Dil – İnsan Murat ŞAHİn konu başlıkları



Yüklə 293,96 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/10
tarix04.11.2017
ölçüsü293,96 Kb.
#8524
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

konuşmacının kendisiymiş gibi katılır, örneğin bu geri bildirimler “hımm” gibi ünlemler veya mimikler olabilir. Konuşmacının yaşı, sosyal statüsü, 

cinsiyeti, 

lehçe

 bölgesi, tutumu ve davranışı gibi durumlarda iletişim için “Konuşma durumu” büyük oranda etkilidir. Buradaki “konuşma durumu” 



hangi bağlamda kim ile konuşulduğunu ifade eder. Birçok sözlü açıklama, sözlü olmayan eylemler ve ortak tecrübeler üzerine uyarılar aracılığıyla 

arttırılabilir.

[4]



Algısal çerçeve” ve düzeltim olgusu

Konuşmacı sadece kısıtlı bir öngörü kapasitesine sahiptir. Zamansal çerçeve yaklaşık olarak 3 saniye içerisinde harekete geçebilir. 

Sinir 

sistemi


 ve 

beyin


 araştırmacısı ve biçim ruhbilimcisi 

Ernst Pöppel

 bu noktada bir “algısal çerçeve”den söz etmektedir. Bu “algısal çerçeve” içerisinde 

dürtülerin bütünleşmesi meydana gelebilir. Konuşma esnasında yardımcı olan ve zamansal olarak ardı ardına gelen bilgiler eşzamanlı olarak 

algılanabilir. Bu zaman çerçevesinde nadiren bir cümle “nokta ve virgül” ile ayrılır. Bu durumdan, az da olsa güzel konuşma sanatı 

olan 


retorik

bakımından eğitimli ve büyük bir ifade repertuarına sahip bazı insanlar ayrı tutmak gerekir. Genellikle konuşmacının görüşlerinin 

başlangıcında kesin bir sözdizimsel yapı mevcut değildir. Bu yüzden çoğunlukla, önceden başlatılan dillerin yarıda bırakılması için bir zorunluluk ortaya

çıkar. Düşünceler yeniden bir başlangıç için yeniden yapılandırılır veya var olan yapılar “konuşma sırasında düşüncelerin kademe, kademe 

üretilmesinin (

Heinrich von Kleist

) doğruluğu konuşulabilsin diye bir başka yapıya dönüştürülür.

Sözlü bir ifade yazı dilinin aksine düzeltmeler aracılıyla bile geri alınamayabilir ama dil üretiminin yolu yeniden izlenebilir. Sık sık artık bilgiler söz 

konusu olduğundan düzeltmeler de önemli bir amacı yerine getirir. Bu amaçlar, anlamlılık oluşturma, açıklama ve niteliklerin belirtilmesi, içeriksel 

olarak zayıflama veya uzak kalmadır. Kendiliğinden düzeltme, yani onarım anlayış güvencesine ve nadiren de görünüm güvencesine hizmet eder. 

Düzenlilikler, “Zifonun/

Hoffmann


/Strecker“ (1997:443ff.) gibi araştırmacılarda tasvir edilir. İletişim arkadaşınız tarafından bir dinleyici sinyali 

aracılığıyla, şüpheli bir bakış veya baş sallama gibi sözlü olmayan etkenlerle ve basit şekilde bazı sinyallerin gerçekleşmemesiyle düzensizlikler ortaya 

çıkabilir. Telefon etmede bilinen bir olay dinleyicinin

sinyallerinin

 “hımm”, “evet” gibi sözcüklerle ahize sinyallerinin bastırılmasıdır. Bu, kısa bir süre 

meydana gelir.



Dilin iletişimsel unsuru olarak sınıflandırma işaretleri

Linguistik’te, “iletişimsel – edimsel dönüm noktası” edimsel ve 

sosyolinguistik

 teorilerinin etkisi altında ortaya çıktığında 70’li yılların başlarında 

konuşma dilinin yazı dili karşısındaki özellikleri eski haline getirildi. Psikolog ve filozof 

Paul Watzlawick

’ın ekibinin iletişim teorisi de bu konuda büyük 

bir rol oynamaktadır. Bu teoriye göre her iletişim, içerik yönünün ve ilişki yönünün bir birimini ifade eder. Bir anlayış zamanla dilbilime de kapılarını 

kapatmamalı. Konuşma metinleri yazılmadan önce sıkıntı verici olarak bilinen ve düzenli olarak yok edildikten sonra iletişimsel unsur olarak ifade 

edilen özel sınıflandırma işaretleri mevcuttu. 

Sesleri

 temsil eden “ah”, “oh”, “yani”, ve “değil mi?” gibi leksikal (sözcüksel) dinleyici ve konuşmacı 



işaretleri sözlü iletişimde bir ifadenin daha küçük birimlere bölünmesini mümkün olmasını sağlar. Ayrıca bu işaretler, konuşmacı ve dinleyici arsındaki 

ilişkiyi konuşmanın kabulü bakımından ve konuşma hakkının güvenliğinin düzenlenmesini belirler. Bu leksikal sınıflandırma işaretlerinin ve içeriksel 

konuyla ilgili sınıflandırmanın yanı sıra özellikle prosodisch (bürünsel) unsurlar vardır. Bunlar; ses alçalması ve ses yükselmesi, dolu veya boş 

molalardır. Bu molalar, konuşmacının katkılarının içsel sınıflandırılmasının daha küçük iletişimsel birimler oluşturmasına yol açar. Birçok psikoterapik

eğilimler “

mecazi


 konuşmaları” eleştirmektedir. Konuşma başlangıçlarında kullanılan “şunu demek istiyorum…”, “düşünüyorum ki…” vb. gibi süslü 

püslü ama boş olan sözlerin neyi ilgilendirdiğini eleştiri noktası olarak görmektedir. Çoğunlukla böyle boş sözlerin içerikle ilgili imalı bir kullanımının 

söz konusu olmadığı burada belirtilmelidir. Ancak konuşma hakkının savunulması çabası devam etmeli. Aynı zamanda bilginin aktarımı sırasında 

konuşma hakkı güvenceye alınabilsin diye ifadenin gereksiz kısmı başta bulunmalı. Daha uzun bir dikkat gerektiren 

hikâye



öykü



 gibi türlerde “fıkra 

belirtileri” diye adlandırılan şu giriş cümleleri kullanılır: “Dün bana ne olduğunu biliyor musun?”, “Olanları duydun mu?” vb. Burada konuşmacı, 

dinleyicisinin eğilimini hesaba kattığını ve sözü dinleyicisine bırakmak için geniş bir zaman verdiğini gösteriyor. Bazen yanlış bir işaret ile rahatsız edici 

bir iletişimin temeli oluşur. Arkadaş çevresinde cümlesine “Dikkat et…” şeklinde başlayan bir kişi, başkaları tarafından yanlış anlaşılabilir. “Dikkatli 

olunuz!” boş sözü belki bir tehdit veya belki de bir nasihat olarak hissedilebilir.

Dillerin sınıflandırılması

Doğal diller

(Beyinde dil sürecinde devreye giren kısımlar.)

İnsanlar tarafından konuşulan bir dil veya tarihi ve art zamanı bulunan bir dil olan işaret dili 

Linguistik

 çerçevesinde doğal dil olarak tanımlanır. 

Bilişimsel dilbilim içerisinde “doğal bir dilin” karakteristik özelliği, dilsel bir konuşma sistemi yeterliliği ve dilsel ifadeleri benimsemek olarak 

tanımlanır. Bu ifadeler tam bir cümleden oluşmalıdır ve tek bir cümleden birçok anlam çıkarılmalıdır. Bunun yanı sıra “doğal dilleri anlama” ve 

“karşılıklı ses verme” arasında fark vardır. Her bir sözcüğün ve 

tonların

 anlaşılması sınırlıdır.

Dilin ve dil kullanımının bütün yönleriyle ve tek tek somut diller ile uğraşan bilim dalı Linguistik veya dilbilimdir. Bunun yanı sıra, genel 

dilbilim


 insana

özgü dilleri bir sistem olarak araştırır, ayrıca dilin genel ilkelerini, kurallarını ve koşullarını araştırır. Uygulamalı dilbilim, dilin somut kullanımı 

bağlamında ortaya çıkan konuları ele alır. Tarihsel dilbilim, dillerin tarihsel gelişimini ve genetik akrabalıklarını araştırır, bunu genel anlamda dil 

değişimi gibi tek tek dillerin öğelerinin tarihini göz önünde bulundurarak yapar. 

Karşılaştırmalı dilbilim

, diller arasındaki farklılıkları ve ortak 

özellikleri araştırarak elde eder ve bunları belirli kriterlere göre sınıflandırır. Ayrıca dil önermelerini yani bütün dillerde veya birçok dilde ortak olan 

özellikleri araştırarak ortaya çıkarmaya çalışır.




Yüklə 293,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə