Dijital Aktivizm
[32]
ortamlarda tepkilerini kolay yoldan gösterdikleri, böylece içlerindeki sosyal
değişim isteğinin köreldiği düşünülmektedir. Örneğin, Özgacan Aslan
vakasında yaşanan vahşet karşısında ülke genelinde bir infial oluştu. Ortalama
her insanı derinden sarsacak bu olayda tabii ki herkes tepkisini gösterme
ihtiyacı hissetti. Bu olayla ilgili bir çok gösteri yürüyüşleri ve çeşitli
protestolar düzenlense de en yaygın tepki gösterme biçimi online platformlar
üzerinden gerçekleşti. Profil resmine konulan Özgecan Aslan fotoğrafları,
açılan hashtagler, yazılan iletiler, siyah kurdeleler vs. günlerce sosyal
mecraları işgal etti. Burada bir grup online olarak gösterilen bu tepkilerin
farkındalık yaratmak ve insanları mobilize etmek adına faydalı olduğunu
düşünmektedir. Diğer bir grup ise online olarak tepkisini gösteren insanların
vicdanını rahatlatarak bir anlamda deşarj olduğunu ve hareket geçme hissinin
köreldiğini düşünmektedir. Bu noktada iki iddia da teorik olarak makul
görünmektedir, dolayısıyla bu konuda daha çok kantitatif araştırmalar
yapılması ve iddialara yönelik nicel veriler ortaya konulması konuyu
aydınlatacaktır.
3.3. Hacktivizm
Peter Krapp, hacktivizmi “politik amaçları gerçekleştirmek adına
bilgisayar ve dijital ağların otoriteyi rahatsız edecek şekilde kullanılması”
olarak tanımlamıştır. (2005) Pınar Demirkıran ise hacktivizmi “bilgisayar
teknolojisinin veya programlama sistemlerinin toplumsal bir soruna yönelik
tepki gösterme amaçlı kullanılması” olarak tanımlamıştır. (2013: 28) Her iki
tanımda da hacktivizmin bir sosyal değişime yönelik yapılmasına,
hacktivizmde yapılış amacının sosyal değişim sağlama olduğuna vurgu
yapılmaktadır. Hacktivizm adına bu nokta çok önemlidir çünkü hacktivizmi
siber terörizmden ve diğer siber suçlardan ayıran en temel unsur yapılış
amacıdır. Örneğin hack yöntemiyle bir yolsuzluk ortaya çıkarılır ve bu
insanları uyarmak amacıyla yayınlanıp sosyal tepki yaratmak amaçlanırsa bu
hacktivizmdir. Diğer taraftan, hack yöntemiyle elde edilen gizli bilgilerin
şantaj, para koparma gibi amaçlarla kullanılması hacktivizm değildir.
Teröristlerin hükümetleri dize getirmek için yaptıkları yıkıcı hack faaliyetleri
de hacktivizm değil, siber terörizmdir.
Hacktivizm denildiğinde ilk akla gelen yüzü “Fawkes” maskeli,
karanlık odalarda bilgisayar başındaki insanlardır. Kavram olarak da
hacktivizm diğer siber suçlarla ve siber terörizmle aynı kefeye konulmaktadır.
Gerçek anlamda hacktivizm sosyal hareket kavramı çerçevesinde incelenirse
tam olarak anlaşılır. Burada paradoks ise, hacktivizm her ne kadar sosyal amaç
doğrultusunda yapılsa da, hack faaliyetleri doğası itibariyle illegaldir. Amaç
meşru olsa bile, kişi ya da kurumların özel bilgilerini illegal yöntemlerle elde
etmek ve ifşa etmek suç olarak ele alınmaktadır. Sivil itaatsizliğin vicdani ama
illegal olması gibi, haktivizm de vicdani olarak kabul görse de kanunen kabul
Durmuş
Gökhan TURHAN
[33]
görmemektedir. Hacktivizm ile ilgili örnekler çalışmanın son bölümünde
“Dijital Aktivizm Örnekleri” başlığı altında incelenecektir.
3.4. Vatandaş Gazeteciliği (Citizen Journalism)
Vatandaş gazeteciliği, sivil vatandaşların haber ve bilgi
toplanmasında, raporlanmasında, analiz edilmesinde ve yayılmasında aktif rol
oynaması anlamına gelen bir kavramdır. (Browman ve Willis 2003) Aynı
zamanda sokak gazeteciliği, kamu gazeteciliği, gerilla gazeteciliği gibi isimler
de bu kavram için kullanılmaktadır. Vatandaş gazeteciliği, yeni teknolojiler,
özellikle akıllı telefon ve sosyal medya sayesinde ortaya çıkan bir durumdur.
Akıllı telefonlarda anlık canlı yayın yapmayı ve hızlı şekilde çok sayıda
fotoğraf paylaşmayı sağlayan uygulamalar ve bunları mümkün kılan
teknolojik alt yapı sayesinde bu akım son dönemde hızla yayılmaktadır.
Vatandaş gazeteciliği son yıllarda dijital aktivizmin başını çektiği
birçok sokak hareketinde de önemli rol oynamıştır. Wall Street’i İşgal Et,
Mısır Devrimi, Tunus Devrimi, Ukrayna Devrimi, Ferguson Sokak
Hareketlerinde, Gezi Parkı olaylarında ve daha birçok benzeri olayda vatandaş
gazeteciliği çok etkili şekilde kullanılmıştır ve uluslar arası ajanslar dahi
buralardan sosyal medya üzerinden gelen görüntülerle haber yapmıştır.
Diğer taraftan vatandaş gazeteciliği uygulamalarında dikkat edilmesi
gereken önemli bir nokta vardır. Vatandaş gazeteciliği provokasyona ve yanlış
bilgilendirmeye çok müsait bir kavramdır. Örneğin, Gezi Parkı olaylarında
İstanbul’da polisin üzerinden tankla geçtiği iddia edilen sırtı yarılmış insan
fotoğrafının yıllar önce Filistin’de çekilmiş bir kare olduğu ortaya çıkmıştır.
Yine aynı olaylardaki “polis insanların üzerine yaylım ateşi açtı” yalanı hem
iç hem de dış basında geniş yankı uyandırmıştır ama aslı çıkmamıştır. Bu
örneklerde görüldüğü gibi vatandaş gazeteciliği kolayca istismar edilmeye ya
da istihbarat örgütleri tarafından manipüle edilmeye müsaittir. Genelde
aktivistler ajitasyon yaparak destek bulma amacıyla ya da istihbarat örgütleri
hedefteki ülkeye yönelik kara propaganda yapmak amacıyla bu yöntemi
fazlasıyla kullanmaktadır. Vatandaş gazeteciliğinin iyi yönü ise yönetimler
üzerine bir kontrol mekanizması oluşturmuş olmasıdır. Yönetimsel
aksaklıkların hızla geniş kitlelere duyurulması imkanı yönetimler üzerine
baskı kurmuş, vatandaşın elini güçlendirmiştir. Çöpleri vaktinde alınmayan
sade bir vatandaşın bile belediye başkanının hesabına çöpün resmini gönderip
eleştirebilmesini sağlayan vatandaş gazeteciliği uygun kullanıldığında
katılımcılık ve demokrasi adına büyük kazanım sağlama potansiyeline
sahiptir.