Devlet kýtaplari üÇÜNCÜ baski


De La Mettrie (La Metri, 1709-1715)



Yüklə 19,1 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/72
tarix25.07.2018
ölçüsü19,1 Mb.
#58569
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   72

De La Mettrie (La Metri, 1709-1715)
makine insan
Karl Marx (  818-1883)
Aşağıdaki tabloda bazı tanımlar ve bu tanımlara karşılık olan kavram ve filozof isimleri verilmiştir.
Tanımları okuyarak, metni de dikkate alarak doğru kavram ve sözcüklerle eşleştiriniz.
Ona göre gerçekten var olan yalnızca maddedir.Maddeden bağımsız bir
ruhu düşünmenin saçma olduğunu ileri sürer. De La Mettrie; insanı makine gibi
görür ve insan için
ifadesini kullanır. De La Mettrie, insanı
doğanın bir parçası olarak görür. İnsanın ruhsal hayatını bedene ve maddeye
indirgeyerek açıklar. Ona göre ruhsal olayların hepsi organik yaşamın eseridir.
Ruh bedenin bir türevidir.
Bazı materyalist düşünürler, evrendeki şeylerin maddenin mekanik
hareketleri ile açıklanabileceğini kabul etmezler. Maddenin mekanik değil bazı
diyalektik yasalara göre değişerek her şeyi meydana getirdiğini savunurlar. Bu
anlayıştaki düşünürlerden en önemlisi Karl Marx' tır.
1
K.Marx'a göre; madde, her varlığın temelinde var olan bir şeydir. Madde
ve ondan meydana gelen dış dünya, insan bilincinden bağımsız olarak vardır.
Marx'ın kabul ettiği madde, daha önceki maddeci filozofların maddesi gibi durağan değildir. O, devamlı
hareket ve değişme hâlindedir. Yani; tez- antitez- sentez şeklinde ilerler. Buna varlığın diyalektik ilerleyişi denir.
Ona göre madde olmadan hareket, hareket olmadan madde olmaz. Evrenin maddi yapısı olmuş bitmiş bir
yapı değildir. Marx, evrende bulunan her şeyi karşıt güçlerin bir çatışması olarak açıklar. Bu güçler diyalektik bir
tarzda iş görürler.
Marx'ın diyalektiğini, Hegel'in diyalektiğinden ayıran en önemli husus Marx'ın hareket noktasının madde;
Hegel' in hareket noktasının ise geist (ide) olarak adlandırdığı ruhsal bir ilke olmasıdır.
70
Marx'da varlığın tez, antitez ve sentez şeklindeki ilerleyişinin adı.
Varlığın atomlardan meydana geldiğini söyler.
Madde ve hareket şeklinde iki varlık kategorisinin olduğunu söyler.
Tek gerçekliğin madde olduğun savunan görüş.
Evrende bulunan her şey karşıt güçlerin bir çatışması olarak ortaya çıkar.
Bu güçler diyalektik bir tarzda iş görürler.
Ona göre materyalizmindeki görüşlerini öne çıkaran unsur maddeden
ziyade harekettir.  Ona göre hareket adeta her şeydir.
Onun kabul ettiği madde, daha önceki maddeci filozofların maddesi gibi
durağan değildir.
Atomların hareketleri en küçük bir sapma göstermez.
Maddeden bağımsız bir ruhu düşünmek saçmadır.
Demokritos
Hobbs
Diyalektik
Marx
Delamettrie
Materyalizm
ÖZELL KLER/GÖRÜ
İ
ŞLER


B. Spinoza (1632-1677)
Panteist (tümtanrıcı) bir filozoftur. Descartes'ın felsefesindeki düaliteyi aşmaya
çalışır. Varlığı açıklarken çoklukları birliğe indirgeme çabasındadır. Bu yönüyle monist bir
nitelik taşır.
Spinoza, varoluşu Tanrı ile açıklar. Diğer bütün varlıklar Tanrı'dan zorunlu bir düzen
içinde doğmuşlardır. Ona göre var olmak için kendinden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan
tek varlık Tanrı'dır.
Descartes'ın “Düşünüyorum öyleyse varım.” sözüne bu akıl yürütme ile varmıştır. Bu kanıtlama insanın
var oluşunun kanıtlanmasına karşılık gelir. Buradan hareketle insanda mükemmel bir varlık düşüncesinin
bulunduğu sonucuna varır. Ona göre insan hiçbir zaman mükemmel olamaz. İnsan zihninde var olan
mükemmel varlık düşüncesinden; kendisi mükemmel ve sonsuz bir varlık olan Tanrı'nın var olması gerektiği
sonucunu çıkarır. Bu şekilde Tanrı'nın var oluşunu ispat eder. Ona göre, sonlu ve sonsuz tözler vardır. Birinci
töz; Tanrı'dır. Tanrı, sonsuz ve mükemmeldir. Tanrı'nın dışında yaratılmış töz olarak ruh ve madde vardır.
Ruhun niteliği düşünme, maddenin temel niteliği ise yer kaplamadır. Bu tözler sonludur ve var olmak için
Tanrı'ya ihtiyaç duyarlar.
Bütünden
başka hiçbir
şey yoktur ve
bütün (Doğa)
tek Tanrı’dır.
71
1. Aşağıdaki metni okuyunuz.
2. Metin ile görsel arasında nasıl bir ilişki kurduğunuzu söyleyiniz.
3. Metinden hareketle aşağıdaki doğru yanlış tablosundaki önermelerin doğru olanlarının
karşısına (D), yanlış olanların karşısına (Y) harfini yazınız.
Uygulayalım-4
Rene Descartes (Dekart,1596-1650)
madde
düşünce
ruh
madde
Düalist bir düşünürdür. Düalist düşünürlere
göre varlık; birbirine indirgenemeyen
ve
gibi iki ögeden oluşur. Descartes, varlık
alanını
ve
olarak ikiye ayırmıştır. Bu
iki alan öz ve yapı bakımından birbirine
indirgenemeyen niteliktedir. Bunlar birbirinden
bağımsız alanlardır.
Descartes, varlık anlayışında önce kendi
varoluşunu kanıtlar. Bu kanıtlamada kullandığı
metot kuşkudur. İnsan tüm bilgilerden ve her
şeyden kuşku duyabilir fakat tek bir şeyden
kuşkulanmaz. Kuşku duymak bir tür düşünme
faaliyetidir.
ç. Varlığı Hem Madde Hem Ruh Olarak Kabul Edenler


Edmund Husserl (1859-1938)
Gerçek varlığı, fenomenlerin içinde gelişen öz olarak ifade etmektedir. “Bize verilmiş olan özler, dış
dünyadan ya da kendi iç varlığımızdan gelebilir.”demektedir. Husserl'e göre varlık kendisini fenomenlerde
gösterir.
İnsan varlığa değerler yükleyerek yaklaştığından onun özüne hiç yaklaşamamaktadır. Bu öze
yaklaşmak ve onu kavramak için varlığa verilen değerlerden varlığın arındırılması gerekir.Başka bir
ifadeyle fenomenlerin; olgulardan, duyusal yaşantılardan ayıklanması gerekir. Husserl, bu ayıklanma
işlemini paranteze alma olarak adlandırır. Paranteze alma; bir nesnenin özüne ulaşabilmek için onun özüne
ait olmayan özelliklerin bir kenara konulması demektir. Nesnenin özüne ait olmayan ve insanın söz konusu
öze ulaşmasını engelleyen ögeler, belirli bir süre için yok sayılır ve bu yolla özlerin kendilerine ulaşılır. Bu
ise günlük yaşam, din, bilim ve tarih alanlarındaki tüm görüş ve önyargıların paranteze alınması ile
mümkün olabilir. Bu nedenle fenomenolojinin konusu, duyularımızla algıladığımız rastlantısal
özelliklerin belirlediği nesneler değildir. Tersine onların özleridir. Örneğin bir masayı ele aldığımızda,
mekânın belli bir yerinde bulunan duyularla algıladığımız bir nesneyi değil, tersine masanın bütün duyusal
niteliklerini yok farz ettiğimizde, yani paranteze aldığımızda geriye kalan şeyi anlarız ki bu masanın
özüdür. İşte bu öze Husserl, “fenomen” der.
d.Varlığı Fenomen Olarak Kabul Edenler
Fenomen, genel anlamda algılanan ya da bilince görünen şey olup gözlemlenebilir olay ya da olgudur.
Fenomenoloji ise görüngü bilim anlamına gelir. (Görünenin kavranabileceğini yalnız görünenle ilgili doğru bilgiye
ulaşmanın yolu görünen varlıkla ilgili daha önceden oluşan her türlü ön kabulü bir kenara bırakıp zihinsel bir
deneyimle, görünenin doğru bilgisine ulaşılabileceğini savunur. En önemli temsilcisi ve kurucusu Edmund
Husserl'dir.
72
Descartes varlığın madde ve düşünce gibi iki ögeden oluştuğunu söyler.
Spinoza fikirlerinde panteist bir yapıyı da savunur.
Düşünüyorum öyleyse varım sözü Husserl'e aittir.
Varlık birbirinden farklı iki tözden oluşur fikri fenomenolojiye aittir.
Spinoza, varlığı açıklarken çokluk olanları birliğe indirgemeye çalışır.
Descartes varlığın sadece maddi unsurlardan oluştuğunu belirtir.
Husserl'e göre nesnenin özüne ulaşabilmek için öze ait olmayan özellikleri bir kenara koymak gerekir.
ÖNERMELER
Doğru Yanlış Tablosu
D/Y


Yüklə 19,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə