143
Bu çalışma; Hollanda’daki DS’lu küçük çocukların ebeveynlerinin,
çocuklarının motor gelişimi için artan şekilde pediatrik fizyoterapi
rehberliği talep etmeleriyle harekete gelmiştir (van der Kleij,
Hoekman, Retel&van der Velden, 1994). Ancak, profesyonel grup
bu rehberliği birbirinden tamamen farklı formlarda vermektedir.
Hollanda’daki pediatrik fizyoterapi bu amaca özel, açık ve iyi
yapılandırılmış bir metoda sahip değildir. Mevcut çalışmanın esas
amacı, DS’lu küçük çocukların motor gelişimi için sistematik bir
fizyoterapi rehberliği sağlamak amacıyla bilimsel bazlı bir metodun
tanıtılmasına katkıda bulunmaktır.
Son yıllardaki bazı gelişmeler bu çalışmanın tasarımını,
özellikle de müdahale araştırmasının tamamlayıcı öğelerinin
yapısını (teorik sistem, motor ölçüm aracı, fizyoterapi rehberlik
sistemi, araştırma tasarımı) etkilemiştir. İlk olarak DS’lu çocukların
motor gelişiminin spesifik motor problemlere yol açtığı gerçeği
literatürde kademeli olarak tanınmıştır. Çocukların zihinsel
gelişime kıyasla, motor alanda daha kısıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, motor gelişimleri sadece geri kalmış değildir;
aynı zamanda engelsiz çocukların gelişimlerine kıyasla sapmıştır.
Ayrıca belli motor bozukluklardan etkilenmiştir, öyle ki motor
becerileri uygun şekilde etkili değildir. DS’lu çocukların kendi
spesifik motor gelişim süreçleri vardır. Bu, geçmiş yıllarda
uygulanan motor müdahalenin içeriğinin tanımlayıcı faktörü
olmuştur. 1980’lerde, özellikle başlangıçta hareket
aktivasyonunun genel formlarında kısıtlanmış limitli müdahale, bir
kısım araştırmacıyı motor problemlerin spesifik karakterini tanıyıp
spesifik motor stimülasyonu seçmeye itmiştir. Ancak eksik olan;
motor bozukluklar ve motor faaliyetlerdeki engellerin gelişme
yolları için düşünülmüş bir model, teorik bir yapıdır
(Henderson, 1985; Block, 1991). Bu çalışmada, teorik yapının
gelişimi (“postüral kontrol sistemindeki bozukluklar”) çocukların
motor bozukluklarının terapötik yaklaşımında temel olmuştur.
Bu teorik modelde önemli olan nokta, motor gelişim sırasında
meydana gelen motor sakatlıkları değil; çocukların fonksiyonel
motor davranışındaki sınırlamanın kaynağını vurgulamaktır. Teorik
sistem, motor sakatlıkların motor davranış gelişimi üzerindeki
etkilerine ve bu yüzden fonksiyonel alanda meydana gelen
7 Nihai Sonuçlar
7.1 Teorik Yapı
144
engellere odaklanmış bir motor gelişim modelidir. Motor
sakatlıklara rağmen, çocuklar harekete doğal olarak ihtiyaç
duymaktadır. Çocuklar motor sakatlıklara rağmen, motor
problemleri telafi etmektedirler ve bu yolla, adapte edilmiş bir
motor davranış geliştirmektedirler. Bu teorik model, ölçüm aracının
gelişimi için temel olarak kullanılmıştır, yani “DS’lu Çocukların
Temel Motor Becerileri Testi” (BMS) ve “DS’lu küçük çocuklar için
fizyoterapi” terapötik sistemi...
Bu araştırmada, DS’lu çocukların fonksiyonel motor
davranışlarında meydana gelen engeller üzerindeki odak,
zihinsel engellilerin bakım ve destek hizmetlerinin ilk örneğinden
türetilmiştir. Zihinsel engellilerin zihinsel faaliyetlerinde meydana
gelen bozukluklar, bakım yapanların anlamlı ve fonksiyonel bir
müdahaleye konsantre olmalarını gerektirmiştir. Eğer sağlanan
bakım anlamlı bir kapsamda sunulmaz ve anlamlı bir
sonuca götürmezse, o zaman çocuğu işbirliği için motive etmek
zorlaşacaktır. Elbette bu sadece zihinsel engelli insanlarla değil,
aynı zamanda küçük çocukların rehberliği ile de alakalıdır.
Bu şekildeki düşünce, fizyoterapideki son gelişmelerle de
uyuşmaktadır. Çok uzun zamandır postüral ve hareket organlarının
sakatlığının tedavisine vakfedilen dikkat, kademeli olarak, motor
davranışın uygunluğuyla bağlantılı sakatlıkların yol açtığı olası
engellere doğru kaydırıldı. (van der Net, 1995;Visser&Ketelaar,
1997). ICIDH’ya (Sakatlıkların, Yetersizliklerin ve Engellerin
Uluslararası Klasifikasyonu) (WCC, 1995) dayanarak danışanların
sorularının sakatlıklara göre değil, yetersizliklere ve engellerin
seviyesine göre formüle edildiği anlaşılmaktadır. Kısmen de,
sakatlıklara yönelik limitli sonuçlardan kaynaklanan fizyoterapi
tartışmalarına da bağlıdır (Vermeer&Bakx,1990).
Fizyoterapide yardım ve tedavi amaçlarının taleplerinden, günlük
faaliyetlerdeki engellerden türetilmiş daha fonksiyonel bir yaklaşım
ortadadır. Tedavi, bu faaliyet sırasında becerilerin uygulanmasına
odaklanır ve tedavinin başarısı böyle bir faaliyetin üzerindeki
etkileri anlamında ölçülür (Wimmers&de Vries, 1992).
Bir çocuk için, “engeller” teriminin yetişkinlere kıyasla daha
fazla boyutu vardır. Hangi vakada olursa olsun, çocukluk dönemi
gelişimin başlıca bölümüdür. Çocuklar haraket eder, keşfeder,
aksiyonları aracılığıyla öğrenirler ve bu hareketi daha ileriye
götürmek için çevreleri onlara meydan okur. Temel motor
7.2 Anlamlı müdahale
145
beceriler ve onların gelişimi, gelişimle daha geniş anlamda
bir ilişkiyi işaret eder. Motor davranış, bir çocuğun gelişimsel
ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Motor beceriler, eğer çocuk
günlük faaliyetlerinde engelleniyorsa özellikle “kısıtlayıcı” olur
ve bu gelişimi için de kısıtlayıcı niteliktedir. Bir çocuğun, verimli
ve yaşına uygun motor davranışı, keşfetmenin ve gelişimin
koşulsuz birlikteliğiyle karakterizedir. Uygun postüral kontrol, motor
davranışın uygunluğunun kapsamını belirler. Postüral kontroldeki
bozukluklar diğer taraftan, çocuğun keşfini ve böylece de gelişimini
kısıtlar.
“DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri testi – BMS” ölçüm aracı,
DS’lu çocukların temel motor becerilerinin spesifik gelişimine bir
anlayış sağlamak için yapılandırılmıştır. Bu amaçla, 15 temel
motor becerinin gelişimi 15 test öğesine ayrılıp, test öğesi başına
ilişkin gelişimsel basamaklar eklenmiştir. Test öğeleri ve test öğesi
başına kazanım seviyelerinin gelişimsel bir tutarlılığı vardır. Motor
davranışın gelişimi kazanım seviyeleri anlamında ayrılmıştır ve
temel motor becerilere ilişkin uygun ve fonksiyonel motor kabiliyet
üretmektedir. Bir BMS testinin yönetimi, bir çocuğun motor
sürecine ve gerçek motor davranışının uygunluğuna bir anlayış
sağlar. Bir BMS testinin yönetilmesinin sonucunda, o periyot için
gerçek fizyoterapi amaçları formüle edilebilmektedir.
Bu bakımdan, BMS bir değerlendirme aracıdır ve fiziksel
engellerin saptanmasından ziyade, hastaların engellerinin
kaynağına bir anlayış getiren ölçümleme araçlarına duyulan
ihtiyaçla birleşiktir (Ketelaar, Vermeer&Helders,1998). BMS, DS’lu
küçük çocuğun, postüral kontrol bozukluklarla kendini gösteren
fonksiyonel motor davranışının kısıtlamasının derecesini kaydeder.
Tekrarlanan ölçümler o anda yer alan gelişime bir anlayış sağlar.
Aracın iyi bir güvenilirliği vardır ve altta yatan teorik yapıya
dayanarak formüle edilmiş beklentilerle ilgili olduğu sürece de
geçerlidir. Basit BMS ölçümlerini yorumlamak için, takip etme
çalışmaları kapsamında DS’lu çocukların standardizasyonunun
kurulması olasılığını incelemek faydalı olacaktır. Çocukların
motor gelişim profili, motor tedavinin yoğunluğuyla ilgili kararlar
anlamında bir gösterge olabilir. Bununla beraber BMS’in
“Fizyoterapinin DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi
üzerindeki etkisi” konulu araştırmada kullanılmasına karar
verilmiştir.
7.3 Değerlendirici motor ölçüm araçları
Dostları ilə paylaş: |