Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
25
“
Misafir olarak geldiler, üç gün-
den sonra toplum olarak azıdiş-
lerimizi onlara gösterdik. Uma-
rım geri dönebildiklerinde bana hep o
anlattıkları yemyeşil tarlalar üzerinde
kırmızı gelincikleri görebilirler.”
Endişeli gözler, tedirgin duruşlar,
kabuk bağlamış özlemler, hayattan
kovulmuş insanlar... Mültecilerin
yaşadıklarına dram deyip geçiveriyo-
ruz bazen, başımızı çevirmek kolay
geliyor. Oysa yanı başımızda hayata
tutunmaya çalışanlar aslında çok da
bir şey beklemiyor bizden. Gözleri-
ne bakalım istiyorlar, ellerini tutalım,
sözlerini dinleyelim. İşte
bu
bakışın kitabı. Suriye’den kaçıp bize
sığınmış insanların nerede, nasıl ya-
şadıklarının tanığı bu kitap.
Misa-
’de anlatılan onların, ama cesareti-
miz varsa, bizlerin de hikâyesi.
Uzun yıllar zor coğrafyalarda fo-
toğraf çeken Kerem Yücel, Suriye-
li mültecilerin ülkelerini terk edip
Türkiye’ye sığındıkları ilk zaman-
lardan beri yaşamlarını fotoğraflıyor.
Doğdukları yerleri terk ederek, yeni
bir yaşama başlayabilmek için Tür-
kiye’ye sığınan mültecilerin yaşadı-
ğı zor şartlara tanıklık eden Kerem
Yücel, daha sonra bu hikâyelerin
peşini bırakamadı ve onların zor ya-
şamlarına ortak oldu. Kerem Yücel
ile ekmeklerini bölüşen mülteciler
yaşadıklarını bizlere anlatabilmek
için Yücel’in objektifinin karşısına
geçtiler.
Her bir fotoğrafın farklı bir hikâye
anlattığı bu kitapta metinler de Serdar
Korucu’ya ait.
İstanbul’da doğdu. Mühendis ola-
rak yer aldığı projelerde Anadolu’da
yaşayan kültürleri ve coğrafyayı an-
lamaya çalıştı. Fotoğraf onun için
bir uğraş değil, tekrar hatırlaması ve
belgelemesi için bir araç oldu. Bu il-
gisi nedeniyle 2006 yılından beri fo-
toğrafçı olarak hayatını sürdürüyor.
Daha çok sosyal, kültürel ve çevre
konuları üzerine yoğunlaşan fotoğ-
rafçı, Pakistan depremi sonrasında
Keşmir’de depremden sonra uzun
süre bölgede yaşadı, doğanın ve sa-
vaşın hüküm sürdüğü bu topraklar-
dan hikâyeleri fotoğrafladı.
Keşmir sonrası Orta Asya ve Orta
Doğu’da devam eden insanî yardım
projelerinde yer aldı. Bugün Atlas
dergisi için çektiği fotoğraflar yerli
ve yabancı ajanslar tarafından ya-
yınlanıyor. Birleşmiş Milletler (UN),
Avrupa Birliği İnsanî Yardım Orga-
nizasyonu (ECHO), Diakonie -Mal-
teser- Help- JICA, CAN-EUROPA
ve Hayata Destek Derneği (STL)
gibi uluslararası yardım örgütleri
için çalışmaya devam eden Kerem
Yücel Orta Asya, Afrika, Orta Doğu,
Arabistan yarımadası ve Kafkaslarda
yerli ve yabancı dergiler için fotoğ-
raflar çekiyor. Anadolu’da Hayat,
The Misafir, Hoşgeldiniz, İsli Gele-
cek sergileri birçok ulusal ve ulusla-
rarası festivalde sergilendi.
Fotoğraflar:
Kerem Yücel
Metinler: Serdar Korucu
Tür:
Fotoğraf
Sayfa sayısı: 95 Sayfa
Yayın tarihi: 5 Nisan 2016
Kaynak: Can Yayınları Basın
Bülteni
’den Suriyeli mültecilerin yeni hayatlarını gözler önüne seren bir fotoğraf kitabı:
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni
28
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
: Hoş geldiniz.
: Hoş bulduk. Nasılsınız? İyi misiniz? Herkes iyi gö-
rünüyor, aydınlık bir yer burası; hem ışık alıyor, hem de
insanları güzel.
: Teşekkür ederiz.
: Kaç kişi barınıyor burada? Nasıl bir yer burası?
:: Ben burada öğretmenim. Khaled Bey burada mü-
dür. Burada anaokulundan lise 1’e kadar 400 öğrenci eği-
tim alıyor.
: Aileler dışarıda çalışıyor çocukları da buraya bıra-
kıyorlar, öyle mi?
: Evet. Burası okul olmadan önce,
burada 30 tane öğrenci vardı. Aileleriyle birlikte burada
kalıyorlardı, ve öğreniyorlardı. Bu çevrede başka okul
olmadığı için buraya çok fazla çocuk gelmeye başladı.
Burayı büyüttük ve aileleri dışarı aldık. Aileler dışarıda
ev kiraladılar.
: Özel bir destek mi alıyorsunuz yoksa devlet tarafın-
dan mı destekleniyor burası?
KA: Devlet desteği almıyoruz. Özel destek alıyoruz. Ge-
çen yıl özeldi; ama bu yıl UNICEF Milli Eğitim aracılı-
ğıyla bizimle bağlantı kurarak öğretmenlere maaş verme-
ye başladı. 2 aydan beri böyle.
: Leyla Hanım siz Suriye’de ne yapardınız?
: Ben Türküm ama Suriye’de yaşıyordum, olaylardan
sonra buraya geldim. Orada Türkçe-Arapça özel dersler
verirdim ama öğretmenlik yapmıyordum. Orada muhtaç
değildik.
:
Khaled Bey, siz orada ne yapardınız?
KA: Hukuk okudum; ama avukatlık yapmadım, ticaretle
uğraştım. İyi bir işim vardı. Olaylar olunca buraya gel-
dim. Arkadaşlarıma yardım etmek istedim. Türkiye sını-
rında çok çalıştım, çok yardım ettik. Maraş’ta okul yaptık.
Antep’te, Reyhanlı’da Urfa’da çocuklar için okul yaptık.
Maraş’ta Türklerden daha fazla Suriyeli vardı, onun için
çocuklar için okul yaptık. Sınırdayken çok fazla yardım-
laşma olduğunu gördüm. Sınırdakiler İstanbul’da olanları
çok zengin ve çok rahat zannediyorlar, hâlbuki öyle değil.
O sebeple buraya geldim.
: İstanbul’da daha çok para ve çalışma olanağı var
gibi görünüyor.
KA: Evet İstanbul’da daha fazla çalışma olanağı var, ben
bu semti seçtim çünkü herkes gelip merkezde oturuyor,
merkezde bir okul açıyor; ama bu çevrede okul yok. Ço-
cuk sayısı çok ve hepsi de çok fakir. Bu çevreden çok gü-
zel çocuklar seçtik.. Çok çalışkanlar, öğrenmek istiyorlar,
gelenlerin hepsi çok zeki maşallah. Gelen aileler de çok
kültürlü, zengin aileler ama her şeylerini kaybetmişler.
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Düşünüyorum Bülteni