3 0 4
L. LİGETİ
Çin, Kanton v. s. şekillerinin zikri kâfi geliyordu. Bu usul artık tarihe
karışmıştır.)
Bu iddiamızın mübalâğa telâkki edilmemesi için, enteresan bir iki
misal verelim.
W. Bang ve A. von Gabain Türkische Turfantexte adlı türkoloji
bakımından gayet mühim eserin V. cüzünde (Berlin, 1931) Uygurca yipkin
'menekşe rengi' kelimesini aydınlatmak için, Ming devrine ait Uygur - Çin
lügatinin şipkin kelimesini, yani bu kelimenin şi-kin şeklindeki Çin trans
kripsiyonunu kaydetmekle kalmıyarak (14. s.),
1
hemen Karlgren'i de
zikretmişlerdir. Buna göre, bu kelimenin "eski" okunuşu
Parantez içindeki nida işareti, herhalde bu "kaideye aykırı" şekil karşısında
duydukları şaşkınlığı anlatmak için ilâve edilmiştir. Halbuki burada hiçbir
aykırılık yoktur. Yalnız, Karlgren'in I I I . devre ait tanıklarının burada sıra
lanması yersizdir. Bu tanıklarla Uygurca kelimeler arasında hiçbir müna
sebet yoktur. Uygur - Çin lügati V. devrin sonuna aittir. Kuzey Çin
dilinde daha Sung sülâlesi devrinde kelime sonundaki tonsuz explosivaların
(k, t, p) kaybolduğunu göz önünde tutarak, şi-kin şeklini bilmek kâfidir.
Barbar kelimelerinin sonunda tesadüf edilen bu sesler, bir müddet pu
hecesiyle yazılmıştır. Meselâ şi ve kin hecelerini ifade eden Çin işaretleri
arasına daha küçük bir pu işareti ilâve edilmiştir. Bu usul sonradan tamamiyle
terk edilmiştir.
İkinci misal. G. R. Rachmati ve W. Eberhard (bu sonuncu sinologtur)
1936 da Türkische Turfantexte'nin V I I . cüzünde bir sutranın Uygurca
metnini neşretmişlerdi.
2
Bu parçaya istinaden yedi yıldızın Çinceden alın
mış Uygurca adlarını toplıyarak buna Karlgren'in "eski" şekillerini ilâve
etmişlerdi. Bu listeyi ayniyle alıyoruz :
Uygurca Bugünkü Çince Karlgren'e göre
tamlang
kumunsi
liusun
yunkiu (doğrusu : wunkiu)
limçin
vukuu
pakunsi
Çin dili tarihiyle uğraşanlar, üç critere'den dolayı bu listenin ilk T'ang
devrine ait olamıyacağmı ilk bakışta anlıyabilirler : 1. Kelime sonundaki
-k seslerinin yokluğu (liu, kiu ve kuu). 2. Kelime başında mi- yerine w-
(wun ; yun şekli sık sık tesadüf edilen grafik bir yanlıştır). 3. Karlgren'in
şekline mukabil Uygurca çin şekli (limçin kelimesinde). Bu duruma
1
SPAW (Hist.-Phil. Klasse)'in 1931 e ait cildinde çıkmıştır (13—14).
2
APAVV'in 1936 ya ait cildinde çıkmıştır. 66. ve müt. s. bakınız.
ÇİN YAZISİYLE YAZILMIŞ BARBAR GLOSSALARI MESELESİ 305
göre, Karlgren'in tanıklarının sıralanması tamamiyle lüzumsuzdur. Bu
tanıklar, eserin yazılış veya çevrilişi hakkında kronolojik bir netice çıkarmak
istiyenleri yanlış hükümlere sevk edebilir. Halbuki fonetik critere'ler de bu
eserin I I I . devre değil, V. devre ait olduğunu anlatıyor. Diğer taraftan
Yüan devrinde yapılan bir tercümenin varlığı ve bunun Moğolca ve Tibetçe
aslı ile alâkası biliniyordu. Bu tercüme Rachmati'nin ve Eberhard'ın
gözünden kaçmıştır
1
.
Hirth, De Groot, Laufer, Ramstedt, P. Schmidt gibi adlar zikrederek
bu misallerin sayısını kolaylıkla artırabiliriz.
3. Monosyllabique olarak bilinen Çin dilinde bugün birbirine benzer
(tek heceli) kelimeler o kadar çoktur ki anlaşmayı sağlamak maksadiyle
yeni vasıtalar bulmak icabetmiş, basit mefhumları anlatmak için bile kelime
takımları uydurulmuş ve yeni fiil ve isim çekimi geliştirilmiştir. Çin dili
bugün polysyllabiqııe dillere çok yaklaşmıştır. Buna karşı, Çince ile aynı kökten
çıkan Tibetçe artık hemen hemen taşlaşmış, hattâ müzik vurgusunu bile
kaybetmiştir.
Halbuki Çince vaktiyle ayrı bir durum gösteriyordu. Başlangıçta
klâsik yazı dilini yalnız gözle değil, kulakla da anlamak kabildi. Eski
Çincenin ses durumu vaktiyle bugünküne nispetle çok daha zengindi.
Çincenin tarihî fonetiği ile alâkalı meseleleri aydınlatmak için birkaç
misal verelim .
2
a) Bugünkü Çincede kelime başında tesadüf edilen explosivalar şun
lardır : Bunlardan k- ve t- sesleri —aşağıdaki cedvelden
anlaşılacağı gibi— tarih boyunca birbirine muvazi olarak eski zenginliğini
kaybetmiştir.
I - I I .
I I I - V.
VI.
b) Eski Çince
p-, p'-, b-, b'- sesleri I I I . devre kadar yukarıki seslerle
muvazi olarak gelişmiş, fakat IV. devirden itibaren ayrı bir istikamet
almıştır. Çin dili tarihinin başlangıcında kelime başındaki explosivalardan
sesleri (kelime başındaki consonanstan sonra
yi geldiği takdirde)
yodise olabilir
3
veya olmıyabilirdi. sesleri
1
Ligeti : T'oung Pao XXVII (1930), 60. Aynı yerde B. Laufer ve Sylvain Levi'nin
yazılan da zikredilmiştir. Uygurca, Moğolca, Tibetçe tercümeler hakkında bk. Ligeti :
Revue des Etudes Hongroises XII (1934), 239. ve müt. s.
2
Bahis mevzuu olan ses tarihi meseleleri hakkında bk. Karlgren, Analytic Dicti-
onary (9. ve müt. s.) ve Etudes (42. ve müt. s.), Maspero, Le dialecte de Tch'ang-ngan
(23. ve müt. s.).
3
Yodisation hakkında Karlgren şöyle diyor : "Le terme " m o u i l t e " a dans la 1in-
guistique moderne une signification tres speciale. Comme il est impossible de fixer, pour
l'ancien chinois, s'il s'agit d'une vraie palatalisation des consonnes ("mouillure", auquel
cas la position de "yod" ou i est prise par la langue s i m u l t a n ö m e n t avec l'articulation
normale du son "mouille") ou d'un yod suivant la consonne, je prefere, dans la süite,
aux termes m o u i l l u r e , m o u i l l e ete, ceux de yod, y o d i s e " (Etudes 44. s. 2. n.).
A, 0. D. T. C. F. Dergisi 20