Dr bariş korkmaz



Yüklə 5,91 Mb.
tarix15.07.2018
ölçüsü5,91 Mb.
#56092


DR BARIŞ KORKMAZ

  • DR BARIŞ KORKMAZ


S.B. 14.01.2001 , ERKEK

  • S.B. 14.01.2001 , ERKEK

  • ANNESİNİN NOTLARI: Sabah kalkınca babasının peşinden çok ağlıyor, öfkeleniyor.

  • Kulaklarını kapatıyor, elleriyle başını tutuyor, annesine öfkelenince vuruyor.

  • Arabayla gezmek istiyor ve arabaya binince inmek istemiyor.

  • Mandalla çok oynuyor, ellerine bakıyor, mandalla konuşuyor.

  • Bisikletine binerken hep geri dönüp tekerleklerine bakıyor.

  • Kaşıkları eğiyor.

  • Pipetleri de kaşık gibi ısırıyor

  • Gazeteye bakmaya başladı, özellikle araba resmi olan sayfayı arıyor, dakikalarca eli çenesinde bakıp kendi kendine konuşuyor, sonra makasla kesiyor.

  • Evin içine poşet koyup tuvaletini yapıyor.

  • Bir şey söylenirse , işine gelirse yapıyor, yoksa söyleneni aynen tekrarlıyor.

  • Sürekli su ile oynamaya çalışıyor ve her yeri ıslatıyormuş.

  • Kanat çırpma ve sallanma hareketleri var.

  • Telaffuz bozukluğu var.

  • Son söylenen cümleyi tekrarlıyor.

  • Karşılıklı konuşma yürütemiyor.



  • A.C.B. erkek, 3 yaşında başvurmuş. 6 yıldır izleniyor.

  • Ayak parmak ucunda yürüyor.

  • Makas kullanmıyor.

  • Şahsı zamiri kullanmıyor.

  • Naftalin, kolonya dahil herşeyi ağzına sokmak istiyor.

  • Genelde içe kapanık.

  • 3 yaşında konuşmaya başlamış.

  • 4.5 yaşında diğer çocuklara ilgisiz.

  • 6 yaşında içeri girerek yanıtını beklemedne peş peşe sorular sordu.”benim soyadım ne? Senin soyadın ne? Burada ne yazıyor?

  • Cümle tekrarları var.

  • Klişe kullanımı (yüz defa dedim)

  • 8 yaşında 2.sınıfa gidiyor. Bir keresinde öğretmen diğer çocuklarla ilgilenirken çantasını karıştırmaya başlamış.

  • Okulda aşı yapılırken enjektörleri birbirine karıştırmış.



Otizm, psikiyatrik hastalık sınıflamalarında çocukluğun yaygın gelişimsel bozuklukları içinde yer alır.

  • Otizm, psikiyatrik hastalık sınıflamalarında çocukluğun yaygın gelişimsel bozuklukları içinde yer alır.

  • Çocukluğun Yaygın Gelişim Bozukluğu İngilizcede “Pervasive Developmental Disorder” veya kısaltmasıyla PDD olarak bilinir.



Tipik otizm

  • Tipik otizm

  • Rett sendromu

  • Asperger sendromu

  • Çocukluğun dezentegratif bozukluğu

  • Başka türlü adlandırılamayan, çocukluğun yaygın gelişimsel bozukluğu

  • Pratikte “PDD” yerine otizm yelpazesi (autism spectrum) terimi de kullanılmaktadır.



Yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkar.

  • Yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkar.

  • Yaşam boyu devam eder.

  • Nöropsikiyatrik, gelişimsel bir sendromdur.



1.Toplumsal ilişkide ve bu ilişkinin karşılıklılığında ve gelişiminde nitel bozukluk.

  • 1.Toplumsal ilişkide ve bu ilişkinin karşılıklılığında ve gelişiminde nitel bozukluk.

  • 2.Sözel ve sözel-olmayan iletişimde bozukluk; sembolik oyun da dahil olmak üzere hayal gücündeki yoksunluk.

  • 3. Takıntılı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgi alanında kısıtlılık ve darlık.



Otizm, ilk kez 1943’te ABD’li (Avusturya kökenli) çocuk psikiyatristi Leo Kanner ve 1944’te Avusturya’lı Çocuk Hekimi Hans Asperger tarafından tanımlanmıştır.

  • Otizm, ilk kez 1943’te ABD’li (Avusturya kökenli) çocuk psikiyatristi Leo Kanner ve 1944’te Avusturya’lı Çocuk Hekimi Hans Asperger tarafından tanımlanmıştır.



  • Otizm, özellikle hafif ve atipik formları da düşünüldüğünde oldukça sık rastlanan bir bozukluktur.

  • Tipik otizm 1000’de 1

  • Otistik yelpaze 150’de 1



1992–2001 ARASI GÖRÜLEN VAKALARIN SAYISI 1966 VE 1991 ARASI GÖRÜLENLERİN 3 MİSLİDİR.

  • 1992–2001 ARASI GÖRÜLEN VAKALARIN SAYISI 1966 VE 1991 ARASI GÖRÜLENLERİN 3 MİSLİDİR.

  • BU DURUM MEDYADA VE AİLE DESTEKLİ KURULUŞLAR ARASINDA BİR ÇEŞİT SALGINDAN SÖZ EDİLMESİNE YOL AÇMIŞTIR (Fombonne, 2003).

  • BU DA, BİLİMSEL OLARAK DOĞRULANAMAYAN ÇEŞİTLİ ETKENLERİN OTİZME YOL AÇTIĞI, OTİZMİN SONRADAN EDİNİLMİŞ BİR HASTALIK OLDUĞU İNANCININ YAYGINLIK KAZANMASINA NEDEN OLMUŞTUR.



  • 1.TANI ÖLÇÜTLERİNİN DAHA ÇOK SAYIDA ÇOCUĞU İÇİNE ALACAK ŞEKİLDE DEĞİŞMİŞ OLMASI

  • ÖRNEĞİN DAHA ÖNCE ZİHİNSEL ENGELLİ TANISI KONAN ÇOCUKLARIN BİRÇOĞUNDA OTİZM OLDUĞU (DA) ANLAŞILMIŞTIR.

  • 2. HEM UZMANLARIN HEM DE TOPLUMUN HASTALIK ÜZERİNE DAHA FAZLA FARKINDALIĞININ OLUŞMASI

  • ESKİDEN ACAİPLİK, EKSANTRİKLİK VB. GÖRÜLEN DAVRANIŞLAR YA DA İÇE DÖNÜKLÜĞÜN BAZI BİÇİMLERİNİN OTİZMLE İLİŞKİLİ OLDUĞU ANLAŞILMIŞ.

  • 3. HİZMETLERİN NİTELİK VE NİCELİĞİNİN ARTMASI



Otizm, erkek çocuklarda kızlara oranla 3-4 kez daha sıktır.

  • Otizm, erkek çocuklarda kızlara oranla 3-4 kez daha sıktır.

  • Otizm tüm ırk, ulus ve sosyal sınıflarda görülür.



Otistik çocuklar ağırdan çok hafife uzanan bir çizgi üzerinde klinik tablo sergilemekte, tablonun ağırlığı çocukların zeka düzeyleri ve dil sorunlarının derecesi ile yakından ilgili olmaktadır.

  • Otistik çocuklar ağırdan çok hafife uzanan bir çizgi üzerinde klinik tablo sergilemekte, tablonun ağırlığı çocukların zeka düzeyleri ve dil sorunlarının derecesi ile yakından ilgili olmaktadır.



Ağır otistiklerde tüm belirtiler olanca şiddetiyle görülürken, hafif otistikler zamanla konuşabilir, göz teması kurar ve normal eğitim alabilirler.

  • Ağır otistiklerde tüm belirtiler olanca şiddetiyle görülürken, hafif otistikler zamanla konuşabilir, göz teması kurar ve normal eğitim alabilirler.

  • Ağır olanlarda zeka geriliği, epilepsi, saldırganlık, uyku sorunları gibi ek sorunlar daha belirgindir.



Tamamen normal bir doğum ve gelişimi takiben 8 ay-2 yaş arası çocuklarda bazen aniden, sıklıkla aylar içinde otistik belirtilerin ortaya çıkmasını ifade eder.

  • Tamamen normal bir doğum ve gelişimi takiben 8 ay-2 yaş arası çocuklarda bazen aniden, sıklıkla aylar içinde otistik belirtilerin ortaya çıkmasını ifade eder.

  • Tüm otistiklerin 1/3’ünde görülür.



Otistik çocukların % 50 kadarı mental rötardedir.

  • Otistik çocukların % 50 kadarı mental rötardedir.

  • Otistiklerin % 10’u bazı konularda üstün özellikler gösterirler. Bunlara “savant” adı verilir.



  • Bir çok yönden eksiklikleri ve özürleri olan bu otistikler, matematik , sanat, müzik , mekanik gibi alanlarda üstün yeteneklere sahip olabilirler.

  • Bu beceriler genellikle soyutlama yetisi gerektirmeyen ve belleğe dayalı becerilerdir.

  • Uçuş ve tren tarifeleri, araba plakaları, tarihi olayların gün ve yerleri, kimyasal formüller, yıllar önce duyulan bir şarkının tam olarak sözleriyle hatırlanması, telefon rehberi gibi ham bellek gerektiren veya uzak geçmişe yönelik bellek kapasitesi gerektiren işlerde başarılıdırlar.



Konuşmadaki gecikme ailenin en büyük endişe kaynağı olur ve hekime başlıca başvuru nedeni olur.

  • Konuşmadaki gecikme ailenin en büyük endişe kaynağı olur ve hekime başlıca başvuru nedeni olur.

  • Aslında otizmin ilk farkedilen belirtilerinden biri “çağrıldıklarında dönmemeleri” nedeniyle sağır olduklarının sanılmasıdır ve KBB uzmanına götürülürler.



Otistik çocukların yaklaşık yarısında konuşma anlamlı bir iletişim aracı olacak şekilde gelişmez.

  • Otistik çocukların yaklaşık yarısında konuşma anlamlı bir iletişim aracı olacak şekilde gelişmez.

  • Bazı otistiklerde konuşma hiç gelişmez, bu tabloya mutizm adı verilir.

  • Öğrendikleri sözcükleri bir daha söylemeyebilirler ve hiç konuşmazken bir gün aniden çok karmaşık bir sözü söyleyebilirler.

  • Konuşmalarında bazen geçici bazen kalıcı gerilemeler olur, yeni kelimeler türetebilirler.



Tüm otistiklerin %20-30’su 12-30 ay arası öğrendikleri konuşmayı aniden veya zaman içinde unutabilir.

  • Tüm otistiklerin %20-30’su 12-30 ay arası öğrendikleri konuşmayı aniden veya zaman içinde unutabilir.

  • Kendilerinden üçüncü kişi gibi söz ederler. Başkasıymış gibi veya ismiyle veya sen olarak söz ederler.

  • Ekolali görülür. Bazı sözcükleri veya cümlecikleri kalıp halinde ısrarla tekrarlayabilirler. Bazen de gündüz duydukları konuşmaları gece yatağa yattıklarında aynen tekrarladıkları izlenir.



  • Ayrıca dilbilgisi bozuklukları olabilir ve eklerden yoksun, bağlaç, zamir ve edatların kullanılmadığı cümleler oluşturabilirler.

  • Telaffuz kusurları olabilir veya olmayabilir. Konuşmada kullandıkları tonlama mekanik, inişli çıkışlı, şiddetinin ayarlanamadığı veya duygudan yoksun olabilir.

  • Konuşmanın tınısı, vurgusu, hızı, ritmi ve entonasyonunda anormallikler mevcuttur.Çok yüksek ses veya fısıltıyla konuşabilirler.



Klişe tarzında konuşmaları tipiktir. Bu nedenle reklam klişelerini çabuk kapabilirler.

  • Klişe tarzında konuşmaları tipiktir. Bu nedenle reklam klişelerini çabuk kapabilirler.

  • Bazen anlamsız ve özel anlamlı kelimelerle kendilerine özgü bir dil geliştirebilirler.

  • Otistik çocukların anlamaları konuşmalarına göre daha iyi olmakla birlikte karmaşık emirleri anlamazlar. Yani anlama sorunları da vardır.



Tüm otistiklerin yaklaşık yarısı 5 yaşına geldiklerinde bile işe yarar bir dil geliştiremez.

  • Tüm otistiklerin yaklaşık yarısı 5 yaşına geldiklerinde bile işe yarar bir dil geliştiremez.

  • Pek çok otistik işaret dili ,resim tahtaları,bilgisayarlar ve benzeri araçlarla iletişimlerini sağlarlar.

  • Orta derecede zekası olan otistikler 6-8 yaş arası cümlecikler kurabilir. Hafif otistikler ise 4-5 yaş civarında cümle kurarlar.



Bazı otistik çocuklar zamanında konuşur. Bunlar genellikle zekası iyi olan otistik çocuklardır. Zamanında veya geç de olsa yeterli düzeyde konuşmaya başlayan otistiklerde tipik olarak bazı konuşma özellikleri görülür.

  • Bazı otistik çocuklar zamanında konuşur. Bunlar genellikle zekası iyi olan otistik çocuklardır. Zamanında veya geç de olsa yeterli düzeyde konuşmaya başlayan otistiklerde tipik olarak bazı konuşma özellikleri görülür.

  • Konuşma başlatmama , bir olay anlatmama veya karşılıklı konuşma yürütmeme görülür.

  • Konuşmayı belli bir amaca ve iletişime yönelik olarak sürdürme zorlukları tipiktir, bu nedenle sohbet etmek olanaksız gibidir. Belli bir konu üzerinde konuşmayı sürdüremezler.



Otizmi olan insanlar, çoğunluğumuzun rahatça anlayabildiği mesajları, yüz mimiklerini, konuştukları kişinin yüz ifadesini vücut dilini ve konuşmalarının duygusal ifadelerini, ses tonunda değişmeleri kavramada zorluk çekerler.

  • Otizmi olan insanlar, çoğunluğumuzun rahatça anlayabildiği mesajları, yüz mimiklerini, konuştukları kişinin yüz ifadesini vücut dilini ve konuşmalarının duygusal ifadelerini, ses tonunda değişmeleri kavramada zorluk çekerler.



Oyuncaklara ilgi göstermezler. Buna karşın ev içindeki eşyalarla (örneğin mutfak eşyaları) ilgilenebilirler.

  • Oyuncaklara ilgi göstermezler. Buna karşın ev içindeki eşyalarla (örneğin mutfak eşyaları) ilgilenebilirler.

  • Oyun oynayabilenlerde ise karşılıklı oyun (yani alıp verme yahut bir topu atıp geri atma) gelişmez.



Otistik bir çocuk bir oyuncak arabayı yere koyup sürmektense eline alıp tekerleklerini saatlerce havada döndürebilir veya bir ayakkabı bağcığını alıp gözlerini önünde sallar durur.

  • Otistik bir çocuk bir oyuncak arabayı yere koyup sürmektense eline alıp tekerleklerini saatlerce havada döndürebilir veya bir ayakkabı bağcığını alıp gözlerini önünde sallar durur.

  • Otistikler, gündelik yaşamalarındaki değişimlere karşı çok direnç gösterebilirler.

  • Nesnelere ve gündelik yaşamın rutin düzenine bağımlılık otistik çocuğu olan aileler için çok zor olabilir, çünkü bu düzendeki en küçük bir sapma bile çocuk için çok yaralayıcı olabilir ve öfke nöbetlerine neden olur.

  • Değişime itiraz, aynılık talebi ile birlikte olur .



Nesnelerin parçaları ile sürekli ilgilenme, örneğin kapı kolu ile, düğmelerle uğraşma söz konusudur.

  • Nesnelerin parçaları ile sürekli ilgilenme, örneğin kapı kolu ile, düğmelerle uğraşma söz konusudur.

  • Vücut parçaları ile ilgilidirler; sürekli ellerine bakar ve parmakları ile oynarlar.

  • Cansız nesnelere aşırı düşkünlük, koleksiyonculuk görülür.

  • Lastik bir silgi veya bir ip parçasını takıntı derecesinde yanından hiç bir zaman ayırmayabilir.



Hareketin kendisi, örneğin sürekli olarak kapıyı açıp kapama , oyuncak arabaların tekerleklerini döndürüp durma, bir vantilatörün dönüşünü seyretme şeklinde başlıca ilgi kaynağı olabilir.

  • Hareketin kendisi, örneğin sürekli olarak kapıyı açıp kapama , oyuncak arabaların tekerleklerini döndürüp durma, bir vantilatörün dönüşünü seyretme şeklinde başlıca ilgi kaynağı olabilir.

  • İlgi alanlarının darlığı ve sınırlılığı, asansörlerle, trenlerle veya dinozorlarla aşırı ilgilenme şeklinde kendini belli edebilir.



Erken tanı, özel eğitimin bir an önce başlatılması açısından önemlidir.

  • Erken tanı, özel eğitimin bir an önce başlatılması açısından önemlidir.

  • Küçük çocukların öğrenme çağında büyük potansiyelleri vardır ve eğitimin sonuçlarından daha fazla yarar görürler.



Taklit yetisinde bozukluk

  • Taklit yetisinde bozukluk

  • (normal bir yeni doğan, kendisine dil çıkaran annesine bir yanıt olarak dil çıkarabilir)

  • Jest gelişiminde bozukluk

  • (baş baş veya bay bay jestinin gelişmemesi)

  • Karşılıklı dikkatin gelişmemesi

  • Göz temasında yaşanan sorunlar (Göz göze gelindiğinde anlamlı bir iletişim kurulmaması vb.)



Bir isteğini ifade etmek veya dikkat çekmek için işaret etme eylemini yapmaması

  • Bir isteğini ifade etmek veya dikkat çekmek için işaret etme eylemini yapmaması

  • (İşaret parmağını doğrudan, istediği veya ilgi çekmek istediği bir nesneye yöneltmediği, bazen kabaca bir yön belirtir gibi bir hareket yaptığı izlenir.)

  • İsmiyle seslenince hiç dönmemesi veya “canı istediği zaman, işine geldiği zaman” dönmesi



Tipik otizmin tanısı, klinisyenler açısından genel olarak sorun oluşturmaz.

  • Tipik otizmin tanısı, klinisyenler açısından genel olarak sorun oluşturmaz.

  • Ancak çok hafif belirtilerle seyreden atipik formları iyi tanınmaz.

  • Yaşla belirtiler değişir.

  • Otistik kişileri tanımlamak için kullanılan bir çok davranış özellikleri vardır ama genellikle hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bulunmaz ve sıklıkla hepsi aynı anda görülmez.



Otizme özgü bazı belirtiler ancak çocuğun ileri yaşlarında açığa çıkar.

  • Otizme özgü bazı belirtiler ancak çocuğun ileri yaşlarında açığa çıkar.

  • Örneğin konuşmaya başlama yaşı ( ilk anlamlı kelimeler) ortalama 1-1.5 yaş civarıdır; bazen normal çocuklarda 2.5-3 yaşına kadar gecikme olabilmektedir. Bu nedenle bir çocuğun konuşup konuşmayacağından emin olmak için bir süre beklenmesi gerekir.



aşırı hareketlilik

  • aşırı hareketlilik

  • saldırganlık

  • kendine zarar verici davranışlar

  • uygunsuz korkular

  • öfke nöbetleri

  • aşırı sinirlilik

  • inatçılık

  • tekrarlayıcı hareketler,

  • tikler

  • uyku ve yeme sorunları,

  • cinsel taciz

  • mastürbasyon

  • banyo ve berber sorunları

  • eşya, kişi veya eylemlere yönelik takıntılar yer alır.



Bir çok otistik ve zihinsel engelli çocuk hiperaktiftir ve dikkati dağınıktır.

  • Bir çok otistik ve zihinsel engelli çocuk hiperaktiftir ve dikkati dağınıktır.

  • Özellikle küçük yaşlarda (2 yaş civarı) çok belirgindir. Bazen uzun süre sebat eder ve başlıca sorunlardan biri olur.



Öfke nöbetleri bu çocuklarda sık görülebilir.

  • Öfke nöbetleri bu çocuklarda sık görülebilir.

  • Bir isteğinin yapılmaması, ortamda istemediği bir durumun oluşması veya bir ritüelin bozulması ile açığa çıkabilir.

  • Öfke nöbetleri nedensiz ya da çok önemsiz görünen bir olaydan ötürü açığa çıkabilir. Örneğin bir kül tablasının yerinin değiştirilmesi veya kitaplıktan alınan bir kitabın yerine geri konmaması tetikleyebilir.



Genellikle aile yakınlarına ve kardeşlere vurma, saç çekme şeklindedir.

  • Genellikle aile yakınlarına ve kardeşlere vurma, saç çekme şeklindedir.

  • Nadiren göz çıkarmaya çalışma, kesici aletlerle saldırma, boğaza sarılma gibi tehlikeli bir hal alabilir.

  • Bir kısmı ise yakınlaşma ve ilgilenmenin bozuk ifadeleri olarak gelişebilir.



Oto-mütilasyon, kendine zarar verici davranıştır ve genellikle ağır zeka sorunu olan ve/veya düşük işlevli otistiklerde görülür.

  • Oto-mütilasyon, kendine zarar verici davranıştır ve genellikle ağır zeka sorunu olan ve/veya düşük işlevli otistiklerde görülür.

  • Küçük çocuklarda belirgin olan bu belirti zamanla kaybolur veya azalır; sıklıkla geçicidir. Bazı çocuklarda çok uzun süre sebat eder.

  • Saç çekme, hafifçe başını vurma gibi hafif olanları dışında dilini ve dudağını parçalama ve koparma, parmağını ısırma ve başını sürekli olarak betona çarpma gibi ağır şekilleri vardır.



Otistik ve zihinsel engelli sık görülen tekrarlayıcı hareketlere stereotipi adı verilir.

  • Otistik ve zihinsel engelli sık görülen tekrarlayıcı hareketlere stereotipi adı verilir.

  • Sağa sola veya öne arkaya doğru sallanma, çevresinde dönmek, kanat çırpmak, cisimleri çevirme, parmaklarına tuhaf şekiller verme, amaçsız dolanma, dokunma, ağza götürme, el çırpma bunlar arasında yer alır.

  • Zeka düzeyi düşük otistiklerde daha sıktır. Bazı otistiklerde görülmeyebilir. Stereotipiler yaşla ve eğitimle azalabilir.



Oldukça sıktır.

  • Oldukça sıktır.

  • Bir konu ile aşırı ilgilenme.

  • (Bir süre sonra ilgilendikleri eşya, kişi, konu ya da eylem değişebilir. Yerine başkaları geçer. )

  • Sürekli aynı konuyu konuşmak isteme.

  • Ayrıntılara takılma.

  • (Sokak levhaları, araba plakaları, alfabe, sayılar, köprüler vb bir çok şey konu olabilir.)



Rutin (gündelik yaşam etkinlikleri) ve ritüelleri (merasim) izlemede mantıksız ısrar gösterme

  • Rutin (gündelik yaşam etkinlikleri) ve ritüelleri (merasim) izlemede mantıksız ısrar gösterme

  • Ritüellerden biri odayı terk etmeden her şeye dokunma veya tüm tuvaletleri gezme şeklinde olabilir. Okulda başka bir sıraya oturmayı reddedebilir veya okula her gün aynı yoldan gitmek ister.

  • Bunların nedeni bilinmez.

  • Değişikliğe tepki gösterir ve aynılık üzerinde ısrar edebilirler.

  • Sıradan değişikliklere karşı anormal tepki gösterme. Örneğin masada oturduğu yerin değişmesi veya yeni perdelerin gelmesi ile çok gergin ve huzursuz hale gelebilirler.



Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyusundan (tat, dokunma, işitme, görme gibi) gelen uyarılara karşı aşırı bir tepki verebilirler veya tepkisiz kalabilirler.

  • Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyusundan (tat, dokunma, işitme, görme gibi) gelen uyarılara karşı aşırı bir tepki verebilirler veya tepkisiz kalabilirler.

  • Örneğin bir alarm saatinin yumuşak sesinden dehşete kapılabilir fakat bir araba kornasının sesinden hiç bir rahatsızlık duymayabilirler.

  • Bazı otistik çocuklar ve erişkinler ağrıya karşı ileri derecede duyarsız yani acıya karşı çok dayanaklı olabilirler. Çok kuvvetli bir ışığa uzun süre gözlerini dikip kalabilir ya da çok hafif bir sesi saatlerce dinleyebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak nesnelere çok uzun süre bakabilirler.

  • Bazen ışıkla karşılaştığında gözlerini kapatırlar. Bazen kulaklarını tıkarlar.



Yediklerini çeşitlendirmek uzun süre olanaksız

  • Yediklerini çeşitlendirmek uzun süre olanaksız

  • Tat konusundaki hassasiyetleri o kadar çoktur ki içtikleri suya veya yedikleri gıdaya karıştırılacak en küçük bir maddeyi bile fark ederek yemekten vazgeçebilirler.

  • Katı yiyecekleri reddebilirler, çiğnemezler, çok seçici yiyebilirler, nadiren aşırı yiyebilirler.

  • Yararlı yiyeceklere tutkun olmaları beklenmez. Buna karşın çerez, cips gibi şeylere bayılırlar.

  • Yenilmez şeyleri hatta bazen dışkılarını yeme durumu söz konusudur.



Bazı genel öğrenme sorunları sergilerler.

  • Bazı genel öğrenme sorunları sergilerler.

  • Sıklıkla becerileri bir alanda iyi, başka bir alanda kötüdür, oransızdır.

  • Başarılı oldukları alanlarda bazen kötü, kötü olduğu alanlarda ise bazen iyidir.

  • Somut örnekleri daha iyi anlarlar. Görsel bir şekilde sunulan bilgiyi en iyi öğrenirler.



Bağışıklık sistemi sorunları

  • Bağışıklık sistemi sorunları

  • Tekrarlayıcı orta kulak yangısı

  • Hipermetropi (yakını görmede sorun) ve astigmatizm, strabismus olmak üzere görme sorunları

  • Otizm ve epilepsi

  • Otistiklerde solaklık oranı normallerde rastlanana oranla iki mislidir.



  • VİDEO



Hiç bir laboratuar yöntemiyle kesin otizm tanısı konulamaz.

  • Hiç bir laboratuar yöntemiyle kesin otizm tanısı konulamaz.

  • Otizm tanısı davranışsal ölçütlerle konur.

  • Hem masraflı, hem zahmetli olduğu, hem de yeterli bir sonuç alınamadığı için pek çok durumda otistik hastalarda rutin biyolojik tetkiklerin yapılması gereksiz olup nöropsikolojik değerlendirmenin mutlaka her olguda yapılması gereklidir.



Kesin bir tedavisi yoktur.

  • Kesin bir tedavisi yoktur.

  • Yaşam boyu süren bir hastalıktır.

  • Bazı belirtileri ortadan kalkabilir ve iyi bir eğitimle uyum yetenekleri ve becerileri geliştirilir.

  • Otistik çocukların uyumlarını ve becerilerini artırmak amacıyla eğitsel terapiler uygulanır. Bunların bir çoğu davranış terapisidir.

  • Ayrıca öğrenme ve konuşma sorunlarına yönelik tedaviler uygulanır.



Bazı durumlarda farmakolojik tedavi olarak da bilinen ilaç tedavisi kullanılır.

  • Bazı durumlarda farmakolojik tedavi olarak da bilinen ilaç tedavisi kullanılır.

  • İlaç tedavisi, otizme özgü temel belirtilerde belirgin bir değişikliğe yol açmaz. Ancak otistik çocuklarda sık görülen dikkat ve davranış sorunlarında kullanılır.

  • Bunların dışında alternatif terapiler vardır. Bilimsel etkinlikleri oldukça tartışmalıdır.



Otizm temelde bir empati (eşduyum) bozukluğudur.

  • Otizm temelde bir empati (eşduyum) bozukluğudur.

  • Otizm özellikle sözel-olmayan iletişim alanlarında bir bozukluktur.

  • Otizm bir zihin okuma bozukluğudur.

  • Otizmde beyinde bu işlevlerle ilgili bölgeler bozulmuştur.

  • Bu bölgeler özellikle insana yakın canlılarda da vardır ve karşılaştırma yapıldığında bazı çarpıcı sonuçlar ortaya çıkar.



  • BEYİN, OMURGALI BEDENİNİN GİDEREK EN GELİŞMİŞ VE SEÇKİN BİR PARÇASI OLMUŞTUR.

  • ÖTE YANDA İNSANIN TOPLUMSAL YAŞAYIŞ VE ÖRGÜTLENMESİNDEN KAYNAKLANAN KARMAŞIK İLİŞKİLERİNE , YENİ GÖREVLERİNE ve TARİHSEL KÜLTÜREL BİRİKİMİN KUŞAKLAR BOYUNCA AKTARIMINA BAĞLI OLARAK BİRÇOK YENİ ZİHİNSEL İŞLEV BELİRMİŞTİR.



BU FARKLI İŞLEVLERİN EN ÖNEMLİ HEDEFLERİNDEN BİRİ İNSANIN KENDİNİ VE DİĞERLERİNİ ANLAMASI, KENDİNİ ANLAŞILIR KILMASI (ya da gizleyebilmesi) VE ARZULARI DOĞRULTUSUNDA KENDİNİ VE DİĞERLERİNİ DEĞİŞTİREBİLMESİDİR.

  • BU FARKLI İŞLEVLERİN EN ÖNEMLİ HEDEFLERİNDEN BİRİ İNSANIN KENDİNİ VE DİĞERLERİNİ ANLAMASI, KENDİNİ ANLAŞILIR KILMASI (ya da gizleyebilmesi) VE ARZULARI DOĞRULTUSUNDA KENDİNİ VE DİĞERLERİNİ DEĞİŞTİREBİLMESİDİR.

  • BEYİNDE DE BU İLİŞKİLERİ KAVRAMAKLA GÖREVLİ BAZI DÜZENLEMELER OLUŞMUŞTUR.

  • HATTA DENİLEBİLİR Kİ İNSAN BEYNİNİN TAMAMI DOĞUM SONRASI NİHAİ OLARAK BU DOĞRULTUDA ÖRGÜTLENMEKTEDİR.

  • BU NEDENLE SOSYAL BEYİNDEN SÖZ EDİLİR



OTİZM VE TOPLUMSAL BEYİN

  • OTİZM VE TOPLUMSAL BEYİN



  • TÜM YAŞAMIN ANNE ÇOCUK İLİŞKİSİNDEKİ ŞEFKAT İLE VE AFEKTLERİN İLETİLMESİ İLE BAŞLAMASI





BEYNİN BÜYÜMESİ … GENİŞ BELLEK KAPASİTESİ

  • BEYNİN BÜYÜMESİ … GENİŞ BELLEK KAPASİTESİ

  • PRİMATLARDA BELİRGİN İŞLEYEN BELLEK

  • BELLEĞİN DİĞER KOMPARTMANLARA AYRILMASI



BİR UYARANIN GÖRSEL VE YERSEL KOORDİNATLARINI HATIRDA TUTABİLEN NÖRONLARIN PREFRONTAL KORTEKSİN BELLİ BİR YERİNDE TOPLANDIKLARI İZLENMİŞTİR. BU NÖRONLAR YERSEL İŞLEYEN BELLEK SİSTEMİNİ OLUŞTURURLAR.

  • BİR UYARANIN GÖRSEL VE YERSEL KOORDİNATLARINI HATIRDA TUTABİLEN NÖRONLARIN PREFRONTAL KORTEKSİN BELLİ BİR YERİNDE TOPLANDIKLARI İZLENMİŞTİR. BU NÖRONLAR YERSEL İŞLEYEN BELLEK SİSTEMİNİ OLUŞTURURLAR.



BU GECİKME DÖNEMİNDE BU HÜCRELERİN BİR VEYA DAHA FAZLASININ ETKİNLİĞİ ENGELLENİRSE (ÖRNEĞİN HAYVANIN DİKKATİ DAĞITILIRSA) HAYVAN BÜYÜK BİR OLASILIKLA HATA YAPACAKTIR.

  • BU GECİKME DÖNEMİNDE BU HÜCRELERİN BİR VEYA DAHA FAZLASININ ETKİNLİĞİ ENGELLENİRSE (ÖRNEĞİN HAYVANIN DİKKATİ DAĞITILIRSA) HAYVAN BÜYÜK BİR OLASILIKLA HATA YAPACAKTIR.



ALET KULLANIMI VE EL-GÖZ KOORDİNASYONU ARTIŞI VE BUNU BEYİNDE YAPTIĞI DEĞİŞİKLİKLER

  • ALET KULLANIMI VE EL-GÖZ KOORDİNASYONU ARTIŞI VE BUNU BEYİNDE YAPTIĞI DEĞİŞİKLİKLER

  • TOPLULUK YAŞAMI VE GİDEREK ARTAN KOMPLEKS İLETİŞİM VE KOOPERASYON İÇİN GEREKLİ EMPATİNİN GELİŞMESİ

  • SÖZEL DİLİN DOĞUŞU ve İLETİŞİMİN ZENGİNLEŞMESİ VE İNCELİKLEŞMESİ



BAŞKASININ GERÇEK NİYET, ARZU VE FİKİR/İNANÇLARINI ANLAMA VE KENDİNİ ANLATMA TOPLUMSAL YAŞAYIŞ İÇİNDE EN ÖNEMLİ PSİKOLOJİK İŞLEV OLUR.

  • BAŞKASININ GERÇEK NİYET, ARZU VE FİKİR/İNANÇLARINI ANLAMA VE KENDİNİ ANLATMA TOPLUMSAL YAŞAYIŞ İÇİNDE EN ÖNEMLİ PSİKOLOJİK İŞLEV OLUR.



BAŞKA BİR İNSANI PENCERE AÇARKEN GÖRÜRSEK SADECE KİMİN AÇTIĞINI DEĞİL NEDEN AÇTIĞINI DA ANLARIZ. BİR ANLAMDA ONUN ZİHNİNİ OKURUZ.

  • BAŞKA BİR İNSANI PENCERE AÇARKEN GÖRÜRSEK SADECE KİMİN AÇTIĞINI DEĞİL NEDEN AÇTIĞINI DA ANLARIZ. BİR ANLAMDA ONUN ZİHNİNİ OKURUZ.

  • KİŞİNİN NİYETİ AÇMA EYLEMİNE EŞLİK EDEN HER TÜR ÖZELLİK BUNU ANLAMAMIZA YARDIMCI OLUR.

  • BUNUN BİZİM ZİHNİMİZDE NASIL GERÇEKLEŞTİĞİNE DAİR EN TEMEL İPUCU MAYMUNLARDA DENEY YAPAN BİLİM İNSANLARININ ÇALIŞMALARINDAN GELDİ.



AYNA NÖRON SİSTEMİ DEĞİŞİK BEYİN BÖLGELERİNDE MEVCUTTUR. BULUNDUĞU YERE GÖRE FARKLI İŞLEVLER GÖSTERİR.

  • AYNA NÖRON SİSTEMİ DEĞİŞİK BEYİN BÖLGELERİNDE MEVCUTTUR. BULUNDUĞU YERE GÖRE FARKLI İŞLEVLER GÖSTERİR.

  • PARİETAL-FRONTAL BÖLGEDE GÖZLENEN EYLEMLERİN AMACININ VE ARDINDAKİ NİYETİN NE OLDUĞU ANLAŞILIR.



AMA İNSANLAR DAHA KARMAŞIK BİR MEKNİZMA GELİŞTİRİRLER.

  • AMA İNSANLAR DAHA KARMAŞIK BİR MEKNİZMA GELİŞTİRİRLER.

  • BU GENİŞ ÖLÇÜDE DİLE VE TOPLUMSAL YAŞAMIN İNCELİKLİ ÖZELLİKLERİNE DAYALIDIR .



EMPATİ TEMELİNDE SÖZEL DİL ARACILIĞI İLE ZİHİN KURAMI GELİŞİR.

  • EMPATİ TEMELİNDE SÖZEL DİL ARACILIĞI İLE ZİHİN KURAMI GELİŞİR.

  • ÖZNELER ARASI ALAN (İKİ KİŞİ ARASINDA SÖZÜ DE İÇEREN GENİŞ PAYLAŞIM ALANI) OLUŞUR.



YÜZ TANIMA

  • YÜZ TANIMA

  • YÜZDEKİ DUYGUYU ÇÖZÜMLEMEK İÇİN GEREKLİ ALGISAL BİLGİLER

  • BAKIŞ YÖNÜNÜ TESBİT

  • KENDİ BEDENİNE AİT ALGILAR



İLİŞKİ YA DA ETKİLEŞİME AİT VERİLERİN DUYGUSAL NİTELİĞİNİN ÖZELLİKLE OLUMLU / OLUMSUZ ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

  • İLİŞKİ YA DA ETKİLEŞİME AİT VERİLERİN DUYGUSAL NİTELİĞİNİN ÖZELLİKLE OLUMLU / OLUMSUZ ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

  • KİŞİNİN KENDİ İÇ ORGANLARINDAN GELEN DUYUMLAR



MEVCUT DURUMA İLİŞKİN MÜKAFAT (BONUS) DEĞERLENDİRMESİ

  • MEVCUT DURUMA İLİŞKİN MÜKAFAT (BONUS) DEĞERLENDİRMESİ

  • KENDİNİN VE DİĞERLERİNİN FARKINDA OLMA, “FARKINDA OLDUĞUNUN” FARKINDA OLMA (ZİHİN KURAMI)



BEYNİN BU KISMINDA KENDİNİ ANLATMANIN, ANLAŞILIR KILMANIN DAHA KARMAŞIK ARAÇLARI GELİŞİR.

  • BEYNİN BU KISMINDA KENDİNİ ANLATMANIN, ANLAŞILIR KILMANIN DAHA KARMAŞIK ARAÇLARI GELİŞİR.



AMA BİRÇOK DURUMDA İNSAN ANLAMI SOĞURAMAZ.

  • AMA BİRÇOK DURUMDA İNSAN ANLAMI SOĞURAMAZ.

  • YANLIŞ ANLAR YA DA EKSİK ANLAR YA DA ANLAMAZ.

  • KENDİNİ ANLATAMAZ YA DA ANLAŞILAMAZ.

  • BU DURUM KLİNİKTE EN İYİ OTİZM VE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLARDA KALICI, YAYGIN VE YAŞAMALRINI ENGELLEYECEK BOYUTLARDA ORTAYA ÇIKAR.



Yüklə 5,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə