Davraniş psikolojiSİ ders notu



Yüklə 131,63 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix17.09.2017
ölçüsü131,63 Kb.
#326


DAVRANIġ PSĠKOLOJĠSĠ DERS NOTU: 

DERSĠN  AMACI:  psikoloji  biliminin  görüşleri  doğrultusunda,  trafik  ve  yol  güvenliği  ile 

ilgili bilgiler vermektir. Trafikte davranış belirleyicisi olan etmenler, faktörler ve bunların 

davranış üzerindeki yansımaları üzerinde durulacak, genel anlamı ile trafik psikolojisi ile 

ilgili bilgilendirmeler yapılacaktır.  



 

DAVRANIġ NEDĠR? 

 

Bireyin  gözlenebilir  tüm  hareketleri  “davranış”  olarak  adlandırılır.  Davranışın  ortaya 



çıkması için onu ortaya çıkarıcı bir faktöre yani tetikleyiciye ihtiyaç vardır. Örneğin aniden 

yola  fırlayan  bir  yaya  kornaya  basma  davranışının  tetikleyicisidir.  Aynı  doğrultuda;  her 

davranış mutlaka bir sonuç doğurur. Korna çalma davranışının sonucu olarak yaya kenara 

çekilir.  

Davranışı  anlayabilmek  için  neden  ortaya  çıktığını  yani  tetikleyicilerini  ve  doğurduğu 

sonuçları ele almak gerekir. Trafik kuralları açısından düşünecek olursak; trafik ışıklarını, 

zaman kaybetmek istemediği için kırmızı ışıklarda geçen bir sürücüyü düşünelim. Zaman 

kazancı bir tetikleyici görevindedir ve hız artışını doğurur. Hız artışının sonucu olarak da 

radar  cezası  yeme  ortaya  çıkmaktadır.  Yani  hız  arttırma  davranışının  tetikleyicisi  olan 

zaman kazancı ceza yeme sonucunu doğurmaktadır.   



 

DAVRANIġ PSĠKOLOJĠSĠ 

 

Davranış  bilimi  olarak  tanımlanan  psikoloji  biliminin  amacı,  insan  ve  hayvan  davranışını 



incelemektir. Psikoloji biliminin çalışma alanları her geçen gün artmaktadır. Son on yıllık 

süreç  içinde  çalışma  alanlarının  arasına  trafik  ortamı  da  girmiştir.  Bu  çerçevede  trafikte 

insan  davranışlarının  incelenmesiyle  başlayan  çalışmalar,  güvenli  sürücülük,  sürücülük 

becerileri,  yol  ve  araç  ile  sürücünün  etkileşimi,  yaya  davranışı  gibi  çeşitli  konuları 

incelemektedir.  

 

TRAFĠK PSĠKOLOJĠSĠ 

 

Genel  çerçevede  baktığımızda  dünyada  trafik  psikolojinin  tarihi  çok  eskilere 

dayanmamaktadır. Bu alandaki ilk çalışmalara bakmak gerekirse; ilk olarak 1920 yılında 

yapılan  ulaşım  psikolojisi  toplantısını  görmekteyiz.  1921  yılı  itibariyle  sürücü  seçiminde 

psikolojik  süreçlerin  gündeme  geldiğini  görmekteyiz.  Bu  yıllarda,  otobüs  sürücülerinin 

yetenek testinden geçmeleri bir koşul olarak getirilmiştir.  

 

 

1955  –  1970;  arasında  ise  kaza  sayısının  hızlı  artışı  zorunlu  yasal  kuralları  gündeme 



getirmiştir;  emniyet  kemeri,  hız  limitleri,  alkol  v.s.  Ancak  1960  –  1980  yıllarında  araç 

sayısındaki  artışa  paralel  olarak  kaza  sayısında  da  artış  olmuştur.  Bu  da  sadece  kural 

koymanın  yeterli  olmadığını  göstermiştir.  Yol  güvenliği  iyileştirme  politikaları,  resmi 

araştırma kurumlarının oluşturulması, medyadaki kampanyalar, ergonomiye (Ergonomi

İş Bilim) ilişkin araştırmalar trafik psikolojisinin gelişmesine neden olmuştur. Bu dönemle 

birlikte  psikoloji,  kazaların  insana  bağlı  nedenlerini  araştırmaya  başladı,  riskleri  inceledi 

ve öğrenme kuramlarını kullanarak kişileri daha iyi sürücü olmaları için eğitmeye başladı.  

 

Psikologlar iş analizi tekniğini geliştirerek; sürücü koltuğu, paneli ve trafik işaretlerini en 



iyi şekilde tasarlamaya destek olmuşlardır.  

 



1960’larda Avrupa’da kaza oranlarının artması ile güvenli sürücülük konularında her yaş 

ve  cinste  araca  göre  kampanyalar  oluşturulmuş  ve  her  sürücünün  kurallara  uyması  için 

güvenliği öğrenmeleri amaçlamıştır. Tutumlar ve davranışlar arsındaki ilişki incelenmeye 

başlanmıştır.  

 

1990lı  yıllarla  birlikte  psikologlar  artık  tüm  dünyada  ve  özellikle  de  Avrupa’da  trafik 



psikolojisi 

alanına, 

yol 

güvenliğine 



katkı 

sağlamak 

amacıyla 

çalışmalarını 

yoğunlaştırmışlardır.  Bu  alandaki,  en  yetkin  olduğu  konular;  sürücü  seçimi,  sürücü 

rehabilitasyonu, geliştirmesidir.  

 

Trafik  Ortamı  kapsamında  psikoloji  biliminin  ve  psikologların  temel  amacı;  trafik 



toplumunu tehlikeli sürücülerden korumaktır.  

Uzun  vadede  toplumun  trafik  kültürünü  iyileştirmek,  riskli  sürücülere  düşüncelerini 

değiştirtmek ve modern trafik ortamına uyum sağlamlarına yardımcı olmak.  

 

SÜRÜCÜLÜK NEDĠR? 



 

Gibson ve Crooks’a göre sürücülük belli bir zeminde, bir araç yardımıyla (araba), bir varış 

noktasına hareket etmektir. Buradaki en temel aktivite aracın hız ve yönünü belirlediği bir 

yörüngeye  (yol)  girmek  ve  bu  yörüngenin  mekansal  kısıtlıklarına  (yolun  yapısı)  uyarak, 

karşılaşılan engellere çarpamadan (diğer araçlar, yayalar vb.) ilerlemeyi başarmaktır.  

Bu nedenlerle sürücülük, çevresel bilginin uygun zaman ve uzaklıkta sürücüye ulaşmasını 

ve  daha  sonraki  trafik  ortamını  tahmin  etmeyi  sağlayan  görme  algısı  (Algı:  dünyaya 

ilişkin  bilgilerin  alınmasını  sağlayan  sistemdir;  beş  duyu  ile  olur.  Bunların  en  önemlisi 

görme  algısıdır.  )  ile  olur.  Kişi  bir  sonra  yapacağı  davranışı  bu  bilgilere  göre  ayarlar  ve 

karar verir. 

 

Psikoloji  bilimi  sürücü  davranışı  ile  ilgili  çeşitli  tanımlamalar  yapmakla  birlikte  temel 



model tanımlardan biri olarak Hugue’nin sürücü davranış modeline değinilebilir.  

 

 



HUGUENĠN SÜRÜCÜ DAVRANIġ MODELĠ 

 

Hugue’ne göre sürücü davranışını meydana getiren ve bir bütün olarak ele alan 3 temel 



birleşen vardır.  

 

A.



 

YATKINLIKLAR  

 

-



 

SÜRÜġ UYGUNLUĞU: Sürücünün araç sürmek için fiziksel ve psikolojik yatkınlığı 

olarak  tanımlanmaktadır.  Bunlar  bireyin  kazada  rol  oynayan  bazı  becerilerden 

yoksun olmasıdır. Örn; görsel algı (görsel olarak dış dünyayı yani çevreyi algılama 

becerisi),  seçici  dikkat(çevredeki  farklılıkları  yakalayabilme  becerisi),  tepki 

zamanı(tepki vermedeki süre/ne kadar hızlı tepki verdiği).  

-

 



SÜRÜCÜ  NĠTELĠKLERĠ:  Araç  kullanmak  için  sonradan  edinilen  fiziksel  ve 

psikoloji niteliklerdir. Örn, araç kullanmayı öğrenme, deneyim, öğrenilen kazanılan 

algılar, beklentiler ve belleğin rolü v.b.  

-

 



SÜRÜCÜ KAPASĠTESĠ: Sürücünün o esnadaki araç kullanma becerisi, uygunluk 

ve kapasitesinden az olabilir. Örneğin; alkol, ilaç yorgunluk etkileri.  

 

B.

 

HAREKET BELĠRLEYĠCĠ (Tutumlar, Bilgi Asimilasyonu, Motor Beceriler)  

 

-



 

DAVRANIġIN  BELĠRLEYĠCĠ  OLAN  TUTUMLAR:  Rahatsız  edici  uyaranlara 

verilecek  tepkileri,  kişinin  alternatif  tepkiler  arasında  sıralaması.  Kişinin  kendi 

değer sistemine göre hareket etmesi.  



-

 

BĠLGĠ  ASĠMĠLASYONU/BĠLGĠ  ÖZÜMSEME:  Nesnelerin  koşulların  gözlenmesi 

ve değerlendirilmesi.  

-

 



MOTOR  BECERĠLER:  Vücut  ve  vücudun  parçalarının  zaman  ve  mekâna  uyumlu 

bir biçimde hareket etmesi. Bedenin koordinasyonu.  

 

C.

 

DURUMSAL ETKENLER:  

-

 



RUTĠN  DURUMLAR:  Hareketlerin  karar  ve  seçim  gerektirmeyecek  şekilde 

otomatik  olarak  işlemesi.  Öğrenme  sonucunda  hareketlerin  otomatikleşmesi. 

Acemiliğin atılması.  

-

 



KARMAġIK DURUMLAR: Alternatif tepkiler arasında seçim yapılmasını gerektiren 

durumlar. Genellikle acil durumlar.  



 

SAPKIN SÜRÜCÜ DAVRANIġLARI 

 

Yolda  yapılması  uygun  olmayan  sürücü  davranıĢları  “sapkın  sürücü”  davranıĢı 



olarak  isimlendirilir.  Sürücü  davranışını  inceleyen  farklı  araştırmalar,  sapkın  sürücü 

davranışını  farklı  şekillerde  sınıflandırmıştır.  Ancak  sıklıkla  sapkın  sürücü  davranışı 

temelde ikiye ayrılmıştır. Bunlar hatalar ve ihlallerdir. Sapkın sürücü davranışının bu iki 

farklı  şeklinin  psikolojik  kaynaklarının  farklı  olduğu  gibi,  önleme  şekillerinde  de  farklı 

olduğu  düşünülmektedir.  Ortak  bir  görüş,  hataların  bilginin  yanlış  işlenmesi  sonucu 

ortaya çıktığı, ihalelerin ise motivasyonel (Motivasyon: istekleri, arzuları, gereksinimleri, 

dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi bedensel 

ihtiyaçlar  temelli  olan  güdüler  “dürtü”  olarak  isimlendirilir.  İnsana  özgü  olan  başarma 

isteği  gibi  yüksek  dürtülere  de  gereksinme  yani  ihtiyaç  denir.  Güdülere  organizmayı 

uyarır  ve  faaliyete  geçirir,  organizmanın  davranışını  belli  bir  amaca  doğru  yöneltir. 

Motivasyon davranışa enerji ve yön verir. )  nedenlerinin olduğudur. İhlallerde sürücünün 

davranışı  niyetlilik  içerirken,  hatalarda  niyetlilik  söz  konusu  değildir.  Hatalar,  bireylerin 

bilişsel işlevler ile açıklanabilirken, sosyal bir olgu olan ihalelerle ancak organizasyonel ya 

da toplumsal bağlamda ele alındığında anlaşılabilir.  

 

Hatalar  sıklıkla  planlanan  eylemin  sonucuna  ulaşması  olarak  tanımlanmıştır.  Reason  ve 



arkadaşları temelde 2 tip hatadan bahsetmektedirler.  

 

1.



 

Dalgınlıklar ve Unutkanlıklar: Eylemin istemeden niyetten sapmasıdır.   

Örneğin;  sinyal  vermek  isterken,  silecekleri  çalıĢtırmak,  trafik  işaretlerini  yanlış 

okuyup,  yanlış  yola  girmek,  kontağı  çevirmeden  gaza  basıp  arabayı  hareket  ettirmeye 

çalışmak,  arabayı  park  ettiği  yeri  karıştırmak,  hangi  viteste  olduğunu  hatırlamayıp  elle 

kontrole  etmek,  A  yönüne  gitmeyi  planlarken  B  yönü  sık  kullandığı  bir  yol  olduğu  için 

kendini  birden  B  yönüne  giden  bir  yolda  bulmak,  uzun  farları  açık  unutup  başka  bir 

sürücünün uyarmasıyla farkına varmak gibi……. 



2.

 

YanlıĢlıklar:  İstenen  amaca  ulaşmak  için  planlanan  eylemin  yolunun  yanlış 

olması.  

Örneğin; geçmeye çalıştığı aracın hızının yanlış tahmin edilmesi, bir kavşakta yanlış yere 

girme,  park  edeceği  boşluğu  yanlış  tahmin  edip  park  ederken  bitişikteki  aracı  sıyırma, 

ana yoldan sola dönüp, yaklaşan aracı görmeden tali yola girme gibi.  

 

Daha  ileriki  dönemde  araştırmacılar  dalgınlıklar  ve  unutkanlığı  da  birbirinden 



ayırmışlardır.  Dalgınlık  bahsedildiği  gibi;  eylemin  planlandığı  gibi  olmamasıdır.  Örneğin; 

sinyal vermek isterken silecekleri çalıştırmak ya da trafik işaretlerini yanlış okuyup yanlış 

yola  girme  gibi.  Unutkanlıklar  ise;  alışılagelmiş  bellek  yetersizliklerini  içermektedir. 

Örneğin;  henüz  gittiği  yolu  hatırlamayarak  ya  da  trafik  ışıklarında,  üçüncü  viteste 

kalmaya  çalışmak  gibi.  Diğer yandan  yanlışlıklar hedeflerin  seçimi,  bu  hedeflere  ulaşma 

yolunu  ya  da  her  ikisini  de  kapsayan  yargısal  ve/veya  sonuç  çıkarmaya  yönelik 

süreçlerdeki eksikliklerden kaynaklanmaktadır.  

 



Hatalar  genellikle  bireyin  zihinsel  süreçleriyle  (dikkat,  algı  gibi  süreçler)  açıklanırken, 

ihlaller;  davranışların  alışkanlıkları,  normlar,  kurallar  gibi  süreçlerle  düzenlendiği  sosyal 

ortamda tanımlanabilmektedir.  

 

İhlaller potansiyel olarak tehlikeli bir ortamda, güvenliği sağlamak için gerekli kurallardan 



ve  gerekli  uygulamalardan  bilinçli  olarak  sapma,  bilinçli  olarak  kuralı  çiğneme  olarak 

tanımlanmaktadır.  Örneğin;  kırmızı  ışıkta  geçme,  bilerek  hız  sınırının  üstüne  çıkma, 

öndeki  sürücünün  yavaş  gitmesinden  sabırsızlanarak  sağından  geçme  gibi.  Bu 

uygulamaların  her  zaman  resmi  olarak  ifade  edilmesi  gerekmez.  Örneğin;  güvenli  bir 

sürüş biçimi yada kabul edilebilir davranış olarak kabul edilen gayri resmi bir yerel kurala 

(örneğin;  iki  şeritli  kırsal  bir  yolda  çok  yavaş araba  kullanmak  gibi)  uymayarak da ihlal 

yapılabilir.  

Hatalar ve ihlaller arasındaki kavramsal sınırlar kesinlikle katı ve değişmez değildir. Her 

ikisi  de  aynı  olay  silsilesinde  var  olabilir.  Kuralları  ihlal  etmeden  hata  yapmak 

mümkündür. Benzer olarak bir ihlalin mutlaka hata içermesi gerekmez.  

 

TRAFĠK ORTAMINDA GÜVENLĠ DAVRANIġLAR 

 

Bir kaza olduğunda, aynı kazanın bir daha tekrarlanmaması için nedenlerinin araştırılması 

ve  ortadan  kaldırılması  zorunludur.  Ancak;  en  önemli  görev,  insan  hayatına  ve  maddi 

kayıtlara yol açan kazaları üretebilecek riskleri; henüz bir kaza yaşamadan evvel kontrol 

ederek, kazaları önlemektir.  

 

Kazaların önemli bir bölümü önlenebilir nitelik taşır. Sürücünün trafik ortamında, kazaları 



engellemek için tehlikeleri öngörerek ve doğru davranışları sergileyerek araç kullanması 

“güvenli sürücünün” en önemli özelliğidir.  



SürüĢ yeteneğini etkileyen faktörler.  

 

a.



 

YaĢ: Yaş değiştiremeyeceğimiz özelliklerimizdendir. Ancak bunları göz önüne alıp 

davranışlarımız  düzenleyebiliriz.  Genç  olduğumuz  dönemlerde  daha  çok  fiziksel 

yeteneğimiz  ve  daha  az  deneyimimiz  vardır.  Yaşlandıkça  fiziksel  yeteneklerimiz 

azalır. Ve sabrınız artar. Her yaş grubundaki kişiler bunları anlamalı ve göz önünde 

bulundurarak araç kullanmalıdır.  

b.

 

ĠĢitme:  Çoğu  sürücü  araç  kullanırken  görüş  yeteneklerinin  en  önemli  duyu 

olduğunu düşünürler. Ancak bulgular işitmenin de göremediklerimizi fark etmemiz 

açısından önemli olduğunu belirtmektedir.  

c.

 

GörüĢ:  Araç  sürüşü  esnasında  en  yoğun  görevi  yapar,  bu  nedenle  görüşümüzü 

engelleyen  bir  durum  varsa,  bunu  kontağı  açmadan  düzeltemeyiz.    (farlar, 

aynalar, camlar, güneşlikler gibi).  

d.

 

Hastalık ve Ġlaç  kullanımı:  Ne zaman  hasta olacağımızı veya  ilaç  kullanmamız 

gerektiğini  kontrol  edemeyiz,  ancak  araç  kullanırken  hastalığımızı  göz  önünde 

tutarak sürüşümüzü ayarlayabiliriz.  

e.

 

Yorgunluk:Yorgunluk  ve  dalgınlık  otobanlardaki  sessiz  katildir.  Araç 

kullanmayacak kadar yorgun olduğunuz gösteren tipik durumlar aşağıdaki gibidir.  

 

Düşüncelerimiz karışır 



 

Dikkatimiz kolayca dağılır.  

 

Esnemeyi engellemeyiz.  



 

Gözlerimiz kapanır ve dalar gider.  

 

Geçtiğimiz son birkaç kilometreyi hatırlamayız.  



 

Şeritten saparız, yakın takip yaparız, trafik işaretlerini kaçırız v.b. …… 

Uyuklamaya başladığımızda mümkün olduğunca çabuk dinlenmek için durmalıyız.  

f.

 

Hız ihlali (Risk davranışı başlığı altında anlatılacaktır.)  



g.

 

Alkollü araç kullanma (Risk davranışı başlığı altında anlatılacaktır.)  



 

 


RĠSK DAVRANIġI  

 

Risk  belirsizliğe  işaret  eden  bir  sözcüktür.  Doğrudan  olumlu  ya  da  olumsuz  bir 



göndermeyi içermemektir. Risk alma davranışının olumlu veya olumsuz sonuçları olabilir. 

Fakat  günlük  yaşamda  “risk  alma”  denildiğinde  olumsuzluk  akla  geliyor.  Risk  kavramı 

yerine riziko veya zarara uğrama tehlikesi kullanılabiliyor.  

 

Trafik  psikolojisi  alanında  da  olumsuz  sonuçlara  yol  açan,  trafik  kazalarına  neden 



olabilecek risk alma davranışları üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Psikolojide risk alma 

davranışını  ergenlik  döneminde  normal  olarak  gören  yaklaşımlar  mevcuttur.  Risk  alma 

davranışı;  normal,  uyumsuz,  sapan,  norm  dışı,  kuraldışı  davranış  yada  sapma  olarak 

tanımlanıyor.  Psikoloji  literatüründe  risk  alma  davranışını  zihinsel  süreçlere,  sosyal 

öğrenmelere,  kişisel  eğilimlere  veya  tümüne  dayandırarak  açıklayan  çeşitli  kuramsal 

yaklaşımlar  vardır.  Zihinsel  süreç  yaklaşımları  kişinin  yarar/kar  ve  bedel/zarar  hesabı 

yaparak davranış konusunda karar verdiğini söylemektedir.  

 

“Karar alma” yaklaĢımı Ģu yaklaĢımları içermektedir:  



1.

 

Olası seçeneklerin belirlenmesi 



2.

 

Her seçenekte izlenecek yolların belirlenmesi 



3.

 

Sonuçların istenirliğinin belirlenmesi 



4.

 

Eylem 


gerçekleştirildiğinde 

sonuçların 

gerçekleşme 

olasılığını 

değerlendirmesi 

5.

 

Mantıksal olarak savunulabilir kurallarla bu basamakları birleştirme 

Kişi,  davranışının  olumlu  sonuçlanma  olasılığının  yüksek  olduğuna  karar  verdiğinde  bu 

davranışı gerçekleştirmektedir.  



Hız kurallarını çiğneme ve alkollü araç kullanımı trafik ortamı için riskli sürücü 

davranıĢı kapsamında tanımlanmaktadır.  

 

HIZ ĠHLALĠ 

 

Hız  limitlerini  aşmanın  insanın  davranışına  nasıl  yansıdığı  ve  hız  kurallarına  uymanın 



neden bu kadar önemli olduğunu pek çoğumuz atlamaktayız.  

Hız artışı sürücünün sürüş sırasında çevredeki bilgileri toplama sürecinde, ayırt etme ve 

tanımlama için gerekli süreyi yok etmektedir. Burada esas önemli nokta ise hiç bir 

sürücünün (deneyimli-deneyimsiz, kadın, erkek, genç-yaşlı vs...) bu etkiden 

kaçınamamasıdır. 

Bir kaç kilometre/saat'lik hız artışı yanlış algılama ve tahmine sebebiyet vermesi sonucu 

kazaya neden olabilecek bir tehlike olarak pusuda beklemektedir. 

Şehir  içi  hız  limiti  olan  50  km/saat'lik  hızdaki  bir  çarpışmada  dahi  araçta  oluşacak 

muhtemel  darbe  derinliği  0.75sn  olacaktır.  Bu  sizce  önemsiz  bir  hasar  mıdır?  Hele  bu 

hızla  çarptığınız  bir  bariyer  değil  de  insan  ise  belki  aracınızdaki  hasar  daha  az  olabilir. 

Ancak yaya üzerindeki hasar ile büyük ihtimalle onun yaşamına son vermiş olabilirsiniz.  

Eğer hızınızı normal hız limitlerine yanı 50 km/saat hıza çektiğinizi düşündüğünüzde; tüm 

ölümlerin %30'unun, tüm yaralanmaların ise %100'ünün yani tamamının gerçekleştiği 

hıza çıkmış olursunuz. Buradan çok çarpıcı bir sonuç çıkmaktadır. Buna göre toplam 



ölümlerin %30'u ve toplam yaralanmaların ise hemen hemen tamamı Ģehir içi 

hız limitleri altında oluĢmaktadır. Saydığımız hızlarda bile çok büyük ölüm ve 

yaralanma risklerini üzerimize alıyoruz. 

 HIZ KÖRLÜĞÜ:  

Hız ne kadar artarsa, sürücünün bakış alanı o oranda daha uzağa odaklanır. Bunun 

sonucunda sürücü yol kenarında neler olduğunu, tehlike yaratabilecek gelişmeler olup 

olmadığını denetleyemez.  

 



 

Hız  körlüğü,  artan  hız  sonucunda  sürücünün  görüş  açısının  düşerek,  çevresini 



tam olarak algılayamaması anlamına geliyor”. Yani yüksek hızda sürücü tüm olayları 

çok geç fark etmektedir.  Saatte 35 kilometre hızla giden bir otomobil sürücüsünün görüş 

açısı 104 derece iken, hız 130’a çıktığında görüş açısı 30’a kadar düşüyor. Görüş açısı hız 

arttıkça kademeli olarak düşüyor. Bu da yolculuğu güvensiz kılıyor.” 

 

 

Ayrıca, 80 kilometre hızla giden bir otomobilde bulunanların, 30 kilometre hızla 



gidene oranla ölüm riski 20 kat daha fazladır.  

 

Hız  körlüğü  çevre  yolu  üzerindeki  yerleşim  yerlerinden  geçerken  'yaya  trafiği'  açısından 



büyük tehlike oluşturuyor. Bu nedenle transit yolların şehir geçişlerinde 50 kilometre hızın 

üzerine çıkılmaması gerekiyor. 



Alkollü Araç Kullanma 

 

Sürücü,  alkolmetre  ile  yapılan  test  sonucunda  alkollü  çıkarsa;  2918  Sayılı  Karayolları 



Trafik  Kanununun  48/5  maddesi  gereğince  para  cezası  ile  cezalandırılır,  aracı  trafikten 

men edilir ve sürücü belgesi (6) ay süreyle Trafik Polisince geri alınır.  

 

Aynı sürücü aynı suçu 2. kez işlerse; yine kanunun ilgili maddesi gereğince para cezası ile 



cezalandırılır,  aracı  trafikten  men  edilir  ve sürücü  belgesi (2)  yıl  süreyle  Trafik  Polisince 

geri alınır. Aynı sürücü üçüncü kez alkollü olarak araç kullanırken tespit edilirse, kanunun 

ilgili maddesinde belirtildiği şekilde para cezası ile cezalandırılır, aracı trafikten men edilir 

ve sürücü belgesi (5) yıl süreyle Trafik Polisince geri alınır. Ayrıca (6) aydan az olmamak 

üzere hafif hapis cezası uygulanılır. (5) yıl süreyle geri alınan sürücü belgesi sahipleri, 5. 

yılın  sonunda,  psiko-teknik  değerlendirme  ve  psikiyatri  muayenesinden  geçmek 

zorundadır. Durumu uygun olanların belgesi iade edilir.  

 

Alkollü araç kullanmaktan dolayı sürücü belgeleri geri alınan sürücüler, sürücü belgesine 



el  koyan  Trafik  birimine  veya  en  yakın  Trafik  Denetleme  Şube  Müdürlüğüne  alıkoyma 

süresinin bitiminde dilekçe ile başvurarak sürücü belgelerini geri alabilirler.  

Meydana  gelen  trafik  kazaları  incelendiğinde  sürücülerin  bir  anlık  dikkatsizlikleri  sonucu 

kazaların  meydana  geldiği  görülmektedir.  Bu  nedenle  de  alkollü  araç  kullanmanın  kaza 

nedenlerinin başında gelmektedir.  

Güvenli alkol limiti yoktur en doğrusu, hiç alkol almadan araç kullanmaktır. 

Bilimsel araştırmalar alkolün hiç bir seviyesinin sürücülük için güvenli olmadığını 

göstermektedir. Bütün ülkeler yasal alkol limitini belirlerken konuyu tıbbi, psikolojik ve 

sosyal yönüyle değerlendirerek bir karara varmakta, belli bir riski kabul ederek bu 

limitleri belirlemektedirler.  

 

Motorlu araç sayısının artmaya başladığı 1900'lü yılların ilk dönemlerinde, hızla oluşan 




trafik kurallarının yanı sıra, giderek alkollü sürücülük için de önlem alma ihtiyacı 

hissedilmiştir. Başlangıçta bu sınırın ne olması gerektiği ve nasıl ölçüleceği konusunda 

sorunlar yaşanmışsa da dünyada özellikle konuyu inceleyen bilimsel çevrelerin görüşü her 

zaman kan-alkol sınırının daha da aşağıya çekilmesi yönünde olmuştur. Bir başka deyişle 

yasal limitin altında olmanın sadece trafik cezasını engellediği, ancak can güvenliğini 

garantilemediği kabul edilmektedir.  

 

Alkolün etkileri açısından yaş, cinsiyet, sürücülük deneyimi gibi bazı faktörlere bağlı 



olarak bireyler arasında farklılıklar görülmekteyse de, bunlar güvenli sürücülüğü 

garantileyecek kadar büyük farklar olmadığı gibi, tartışmalı sonuçlar olarak 

değerlendirilmektedirler. Bununla birlikte genel olarak araştırmalar 0.2 promil düzeyinden 

itibaren alkol düzeyi arttıkça sürücülük üzerinde olumsuz etkilerinin de arttığı yönünde 

birleşmektedir. Bu sınır kimi ülkeler tarafından kabul edilmiş bulunmaktadır. 

 

ÜLKEMİZDE YASAL ALKOL SINIRI

 

Ülkemizde ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalıĢan sürücülerin alkollü 

olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmıĢ,  

 

Diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit 

olan, 0.50 Promil belirlenmiştir. 

 Bu halk arasında yanlış bir biçimde "yüzde elli alkollü olmak" diye ifade edilmekte, hatta 

bunun mümkün olduğu sanılmaktadır. Bu tümüyle yanlış bir bilgidir. Bu yanlışlık 

genellikle promil değerinin nasıl hesaplandığının iyi bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.  

 

Promil hesabında alkolün ağırlığı, kanın ise hacmi dikkate alınarak bir orantı kurulur. 



Örneğin 0.50 promil 100 mililitre kanda 50 miligram alkol bulunduğunu gösterir ve 

buradan gidilerek, 50:100=0.50 promil kabul edilir. Ağırlığı hacme oranlamak 

matematiksel olarak çok mantıklı değilse de, karmaşık ve çok küçük sayılarla uğraşmak 

zorunda bırakmadığı için tercih edilen bir ifade biçimidir. Eğer hacim oranları dikkate 

alınacak olursa, 0.50 promilin gerçekte kanda %0.025 oranında alkole eşit olduğu (on 

binde 2.5 !) görülür. İnsan vücudu yüzde elli alkol oranı bir yana, %0.5 oranında alkole 

bile (binde 5 ya da bir litre kanda 4 gram alkol bulunması) tolerans göstermekte çok 

zorlanır, hatta bu düzeydeki kan-alkol oranı pek çok kişide ölüme yol açar.  

 

 

ALKOL DÜZEYĠNĠN HESAPLANMASI VE ALKOL-KAN ORANLARI 



ÖLÇÜM 

DEĞERĠ 

Promil 

Hesabı(miligram 

alkol/mililitre kan) 

1  Litre  kanda  ne 

kadar alkol var 

hacim 

olarak 

kandaki 

alkol 

oranı* 

0.2 Promil 

20  mg  alkol/100  ml  kan 

(20:100=0.2) 

0.2 gram alkol 

%0.025  (binde  0.25 

alkol) 

0.5 Promil 



50  mg  alkol/100  ml  kan 

(50:100=0.5) 

0.5 gram alkol 

% 0.063 (binde 0.63 

alkol) 

0.8 Promil 



80  mg  alkol/100  ml  kan 

(80:100=0.8) 

0.8 gram alkol 

%  0.1  (binde  1 

alkol) 

1 Promil 



100  mg  alkol/100  ml  kan 

(100:100=1) 

1 gram alkol 

%  0.13  (binde  1.3 

alkol) 

1.5 Promil 



150  mg  alkol/100  ml  kan 

(150:100=1.5) 

1.5 gram alkol 

%  0.19  (binde  1.9 

alkol) 

2 Promil 



200  mg  alkol/100  ml  kan 

(200:100=2) 

2 gram alkol 

%  0.25  (binde  2.5 

alkol) 

3 Promil 



300  mg  alkol/100  ml  kan 

(300:100=3) 

3 gram alkol 

%  0.38  (binde  3.8 

alkol) 

4 Promil 



400  mg  alkol/100  ml  kan 

(400:100=4) 

4 gram alkol 

%  0.5  (binde  5 

alkol) 



5 Promil 

500  mg  alkol/100  ml  kan 

(500:100=5) 

5 gram alkol 

%  0.6  (binde  6 

alkol) 


* 1 mililitre alkolün ağırlığı 0.789 gram, 1 gram alkolün hacmi 1.268 mililitredir 

 

 



 

 

 



 

ALKOLÜN VÜCUT VE DAVRANIġLAR ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠ 

ÖLÇÜM 

DEĞERĠ 

VÜCUT VE DAVRANIġ ÜZERĠNDEKĠ ETKĠLERĠ 

   


0.2 Promil 

ruh  halinin  değişmesi,  vücut  ısısında  hafif  bir  yükselme,  davranışlar 

üzerindeki kontrolün azalması 

   


0.5 Promil 

belirgin  bir  gevşeme,  dikkatin  azalması,  koordinasyon  ve  muhakeme 

bozukluğunun başlaması. YASAL SINIR 

   


0.8 Promil 

koordinasyon,  algı  ve  muhakemede  belirgin  bozulma,  tepki 

zamanının, kendini kontrol etme becerisinin zarar görmesi 

   


1 Promil 

sarhoşluk belirtileri, muhtemel mahcup edici davranışlar, bir an neşeli 

bir an üzgün olmak gibi ruh halinde gidip gelmeler 

   


1.5 Promil 

ayakta  durma,  yürüme  ve  konuşmada  güçlük  çekme,  denge  ve 

koordinasyonun kaybedilmesi, belirgin olarak sarhoşluk hali 

   


2 Promil 

ağrı ve diğer fiziksel duyumların azalması, ağlama ve gülme arasında 

gidip gelmek gibi belirgin duygusal tutarsızlıklar  

   


3 Promil 

reflekslerin azalması, bilinçte bulanıklık, pek çok kişide bilinç kaybı 

   

 

ALKOL ĠÇEREN ĠÇECEKLER

 

 Bir çok içkide bulunan alkol oranı (içkinin alkol derecesi) çok farklıdır ve bu nedenle ne 

kadar  alkol  alındığının  belirlenmesi  çok  güç  olabilir.  Ayrıca  alkolün  vücutta  yakılması 

zaman  isteyen  bir  iştir  ve  bu  da  kişinin  vücut  ağırlığı,  karaciğerinin  büyüklüğü,  genel 

sağlık  durumu  başta  olmak  üzere  pek  çok  faktöre  göre  farklılık  göstermektedir.  Bu 

nedenle bir çok kişi aldığı alkol miktarı konusunda yanılgıya düşmektedir.

 

Vücudunda  6  litre  kan  bulunduğunu  varsaydığımız  bir  yetişkinin  kan  dolaşımına  3  gram 



alkol karışması halinde yasal sınıra ya çok yaklaştığı ya da aştığı düşünülebilir. Aşağıda, 

içinde  yaklaşık  olarak  12  gram  alkol  bulunan  içki  miktarları  belirtilmiştir  Bu  içkilerin 

içerdiği  alkol  miktarı  göz  önünde  bulundurulduğunda  bir  yetişkinin  tehlikeli  bir  sürücü 

haline gelmesinin çok zor olmadığı görülür. Özellikle "hafif" içki olduğu düşünülerek bira 

ve  şarabın  çok  fazla  içilmesinin  sürücüleri  çok  zor  durumda  bırakabileceğine  dikkat 

edilmelidir.  




Ülkemizdeki Alkolün Yasal Sınırı

0.5 Promil 

1 duble rakı

2 kadeh şarap

2 bardak bira

 

 



 

ALKOLÜN VÜCUTTAN ATILMASI  

 

Pek  çok  kişi  alkol  aldıktan  sonra  kahve  içerek,  egzersiz  yaparak  ya  da  biraz  kestirerek 



alkolün vücuttan atılmasını hızlandırabileceğini düşünür. Oysa bunların alkolün yakılması 

üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bunun için karaciğerin çalışmasına ve zamana ihtiyaç vardır.  

 

Alkol  alındıktan  sonra  muhakeme  yeteneği,  algılayış  giderek  bozulurken  bunun 



sonucunda  sürücülük  becerileri  azalmakta,  buna  karşılık  yine  bozulan  muhakeme 

yeteneği ve azalan duygusal kontrol nedeniyle kendine güvende yersiz bir artış meydana 

gelmektedir.  İşte  bu  çelişkili  değişim  sürücülük  için  daha  da  tehlikeli  bir  duruma  yol 

açmaktadır.  Bu  nedenle  alkol  aldıktan  sonra  ne  yapacağını  düşünmek  yerine  içmeye 

başlamadan önce bazı kararlar almak daha yararlı olabilir. Bunlar eğer araç kullanılacaksa 

hiç içmemek, eğer içilecekse araç kullanacak bir kişi bulmak olabilir. Özellikle eğlenmek 

için çıkılan akşamlarda özel araç kullanmak yerine taksi ya da toplu taşım araçlarını tercih 

etmek  uygun  olacaktır.  Hiç  şüphe  yok  ki  alkolün  etkileri  konusunda  doğru  bilgilenen  ve 

bu  tür  kararları  alkol  almadan  önce  vermeye  çalışan  sürücüler  bu  konuda  en  doğru 

davranışı da yine kendileri seçebilirler.  



 

 

SÜRÜġ YETENEĞĠNĠ ETKĠLEYEN ZĠHĠNSEL SÜREÇLER 

 

a.

 

Öfke:  Öfke,  çoğunlukla  istediğimiz  herhangi  bir  şeyin  gerçekleştirmesine  bağlı 

olarak yaşanan hayal kırıklıkları, engelleme, bireysel değerimize yönelik herhangi 

bir  saldırı  gibi  durumlarda  ortaya  çıkan  bir  duygudur.  Bu  duygunun  kontrol 

edilmesinde  en  önemli  kriter  oto-kontroldür.  Kendi  duygularımızın  farkında 

olmalıyız,  öfkemizin  kaynağını  belirlemeye  çalışmalıyız  ve  bu  kaynak  nedeni 

ortadan  kaldırmak  için,  adeta  bir  problem  çözer  gibi  sakin  ve  sistematik  bir  yol 

izlemeliyiz.  Öfkenin;  tepkisel  olarak  sergilenmesi  kimseye  fayda  sağlamaz.  Biz 

farklı ortamda problem çözmeye çalışan kişi olmalıyız.  



b.

 

Stres: Sürüş güvenliğimize ve çevremizdekilere tehlike yaratan bir başka süreç de 

strestir.  Modern  hayatta  çeşitli  zorluklar  stres  yaratır  ancak  zeki  sürücüler  bir 

çarpışmanın veya trafik kuralını ihlalin sadece streslerini daha da fazla arttıracağını 

farkındadırlar.  

 



GÜVENLĠ SÜRÜCÜLÜK ve ÖFKE KONTROLÜ  

 

A.



 

Öfkeli Sürücülük;  

-

 



Nezaket Eksiliği 

o

 



Sol şeritten yavaş sürme 

o

 



Yaya geçitlerinde yol vermeme 

o

 



Diğer araçlara yol vermeme 

o

 



Dar yoldan gelen araçlarla inatlaşma 

-

 



Kuralları Ġhlal Etmek 

o

 



Aşırı hız 

o

 



Sık şerit değiştirme 

o

 



Hatalı çıkış 

o

 



Sinyal vermede şerit değiştirme 

o

 



Durak harici durma 

-

 



Öfkeli Araç kullanma 

o

 



Diğer  bir  sürücünün  yaptığı  davranış  karşısında  duyulan  kızgınlığın  ifade 

edilmesi 

o

 

Kızgın biçimde kornaya basma 



o

 

Flaşörleri kullanma 



o

 

El ve yüz hareketleri 



o

 

Bağırma 



o

 

Düşmanca bakışlar 



o

 

Yakın takip 



o

 

Yol kesme 



o

 

Yarışma  



 

 

B.



 

Destekleyici Sürücülük;  

-

 



Sorumlu Sürücülüktür 

-

 



Usta Sürücülüktür 

-

 



Güvenli Sürücülüktür.  

 

Herkes bazen öfkeli sürücü olabilir.   



Öfkeli sürücü olmanın tehlikeleri;  

 

-



 

Kazaya neden olabilir.  

-

 

Stres yaratır.  



-

 

Fiziksel zarara neden olur (araca ve kendine) 



-

 

Maddi yük getirir 



-

 

İşten atılma ve kanuni sorumlulukla karşı karşıya kalma olarak özetlenebilir.   



 

GÜVENLĠ SÜRÜġ DAVRANIġLARI 

 

a.

 

Kontrol ve Sorumlulukla ilgili bazı önemli noktalar:  

 

Araç içerisinde davranışlarınızı kontrol eden tek kişi sizsiniz.  



 

Kendi  yargılarınızı  vermek  durumundasınız  ve  aracınızı  diğer  sürücülerin 

rasgele davranışlarının kontrollerini bırakmamalısınız.  

 

Araç  sürerken  kontrol  edemeyeceğiniz  durumların  olduğunu  unutmayın  (ışık, 



hava,  yol,  trafik  ve  diğer  sürücüler).  Siz  sadece  kendi  hareketleriniz  ve  bu 

durumlarla nasıl başa çıkabileceğiniz kontrol edebilirisiniz.  

 

Her  verdiğiniz  kararın  bir  sonucu  vardır.  Güvenli  bir  sürüş  için  bunları 



düşünerek hareket etmelisiniz.  

Kötü  sürüş trafikte  aksamalara  ve  kazalara neden  olmaktadır.  Bu  kazalar  ölümle 

sonuçlanabilir.  

b.

 

Güvenli Sürücü AlıĢkanlıkları:  



 

Arabayı  sürmeye  başlamadan  önce  rotanızı  kilometre  kilometre  düşünün  ve 

planlayın.  

 

Yol şartlarını inceleyin.  



 

Diğer sürücüler ne yaparsa yapsın kendi kontrolünüz kaybetmeyin.  

 

İki saniye veya iki saniye üstü araç takip mesafesi kurallarını kullanın.  



 

Herhangi  bir  kaza  durumuyla  ilgili  olarak  plan  yapın.  Tehlikeli  durumları 

tanımaya çalışın, doğru davranışı doğru zamanda göstermeye çalışın.  

 

Her zaman emniyet kemeriniz takın.  



 

Kazaların  en  sık  olduğu  noktalar;  yerleşim  yeri  giriş  ve  çıkışları,  eşdüzey 

kavşaklar, anayol tali yol birleşimleri, rampalar, akaryakıt istasyonları giriş ve 

çıkışları,  virajlardır.Buraların  birer  tehlike  faktörü  olduğunu  bilerek  bu 

tehlikeleri öngörerek aracınızı kullanın.  

 

 

SÜRÜCÜLÜKDE PROFESYONELLĠĞĠ SAĞLAYAN ĠLKELER VE ÖZELLĠKLER 

 

 



Sağlığına önem veren  

 

İş emniyetine ve çevre temizliğine önem veren  



 

Trafik kurallarına uyan  

 

Yayalara saygılı  



 

Trafik levhalarını önemseyen 

 

Eğitimli 



 

Asabi olmayan 

 

İşine bağlı 



 

Argo kelimeler kullanmayan 

 

Yola çıktığında evini ve çocuklarını unutmayan 



 

İnsanları seven 

 

Dürüst 


 

Kılık kıyafeti düzgün 

 

Hız kurallarına dikkat eden 



 

Saygılı 


 

Şirket kurallarına uyan 

 

Araç bakımına riayet eden 



 

Alkollü araç kullanmayan 

 

Emniyet kemeri kullanan.  



 

Başkalarının hakkını istismar etmeyen 

 

İşini, ne kadar tehlikeli olduğunun bilincinde olarak yapan  



 

Düzenli sağlık taramasından geçen  

 

Trafik rahat ve emniyetli davranan  



 

Maddi sorunları halletmeye çalışan  

 

Ailesine düşkün 



 

Uykulu ve yorgun araç kullanmayan  

 

Reflekslerine önem veren  



 

Dinlenme zamanlarını yararlı şekilde kullanan  

 

Hız sınırları ve trafik levhalarının önemini bilen  



 

Anlayışlı olan kişiler profesyonelliğin kurallarına uymaktadırlar.  

 

PROFESYONELLĠĞĠN DOĞURDUĞU SONUÇLAR VE KAZANÇLAR 

 

Ülke imajı  



 

Şirket imajı 

 

Çevre sağlığı 



 

Kazasız trafik ortamı  

 

Can ve mal güvenliği 



 

Verimlilik 

 

Hedefleri gerçekleştirme imkânı 



 

Kalite 



 

Müşteri memnuniyeti 

 

İşveren memnuniyeti 



 

Kendinin ve ailenin memnuniyeti  



 

Ülke ekonomisine katkı 



 

Yüklə 131,63 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə