152
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
Yansız olabilmeyi överek ilerleyelim:
Malmîsanij takma adı ile yazan Kürt
yazar Mehmet Tayfun, Said-i Nursi’yi
yansızca, sansürlemeden ele alabil-
miştir “
.” “
”
15
Bilim doktoru derecesi alan ilk Orta-
doğulu olan Kemal Mazhar Ahmed’in
yıllar önce yapabildiği şu özeleştiri
gözden kaçırılmamalı ve ders alına-
bilmelidir: “
”
...“
”
16
Bu özeleştiri Türkleri
aklamıştır denilebilir mi? Yoksa öze-
leştiri yapmaya özendirir mi? PKK bir
terör örgütü değil demek yansız bir
tutum olabilir mi? Jitem konusu ince-
leyen yanlılığını sürdürebilir mi?
17
18
Diyarbakır Cezaevi dehşeti nasıl yad-
sınabilir?
19
Ülkemiz solcuların sağcı,
sağcıların da solcu yeğlemelerle seçim
sandığına gidebildiği gözlenen, dina-
mikleri kolayca anlaşılamayacak, çö-
zülemeyecek nitelikte olan bir ülkedir.
Türk-Kürt ayrışması şeklinde yaşa-
nan sorun çok katmanlıdır ve farklı
15
Said-i Nursi ve Kürt Sorunu (1991).
İstanbul: Doz Basım ve Yayıncılık. (ss.39,83)
16
Ahmed, K.M. (1975)
Ankara: Berhem
Yayınevi. (ss. 62-63)
17
.
09.Temmuz.2011http://www.radikal.com.
tr/turkiye/ve-devlet-jitemi-resmen-kabul-
etti-1055684/
18
çıkan
üstünü örtüyorlar. 10.Temmuz. 2011 http://
haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/her-tarafi-
ayyuka-cikan-jitemin-hala-ustunu-ortuyorlar-
haberi-44375
19 Hines, N.
. The Times. http://web.archive.
org/web/20110805121414/http://www.
timesonline.co.uk/tol/news/uk/crime/
article3832983.ece
alanların uzman görüşlerini gerektirir
kuşkusuz; ancak, insan kendisinde
gizil olan ussal doğasına yetkinlikle
ulaşabilmek için devlete gereksinim
duyar; devleti özbilinçli yurttaş top-
lulukları olarak yönlendirir ve kendi
istencini devletin edimi olarak izler.
Bu durumda o ya da bu düşünce değil
evrensel yasaları temel alan düşün-
menin yansıması olarak sivil toplum
örgütlenmeleri, mesleki örgütlenme-
ler, sendikalaşma, partilerin gençlik
kollarının kurulması, bilim-sanat-fel-
sefe gruplarının etkinlik kazanması,
toplumun iç dinamiğinin organik bir
göstergesi olarak eş deyişle devle-
tin istencinde kendini gösterebilme-
si önemlidir. Bu yönde bir anlayış
ile terör aracılığı ile kendi istenci ile
uyumsuz hâle getirilmiş, baskılanmış
Kürtlerin, özbilinçli olarak yönetimin
yasama ayağına katılabilmelerinin
ve bunun sürdürülebilir olmasının
ne denli önemli olduğu anlaşılabilir,
yüzlerce yıllık bir geçmişin sağlıklı
çözümlemesi yapılmadan tikel istek,
sanı ve Özbilinçsiz yorumlar yap-
maktan kaçınılmalıdır. Oysa, yurttaş
düzeyinde bu sorun sorumlulukların
devredildiği, dürtüsel, keyfi bir düz-
lemde ele alınmaktadır; yanlı tutum
iç savaşların beslendiği fay hatların-
dandır, mikro-milliyetçilik virusuna,
bağışıklığı zayıflamış bir beden sun-
mamak, bu yönde sorumluluk almak
önemlidir. Büyük Ortadoğu Projesi
bağlamında, bir dönemin olanaklılı-
ğı, günümüzün ise realitesi olan etnik
provakasyonlara karşı dikkatli olun-
ması konusunda sağduyu çağrıları
yeni değildir. Kışkırtıcı tutumların
tetiklediği iç çatışmaların olabileceği
uyarıları uzun zamandır yapılmakta-
dır.
20
Yalnızca, Osmanlı İmparatorlu-
ğu ile o dönemin Rusyası, Hıristiyan
mezheplerinin fay hatları, Birinci
Dünya Savaşı, Soğuk Savaş Dönemi
ve sonrası, İkiz Kuleler’den sonra
başlayan “Yeni Dünya Düzeni” ve
bu parametrelere bağlı olarak değişen
“hinterland” bölgeleri, fay hatları ile
ilgili kapsamlı bir çözümleme şu anda
Türkiye’nin Doğusunda olanlar ile
20
Bilgin, F.
.
İstanbul: İlk Yayınları
ilgili daha sağlıklı bir yorum olanağı
verebilir. Özdeşlik Ayrımdan soyut-
landığında anlak Özdeşliğidir; eği-
timli yurttaşların bile korteks baskısı-
nın kalktığı durumlarda içine düştüğü
yanlılık, “Batı”nın, dünyanın içinde
düştüğü durumdan Özsel olarak ayrı
değildir. Ülkemizde halklar değil halk
vardır, ortak çıkarları birbirine bağlı
bir yurttaşlar bütünü olarak, genetik
olarak, kültürel olarak, psikolojik ola-
rak içiçe geçmiş bir halkın unsurları
olmaları bakımından bölünmeleri,
aralarına sınır çekmeleri
. Kuşkusuz, hukuk devletinin
yaşamın bir realitesi olduğu, insan
haklarına saygılı yönetimlerin edim-
lerinde vatandaşın kültürel açıdan
gelişmesine ve kendisini özgürce
ifade edebilmesine olanak tanındığı,
turizmin canlandığı, sürdürülebilir
iş yatırımlarının arttığı bir Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
aşamasının sağlıklı ilerlediğinin gös-
tergeleri olacaktır. Bu da sağlıklı bir
aşamasının şimdiden
geçildiğini imler. İlk iki aşamanın ar-
tık geriye dönülmemek üzere geride
bırakılması yerinde olur. Üçüncü ve
beşinci aşamalar arasında geçişler
olması ve zaman zaman beklenen-
den daha geriye düşmek biçimsel
anlamda gerilemek olarak fenomen-
ler dünyasına çıksa da gerçekte elde
edilen kazanımlar her zaman deneyim
olarak kendilerini korurlar. Geriye
gidişlerin birisinde 2500 yıl öncesi-
ne gidip, Kreon’a “
” diye seslenen
Antigon’u işitebilmek dileğiyle.
Hegel’in ardında bıraktığı ka-
lıtı, özbilinçli bir yurttaş olarak kusur-
suz bir Türkçeye çevirerek, bize bu
varsıllığın kapısını açan Sayın Aziz
Yardımlı’ya gönülden teşekkür ede-
rim, ekinimize katkısı yadsınamaz.
Dostluğumuzun ilk gününden
bugüne dek beni bütünsel düşünmeye
yönlendirmekten bir an bile vazgeç-
meyen ve böylece kavrayışımı geliş-
tiren değerli dostum Sayın Metin Bo-
baroğlu’na minnettarım.
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni
Dostları ilə paylaş: |