Demet: Çok mutsuz ve sevgisiz bir zamanda oldu



Yüklə 16,02 Kb.
tarix07.12.2017
ölçüsü16,02 Kb.
#14374

Monologlar
Karaktarlar:

Demet


Tamar

Çoban
Demet: Çok mutsuz ve sevgisiz bir zamanda oldu. Nasıl yaşayıp, hayata devam edebileceğimi anlamaya çalışıyordum. İyi olmaya çalışırken herşey kötüye gidiyordu.


Derken bir gün çok kötü bir şey oldu. Nasıl başladığını bile bilmiyorum. Birden bire kalabalık bir grup adam beni tutarak, çekiştirerek, kulağıma "Zina!, Zina!" diye bağırıyorlardı. Beni sokaklara doğru sürüklüyorlardı. Bunun ne anlama geldiğini biliyor ve düşünemiyordum. Dehşete düşmüştüm.
En sonunda durdular ve beni yere iteklediler. Başımı bile kaldırıp bakamadım. Büyük bir kalabalığın tam ortasındaydım. Birinin oradaki herkese zinada yakalandığımı duyurduğunu işittim. Sonra onların Musa'nın yasasından ve benim gibi kadınların taşlanmasından bahsettiklerini duydum. Kabus gibiydi! Son soruyu tekrar tekrar soruyorlardı. "Ne diyorsun?" "Ne diyorsun?" Sonunda biriyle konuştuklarını anladım. Ama O, onlara cevap vermiyordu.
Ondan sonra, alçak fakat güçlü bir sesin "İçinizden günahsız olan ilk taşı atsın" dediğini duydum. Kalbim durdu. Mahkum edilmeyecek miyim? O an bütün hayatım için mahkum edildiğimi anladım.
Sonra taşların birer birer ellerinden yere düşüşünü duydum. Bana atılacak taşların.. "Kadın, onlar neredeler? Seni kimse suçlu çıkarmadı mı?" dediğini duydum. Yavaşca başımı kaldırıp etrafıma bakındım. Yalnızdık, etrafta kimse kalmamıştı. Güçlükle konuşuyordum. “Hiç kimse efendim” dedim. Ben de seni mahkum etmiyorum git ve bir daha günah işleme” dedi.
Bağışlanmıştım ve bana ikinci bir şans verilmişti - yeni bir yaşam. İşte o gün, İsa ile tanıştım. İşte o gün hayatım bütünüyle değişti!
Tamar: Sıradan bir gündü. Her zaman yaptığım gibi tek başıma kuyudan su çekmeye gelmiştim. Ama bu kez kuyudan su çekmeye başladığımda, arkamda bir adamın, “Bana içmem için su ver” dediğini duydum. Etrafıma baktım ve su isteyenin bir Yahudi olduğunu gördüm. Benimle konuştuğuna inanamadım. Yahudilerin biz Samiriyelilerle hiç bir ilişkisi yoktur.
Bu yüzden ona "Neden bir Yahudi olarak benden su istiyorsun?" diye sordum. Hemen Tanrı'nın armağanından bahsetmeye başladı. Bunu benden isteyenin

kim olduğunu bilseydim, Ondan isteyebilirdim ve O, bana yaşam suyunu verebilirdi.


Bana bu suyu verse, bir daha hiç susamayacağımı ve “içimde sonsuz yaşam için fışkıran bir pınar olacağını” söyledi. Her gün sadece su almak için o kadar yolu tepip buraya gelmek zorunda olmamak iyi olurdu. Bu yüzden bana biraz bu sudan ver dedim. Sonra "Git kocanı çağır ve buraya gel." dedi. (Bezgin) Niye böyle dediki? Kocam yok” dedim. "Bu doğru" dedi ve hakkımdaki her şeyi söylemeye başladı.
Herne kadar hakkımda her şeyi, bilsede genede benimle saygılı bir şekilde konuşmaya devam etti. Sanki önemliymişim ve anlamam fark edermiş gibi... Sonunda ruhta ve gerçekte tapınma zamanının geldiğinden bahsetti, ki bunlar gerçek tapınanlardı. Tanrı bu gibi kişileri arıyordu. Tanrı gerçekten tapınanları arıyordu. Bana bunu neden söylüyordu ki? Benim de gerçekten tapınan biri olabileceğimi ve Tanrının beni aradığını mı söylüyordu?

Daha önce böyle konuşan birini görmemiştim. O Mesih olabilir miydi? Hemen sordum... "Seninle konuşan ben, O'yum" dedi bana.

Ondan sonra şehrimizde iki gün kaldı. Çok mutluydum çünkü sadece ben değil, herkes kendi kulaklarıyla duydu ve Ona inandı. O'nun gerçekten dünyanın Kurtarıcısı olduğunu inandıklarını söylediler.
Dünyanın Kurtarıcısı! Neden günün en sıcak zamanında su almak için yalnız başıma kuyu başında bulunduğumu biliyor musunuz? Çünkü köyümdeki hiç bir kadın benimle konuşmuyordu. Onlar konuşmadılar ama O konuştu.
İşte o gün, İsa ile tanıştım ve herşey değişti!
Çoban: Ben bir çobanım, bu yüzden koyunlar hakkında çok şey bilirim. Etrafta dolaşıp kayboldukları zaman, o kadar korkarlar ki yürüyemez hale gelirler. Sadece çalılıklara

uzanırlar ve orada korkudan titreyerek yatarlar. Onları bulduğunda kaldırıp omzunda taşımalısın. Bunu iyi bilirim!


Demet: Kaybolmuştum, beni kim arardı?
Çoban: Kaybolmanın en kötü yanı, kimsenin seni aramadığını, özlemediğini bilmektir. Sanki kimse yüreğimi anlamıyordu. Sanki haykırıyordum, ama sesimi kimse duymuyordu. En sonunda herkesten uzaklaştım. Artık bir şeyin parçası olduğumu hissetmiyordum.
Tamar: Ben de uzaklaşmıştım...Kim beni arardı ki?
Çoban: Öyle görünüyordu ki iyi bir hayat ancak iyi insanlar içindi. Tanrı'nın gözdeleri, çok sevdikleri içindi. Mükemmel ahlaklı, iyi insanları sevmek kolay! Tanrı’yı da herkes gibi sanıyordum. Sevilebilecek insanları sevdiğini sanıyordum. Kendimi, ben bile sevmiyordum.
Tamar: Yüreğim yaralıydı, dünyadan ümidi kesmiştim.
Demet: Bir başıma kaldığımda sevgiyi aradım.

Çoban: İsa'yı aradım. Doğduğunda meleklerin çobanlara İsa'nın doğumundan bahsettiklerini duymuştum. Benim gibi çobanlara... Bu yüzden O'nu aradım. O günlerde O'nu bulmak zor değildi. Çok yakınında durdum. Sanki doğrudan doğruya bana konuşuyor gibiydi. "Ne dersin" dedi. "Bir adamın yüz koyunu olsa, bunlardan bir tanesi kaybolsa, doksan dokuzu dağlarda bırakıp, o kayıp olan koyunu aramaz mı?" "Evet!" diye haykırmak istedim.
Demet: Hep sorardım..."Kim beni sever ki?"
Çoban: Tanrı beni sevdiğini mi söylüyordu? Beni aradığını mı? Sözler kalbime işliyordu. Ne demek istediğini anlıyordum, ama zorlukla inanabiliyordum. Doksan dokuz'u bırakıp beni arıyordu. Varlığını hayal bile edemediğim bir Tanrı tarafından bulunuyordum.
Tamar: İsa Mesih, beni sen bulursun.
Çoban: Sonra dedi ki "Size gerçeği söyleyeyim. Kaybolan koyunu bulduğunda, kaybolmamış doksan dokuz koyunu için sevindiğinden daha çok sevinir." Sanki beni zaten tanıyan ve olduğum gibi seven biri tarafından bulunduğumu hissettim. Sonra o korkunç günde, çarmıh üzerinde kendisi bir koyun gibi kurban edildiğinde, bunun, ben bir daha asla kaybolmayayım diye olduğunu anladım.
Demet: Seni tanıyan doksan dokuz'u bırakıp, beni aradın...
Çoban: Şimdi kaybolmuş bir koyunu aradığımda ve onu çalılıklarda titrer bulduğumda, onu omzuma alıp taşırken Rabbim’i hatırlıyorum. Geçmişte nasıl olduğumu hatırlıyorum. Ama şimdi evdeyim Rabbimin yanında!

(©) 2013 Taşta Baş Tiyatrosu. Montana Lattin, mtlattin@gmail.com







Yüklə 16,02 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə