Dijital Aktivizm
[38]
andan itibaren vatandaş gazeteciliği denen dijital aktivist stratejiyi devreye
sokarak seslerini hükümete ve tüm dünyaya duyurmuş, tepkilerini dile
getirmişlerdir.
Wall Street’i İşgal Et (Occupy Wall Street) İspanya’daki Öfkeliler
Hareketi’nin Amerika’ya uyarlanmış halidir. 15 Mayıs 2011’de İspanya’da
düzenlenen Öfkeliler Hareketi, Amerika’da da gençlere ilham vermiş, onlara
örnek teşkil etmiştir. Sosyal ve ekonomik adaletsizlikten şikayetçi olan
Amerikalılar, Kanada’lı aktivist grup “Adbusters”ın öncülüğünde örgütlenmiş
ve 17 Eylül 2011’de New York’ta Wall Street Finans Bölgesi’nde eyleme
başlamışlardır. Öfkeliler Hareketi’nde olduğu gibi bu harekette sokağa
taşmadan önce aylarca online platformlarda demlenmiştir.
www.adbusters.org
sitesi üzerinden örgütlenmeye başlayan vatandaşlara, “Anonymous” grubu ve
“New York Bütçe Kesintileri Karşıtları” gibi gruplar da destek olmuştur.
(
http://ca.blouinartinfo.com
) Eylemler sırasında facebook sayfalarıve youtube
kanalları aktif olarak kullanılmıştır. Hem eylemdeki insanların motivasyonunu
artırmak hem de daha fazla insanı eylemlere katılmaya ikna etmek için soysal
medya ve diğer online platformlardan vatandaş gazeteciliği icra edilmiştir.
Uncut UK bir diğer dijital aktivist harekettir. Uncut UK grubu vergi
kaçırdığını ya da ödemesi gerekenden daha az vergi ödediğini iddia ettiği
şirketlere karşı çeşitli eylemler düzenlemiştir. Uncut UK sayıları 10 civarında
aktivist tarafından kurulmuştur. Private EYE dergisinde yayınlanan bir
makalede büyük şirketlerin daha az vergi ödemek için başvurduğu manevraları
anlatan bir makale üzerine harekete geçen grup 2010 Ekim ayında faaliyete
başlamıştır. Açık yayın yapan Uncut sitesinden, ya da gizli mail ve sosyal
medya gruplarından örgütlenen Uncut üyeleri Vodafone, HSBC, Arcadia
Group, Fortnum$Mason gibi küresel firmaların mağazalarına toplanmış
oturma eylemi başta olmak üzere çeşitli protestolar yapmışlardır.
5.1. Arap Baharı ve Sosyal Medya
Buraya kadar verilen örnekler gelişmiş batılı ülkelerde genelde
ekonomik meselelere dayanan sosyal aktivist hareketlerdir. Batılı ülkelerde
hali hazırda oturmuş bir demokrasi ve refah seviyesi olduğu için eylemler daha
çok refahı kısıtlayan ekonomi politikalarını eleştirmek için gelişmektedir.
Doğu’da ise durum biraz daha farklıdır. Afrika ve Orta Doğu’da sosyal
hareketler
daha
çok
demokrasi
mücadelesi
vermek
adına
gerçekleştirilmektedir. Batıda sadece fikir yaymak, yandaş toplamak ve
mobilizasyon için kullanılan sosyal medyanın rolü Mısır’da ve diğer Arap
ülkelerinde çok daha büyük olmuştur.
Arap ülkelerinde uzun yıllardır devam eden tek adam yönetimleri
sebebiyle medya, ifade, fikir özgürlüğü gibi kavramlar gündeme dahi
gelmemiştir. Polis baskısı, yolsuzluk, ekonomik krizler ve baskıcı kanunların
yıllardır boyunduruğunda tutulmuş halklar seslerini duyurabilecek,
Durmuş Gökhan TURHAN
[39]
rahatsızlıklarını iletebilecek bir mecraya sahip olamamıştır. Ulusal televizyon
ve radyo kanalları da tek adam yönetimlerinin elinde olduğu için hiçbir aykırı
ses çıkmamıştır, ama demokrasi ve özgürlüğe olan hasret zamanla
demlenmiştir.
İnternetin yaygınlaşması ve özellikle web 2.0 teknolojilerinin
sağladığı imkanlar geleneksel iletişim ezberlerini rafa kaldırmıştır. Bu
teknolojiler Arap Baharı’nın arkasındaki en önemli itici güçlerdendir. Yıllardır
ses çıkaramayan, organize olma imkanı bulamayan Arap halkları, sosyal
medya ve blogların doğuşuyla devletin tekelinde olmayan bir kitlesel iletişim
kaynağına sahip olmuştur. İnternetin tekele alması imkansız çok merkezli
yapısı otoritelerin üstesinden gelemediği bir iletişim mekanizması
oluşturmuştur. Arap ülkeleri yöneticileri zaman zaman çeşitli sansür
uygulamalarına başvursa da daha önce anlatılan proxy sunucular sayesinde
yasaklar delinmiştir.
25 Ocak 2011’den önceki süreçte bloglar ve çeşitli sosyal medya
hesapları halkın yıllardır dillendiremediği gerçekleri dillendirmeye
başlamıştır. Polis şiddeti, yolsuzluk, ekonomik bunalımlar ve benzeri
konularda halkı aydınlatıcı ve bilinçlendirici online kanallar Arap Baharı’na
giden yolda atılan ilk adımlardır. Hali hazırda yıllardır memnuniyetsizliği olan
ama örgütlenme şansı bulamayan halklar için sosyal medya çözüm olmuştur
ve 25 Ocak 2011’de Mısır’da, çeşitli tarihlerde de Tunus, Libya, Ürdün,
Suriye, Bahreyn ve Yemen’de halklar online olarak örgütlenip sokağa
dökülmüştür. Sokağa dökülen halklar yine sosyal medya üzerinden eylemleri
organize edip yönetmiştir. Batılı örneklerde aktivizmi hızlandırıcı ve etkisini
artıcı rol oynayan dijital araçlar, Arap Baharı’nda aktivizmin bizzat kaynağı
olmuştur.
5.2. Gezi Parkı Eylemi
Gezi Parkı eylemleri hem Arap Baharı örneklerinden hem de Batı
ülkelerinde gerçekleşen aktivist hareketlerden farklıdır. Bu sebeple özellikle
ayrı bir başlık altında ele alınması gerekmektedir.
2002 yılında iktidara gelen Ak Parti, Gezi Parkı eylemlerinin
başladığı 27 Mayıs 2013 tarihine kadar girdiği bütün seçimlerden galip
çıkmıştır. Bu süreçte, aynı zamanda demokratik yollar bittiğinde muhaliflerin
imdadına yetişen askeri vesayeti ve bürokratik vesayeti de sonlandırma
başarısı göstermiştir. Artık siyasi yollardan ya da ezberlenen vesayet
kurumları sayesinde iktidarı devirme şansı kalmadığı gerçeğini gören muhalif
vatandaşlar Arap Baharı’ndan esinlenerek Taksim’i Tahrir’e çevirme rüyasına
kapılmıştır. Eylemler ilk olarak Taksim Meydanı, Gezi Parkı’nda yapılacak
yayalaştırma projesi çerçevesinde kesilecek olan ağaçları korumak
bahanesiyle başlatılmıştır. Ama birkaç gün sonra “mesele ağaç değil sen hala
Dijital Aktivizm
[40]
anlamadın mı?” nidaları sosyal medya mecralarında yankılanmaya
başlamıştır.
11 yıldır muhalefette kalan ve iktidara gelme umudu kalmayan kitle,
hayatına müdahale edildiğini iddia ederek Ak Parti Hükümetini, özelliklede
dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı otoriterlikle suçlamıştır. Saat
22’den sonra alkol satışının yasaklanması, kürtajın yasaklanması, türbanın
tüm kamu kurumlarında serbest bırakılması, İmam Hatip Okullarının
açılması/yaygınlaşması ve benzeri gelişmeler laikler tarafından yaşam tarzına
müdahale olarak algılanmıştır. Yaklaşık 1 asırdır azınlıkta olmasına rağmen
çoğunluğa hükmedip “dağdaki çobanla benim oyum bir mi?” gibi
yaklaşımlarla kendilerini üstün görenler, ortalama Anadolu halkının
taleplerinin karşılanmasından ve yıllardır süren mağduriyetlerinin
giderilmesinden rahatsız olmuştur. Ülke için en doğruyu kendilerinin bildiği
varsayımıyla hareket eden bu jakobenler, içinde yaşadıkları toplumun büyük
bölümünün dini ve kültürü gereği yapılan reformları tehdit olarak
görmüşlerdir.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan rahatsız olan muhalif
kitle online olarak örgütlenmiş, sokak hareketleri online hesaplarca
yönlendirilmiş ve vatandaş gazeteciliği stratejisi uygulanarak ülke ve dünya
genelinde Gezi Parkı eylemlerine destek aranmıştır. Vatandaş gazeteciliği
olgusu bu olayda olabildiğince çarpıtılmıştır. Polisin halka yaylım ateşi açarak
yüzlerce göstericiyi öldürdüğü, vatandaşın üstüne tankların sürüldüğü,
tomalardan asit sıkıldığı gibi daha nice asparagas haberler sosyal medya
hesaplarından bilinçli şekilde yayınlanmıştır. Burada Recep Tayyip Erdoğan
tıpkı Arap ülkelerindeki diktatörlere benzetilmeye çalışılmıştır. Pijama ile
başbakan karşılamaya alışık olan ulusal medya patronları, bir işaretiyle
hükümet devirmeye alışık uluslar arası medya patronları da Türkiye ve Recep
Tayyip Erdoğan algısını karalamak adına her türlü asılsız haberi manşetten
vermiş, CNN-BBC gibi kanallar saatlerce Taksim’den canlı yayınlar
yapmıştır.
Peki, sosyal medyanın, ulusal ve uluslar arası medyanın bu denli etkin
kullanıldığı bir kalkışma, bunca desteğe rağmen neden başarısız oldu? Bu
sorunu cevabı aşağıda maddeler halinde verilecektir.
a.
Eylemcilerin Türkiye’yi Arap Baharı ülkelerine benzetmesi en
büyük hata olmuştur. Arap ülkelerinde liderler seçimsiz başa
gelmiştir. Recep Tayyip Erdoğan 2002’den 2011’e kadar defalarca
seçime girmiş, her defasında oyunu artırarak demokratik
yöntemlerle başa gelmiştir.
b.
Ak Parti reformları ve uygulamaları her ne kadar ülkedeki küçük
azınlık jakoben kesimi rahatsız etse de halkın büyük bölümünün
yıllardır mağdur olduğu, hasret duyduğu konuları kapsamıştır.
Durmuş Gökhan TURHAN
[41]
c.
1990’lı yılların siyasi ve ekonomik istikrarsız atmosferinden bıkan
halk Ak Parti iktidarıyla yakaladığı istikrara sahip çıkmıştır. 11 yıl
süre zarfından sağlıkta, ulaşımda, ekonomide ve diğer mecralarda
çağ atlayan halk küçük bir azınlığın ülke felakete gidiyor
yaygarasına prim vermemiştir.
d.
Gezi kalkışması her ne kadar “otoriter rejime başkaldıran,
demokrasi isteyen” bir eylem gibi lanse edilse de ülkedeki
demokratik atmosfere yapılan bir saldırıdır ve halk bunu
görmüştür. Tabii ki gösteri hakkı en temel haktır ve vatandaşlar
istedikleri zaman bu hakkı kullanabilir ama her canı isteyen, her
hükümetten memnun olmayanın sokağa inip hükümet yıkmaya
teşebbüs etmesi demokratik değildir, aksine anti-demokratiktir.
Halk bunu görmüş, sokağa inmiş dakikalar içinde organize olan
binlerce insan Recep Tayyip Erdoğan’ı hava alanında karşılamış
ve sembolik olarak Taksim Meydanı’na mesaj verilmiştir. Bu
noktada dakikalar içinde sms zinciriylei mail zinciriyle ve sosyal
medya hesaplarından örgütlenen binlerce kişinin hava alanına
başbakanı karşılamaya gitmesi de ayrı bir dijital aktivizm
vakasıdır.
e.
Teorik olarak da Gezi Eylemlerinin bir alt yapısı yoktur. Siyasi
fırsat kuramına göre bir sosyal hareketin başarılı olması için siyasi
atmosferde boşluk olması gerekir. Bu açıdan bakıldığında tek
başına halkın %50 oyunu almış güçlü bir hükümet varken ve bu
hükümet genel anlamda her türlü kamu oyu yoklamasında başarılı
görülüyorken sokak hareketinin başarılı olma şansı yoktur. Halk
tabanlı (grassroots) olmayan, küçük bir azınlığın çabası ve
dışarıdan gelen destekle bu tip büyük sosyal hareketlerin
sürdürülmesi ve başarıya ulaşması zaten mümkün değildir.
5.3. Hacktivizm Örnekleri
Hacktivizmin temel iddiası demokratikleşme ve şeffaflık adına
gerçekleri dijital imkanlarla ortaya çıkarmaktır. Daha önce de belirtildiği gibi
banka hesaplarından kendisine para aktaran ya da internet üzerinden terörist
saldırılar planlayan gruplar hacktivizm başlığı altında değil siber suçlar ve
siber terörizm başlığı altında incelenmektedir.
Hacktivizm örnekleri denildiğinde ilk akla gelen Anonymous ve
Wikileaks gibi isimlerdir. Anonymous ve Wikileaks küresel çapta hackerlik
alanında adını duyurmuş organizasyonlardır. Anonymous tüm dünyadan
üyeleri olan çok merkezli bir hacker organizasyonudur. Grup, dünya genelinde
kamuoyu oluşturan konularda hack faaliyetleri yapıp elde ettikleri bilgi ve
belgeleri kamuoyu ile paylaşmaktadır. Wikileaks ise daha çok resmi
dokümanlara ulaşıp bunları kamuoyu ile paylaşmaktadır. Ülkelerin, büyük
Dijital Aktivizm
[42]
elçiliklerin, bakanlıkların yazışmaları wikileaks tarafından hacklenerek tüm
dünyaya yayınlamaktadır.
Hacktivist faaliyetler tanım itibariyle demokrasinin ve şeffaflığın
güçlenmesi için yapılan çalışmalar olarak belirtilse de manipülasyona açık,
kara ve gri propaganda unsuru olarak kullanılabilecek bir yöntemdir.
Hacklendiği iddia edilen dosyaların düzmece olup olmadığının garantisi
yoktur. Ayrıca demokrasi adına dijital yollarla çalınan belgelerin şantaj
malzemesi olmayacağının garantisi yoktur.
Diğer taraftan, sosyal hareketler ülkelerin birbirine karşı son yıllarda
yoğun şekilde kullandığı bir koz olarak görülmeye başlanmıştır. Arap Baharı
ve Ukrayna örnekleri gelişmiş ülkelerin sosyal hareketlere teknolojik
üstünlüklerini kullanarak ne denli müdahale edebildiğini göstermiştir.
Hacktivizm de bu anlamda gelişmiş ülkeler tarafından kaçırılmayacak bir
fırsat sunmaktadır. Gelişmiş ülkelerde geliştirilip tüm dünyaya satılan
yazılımların içinde casus yazılımlar barındırıp barındırmadığı net olarak
ortaya konulamamaktadır. Batılı ülkelerin casusluk faaliyetlerini hacktivizm
kamuflajı altında gizlemesi hacktivizm başlığı altında dikkat edilmesi gereken
ayrı bir noktadır. Wikileaks ve benzeri hacktivizm örnekleri bu açıdan da ele
alınmalı gerçekten hacktivist hareket mi yoksa casusluk faaliyetlerinin bir
parçası mı üzerine çalışılmalıdır.
SONUÇ
Dijital aktivizm son yıllarda gündemi meşgul eden önemli
kavramlardan bir tanesi olmuştur. Dijital yerliler özgün yapılarını sosyal
hareketlere de yansıtmış, teknolojik üstünlüklerini kullanarak yeni bir akım
başlatmışlardır. Dijital aktivizm bu bağlamda ele alınmalıdır. Dijital aktivizm
üzerine çalışma yapanların bazıları kavramın “dijital” kanadına odaklanıp
tanımın özünü orada ararken diğer bir grup “aktivizm” kanadına
odaklanmıştır. Ama bu noktada asıl odaklanılması gereken dijital ya da
aktivizm değil, dijital yerlilerdir. Dijital aktivizm kavramı özgünlüğünü dijital
yerlilerin özgünlüğünden almaktadır. Dolayısıyla dijital aktivizm kavramı
dijital yerliler kavramıyla birlikte ele alınmalıdır.
Aktivizm ya da dijital aktivizm genelde insanların zihninde negatif bir
imaja sahiptir. Bu kavramlar duyulunca akla sokak hareketleri, hackerlar,
Fawkes maskeli insanlar ve benzeri şeyler gelmektedir. Aslında dijital
aktivizm ortada durmaktadır, kullanıcıların amaçları kavramın doğasını
değiştirmemektedir. Bu güne kadar genelde ülkelerde yaşanan devrimlerde,
sokak hareketlerinde dijital aktivist yaklaşımların kullanılmış olması kavrama
negatif bir imaj vermemeli, ve bu negatif imaj fırsatların görülmesini
engellememelidir. ALS hastalığı farkındalığı kampanyası dijital aktivizmin
Durmuş Gökhan TURHAN
[43]
olumlu örneklerindendir. Kafasından aşağı buzlu su döküp yakınlarına
meydan okuyan insan videoları bir anda viralleşerek tüm dünyanın dikkatini
hastalığa çekmiştir ve bir ay içinde ALS ile mücadele için 100 milyon dolardan
fazla maddi kaynak oluşturulmuştur. Bu örnekten ilhamla dijital aktivizmin
sadece siyasi nedenlerle kullanılmayacağı gerçeğini idrak etmek
gerekmektedir.
KAYNAKLAR
ALS Association. (2014). The ALS Association expresses sincere gratitude to
over three million donors.
http://www.alsa.org/news/media/press-
releases/ice-bucket-challenge-082914.html
(20.07.2016)
BRODOCK, Katharine. Digital Activism Decoded The New Mechanics of
Change. International Debate Education Association. (Derleyen Mary
Joyce) 2010.
BROWMAN, S, WILLIS, C. “We Media: How Audiences are Shaping the
Future of News and Information”, The Media Center at the American
Press
Institute.
2003.
http://www.hypergene.net/wemedia/weblog.php
(05.09.2016)
DEMİRKAN, Pınar. Hack Kültürü ve Hacktivizm: Yeni bir Siyaset Biçimi.
(Der. Ali Rıza Keleş) Alternatif Bilişim. 2013.
GOODLING,
Lauri,
MOAR
Digital
Activism
Please.
http://kairos.technorhetoric.net/19.3/topoi/goodling
(01.09.2016)
GURAK, L., J., Persuasion and Privacy in Cyberspace: The Online Protests
over Lotus Market Place and the Clipper Chip. New Haven: Yale
University Press. 1997.
JOYCE, Mary (Ed.), Digital Activism Decoded The New Mechanics of
Change, International Debate Education Association, 2010.
KAVADA, Anastasia. Activism Decoded The New Mechanics of Change.
International Debate Education Association. (Derleyen Mary Joyce)
2010.
KIRIK, Ali Murat, ÖZCAN, Ali. Bir Dijital Aktivizm Örneği: Akıllı Ağ
Çeteleri (Smart Mobs). Online Academic Journal of Information
Technology. Cilt 5. Sayı 14. Ss. 61-78. 2014.
KRAPP, Peter (2005) “Terror and Play or What Was Hacktivism? Grey
Room”
MIT
Press.
http://www.mitpressjournals.org/doi/abs/10.1162/152638105774539
770?journalCode=grey.V-ZzCfCLTIU
(01.09.2016)
SIVITANIDES, Marcos. The Era of Digital Activism. Conference for
Information Systems Applied Research. 2011.
Dijital Aktivizm
[44]
http://www.elle.com.tr/extra/radarimizda/hashtag-aktivizmi
(15.09.2016)
https://en.reset.org/knowledge/digital-and-online-activism
(05.09.2016)
http://www.pcworld.com.tr
(05.09.2016)
http://ca.blouinartinfo.com/news/story/760815/how-a-canadian-culture-
magazine-helped-spark-occupy-wall
(20.09.2016)
Dostları ilə paylaş: |