Çİn y a z I s I y L e yazilmiş b a r b a r glossalari m e s e L e s I



Yüklə 260,91 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/11
tarix27.10.2017
ölçüsü260,91 Kb.
#7055
növüYazi
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

322 L. LİGETİ 

Barköl'e kadar Kuzey Moğolistan'ı, bütün Kuzey Çin'i ve Hingan bo­

yundan Sibirya'yı kucaklar. Bu muazzam kronolojik ve coğrafî çerçeve 

içinde, Hiung-nu veya  H u n diline ait olduğu söylenen her kelimenin Hiung-

nu imparatorluğunun Hunca ile alâkası olmıyan barbar dillerinden birine 

değil de, Mao-tun'un diline ait olduğunu bize kim temin edebilir ? 

IV. asra ait bir cümlelik bir "Hiung-nu glossası" vardır. Bu glossa 

ile son olarak Ramstedt uğraşmış



1

 ve buna istinaden Asya Hunlarının 

dilinin Çuvaş hususiyetleri taşıyan bir Türk dili olduğunu ispata çalış­

mıştı. Ramstedt'in izahını bir tarafa bırakalım. Tarihî hâdiseleri göz önün­

de tutacak olursak, bu hükmün acele verilmiş olduğunu anlarız. M. s. 

Hunların güney imparatorluğundan Kuzey Çin'de Pei  H a n veya C'ien 

Çao sülâlesi kuruldu. Bu sülâle Mao-tun'dan geldiğini — doğru veya 

yanlış olarak— ileri sürer. Bu ilk barbar sülâlesinin yerini Hou Çao sülâlesi 

almıştır. Hou Çao sülâlesinin kurucusu, vaktiyle Pei  H a n sülâlesinde yüksek 

bir yer işgal etmişse de, bu sülâle ile hiçbir münasebeti yoktur.  H a t t â başka 

bir boya (veya kabîleye) mensup olduğu muhakkaktır. Çin kaynaklarında, 

bu boya (kabîleye) Ho adı verildiği de açıkça kaydedilmiştir. Pei Han'ın 

son ve Hou Çao'nun ilk barbar hükümdarı arasında çetin bir mücadele 

cereyan etmiştir. Hou Çao hükümdarı katî savaşlardan birinden önce 

Hindistan'dan veya İran'a bağlı İç Asya'dan 310 da sarayına gelen ve bir 

Budist rahibi olan müşavirinden fala bakmasını istemiştir. Burada bahsi geçen 

glossa, bu Budist rahibinin Ho dilindeki geleceğe ait haberini ihtiva eder. 

T i n g - l i n g ,  W u - s u n ,  W u - h u a n  . . . dilleri hakkında buna benzer 

fikirler bile ileri sürülemez. Çünkü bu hususta sadece birkaç glossa vardır. 

Bahis mevzuu sahalarda, meselâ Dış Moğolistan'da, Moğolistan'ın Sibirya 

ile temas eden uclarında ve Sibirya'da ne gibi dillerin bulunması icabettiğini 

aydınlatmadan, bu glossalardan katî bir netice çıkarılamaz. 

Sibirya'yı ele alalım. Burada, meselâ Minusinsk havzası çevrelerinde 

Fin-Uğurlar veya Samoyedler yaşıyabilir miydi ? Fin-Uğur dilleriyle 

uğraşanlar bugün bu suali katî olarak menfi şekilde cevaplandırıyorlar. 

Fakat Ob Uğurlarının antropolojisinde,, bugün tamamiyle yok olmuş 

birtakım Paleosibirya kavimlerinin izleri vardır. Bunlar kimler olabilir 

ve ne gibi bir dil konuşabilirler ? Altay dilleriyle uğraşanların, Sibirya'da 

yaşamış Türklerden, Moğollardan haberi yoktur. Tonguzların substratunı 

dilini kimler konuşmuştur ve bunlar nerede yaşamışlardır ? Herhalde, 

Sibirya'da ve Kuzey Moğolistan'da da birtakım unutulmuş diller bulundu­

ğunu göz önünde tutmak icabeder. Paleoarktik diller, Asya'ya Amerika'dan 

mı gelmiştir ? Acaba eskiden bu diller güney ve batıya doğru daha fazla 

yayılmış değiller miydi ? Yukagir probleminin, Bouda ve Collinder'in

1

 G. J. Ramstedt, Über den Ursprung der türkischen Sprache : SFAW 1935, 



81—91. Bk. Ligeti : Magyar Nylev XXXV (1939), 59. 

2

 K. Bouda, Die finnisch-ugrisch—samojedische Schicht des Jukagirischen: Ung. 



Jahrb. XX, 71—93. B. Collinder, Jukagirisch und Uralisch : Recueil de travaux publie 

par l'Universite d'Uppsala. Leipzig, 1940. 




ÇİN YAZISİYLE YAZILMIŞ BARBAR GLOSSALARI MESELESİ 323 

müdahalesinden sonra kabule şayan bir neticesi var mıdır ? Bugün aşağı 

yukarı 1.000 nüfustan ibaret olan Yenisey Ostyakları, Sayan çevresinden 

Buz denizi kıyılarına birkaç yüz yıl önce çekilmişlerdir. Bunların en yakın 

akrabaları olan Kott'lar, Asan'lar, Keştim'ler ancak yüz yıl önce ölmüş­

lerdir. Acaba bu ayrı dil ailesi, vaktiyle tarihte daha büyük bir rol oyna­

mamış ve bozkır kabîleleriyle temasta bulunmamış veya bizzat bozkır 

çevresinin kuzeyine girmemiş midir? 

Bütün bunları ciddî surette düşünmek icabeder. Çünkü İsa'nın doğumu 

sıralarında ve İsa'nın doğumundan sonraki ilk asırlarda kuzey barbarlarına 

ait Çin yazısiyle yazılmış glossalar meselesinde, Kuzey Moğolistan ve 

Güney Sibirya'nın eski dil durumu ana çizgileriyle aydınlatılmadan ciddî 

bir netice elde edilemez. 

8. Bu şekilde hareket edildiği takdirde, Çin yazısiyle yazılmış barbar 

glossalarının rehberliğinden de istifade edilebileceği anlaşılıyor. 

a) Vakitsiz ölen seçkin Çin âlimi Wang Kuo-wei, bir araştırmasında, 

Çin'lilerin Hiung-nu'larla yaptıkları ilk savaş sırasında öğrendikleri giyim 

eşyalariyle etraflı surette meşgul olmuştur. Ananeye göre, Çin'liler bu eş­

yaları Hunların askerî taktiği ile birlikte Çao sülâlesine mensup Wu-ling 

devrinde almışlardır. Çin kaynaklarında bu yabancı eşyaların barbar 

dillerindeki adları da kaydedilmiştir. Wang Kuo-wei bunların adlarını 

dikkatli surette toplamış ve Çin kaynaklarındaki mukadderatlarını taki-

betmiştir. Bu kelimelerden bir kısmının Çincede uzun zaman kullanıldığı 

anlaşılıyor. Wang Kuo-wei'in eserlerinin toplu olarak neşredilmesi müna­

sebetiyle yazdığı bir yazıda, Pelliot bu meselelerden etraflı surette bahset­

miş ve bunlara yeni kaynaklardan topladığı kıymetli tanıklar ilâve etmiştir.

Bu giyim eşyaları arasında, ata binmek için Çin papucundan çok 



daha elverişli olan uzun konçlu çizmeye de tesadüf edilir. Bu çizmeye 

barbar (Hu) dilinde so-to adı verilir. Shiratori, Hiung-nu glossaları hakkın­

daki eserinde, bu kelimeden de bahsetmemiştir. Pelliot'ya göre, bu keli­

menin eski telâffuzu sâk-d'ak'tır. Yine ona göre, bu kelimenin barbar 

dilindeki şekli *sağdaq olabilir. Lâkin Pelliot bu kelimenin izahını yapa­

mamıştır. Zira Hiung-nu diline ait izahlarda şimdiye kadar göz önünde 

tutulan Türk ve Moğol dillerinde ses ve mâna bakımlarından buna benzer 

bir kelime yoktur. Bunun gibi, Tonguz, Samoyed dillerinde ve paleoarktik 

dillerde de buna benzer bir kelimeye tesadüf edilmiyor. Yalnız bir dilde, 

Yenisey Ostyaklarının dilinde, buna benzer bir kelime vardır. 

Castren'e göre, Yenisey Ostyakçasının İmbazk ağzında sâgdi kelimesi 

'Stiefel mânasına gelir. Bu kelimeye Yenisey Ostyakçasının Bachta ağ­

zında sâgdi şeklinde tesadüf edilir. Ne yazık ki elimizde bu hususta başka 

hiçbir bilgi yoktur. Yenisey Ostyakçası ile akraba olan Kottçada bu keli­

meye tesadüf edilmiyor. Bunu acınarak kaydediyoruz. Zira geniş mâna-

1

 P. Pelliot, L'eclition collective des oeuvres de Wang Kouo-wei: T'oung Pao XXVI 



(1929). 113—182. 


324 L. LİGETİ 

siyle Yenisey Ostyak dil ailesinin ne Sibirya'da, ne de başka bir yerde 

akrabaları bulunamamıştır.

1

 Bu suretle, bu kelimenin tarihi hakkında 



hiçbir dayanak elde edilemiyor. 

Bu karşılaşmayı bu şekli ile bile zikre lâyık saydık. Yalnız, buna 

istinaden Hiung-nu ve Yenisey Ostyak dilleri arasında bir yakınlık veya 

akrabalık bulunduğu ileri sürülemez. Hiung-nuca *sağdaq bir kültür keli­

mesidir. Bu kelime, uzun konçlu çizme modasının hüküm sürdüğü sıralarda, 

Çinceden başka diğer dillere de geçmiş olabilir. Bundan bir ders alabiliriz : 

Hiung-nu glossalarını izaha çalışırken yalnız Türk ve Moğol lügatlerine 

bağlanmamız doğru değildir. Daha uzak sahaları da göz önünde tutmak 

şarttır. 

b) Burada bahsetmek istediğimiz ikinci glossa, daha sonraki asırlara, 

aşağı yukarı M. s.  X — X I . asırlara aittir. 

Kıtay diline ait glossalar arasında 'demir' mânasına gelen ho-şu keli­

mesine rastlanır. Shiratori, yukarda zikredilen eserinde, bu kelime ile 

meşgul olmuş, Türkçe ve Moğolca temur (sic !) 'demir', Mançuca sele, 

Tonguzca shulle (sic ! Klaproth'a göre) kelimelerini zikretmekle iktifa 

etmiştir.

2

 Burada O. Franke'nin fikrini hatırlamamak elden gelmiyor. 



Franke, Shiratori'nin bu türlü izahlarına "vahşi etimoloji" adını vermişti. 

Hakikaten, zikredilen şekillerin Kıtay kelimesiyle alâkalı olmadığını katî 

surette anlıyabilmek için, bu dilleri bilmeğe lüzum yoktur. 

Buna rağmen, Shiratori'nin Kıtayca ho-şu kelimesi hakkındaki ufak 

yazısının okunması faydalı bir şeydir. Bu yazıda Sin T'ang-şu'nun meşhur 

bir pasajı zikredilmiştir : Kie-kia-se (Kırgız ; Sh. bunu yanlış olarak 

Hia-kia-se okumuştur) kabilesinden bahseden bölümde, bu kabilenin 

oturduğu sahada yağmur yağdığı zaman, yağmurla birlikte demir yağ­

dığından da bahsedilir ki buna Kırgız dilinde kia-şa adı verilir. Kırgızca 

kia-şa'nın Kıtayca ho-şu ile alâkalı olduğu muhakkaktır. 

Bu glossaların eski telâffuzları kolayca tesbit edilebilir. Ho-şu kelimesi, 

yazıldığı tarihte, yani  X I I — X I I I . asırlarda ğa-c'u diye telâffuz edilmiştir 

(ikinci hece -şu da olabilir). Buna göre, bu kelimenin Kıtay dilinde *xaçu 

veya *xaşu şeklinde kullanıldığı anlaşılıyor.

3

 T'ang devrine ait kia-şa keli-



1

 A. Castren, Versuch einer jenissei-ostjakischen und kottischen Sprachlehre. 

St. Pbg., 1858. Hgb. von A. Schiefner. 185, 187. s. G. J. Ramstedt (Über den Ursprung 

der sog. Jenissei-ostjaken : Journal de la Societe' Finno-Ougrienne XXIV, 2) Yenisey 

Ostyaklarının diliyle "Hindiçini" dilleri arasında derin bir benzerlik bulunduğunu iddia 

etmiştir. Kai Donner (Beitrâge zur Frage nach dem Ursprung der Jennissei-Ostjaken : 

Journal de la Societe Finno-Ougrienne XXXVII, 1) Yenisey Ostyaklarının diliyle Tan-

gutça arasında büyük bir yakınlık bulunduğunu ileri sürmüştür. Bu araştırmalarda ileri 

sürülen fikirler yanlıştır. Donner'in yazısı gülünç hata ve yanlışlıklarla doludur. 

2

 Shiratori, a.e. 42—43. 



3

 Bu kelimenin rekonstrüksiyonu çok enteresan meselelerle bağlıdır. Zira işaretlerin 

rekonstrüksiyonunu yaparken, dil tarihi hudutlarının temasını ve telâffuzun "kaideye ay­

kırılığını" nı da unutmamalıyız. İki işaretin (III. devre ait) okunuşu (n° 

73, 1 ve 903, 1). Eski Mandarincede ğo-c'u şekline tesadüf ediyoruz. Bk. Dragunov, a.e. 



ÇİN YAZISİYLE YAZILMIŞ BARBAR GLOSSALARI MESELESİ 325 

meşinin eski şekli kâ-şa'dır. Bu kelimenin Kırgızca şekli *qaşa veya *qaş 

olabilir. 

Shiratori'nin bu kelime karşısında şaşırıp kalmasını takdir ede­

biliriz. Çünkü bu kelimeye bugün Türk ve Mançu dillerinde tesadüf 

edilmediği gibi, Kıtay dili bakımından büyük bir kıymeti olan Moğolcada 

da buna benzer bir kelime yoktur. Yalnız, Mançurya'nın kuzey kesiminde 

konuşulan arkaik bir Moğol dilinde, Dahurcada, bu kelime kullanılır. 

İvanovskij'in, Shiratori'nin bilmesi icabeden  D a h u r lûgatçesinde 

'demir' kelimesine tesadüf edilir. Bu eserin sonuna ilâve edilen Bargu 

lûgatçesinde bu kelime şeklinde zikredilmiştir.

1

 Poppe'nin Hailar 



lûgatçesinde ve Hailar ağzına  d a y a n a n — M a n ç u yazısiyle yazılmış— 

Dahur lügatinde bu kelimenin bulunmaması gayet tabiîdir. Zira evvelce 

başka bir yerde de söylediğim gibi, bu ağızda birçok arkaik ses hususiyetleri­

ne ve eski kelimelere rastlanmaz.

2

  D a h u r ağızlarına gelince, Tsitsikar 



ağzında Bordo ağzında şekillerini tesbit ettim. Mançurya'da 

topladığım Mançu yazısiyle yazılmış  D a h u r metinlerinde qaso şekli vardır. 

Esasen bütün bu şekiller, sadece bir tanık sayılabilir. Çünkü Dahurların 

yakınında oturan Bargalar bu kelimeyi Dahurlardan almışlardır. Yalnız 

795; n° 604 ve 635.'Phags-pa yazısiyle ğo-çü- diye yazılmıştır (a.y.). Kelime Çin ses tarihi 

bakımından iki mesele arz etmektedir. a) Eski Mandarincenin ve 'Phags-pa yazısının müş­

terek şehadetine göre, birinci hecenin vocalisi o-' dur. Buna rağmen, biz tereddüdetmeden 

barbar a'sı kıymetinde bir -a (â) ile yazdık; çünkü Çincede kelime sonundaki -o, eski 

a'ya nispetle yeni bir sestir. Bu inkişaf uzun zaman devam etmiştir ve muhtelif kay­

naklar göz önünde tutulduğu takdirde kronolojik kararsızlıklar bile göze çarpmakta­

dır. İlmî eserlerde şimdiye kadar bu meseleden bahsedilmemiştir. Mamafih iddiamızı 

ispat için, elimizdeki bol malzemeye dayanarak, Çince kelimelerdeki bugünkü -o'nun 

Yüan devrinde bile -a diye okunduğunu hemen ilâve edelim. Çin yazısını kullanamadı­

ğımız için misallerin sıralanması kolay değildir. Bu sebeple, Yüan devri transkripsiyoniy-

le yalnız bir Moğolca kelime zikredeceğiz. Bu kelimeyi İshida Mikinosuke tarafından 

gaku söhen'in I.(Osaka,1934) cildinde (1—26) neşredilen Yüan devrine ait Çi yüan 

yi yü'den alıyoruz. Moğolca 'aladoğan" mânasına gelen kelime, bugün ho-li-ç'ai-ho diye 

okunabilir. Moğol yazı dilinde garçiğay şeklinde yazılan bu kelimenin Yüan devrinde gar-



ça(i)qa diye okunması icabeder. Birinci ho, ho-şu kelimesinin başında gördüğümüz ho hece­

sinden farksızdır (Karlgren n° 73,2). Üçüncü hecedeki ho'dan yukarda bahsetmiş ve bu 

işaretin T'ang devrinde Türkçe alp 'kahraman' kelimesinin transkripsiyonunda kulla­

nıldığını söylemiştik. Eski Mandarincede ve 'Phags-pa transkripsiyonunda bu hecelerin 



-o ile sona erdiği anlaşılıyor. Fakat lûgatçinin bu işaretlerle -a sesini ifade etmek istediği 

muhakkaktır, b) Kıtayca, Kince, Moğolca transkripsiyonlarda ikinci problem de zor­

luklara sebep olur (Meselâ biçeçi 'kâtip, yazıcı' kelimesi gibi.Bk.Pelliot Journal Asiati-

que 1930 11,257). Kelime başındaki sesin c' olduğu muhakkaktır. Bu ses barbar dillerin­

deki ç-'nin karşılığıdır. Yalnız, lûgatçi Kıtayca kelimede ç- veya ş- yazmak istemiş olabilir. 

Bu meseleyi katî surette halledebilmek için, Kıtaycanın Çinceden başka bir alfabe ile ya­

zılmış kaynaklarına müracaat şarttır. 

1

 A.O. İvanovskij, Mandjurica (St. Pbg.,1894),50,76. 



2

 N.N. Poppe, Dagurskoe nareçie. Lgd., 1930; yine onun, Über die Sprache der Da-

guren:Asia Major X (1934), 1—10,183—220; bilhassa 120. sahifeye bakınız. Ligeti: Nyelv-? 

tudomânyi Közlemenyek XLVIII, 148—159; Rapport preliminaire, 41—43. 




326 

L. LİGETİ 

Dahurlar arasında kullanılan ve eski bir kültür kelimesi olduğu anlaşılan 

xaso, qaso kelimesi, Moğol kelime haznesine ait bir kelime olamaz. 

Bu kelimeye ilk defa Kıtay dilinde rastlanır. Kıtay ve Dahur dilleri ara­

sında birtakım münasebetler bulunduğunu biliyoruz. Kıtay dilinde bir­

takım tipik Mançurya ve "kuzey" kelimeleri vardı. 'Demir' mânasına 

gelen bu kelime de bunlardan biridir. 

Sonra,  V I — V I I . asırlara doğru bu kelimeye Kırgızcada *qaşa veya 



*qaş şeklinde tesadüf edilir. Bu kelime, Kırgızların sonradan öğrendikleri 

Türkçeye ait bir kelime olamaz. Bunun Kırgızların eski diline ait bir 

varlık olduğu anlaşılıyor. Kırgızların eski diliyle Yenisey Ostyakçası arar 

smda münasebetler kurmak istiyen birtakım araştırıcılar vardır. Herhalde, 

Yenisey Ostyakçasında (e 'demir') ve Kottçada (t'ip 'demir') 'demir' 

mânasında buna benzer bir kelime yoktur. 

Eski Kırgızca *qaşa, *qaş kelimesi coğrafî bakımdan Sayan dağları 

sahasına bağlanabilir. Bu durum karşısında,  V I — V I I . asırlarda aynı 

sahalarda yaşamış olması muhtemel diğer dilleri göz önünde tutmak 

yersiz olmaz. 

Burada geniş mânasiyle Yenisey Ostyak dil ailesinden bahsedilemi-

yeceğini yukarda söylemiştik. Bu sebeple, Samoyed dillerini ele aldık. 

Burada büyük bir hayretle Ostyak Samoyedleri arasında 'demir' mâna­

sında kues (Castren) kelimesinin kullanıldığını gördük. İlk olarak, bu 

kelimenin başındaki k- sesi izaha muhtaçtır. Samoyedcede karakteristik 

bir gelişmeden çıkmış olan bu ses, Fin - Uğur dilleriyle uğraşanlar tara­

fından secondaire bir ses sayılır ve sonraki devirlerde ortaya çıktığı ileri 

sürülür. Hakikaten, Castren 'demir' mânasına gelen bu kelimenin diğer 

Samoyed dillerinde aşağıdaki şekillerde kullanıldığını tesbit etmiştir: Yur. 

Tav. basa; Yen. bese ; Kam. baza.



1

 Bu kelime Fin-Uğur 

dillerinde de kullanılır. Macarca vas 'demir' kelimesi de bu şekillerle alâ­

kalıdır.


2

 Fin-Uğur dilleriyle uğraşan araştırıcıların fikirlerine rağmen bu 

kelimeyi Kıtay ve Kırgız tanıklariyle birleştirmemizin birkaç sebebi var­

dır : a)  V I — V I I . asırlarda Sayan dağları çevresinde Samoyedlerin yaşa­

dıkları tahmin edilebilir ; b) Moğol ve Samoyed dilleri arasında bundan 

önce varlığı ileri sürülen münasebetler de burada cereyan etmiştir. Bunu 

ispat etmek için Ramstedt'e borçlu olduğumuz

3

 ve tesadüfen aynı fonetik 



1

 A.Castren-—A.Schiefner, Wörterverzeichnisse aus den samojedischen Sprachen. 

St.Pbg., 1855. 214. Samoyed diline ait bütün şekiller Kai Donner (ülber die anlautenden 

labialen Spiranten und Verschlusslaute im Samojedischen und Uralischen: Memoires 

de la Societe Finno-Ougrienne XLIX,45,132) tarafından toplanmıştır. 

2

 Szinnyei,Magyar nyelvhasonlitâs.7. basım.44,112.E.N. Zur Frage nach 



der Verwandschaft der finnisch-ugrischen und samojedischen Sprachen Journal de la 

Societe Finno-Ougrienne XXX, 5:87.H.Paasonen,Beitrâge zur finnisch-ugrisch—samo­

jedischen Lautgeschichte,244,290. 

3

 G.J.Ramstedt, Zu den samojedisch-altaischen Berührungen: Finnisch-ugrische 



Forschungen XII.Ramstedt eski fik rini son zamanlarda Kalmückisches Wörterbuch 


ÇİN YAZISİYLE YAZILMIŞ BARBAR GLOSSALARl MESELESİ 327 

problemle alâkalı olan bir misali zikretmekle iktifa edelim: Moğolca gedesün 

'karın', Ostyak - Samoyedce 'Darm', 

Yur. Tav. Yen. bere, bede ;  K a m . bedii. 

Bu etimolojiyi vermekle takibettiğimiz maksat, sık sık tecrübe edilen 

Türk - Moğol patikası çıkmaza saptığı zaman, başka yollar aramak lü­

zumunu ortaya koymaktı. Buna rağmen, arasıra yanlışlara düşülebilirse 

de, yeni ve inandırıcı neticelere varmak için bu tehlikeyi göze almak 

lâzımdır. 

9. Çin kaynaklarında tesadüf edilen barbar dillerinin araştırılması 

ile alâkalı müşahadelerimizi hulâsa edelim. Glossaların rekonstrüksiyonunu 

her şeyden evvel Çin dili tarihini göz önünde tutarak yapmak lâzımdır. 

Eski Çin telâffuzu kelimeleri "tanınmıyacak hale" sokmaz, sadece arasıra 

substitutio tatbik eder. Bu suretle barbar kelimelerinin rekonstrüksiyonu 

güçleşir. Substitutiodan çıkan güçlükleri azaltmak için, araştırılan barbar 

dilinin tarihini bilmek icabeder. Bu sebeple, şimdiye kadar meçhul kalmış 

barbar dillerinin araştırılması daima verimli olmaz. Bu dilleri aydınlatmak 

maksadiyle, araştırmalarımızı derinleştirmek ve eldeki bütün vasıtaları 

kulllanmak suretiyle Kuzey Moğolistan'ın ve Güney Sibirya'nın eski dil 

haritasını göz önünde tutmak icabeder. 

başlıklı eserinde (135. s. gesn maddesi) tekrarlamıştır. Samoyedce şekiller hakkında ba­

kınız: K.Donner:Memoires de la Sociöte' Finno-Ougrienne XLIX,46 ve 130—131. 




Yüklə 260,91 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə