Devlet kýtaplari üÇÜNCÜ baski



Yüklə 19,1 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə65/72
tarix25.07.2018
ölçüsü19,1 Mb.
#58569
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   72

Bu dönemde, yönteme ağırlık verilmiştir. Çünkü Bacon'dan sonra Descartes ve Pascal, insan zihninin ön
yargılardan kurtarılmasını istemişlerdir. 19. yüzyılda, J. S. Mill de dahil birçok filozofun, bilginin yöntemi üzerinde
yeniden durmaları Rönesanstaki yeni yöntem anlayışının bir ürünüdür. Fizik ve matematiğe dayanan bu yeni
yöntemin 17. yüzyıl felsefelerini de derinden etkilediğini ve bilgi felsefesinin böylece kendini göstermeye
başladığını görüyoruz.
Doğa bilimlerinde matematiğin kesin bir açıklama aracı olarak uygulanması hem yeni bir doğa anlayışını hem
de yeni bir bilgi felsefesini ortaya çıkarmıştır. Bu yeni doğa anlayışı, mekanik kanunlara göre makine gibi düzenli
çalışan, onu idare eden ilkelerin kesinlikle bilineceği temeline dayanır. Buradan da "
" anlayışına ulaşılmıştır.
Bu anlayış çerçevesinde Descartes, Spinoza, Leibniz ve benzeri filozoflarda görülen rasyonalist bilgi anlayışı,
her tarafa hâkim olmuştur. İşte bu hâkimiyete karşı ilk tepki hareketi, önce Bacon'ın açtığı deneyci yoldan yürüyen J.
Locke'dan ve daha sonra Hume'dan gelmiştir. Çünkü fizik, kimya, astronomi ve hatta biyolojideki gelişmeler,
empirist bir bilgi anlayışının gelişmesine ortam hazırlamıştır.
Bunun yanında Newton'ın mekanik ve determinist dünya görüşü, özellikle Kant felsefesini adeta
yönlendirmiştir. Çünkü Kant, Newton mekaniğini kesin bilim örneği olarak görmektedir. Kant ve Laplace'ın
mekanik evren anlayışı, 20. yüzyılın başında Max Planck (Maks Plank,1858-1947)'ın ve Einstein'ın fizikte
yaptıkları devrime kadar devam etmiştir.
19.yüzyılın ikinci yarısında yeni geometriler ortaya çıkmıştır.
Lobachevsky (Lobaçevski,1793- 1856), doğru çizgiyi değil iki nokta
arasında bir eğrinin varlığını kabul etmiştir, çünkü ona göre, dünya
yuvarlak olduğundan düz çizgi yoktur. Rieman (Riman,1826-1866) ise
üçgenin iç açıları toplamının 180 dereceden fazla olduğunu
söylemiştir. Yine aynı dönemde bilim bilgisini mutlaklaştıran
bilimcilik (siyantizm) anlayışına karşı, bilimin yapısını eleştiren
felsefeler ortaya çıkmıştır. İşte bu göreci(rölativist) anlayışlar, fizikçi
Einstein (Aynştayn,1879-1955)'ın rölativite teorilerini ortaya atmasına
yol açmıştır. Einstein, zaman ve mekânın göreli olduğunu, mutlak eş
zamanlılık olmadığını teorisiyle kabul ettirmiştir. Max Planck, 1901'de
adı verilen değişmez sayıyı keşfeder. Niels Bohr
(Nayls Bohr,1883-1962) 1913'te, bugün de geçerli olan atom modelini
çizer. Louis de Broglie (Luis dö Brogli,1891-1977) dalgalar meka-
niğini kurarak ışığın ve sesin dalga dalga yayıldığını ortaya koyar.
Werner Heisenberg (Vörnır Hayzenberg,1901-1977) ise atomların iç
dünyasında (mikrokozmos) kesinsizlik bulunduğunu ortaya koyar.
Ona göre hareket halindeki bir elektronun tam olarak yerini tespit etsek
hızını tespit edemiyoruz; hızını tespit etsek yerini tespit edemiyoruz.
Broglie,
adlı eserinde
demiştir. Do-
layısıyla, doğa kanunları kesin ve zorunlu olmaktan çıkıp olası
(zorunsuz) olarak görülmeye başlanmıştır. Bu anlayışa
denilir.
Tüm bu gelişmelere diğer bilimlerdeki ilerlemeleri de katmak
gerekir. Örneğin; 1950'li yılların sonunda hücrede keşfedilen RNA ve
DNA adı verilen bilgi yüklü parçacıklar, biyolojiye dayanan yeni bilgi
teorisinin gelişmesine yol açmıştır. Freud(Froyd)'un psikanalitik
yorumu ve Einstein'ın, Newton fiziğinin yasaları yerine önerdiği
görecelik kuramıyla 20. yüzyılda bilimde tam bir değişme olmuştur.
Einstein'ın kuramını Max Planck'ın
desteklemiştir.
Böylece Newton fiziği terk edilerek kuantum fiziğinin görecelik ve
belirsizlik ilkeleriyle evren açıklanmaya çalışılmıştır.
Aklın ulaştığı açık ve kesin
bilgi, matematik bilgidir.
“Determinizm duvarında
Planck sabitesi kadar bir çatlak meydana geldi.”
indeterminizm
Planck Sabitesi
Madde ve Işık
Kuantum Kuramı
189
Max Planck
Lobachevsky


B İ
İ Y
Y D
N
Z    ?
O R
M U
U
U
L
5 Türk Lirası banknotların üzerinde resmi
bulunan Ord. Prof. Aydın Sayılı (1913-1993)
Dünya çapında taşıdığı ün, bilim dünyasına ve
Türk Bilim Tarihi'nin gelişmesine verdiği
desteklerden dolayı 5 Türk Lirası Banknotla-
rına resmi konarak onurlandırıldı.
190
Tarihsel  Dönemler
Bilim insanı
Dönemin önemli bilimsel çalışmaları
İlk Çağ
(MÖ 4000 – 500)
Orta Çağ
( 500 – 1450)
Yeni Çağ
(1450 – 1789)
Yakın Çağ
(1789 - ? )
BİLİMİN TARİHSEL YOLCULUĞU


Hazırlanalım
Aşağıdaki görselleri ve alt yazıları inceleyerek soruları tartışınız.
Ç. BİLİME FARKLI YAKLAŞIMLAR
l
l
Bilimin, bilim anlayışının gelişimine katkıda bulunan uygarlıklar ve bilim insanları hakkında
hangi  bilgilere sahipsiniz?
“Bilim, bir süreçtir ve tarihsel bir boyutu vardır.” Sözü size ne ifade etmektedir?
191
Bu yaptığı bir sihirbazlık, ona
aldanmayın! Bizim kuramlarımız içinde
yer alamayacak bir olgu. Öyleyse
saçma! Boş verin onunla ilgilenmeyi.
Sayın Profesör, bu olayı bizim
kuramlarımız neden açıklayamıyor?
Başka bir kurama mı ihtiyacımız var
yoksa?
Elbette hayır. Bizim
üniversitemizde bilimin incelemesi
gereken her türlü olay ve olgu açık
seçik belirlenmiştir. Bu bilimsel bir
sorun değil.
Thomas Kuhn diyor ki: “Bilim, bilim insanlarından oluşan bir topluluğun yaptığı her iştir. Bilim
insanlarının ön yargıları, olgulara bakış açısı ve içinde yaşadıkları toplumun unsurları bilime etki eder.”
Rudolf Carnap diyor ki: “Bilim, bilim insanlarının çalışmaları sonunda ortaya konulan önermelerdir.
Bilime öznel hiçbir unsur etkide bulunamaz.”
SORULAR
Sizce bilim nedir? Görüşlerinizi kısaca ifade ediniz.
Sizce bir bilim insanı, anlayamadığı olay ve olgulara saçma diyebilir mi?
Bilimsel çalışma ile bilim insanlarının kişisel özellikleri arasında bir ilişki var mıdır? Nasıl?
Kuhn'un görüşüne mi , Carnap'ın görüşüne mi katılıyorsunuz? Niçin?
l
l
l
l


Yüklə 19,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə