de bunu asla istememiş olduklarının altını çizmek gerekir.
Ama onu reddetmek durumunda kalmış olmaları, tam da
bunun onlara sunulmuş olmasındandır. Tartışmanın tari-
hçesini yapmak
bize düşmez; ama temel motivasyonlarının
Direniş ve Kurtuluş’un5 siyasal ve sosyal deneyimleri oldu
ğu kuşku götürmez; bu dönemde
intelligerıtsia’nın durumu
nun analizini yapmak gerekir. Ne olursa olsun, fenome-
noloji savlarını marksizmin savlarıyla yüzleştirmek duru
munda kalmıştır; kaldı ki sorunsalının aşkınsal ben’den
Leberısuıelt
yönüne doğru merkezinden kaymasından sonra
bu noktaya zaten kendiliğinden geliyordu.
Fenomenoloji marksizmi esas olarak iki savla kuşattı:
tarihin anlamı ve sınıf bilinci, ki doğruyu söylemek gere
kirse ikisi aynı şey oluyordu, çünkü marksizme göre tarihin
anlamı ancak sınıf mücadelesinin aşamaları içinden okun
abilir; bu aşamalar, sosyal sınıfların tümel tarihsel süreç
içinde kendileri hakkında edindikleri bilince diyalektik
olarak bağlıdırlar. Son tahlilde sınıf, nesnel üretim ilişki
lerindeki durumla (altyapı) tanımlanır, fakat hacmindeki
ve savaşkanlığındaki dalgalanmalar -k i bu altyapıdaki de
vamlı değişiklikleri yansıtırlar- yine diyalektik olarak (si
yasal, dinsel, hukuksal, ve asıl ideolojik) üstyapı faktörl
eriyle bağlantılıdırlar. Tarihin motoru sınıf mücadelesi
nin diyalektiğinin mümkün olması için, üstyapıların altyapı
ya da maddesel yaşam gereçlerinin üretimiyle çatışmaya
5)
Direniş (la Resistance): ikinci Dünya Savaşı sırasında Alman
işgalindeki Fransa’da Almanlara ve işbirlikçi Vichy hükümetine karşı
yürütülen silahlı yeraltı hareketi; Kurtuluş (la Liberation): Fransa’nın
Alman işgalinden -m üttefiklerinin yardımıyla- “kurtulması”, (ç.n.)