GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
342
Allah sana gayret vermezse nasıl işlersin?
Allah sana fırsat vermezse nasıl işlersin?
Allah'ın vermiş olduğu fırsat, Allah'ın vermiş olduğu gayret,
Allah'ın vermiş olduğu kuvvet, bunlarla ne yapıyorsak yapıyoruz
yoksa kulun bir şeyi yok hepsi Allah’ın vermesidir.
Aşık canını teslim etmiş ondan daha istemez.
Ancak Allah gayrilerden ister, aynilerden istemez.
Gayri ne? Kul Allah mı olacak? Değil olmaz ama Allah'tan gelen
ruh Allah'a gidecek, gider.
Allah'tan gelen ruh işte ayni demek.
Çünkü Cenabı Hak onu da bizlere bildirmiş; “kalu innâ lillahi ve
innâ ileyhi râciun, Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz
8
”. Değil mi?
Bir de ne buyruluyor? “Küllü şeyin yerciü ilâ aslıhi, her şey aslına
rücu' edecek
9
”. Bak bu da var.
Her şey aslına rücu' edecekse bu Allah'tan gelen ruh niye Allah'a
gitmesin? Gidecek.
Ama bir vasıtayla inmiş yere bir vasıtayla gider. Vasıtasız gelseydi
vasıtasız giderdi. Bu gidiş geliş ceset için değil. Ceset toprağa
gider, bugün var yarın yok.
Allah'tan geliş bu değil, Allah'a gidiş de bu değil. Bu gelişi gidişi
herkes yapar. İnanan inanmayan, âlimi cahili, zengini fakiri, delisi
akıllısı hepsi yapar. Makam sahibi olan makam sahibi olmayan
hepsi bu gidişi yapar.
8 Bakara 2:156
9 Kelamı Kibar
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
343
Ama Allah'tan esas gelen ruhtur. Cenabı Hak buyuruyor ki;
“nefehtü fihi min rûhîh, biz Âdem’i halk ettik kendi ruhumuzdan
ruh üfledik
10
”.
Allah Âdem babamızı cennette halk etti, o cennette yaşadı. Ne
kadar yaşadığını bize bildirmiyor.
Niye cennetten yeryüzüne indi?
Sen-ben dünyaya gelelim de, ya cenneti kazanalım ya cehennemi
diye. Yoksa Cennette olsaydı şimdi hep cennetteydik, hep cennette
olacaktık. O zaman cehenneme ihtiyaç kalmayacaktı.
Allah'ın lüzumsuz bir şey halk etmemiş. Cehennemi de görevli
halk etti, onun da bir görevi var, görevsiz değil, lüzumsuz değil. O
da işte Allah'a isyan edenlerin ceza verme yeri. Allah'a itaat
edenlere cennet hizmet görecek. Cennet onlara her türlü zevk, sefa,
yeme, içme hepsi orada mevcut. Dünyada hiç emsali misli olmayan
şeyler orada mevcuttur.
Bunlar da cennette fakat Allah'ın Ruyetullah'ı da cennette.
Ruyetullah dünyada var mı? Var. Ruyetullah dünyada var.
Veliler Ruyetullah'a ulaşmasalar veli olamazlar. İşte velilerin
seçkinliği budur.
Veliler dünyada görüyor ama müritleri ahirette görecekler.
Öyleyse sen de avam sınıfından veli sınıfına geçersen sen de
görürsün ama görmeden geçemezsin.
Bunu da görmek ve geçmek için sırlar var, şartlar var, Allah'ın
emirleri var. Şeriat var, tarikat var. Şeriatın üzerinde tarikat var,
tarikatın üzerinde hakikat var, hakikatin üzerinde marifet var. Ama
şeriat neymiş?
Bil şerîat emr ü nehyi bilmek imiş ey gönül
10 Sad 38:72
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
344
Hem tarîkat râh-ı Hakk'a gelmek imiş ey gönül
Marifet Hak ile meşgul olmak imiş ey gönül
Neyle meşgul olursan insan kalbini o şeye verir. Meşgul bu
demektir. Öyle vermiş ki kalbini o kalp ondan hiç ayrılmıyor,
kalbinden o hiç çıkmıyor. Marifetle, Allah ile kalbini meşgul
ederse her bir meşguliyetten kalbini kesmiş, safileştirmiş olur. Her
bir arzu çıkmış dünya çıkmış, ahiret çıkmış gönlünde kalmamış.
Bir Allah kalmış.
Onun için dervişler bir dost, bir posttur.
Derviş olmak için, her şeyden geçmek için bak ne diyor?
Dervîşler halîm olur
Giydiği kilim olur
Gündüz kaim olur
Ben derviş olamadım
Hakk'ı da bulamadım
Dervîşlerin sultânı
Cân derdinin dermânı
Sâmî-yi Erzincânî
Ben dervîş olamadım
Hakkı da bulamadım
Başka bir kelamda diyor ki;
Dilersin dilberi dilber kılarsın dilberi dilber
Sana da keşf olur dilber mühim esrâr-ı dervîşân
Müritler için, dervişler için mühim esrar, sır var. Dervişler için
herkesin bilemeyeceği çok önemli, çok mühim bir sır var. Ama
derviş olmayan için bu sır yok, esrar yok.
Bu da nedir?
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
345
İnsanlardaki sır makamı var.
İnsanda sır makamı açılmazsa onlardaki sır, esrar, sırrın esrarları
bilinmez. Bu neye benzer?
Mesela bazı cisimler var ki cismi büyük ismi küçük, bazı cisimler
de var ki ismi büyük cismi küçük. Mesela bir buğday tanesini
düşündüğümüz zaman toprağa düşünce bitiyor ondan koca adam
boyu sap çıkıyor. Hatta bir buğday tanesinden yedi baş çıkarmış.
Hepsinde bir başak her başakta yüz tane olurmuş, Onun için Allah
bir buğday tanesinden yedi yüz buğday tanesi veriyor. Bunlar olan
şeyler, bir buğday tanesinin ismi küçük ama cismi büyük, mahareti
büyük.
İnsanlar da böyle, işte cisimleri küçüktür ama ruhları büyük. Ama
ruhu büyütmek lazım.
Bu küçük cisim içerisinde büyük bir ruh olabilir. O cismin içerisine
büyük ruh koyulmamıştır ama ne zaman ki kul Rabbisini bilir,
Rabbisine olan kulluk görevini yapar o seçilir işte.
Cenabı Hak, “le kad halaknel insane fi ahsen-i takvîm, biz insanı
kıymetli halk ettik, biz insanı büyük halk ettik, güzel güzellerin
güzeli halk ettik, en güzel biçimde halkettik
11
”, buyuruyor.
Ama hangi insan?
Şeriatı, tarikatı, hakikati, marifeti olan insan hem büyüktür, hem
güzeldir, hem de kıymetlidir.
Nedir onun kıymeti?
Zaten umumi olarak insanlar bütün mükevvenatta seçilmiştir.
Halkiyette mesnuatında; cemadat, nebâtat, mahlûkat var. Allah'ın
halkiyeti üçe ayrılıyor:
Cemadat yer cismi, yerde olanlar.
11 Tin 95:4
Dostları ilə paylaş: |