Davraniş BİLİmleri ÜNİte 1 davraniş BİLİmleri ve diĞer sosyal biLİmlerle iLİŞKİSİ



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə5/11
tarix17.09.2017
ölçüsü0,51 Mb.
#316
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Kültür görelidir. Kültürün göreli (izafî veya genel olmama) ilkesine göre herhangi bir kültürdeki insan veya grup davranışları o kültüre hastır ve sadece o kültürün temel varsayımları veya değerler sistemine göre anlam kazanır. Toplumların kültürünü oluşturan unsurlar her toplumda aynı değildir. Kültürü oluşturan unsurların toplumdan topluma farklılık göstermesi, kültürün göreli olduğunu gösterir.

Kültür rasyonel olmak zorunda değildir. Kültür insanların ve toplumların tarihsel süreç içinde edindiği tüm maddî ve manevî değerler bütünüdür ve göreli olması yönüyle bilimsel rasyonellikten ayrılır. Rasyonel olan genellikle genel, evrensel, nesnel ve rasyoneldir; ancak kültürel olan özel, göreli ve özü itibarîyle rasyonel olmak durumunda değildir. Kültür semboliktir. Kültür kendini davranışlarla, simgelerle, sembollerle, kısaca maddî ve manevî unsurlarla gösterir. Kültür gruplarının ortaya koyduğu sembolik unsurlar farklı kültürlerde farklı anlamlar ifade eder. Söz konusu anlamlar, sadece o kültüre hastır.



KÜLTÜRÜN UNSURLARI

Kültür; insanlara geçmiş kuşaklardan miras kalan değer, norm, düşünce, tören, dünya görüşü ve davranış kalıplarını kapsar. Her toplumun kültürü farklı olduğu gibi toplumların kültürleri de farklı kültür unsurlarından oluşur. Kültürel antropologların üzerinde anlaştıkları genel kültür unsurları şunlardır:



Aile. Kişinin içinde doğduğu ilk çevresi, dilini ve alışkanlıklarını öğrendiği ilk kurumdur. Ailede kişi kültürün en önemli unsurlarından biri olan dili (buna beden dili de dâhildir), alışkanlıkları, geleneği, töreyi, büyük ve küçüklerle iletişim biçimlerini öğrenir.

Dil. Dil davranışlarla birlikte kültürün önemli taşıyıcılarından biridir. Davranışların şekillenmesini sağlayan dildir. Dil aynı zamanda kültürün kuşaklar arası aktarımının da önemli aracıdır Dil, duygu ve düşüncelerin ses, işaret, resim, yazı ve görüntü aracılığıyla iletilmesini sağlayan ve kendi içinde kuralları ve sürekliliği olan iletişim aracıdır. Dil, öğrenilebilir ve organize edilmiş semboller sistemidir.

Eğitim. İlkokuldan yüksek öğrenime kadar eğitim kurumlarında eğitim sürecinde kişi geçmiş nesillerin bilimsel birikimlerini öğrenme olanağı bulur. Böylece eğitim, beceri ve görgülerinin kuşaklar arasında aktarılmasında, kültürün değişmesi ve yeniden şekillenmesinde önemli rol oynar.

Ekonomi ve teknoloji. Ekonominin temelini üretim ve tüketim faaliyetleri oluşturur. Üretim ve tüketim sürecinde insanlar çeşitli âletler kullanır. Bu âletlerin şekli, üretim sürecinde kullanım biçimi kültüre göre şekillenir. Ayrıca iş bölümü, uzmanlaşma ve mesleklerin dağılımı kültürel faktörlere göre şekillenir.

Sanat. Sanatsal etkinlikler, sanatın algılanış biçimi ve sanata bakış tarzı bütün bunlar genel kültürün önemli unsurları arasındadır. Kısaca sanat kültürün ayırıcı özelliklerinden biridir.

İnançlar. İnsanın psikolojik sağlığının vazgeçilmez unsurlarından biri inançlardır. İnançlar, sorgulama düzleminin dışına çıkarılmış temel kabullerdir.

Değerler ve normlar. Değerler, geçmişte ve şimdi gerçeğin, iyinin doğrunun ve erdemli olanın ne olduğuna dair bireysel bilgilerden oluşur. Değerler, tutum ve davranışları ortaya koyarken; onlara yol gösteren insan bilincinin derininde yatan inançlardır. Değerler, ortak iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı tanımlar ve bunların standartlarını ortaya koyar. İnsanların eylemlerini nitelendirme, değerlendirme ve yargılama işlevi görür. Değerler sayesinde insanlar neyi yapıp, neyi yapamayacakları konusunda bir düşünceye sahip olurlar.

Normlar ise bireyin ne yapması veya yapmaması gerektiği hakkında toplum tarafından oluşturulan ortak beklentilerdir. Nerede, ne zaman, nasıl davranılması gerektiğini belirleyen davranış kalıplarıdır. Normlar en yalın anlamıyla bir toplumda, sosyal bir çevrede veya bir kurumsal ortamda uyulması gereken kurallar bütünü anlamına gelir.

Devlet. Toplumların ve kültürlerin ortaya çıkardığı bir üst örgütlenme biçimidir. Devlet bir milletin belli bir merkezi otoriteye bağlı olarak ve bir toprak parçası üzerinde örgütlenmiş şeklidir. Devleti oluşturan en önemli unsurlardan biri olan milleti ortaya çıkaran önemli faktörlerden bir kültürdür. Yani millet varsa kültür zorunlu olarak vardır.

Adetler (Ritüeller). Adetler kurum üyelerinin algı ve davranışlarını, kurumsal kültürle uyumlu hale getirmek için tekrarlanan ve standardize edilen eylemlerdir. Adetler kurum içerisinde kültürel değerleri güçlendiren, alışılmış ve tekrarlanan eylemlerdir. Milletlerin kendilerini diğer milletlerden ayıran özellikler toplamı kültürleri olduğu gibi aynı iş kolunda çalışan örgütleri de diğer örgütlerden ayıran özellikler vardır.

  • Örgüt kültürünü oluşturan farklı unsurlar vardır. Kurum kültürünün unsurları, kurumsal bir ortamda, kurumsal kültürün oluşmasını sağlayan değer, norm, şekil, biçim ve çeşitli uygulamalardır. Kurumsal kültür birçok unsurdan oluşur. Bu unsurlar; sosyal ve fizikî çevre, metaforlar, hikâyeler, mitler ve efsaneler, kuruma özgü dil, çeşitli törenler ve ritüeller, davranış kuralları, liderler ve kahramanlar, semboller, inançlar, değerler, tutumlar, temel varsayımlar ve kurum tarihi gibi unsurlardır. Bunlardan en önemlilerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz:

Liderler ve kahramanlar.

Liderlik, insanları belli hedeflere yönlendirme, onları inandırma ve ikna etme yeteneğidir. Liderler kişilikleri, inançları, tutumları, davranışları, felsefeleri ve ilkeleri ile kurum üyelerine model olma özelliği gösterirler.

Kahramanlar kararlarıyla ve davranışlarıyla örgüte yararlı hizmetlerde bulunmuş, bu hizmetleri nedeniyle büyük saygı ve itibar kazanmış kişilerdir. Kurumsal kültürün önemli bir unsuru olan kahramanlar, kurumsal değerleri kendi kişilik özelliklerinde somutlaştıran kişilerdir.

Törenler. Kurumlar sosyal, mekanik, teknik ve ekonomik sistemlerdir. Kurumların sosyal sistem olması tüm sosyal yapılarda olduğu gibi kurumsal yapılarda da bazı törenlerin, kutlamaların, ayinlerin imge ve sembollerin olması kaçınılmazdır. Tören bir grubun amaçlarını gerçekleştirmesini kolaylaştıran simgesel eylemlerdir. Kurumsal anlamda törenler, kurum tarihi bakımından anlam ve önem taşıyan bir olaya kurumun verdiği önemi gösterme aracıdır. Törenlerin düzenleniş amacı, özel bir önem verilen bir düşünce ve davranışın sürekliliğini sağlamaktır. Törenler kahramanlar veya liderler tarafından ortaya konan kurumsal değer, kurumsal anlayış ve kurumsal faaliyetin kültüre dönüştürülme aracıdır.

Simge (sembol)ler. Simgeler grup için özel anlam taşıyan söz, biçim ya da eylemlerdir. Simgeler, fikirler, değerler ve duyguların kurum üyeleri arasında iletilmesini mümkün kılan biçimsel araçlardır.

Varsayımlar. Varsayım “doğru” kabul edilen yargı ve genellemeleri ifade eder. Varsayımlar, kuramsal sonuçlara ulaşabilmek için başlangıçta “öyle” oldukları kabul edilen öngörülerdir. Varsayımlar, kurum üyelerinin algı, düşünce, his, tutum ve davranışlarını yönlendiren, onların kurumsal yaşama ilişkin kabul ettikleri; iyi-kötü, doğru-yanlış, yararlı-yararsız, anlamlı-anlamsız gibi ön kabullerini içerir.

Kurumsal Normlar. Normlar, olması gerekenleri ifade eden ilkelerden her biridir. Bir başka tanımla normlar, kurumsal olarak kabul görecek tavır ve davranışlara ilişkin ortak beklentileri gösteren kurallardır. Gruptaki insanların ilişkilerini düzenler ve eylemlerine yön verir. Normlar, genellikle değerlerin biçimlenmiş halidir ve bir grubun tüm üyelerince paylaşılması halinde kolektif bir düzenleme aracı olur. Normlar, kurumsal kültür içinde davranışları düzenleyen ve sosyal sistemi kurumsallaştıran öğelerdir. Normlar, değerler gibi kurumsal iyi ve kurumsal kötünün çerçevesini belirleyen, doğru ve yanlışın sınırlarını gösterirler.

Artifaktlar. Bir kurumda tüm görünürdeki, yani gözlemlenebilir davranış şekillerini ve kuralları ifade eder. Kurumda somut olarak algılanabilir, fenomen olarak değerlendirilebilir her tür unsur, artifakttır. Artifaktlar, insanların işitebileceği, görebileceği ve hissedebileceği somut kurumsal unsurlardır.

Hikâyeler ve efsaneler. Hikâyeler bir toplumun geçmişi, mevcut durumu ya da gelecekteki akışını etkileyecek olayları kapsar. Kurumsal değer ve inançları yerleştirmek amacıyla, kurumun tarihinden alınan yaşanmış olayların sözlü ifadesidir.

KÜLTÜR TÜRLERİ

Kültür sınıflaması farklı ölçütlere göre yapılır; kültürün yaygınlık derecesi, kültür öğelerinin birleşimi, kültürün oluşum biçimi, toplumların yaşam tarzları, dilleri, folklorları, bölgesel dağılımları, hatta bireylerin ekonomik durumları kültür sınıflandırmalarında etkili olur. Kültürleri; taşıyıcısına, egemenlik alanına, çıkış veya oluşum kaynaklarına, görünüş ve biçimine, kültürü belirleyen araca ve kullanım alanlarına göre ayrıma tabi tutabiliriz. Bu değişkenleri çoğaltmak, hatta kendi içinde sınıflandırmak mümkündür. Kültürün sınıflaması yapılırken çeşitli ölçütler esas alınır. Kültürün; genel kültür, üst kültür veya alt kültür, maddî kültür ve manevî kültür, bireysel kültür, ulusal ve evrensel kültür gibi türleri bulunmaktadır.


KÜLTÜR TÜRLERİ

Genel kültür ve alt kültür

Karşı veya kontra kültür

Maddi kültür ve manevi kültür

Post figüratif, cofigüratif prefügüratif kültür

Milli ve evrensel kültür

Bireysel ve toplumsal kültür

Bireysel Kültür ve Toplumsal Kültür

Kültür bireysel ve toplumsal kültür olarak sınıflandırılabilir. Bireysel kültür, bireyin içine doğduğu genel kültürden aldığı somut ve soyut değerler bütünüdür. Toplumsal kültür veya genel kültür ise bir toplumu oluşturan bireylerin paylaştıkları duygu, düşünce, davranış ve inançlardan oluşan kalıplar, normlar ve değerlerin toplamıdır. Kısaca genel kültür bir toplumun topyekûn yaşam biçimidir. Bireye, ait olduğu toplum tarafından kazandırılan bir kimliktir. Bireyin kimliği, toplumun kültürü vardır. Bireysel kültür nitelemesi ancak ait olunan toplum içinde fonksiyoneldir ve bir anlam ifade eder.



Milli (Ulusal) ve Evrensel Kültür

Kültür özü ve içeriği itibarîyle özeldir; bireye ve topluma hastır. Törenler, alışkanlıklar, mimarî ve sanat eserleri, barınma ve giyinme biçimleri toplumlara örgüdür. Zira kültürün temelinde toplumsal farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle evrensel kültür nitelendirmesi her şeyden önce kültürün özüne ve tanımına aykırı düşmektedir. Kültürün önemli öğeleri olan giyinme, barınma, eğlenme, yas ve sevinç ritüellerinin tümü, topluma hastır ve bunların evrensel niteliği yoktur. Evrensel kültür, bir çağa ve bir tarihsel döneme dünya ölçüsünde hâkim olan, diğer kültürlere baskın çıkan herhangi bir “çoğul kültür”dür. “Evrensel kültür” nitelemesi, Batı kültürünün egemen kültür anlayışının bir kültürel mirası olarak terminolojiye girmiştir.



Genel (Milli) Kültür

Genel kültür ayrımı, belli bir toplumda kültürün yaygınlık derecesine göre yapılır. Genel kültür, özel bir toplumun genel alışkanlıkları, değerleri, inançları, sanat ve mimarî şekilleri, kısaca somut ve soyut tüm değerlerini ifade eder. Her toplumun hem alt kültürü, hem de genel kültürü vardır. Bir milletin kültüründen söz edildiği zaman, burada söz konusu olan genel kültürdür. Genel kültür, toplumu oluşturan alt kültürlerin uyumlu birleşimi sonucunda ortaya çıkan bir üst kültürdür. Bütün karmaşık toplumlarda, sayısız alt kültür var olmuştur. Alt kültürlerin oluşmasında bölgesel iç göçlerin veya uluslar arası göçlerin etkisi büyüktür. Günümüzde sıklıkla göç olgusu yaşanmaktadır. Göçle birlikte insanlar, yaşam şekillerini de âdeta gittikleri yere götürürler.



Alt Kültür

Kültür, bireyler bazında farklılıklar gösterdiği gibi gruplar bazında da farklılıklar göstermektedir. Kültür içindeki bu farklılıklar alt kültür olarak adlandırılmaktadır. Kültür bir değerler sistemidir. Bir toplumun genel kültürü, üst bir sistem olarak, çok sayıda alt kültür veya alt sistemden oluşur. Bunlar alt kültür unsurlarıdır. Alt kültür, bir topluma hâkim olan genel kültür veya üst kültürden farklılık gösteren ve azınlık gruplarınca benimsenen kültürdür. Göreli olarak küçük ve homojen kültürler dışında aynı genel kültürü oluşturan alt kültür unsurları arasında tam bir uyum söz konusu değildir. Alt kültür unsurları bir sistem bütünlüğü çerçevesinde genel kültürü veya milli kültürü oluşturur. Bir toplumun genel kültürü içerisinde alt kültür unsurları; inanç farklılıkları, adetleri, farklı etnik yapıları, çeşitli sosyo ekonomik tabakalaşmalar ve coğrafî bölge farklılaşmalarıdır. Alt kültür-genel kültür çelişkisinin fazlalığı, toplumsal tabakalaşmayı artırdığı gibi toplumsal barışı bozan önemli bir faktördür.



Etnik gruplar. Ülke içinde bulunan birçok etnik grup, ait oldukları grubun özelliklerine göre benzer biçimlerde giyinir, sanatsal etkinliklerde bulunur, müzik dinler ya da üretiminde bulunur ve kendi dilindeki gazete ve dergileri okurlar. Bu nedenle bu gruplarda aynı türden yaygın davranış biçimleri ve satın alma davranışları görülür. Etnik gruplar, kendi kültürel tanımlamaları için geçmişten seçilmiş ortak gelenekleri kriter alan, genelde endogamik gruplardır.

Coğrafî alt kültürler. Ülkenin farklı bölgeleri, fiziksel ve sosyal çevre, o bölgede oluşan kültürü etkiler. Coğrafî alt kültürleri belirlemede iki tür yaklaşımdan söz edilebilir. Geo-demografik yaklaşımda, bir ülkede benzer demografik karakterlere sahip olan bölgeler alt kültür olarak tanımlanır. Çünkü, her bir bölgenin kendine özgü değerleri vardır.

Maddî Kültür ve Manevî Kültür

Kültürün maddî ve manevî olmak üzere iki yönü vardır. Birincisi, insanın kendi eseri olan yapılar, teknikler, yollar, üretim ve ulaştırma vasıtaları gibi gözle görülür unsurlardan ibaret maddî kültür unsurlarıdır. İkincisi, bir milleti millet yapan ve onun öz şahsiyetini belirleyen örfler, adetler, kolektif davranışlar ve tutumlardan meydana gelen manevî kültür unsurlarıdır.



Maddî kültür, toplumun yarar elde etmek amacıyla kullandığı her türlü araçlardan oluşur. Binalar, yollar, ulaşım araçları vb. maddî kültür unsurlarıdır.

Manevî kültür ise toplumsal yaşayıştan kaynaklanan ortak duygu ve düşüncelerdir. Din, ahlâk, inançlar, töre, adet, örf, sanatlar vb. manevî kültür unsurlarıdır.

Maddî ve manevî kavramlarının yönlendirmesiyle denilebilir ki insanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayan araçlar “maddî kültür” unsurlarını oluştururken, onların psikolojik veya manevî ihtiyaçlarını karşılayan kültür araçları, “manevî kültür” veya değerler kültürü unsurlarını oluşturur. Bir başka ayrıma göre insanın doğayla mücadelesi sonucunda ortaya çıkardığı fiziksel faktörler maddî kültür iken; inanç ve değerleri, manevî kültür unsurlarını oluşturur.



Karşı Kültür

Hâkim kültürün genel özelliklerini reddeden ve onunla açıkça çatışmaya giren toplumsal grupları nitelendiren kültüre “karşı kültür” denir. Hâkim kültüre “reddiye” ve onunla çatışma özelliği ile alt kültürden ayrılmaktadır. Bir toplumda hoşgörü sınırlarını aşan, toplum norm ve değerleri ile çatışan, sosyo-ekonomik ve politik düzenin karşısında olan, genel kültüre uyum göstermeyen ve yerine göre direnen kültüre “karşı kültür” denir.



Post Figüratif, Cofigüratif ve Prefigüratif Kültür

Bu kültür ayırımı, öğrenme zamanına göre yapılmıştır. Post figüratif kültür, sonradan öğrenilen kültürdür. Yani insanların atalarından öğrendiği kültürdür. Toplum üyeleri bu kültürü genellikle yavaş yavaş öğrenir. Daha çok ilkel toplumlarda geçerli olan bir kültürdür.



KÜLTÜR DEĞİŞMELERİ ve TÜRLERİ

İnsana ve topluma ait tüm değerler değiştiği gibi kültür de değişir. Evrende sabit bir şey yoktur; her şey sürekli bir akış ve oluş içindedir. Kültür de değişir, dönüşür ve bir halden başka bir hale girer. Malinowski’ye göre kültür değişmesi bir toplumun mevcut sosyal, maddî ve manevî yapısının bir biçimden başka bir biçime dönüşmesi sürecidir. Kültürel değişme, toplumun genelinin veya bazı kurumlarının kültürel özelliklerinin kalıcı birtakım değişikliklere uğraması anlamına gelir. Ancak kültürel değişim hiçbir zaman kültürel başkalaşma anlamına gelmez. Kültürel değişimde kültürün asıl öğeleri korunurken, kültürel başkalaşmada kültürün asıl öğeleri de ortadan kalkar ve başka bir kültürel yapı ortaya çıkar.



Teknoloji Ve Ekonomik Faktörler

Teknoloji üretim için kullanılan yöntemler ve araçlardır. Teknoloji yardımıyla üretim araçları dönüştürülerek kullanım için yararlı hale getirilir. Teknoloji, fizikî çevredeki işlenmemiş kaynakları toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir duruma getirmek için kullanılan araçlar ve yöntemlerdir. Teknoloji, fizikî çevredeki işlenmemiş kaynakların toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir duruma getirmek için kullanılan araçlar ve yöntemlerdir. İnsanların ekonomik güçleri değiştikçe satın alma ve tüketim alışkanlıkları, zevkleri, arzuları, heyecanları kısaca yaşam biçimleri de değişir. Kültürün aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğu dikkate alınınca ekonomik yapıda meydana gelen bir değişim, beraberinde kültür değişimini meydana getirir.



Fiziki Çevre Faktörleri

İnsanlar bir bakıma çevrelerinin ürünüdür. Çevresini değiştiren insanların yeme içme alışkanlıkları, yerleşim tarzları, kısaca yaşamın maddî unsurlarında önemli değişimler yaşanır. Bu değişimlerin diğer adı kültür değişmesidir.



Başka Kültürlerle Temas

Adına bilgi veya iletişim çağı denilen bir dönemde toplumların birbirleriyle, daha doğru bir ifadeyle kültürlerin birbirleriyle teması hızla artıyor. Bu dönemde kültürel etkileşim, daha önceki dönemlerle karşılaştırılmayacak kadar hız kazanmış durumda. Kültürleri ve inançları belli bir coğrafyada tutmak kolay olmadığı gibi iletişim teknolojilerinin hızla geliştiği bir ortamda kültürel etkileşimin önüne geçmek de kolay olmamaktadır. Bir kültür başka bir kültürle temas sağladığı zaman kültürün maddî unsurlarındaki değişimi manevî unsurlardaki değişim izler.



Kültürün Kendi İçindeki Değişme ve Gelişmeleri

Kültür tıpkı büyüyen, kökleşen ve serpilen bir çınar gibidir; bugünkü çınar dünkü çınar olmadığı gibi, bugünkü kültür de yarınki kültür değildir. Kültürleme, bireyin doğumundan ölümüne kadar toplumun istek ve beklentilerine uyacak şekilde kendini düzenlemesi ve uyum yönünde çaba göstermesidir. Kültür değişmeleri konusunda önemli kavramlardan biri kültürleşme, kültürleme ve kültürlenmedir. Burada kültürleşme, insanın tüm yaşam evrelerini kapsayan bir süreçtir. Doğuştan ölüme kadar kesintisiz bir şekilde devam eder ve insanın zihinsel yapısında sürekli bir değişme olur. Kültürlenme, farklı kültürler arasında etkileşim sonucunda ortaya çıkan bir kültürel değişime durumudur. Farklı bir kültürel çevrede yaşamaya başlayan bireyin kendi kültüründe bulunmayan yeni alışkanlıklar edinmesi kültürlenmedir. Özellikle göç durumlarında bir bireyin kendine özgü kültürü, karşılaştığı yeni kültürden etkilenerek değişimler meydana gelir. Bu değişimi sağlayan şey, karşılaştığı bu yeni kültürün öğeleridir. Kültür değişmelerinde önemli kavramlardan biri de kültürel yayılmadır. Kültürel yayılma belli bir kültürü bilinçli çabalarla başka topluma kazandırma çalışmasıdır. Geçmişte ve bugün misyonerler, tüccarlar ve diğer göçmen gruplar aracılığıyla yayılan popüler kültür, günümüzde ise özellikle kitle iletişim araçları aracılığıyla toplumların otantik kültürlerini ortadan kaldırarak kozmopolit bir küresel kültür ortaya çıkarmaktadır.



Serbest Kültür Değişmesi

Kültür değişmeleri iki şekilde olur. Bunlardan biri serbest kültür değişmeleri, diğeri zorunlu kültür değişmeleridir. Serbest kültür değişimi, farklı kültürel yapılara sahip toplumların karşılaşması durumunda yaptıkları kültürel alışveriştir. Serbest kültür değişimi aynı zamanda bir kültürün eğitim, teknolojik ve ekonomik gelişmeler sonucunda kendi içinde serbestçe değişmesi anlamına gelir. Serbest kültür değişmesi, insana ve topluma ait her şeyin değişmesi gibi doğal bir durumdur.


Zorunlu Kültür Değişmesi

Zorunlu kültür değişmesi, bir toplumun başka bir toplumu hâkimiyeti altına almasıyla, kendi değerlerini, inancını ve topyekûn kültürünü diğer topluma kabul ettirmesidir. Egemen bir kültürün daha zayıf bir kültürü etkisi altına alması, onu kendi içinde eritmesi şeklinde olursa buna asimilâsyon denir.

Zorunlu kültür değişmeleri, çoğunlukla şu yollarla gerçekleşebilir:


  • Bir toplumun, başka bir toplumu işgal etmesiyle kendi kültürünü zorla benimsetmesi (emperyalist yöntem),

  • İktidar gücünü ele geçiren bir ihtilâlcı grubun sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasî anlayışlarını veya ideolojilerini topluma zorla benimsetmeye çalışması,

  • Yönetici elit tabakanın devlet sisteminde yasal yollarla, toplumsal yapıda ise sosyal plânlama yoluyla bazı değişiklikler yaparak, ileri bir zamanda toplumsal yapıda bazı değişimlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlama.

KÜLTÜR VE DAVRANIŞ İLİŞKİSİ

Kültürle davranış arasındaki ilişkiden önce, kültürle inanç arasındaki ilişki üzerinde durmak gerekir. İnanç kelime anlamı itibarîyle bir düşünceye gönülden bağlı olmak demektir. Her toplumun kendine özgü inançları ve değerleri vardır ve bunlar o toplumun kültürünün öğeleridir. Bunlar aynı zamanda bir kültürü diğerinden ayıran manevî kültür unsurlarıdır. Kültür bir bireyin her tür bilgisini, inancını değerlerini, alışkanlıklarını, tutum ve davranışlarını içine alır. Her toplumun kendine özgü inançları ve değerleri vardır ve bunlar o toplumun kültürünün öğeleridir. Bunlar aynı zamanda bir kültürü diğerinden ayıran manevî kültür unsurlarıdır. Bir kültürde özgürlük serbestlik şeklinde anlaşılırken, başka bir kültürde özgürlük sorumluluk tarzında anlaşılır ve bütün bu anlayış farklılıkları kişinin inancına yansır. İnançlar ise davranışın temelinde yatan en önemli faktörlerden biridir. Bilindiği gibi davranışların arkasında tutumlar, tutumların arkasında ise inançlar vardır. İnançlar ve tutumlar kültüre göre şekil alır.


ÖZET;


  • Kültür genel olarak bir toplumun sahip olduğu maddî ve manevî değerlerinden oluşan bir bütündür. Toplumda mevcut her tür bilgi, ilgi, alışkanlık, değer yargıları, tutumlar, davranışlar, görüş düşünce ve tüm davranış şekilleri o toplumun kültürünü oluşturur. Buna göre kültürün iki genel boyutunun olduğu anlaşılmaktadır; bunlar maddî kültür boyutu ve manevî kültür boyutu. Maddî kültüre şekil veren temel faktörün de manevî kültür olduğu dikkate alınınca aslında kültürü oluşturan manevî değerler bütününün maddî (somut) alana yansımasıyla, kültürün manevî maddî boyutu ortaya çıkmış olur. Bu nedenle kültür denilince daha çok “manevî” kültürün akla gelebileceğini ileri sürmek mümkündür. Bir insan topluluğunun (millet) ortak inanç ve uygulamaları onun kültürünü oluşturur ve kültür bu yönüyle özel ve o millete has maddî ve manevî değerler bütününü ifade eder.

  • Kültürü, insanların ve toplumların psikolojik dünyalarına ve somut deneyimlerine anlam vermelerini sağlayan değerler, tasarımlar, semboller ve simgeler bütünü olarak görebiliriz. Kültürler somut simgelerden, sembollerden ve deneyimlerden oluşur. Zaman içinde kabul edilme durumuna göre tüm topluma yayılır ve toplumların ve grupların davranışlarını, inançlarını, tutumlarını ve değerlerini oluşturur Kültür, toplumların tarihsel süreç içerisinde karşılaştıkları her tür ihtiyaçlarını çözmek amacıyla geliştirdikleri ortak/paylaşılmış çözümler bütünüdür.

  • Kültür, toplumların ve grupların tecrübelerini, inançlarını, sanat anlayışlarını, ahlâkî ve hukuksal normlarını adet ve gelenekleri ile sosyal bir varlık olarak tüm değerlerini içeren bir kavramdır. Burada yapılan tanım oldukça geniş ve kapsamlıdır. Bir toplumun taşıdığı tüm değerleri ve ortaya koyduğu tüm eserleri kapsar. Kültür tanımında “değer” ve “eser” kavramları oldukça önemlidir. Buna göre yeni bir tanım yapacak olursak diyebiliriz ki kültür; bir toplumun sahip olduğu değerler ve ortaya koyduğu eserler bütünüdür. Bu tanım, kültürün içinde barındırdığı tüm maddî (somut) ve manevî (soyut) unsurları kapsayan geniş bir içeriğe sahiptir. Kültür değişmeleri sırasında bu iki boyutta değişmeler yaşanır; ancak maddî kültür unsurlarının değişimi manevî kültür unsurlarından daha hızlı ve kolaydır.

Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə