüğünü Hızır bil
Ne demek istiyor?
Yani ehli tevazu ol.
16 Tin 95:4-5
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
355
Zaten öyle ehli tevazu olmazsa bir insan yükselemez. Zahirde
cismen alçalacak ki ruhu yükselsin.
Bu da Allah'ın emri oluyor, “her kim ki Allah için alçalırsa biz onu
yükseltiriz
17
”. Ama Allah için, bunu bir sanat etmesin, bunda bir
gösteriş olmasın. Cenabı Hak böyle buyuruyor, “her kim ki Allah
için alçalırsa biz onu yükseltiriz, her kim ki tekebbür sahibi olursa,
kibirli olursa biz onu da hakir, yoksul yaparız”.
Öyleyse şimdi bu dünyaya geldik, bırakalım tekebbür etmeyi,
kibirli gururlu olmayı, anlaşıldı mı? Onun için bizim için önemli
olan ulvi olmaya çalışalım.
Hızır değiliz, Hızır davasında olmayalım ama Hızır da insanlardan,
Hızır melek değil. Beni İsrail'in velilerinden, peygamber de değil.
Kur'anı Kerim'de ismi geçer ve Kur'anı Kerim'de maceraları da var.
Ama sen de Hızır olabilirsin. Hızır demek bir isimden ibaret değil,
Hızır:
Hızır mürşid-i kâmildir o zulmet kalb-i câhildir
Cevâhirler şerîattır özün kurtar cehâletten
...
Varıp Hızr ile zulmete o cevher taşları kimdir
Zulmete Hızır’la git, cevahir taşlarını topla.
Hızır mürşid-i kâmildir, ama diyor.
o zulmet kalb-i câhildir
Cevâhirler şerîattır özün kurtar cehâletten
Öyleyse demek ki bir insanın tasavvufu haksa, mürşidi haksa
cevahir taşlarını toplar.
17 Hikmet Goncaları Trc. (500 Hadis Şerif) 397
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
356
Ama yalnız zamanımızda sahteler var. Bunlara da Allah
Müslümanları kaptırmasın. Allah muhafaza etsin.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
357
DİPNOT LİSTESİ
Ahzap 33:4
Ahmet bin Hanbel Müsned
Al-i İmran 3:31
Al-i İmran 3:32
Al-i İmran 3:103
Al-i İmran 3:104-110-114
Al-i İmran, 3:173
Al-i İmran 3:191
Alusi Ruh’ul Meani XX.101
Araf 7:31
Araf 7:172
Araf 7:203
Asr 103:1
Asr 103:2
Bakara 2:18
Bakara 2:30
Bakara 2:32
Bakara 2:155
Bakara 2:156
Bakara 2:178
Bakara 2:201
Bakara 2:260
Beled 90:8
Bilmen Y. 500 Hadisi Şerif 73
Buhari İlim 71
Buhari İman 42
Buhari Rikak 15, Müslim
Zekat 120
Buhari Rikak 38
Buhari Edep 69
Buhari, Fedailü’l Ashab 6
Camiu’s Sağir 1/384
Camiül-ûlüm vel Hikem C.1 S.342
Cem’ul Fevaid Rudani 4290
Ebu Cafer Er Riyadün Nadrati
1/403 (322)
Ebu Davud, İlim-1
Ebu Nuaym Hilye X.15 C.6 S.40
El-Mesn’u
Enbiya 21:69
Enfal 8:28
Envarül Aşikin S.158
Eşrefoğlu Rumi Müzekkin Nufüs
S.309
Fatir 35:9
Fecr 89: 28-30
Firdevs Hadis Kitabı C.3 S.170
Fussilet 41:53
Fususül Hikem Trc. C.1 S.43
Hadid 57:3
Hicr 15:37
Hikmet Gonc. Trc. (500 Hadis) 21
Hikmet Gonc. Trc. (500 Hadis) 83
Hikmet Gonc. Trc. (500 Hadis) 101
Hikmet Gonc. Trc. (500 Hadis) 384
Hikmet Gonc. Trc. (500 Hadis) 397
Hucurat 49:10
İbni Arabi S.55-56
İbrahim 14:7
İhya-yı Ulumiddin C.8 S.260
İlahi Hadisler(Diyanet İ.B.Y) 29
İsra 17:23
İmam-ı Şarani El-Envaru’l
Kutsiye I.99
İsra 17:70
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
358
İsra 17:85
İsra 17:105
Kaf 50:16
Kasas 28:88
Kehf 18:65
Kelamı Kibar
Kenz’ül İrfan 10
Keşfül Hafa C.11 S.233
Maide 5:35
Maide 5:82
Mevahid’ü Ledünniye
Muhyi’d Din-i Nevevi Trc.
(Diyanet İ.B.Y) 38
M. Özak İrşad C.3 S.468
Mümin 40:60
Nebe 78:40
Necm 53:9
Necm 53:39
Nisa 4:80
Nur 24:37
Ömer Dağıstani Fetvalar S.149
Ra’d 13:19
Ra’d 13:28
Rıyâzus Salihin S.282 5. Bab
Sad 38:72
Saffat 37:10
Sahih-i Buhari İlim 12
Sebe 34:28
Şura 42:15
Taberani
Tevbe 9:119
Tin 95:4
Tin 95:5
Tirmizi Kıyamet 51
Tırmizi Menakil 1 Müsned 4.Bab
S.66
Tırmizi Kıyamet 26
Tirmizi 3580
Türkiye G. Pey. Tarihi C.6 S.30
Türkiye G. Pey. Tarihi C.1
Yasin 36:79
Yunus 10:62
Yusuf 12:31
Zariyat 51:56
Zilzal 99:1-2
Zilzal 99:7-8
HAZIRLANMIŞ OLAN BAZI ESERLER
Gülden Bülbüllere Tasavvuf Sohbetleri Kitabı -1, 2, 3, 4
Bir Demet Reyhan CD’si (Bilgisayar ortamı için)
Gülden Bülbüllere Gazeller CD’si ve Teyp Kasetleri 1-2
Salih Baba Divanı (stüdyo teyp kasetleri 1-7) CD’si
Gülden Bülbüllere Tasavvuf Sohbetleri DVD seti;
(53 DVD, 1 VCD: 234 saat görüntülü sohbet)
Dostları ilə paylaş: |