Dr. Recep Albayrak Türklerin İranı



Yüklə 9,25 Mb.
səhifə4/88
tarix15.03.2018
ölçüsü9,25 Mb.
#31630
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   88

*


Âli Buye Emirleri (Deylemi) –I

Fars


امراى آل بويه (ديلمى)


Emirler

Unvan(I)

Unvan(II)

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)


İmad’üd-Dövle

Ebül-Hasan

Ali

320-338

932-949

Azud’üd-Dövle

Ebu-ŞüCa’

Hüsrov

338-372

949-982

Şeref’üd-Dövle

Ebül-Fürûş

Şirdîl

372-379

982-989

Samsâm’üd-Dövle

Ebu-KAliCar

Merzbân

379-388

989-998

Bahâ’üd-Dövle

-

Melik-i Irak

388-403

998-1021

Sultan’üd-Dövle

Ebu-ŞüCa’

-

403-415

1021-1024

İmad’üd-Dövle

Ebu-KAliCar

Merzbân

415-417

1024-1026

Ebu-Nasr

Hüsrov/Hüsrev

Firuz-Rahîm

417-440

1026-1048

*


Âli Buye (Deylemi) Emirleri-II

ديالمه آل بويه




Emirler

Unvan(I)

Unvan(II)

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)


Muiz’üd-Dövle

Ebül-Hasan

Ahmed

320-356

932-967

Izzü’d-Dövle

-

Bahtiyar

356-367

968-977

Azud’üd-Dövle

-

Melik-i Fars

367-372

977-982

Şeref’üd-Dövle

-

Melik-i Fars

372-379

982-989

Bahâ’üd-Dövle

Ebu-Nasr

Firuz

379-403

989-1012

Sultan’üd-Dövle

-

Melik-i Fars

403-

1012-

*


Âli Buye (Deylemi) Emirleri-III


Emirler

Unvan(I)

Unvan(II)

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)

Rükn’üd-Dövle

Ebu-Ali

Hasan

320-366

932-976

Muîz’üd-Dövle

Ebu-Mansur

Melik-i Isfahan

366-366

976-976

Fahr’üd-Dövle

Ebül-Hasan

Ali

366-387

976-998

Mecd’üd-Dövle

Ebu-Talip

Rüstem

387-387

998-998

Şems’üd-Dövle

Ebu-Tahir

Melik-i Hemedan

387-412

998-1021

Bahâ’üd-Dövle

Ebül-Hasan

-

412-414

1021-1023

*


Kâkûye (Kâkûî) hükümdarları


HükümDarlar

Unvan(I)

Unvan(II)

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)


Âlâ’üd-Dövle

Ebu-Cafer

Muhammed

398-433

1007-1041

ZaHir’üd-Dövle

Ebu-Mansur

Feramerz

433-443

1041-1051

*


Musâfiryân Silsilesi ve Azerbaycan Revvâdîler SüLalesi

سلسله مسافريان وسلسله رواديه آذربايجان




Merzibân bin Musâfir

Vahsûdân وهسودان

Muhammed bin Vahsûdân

*


Gazneliler/ Gaznevîyân

سلسله غزنويان

H/K 351-597/ M.962-1202


Sebüktekin

H/K.351-387/ M.962-997

Sultan Mahmut

H/K.387-421/ M.997-1030

Sultan Muhammed

H/K.421-421/ M.1030-1030

Sultan Mes’ûd

H/K.421-432/ M.1030-1041

Sultan Mevdûd




Ali bin Mes’ûd




Abd’ür-Reşid




Ferruhzad




ZaHir’üd-Dövle İbrahim




Mes’ûd




Ebül-Feth Aslanşah




Behramşah




Hüsrovşah/ Hüsrevşah

H.582/ M.1186

Hüsrev Melik

H.597/ M.1202

III/ IX. yüzyılın ortalarından itibaren Abbasi Devleti’nin giderek zayıflaması Horasan ve Maveraünnehir’de İran asıllı ailelerin kurduğu mahallî hanedanların ortaya çıkmasına imkân verdi. TahiRiler, SaffâRiler, Samaniler ve Büveyhîler gibi hanedanlar, görünüşte Abbasi halifelerinin yönetimini tanımakla birlikte, gerçekte kendi hâkimiyetlerini güçlendirmek ve yaymak için çalıştılar. Bu hanedanlardan ilki Horasan’a hâkim olan TahiRilerdir (821-873). SaffâRiler (867-1003) Sistan, Mekran, Sind ve Kirman’ı ele geçirip Horasan’daki TahiRi yönetimine son verdiler. Samaniler (819-1005), Maveraünnehir’deki hâkimiyetlerini artırarak, SaffâRileri Horasan ve Orta İran’dan çıkarmayı başardılar. Sınırlarını Tabaristan’a kadar genişlettiler. Karahanlıların Maveraünnehr’i ele geçirmeleri, İran’da yaklaşık dokuz asır devam edecek olan Türk yönetiminin ilk habercisidir. Ancak Karahanlılar Horasan’a girmeyi başaramadılar. Samanilerin ardından Gazneliler (963-1186), uzun mücadelelerden sonra Irak-ı Acem’den (Cibal) Hindistan’a kadar uzanan geniş bir alanda hâkimiyet kurdular. Dandanakan’daki mağlubiyetlerinin (431-1040) ardından Horasan ve Sistan’ı Selçuklulara terk etmek zorunda kalan Gazneliler, bugünkü Afganistan’da yönetimlerini yaklaşık birbuçuk asır daha devam ettirdiler.



Hazar denizinin güneybatı sahilindeki Deylem bölgesinde ortaya çıkan Büveyhîler (932-1062), Irak-ı Acem’de otoriteleri artık iyice sarsılan AbbâSileri İran’dan tamamen söküp atmayı başardılar. Deylem bölgesi, dağlık coğrafi yapısı sayesinde uzun süre Arap akınlarına direnmiş ve özgün kültürünü muhafaza etmişdir. Bölge, AbbâSilerden kaçan Hz. Ali soyundan gelen şahsiyetlerin çalışmaları neticesinde Hicri III/ X. yüzyıldan itibaren Zeydiyye gibi Şii muhalefet cereyanlarının etkisine girmiştir. Büveyhîlerin kurucusu İmad’üd-Dövle Ali bin Büveyh Rey, Kerec ve Isfahan’ı ele geçirdi ve şehrin hâkimiyetini kardeşi Hasan’a verdi. Isfahan’ı kendisine merkez yapan Hasan, uzun süren savaşlardan sonra Irak-ı Acem’deki hâkimiyetini güçlendirmeyi başardı. Bu sırada diğer kardeşi Ahmed, hilâfet merkezi olan Bağdat’a hâkim oldu (H.334/ 946). Büveyhî hanedanının seçkin siması olan Azud’üd-Dövle Irak-ı Acem , Fars, Kirman, Irak, El-Cezîre ve Umman’ı yönetimi altına aldı. Ancak ölümünden sonra başlayan taht mücadeleleri Büveyhî devletini zayıflattı. Hicri V/ XI. yüzyıl başlarında iyice zayıflamış bulunan bu devlet, önce birkaç parçaya bölündü, ardından Büyük Selçuklular tarafından hâkimiyetlerine son verildi.

Bunların dışında Hicri IV-VI/ IX-XII. yüzyıl İran tarihinde pek çok küçük mahallî hanedan göze çarpmaktadır. Tabaristan ve Gilan’da Bâvendîler, Deylem ve Azerbaycan’da MüsâfiRiler (SâLaRiler ve KengeRiler), Azerbaycan’da Revvâdîler, Tabaristan ve CürCan’da ZiyaRiler, Arân ve çevresinde Şeddâdîler hâkimiyet kurdular. Aslen Deylemi olan, Büveyhîlerle akrabalığı bulunan Kâkûye/ Kâkûîler, Büveyhîlerin iç karışıklığından istifade ile Isfahan’ı ele geçirip, bazen müstakil, bazen da Gazneli ve Selçukluların vassalı olarak yaklaşık elli yıl süreyle Irak-ı Acem’de hâkimiyeti ellerinde tuttular. (Osman Gazi Özgüdenli, İA, “İran” maddesi ‘Fetihten Safevilere Kadar’, ss.397; Servân/ Yüzbaşı Ahmed KEyvanpur, Tarih-i Umumî Azerbaycan, s.20-22; J.H.Kramers, İslam Ansiklopedisi, MEB, “İran” maddesi, Tarihî ve Etnografik Bakış, , s.1013-1030)

*


Büyük Selçuklu Sultanları

سلجوقيان



Sultanlar

Unvan(I)

Unvan(II)

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)


Rükneddin

Ebu-Talib

Tuğrul Beg

429-455

1038-1063

Izzü’d-Din

Ebu-ŞüCa’

Alparslan

455-465

1063-1073

CeLaleddin

Ebul-Feth

Melikşah

465-485

1073-1092

Nasireddin




Mahmud

485-487

1092-1094

Rükneddin

Ebül-Muzaffer

Berkyaruk

487-498

1094-1105

-

-

Melikşah

498-498

1105-1105

Gıyaseddin

Ebu-ŞüCa’

Muhammed

498-511

1105-1118

Muizeddin

Ebül-Hâris

Sencer

511-552

1118-1157

-

-

Tuğrul-III

547-590

1152-1194

*


Selçuklu Sultanları

Kirman Selçukluları




Sultanlar

Unvan(I)

Unvan(II)

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)


İmadeddin

Kızılarslan

Kavurd Beg

423-465

1041-1072

-

-

Kirmanşah

465-467

1072-1074

-

Hüseyin

-

467-467

1074-1074

-

-

Sultanşah

467-477

1074-1084

-

-

Turanşah

477-490

1084-1097

-

-

İranşah

490-494

1097-1100

-

-

Arslanşah

494-536

1100-1141

Muğîseddin

Muhammed

-

536-551

1141-1156

Muhyiddin

-

Tuğrulşah

551-563

1156-1167

Diğer Rakipler:













-Behramşah

-

-







-II.Arslanşah

-

-







-Türkânşah

-

-

563-583

1167-1187

-II.Muhammed

-

-

583-

1187-

*


Selçuklu Sultanları

Irak Selçukluları




Sultanlar

Unvan

Yıl(H/K)

Yıl(Miladî)


Muğiseddin

Mahmud

511-525

1117-1131

Gıyaseddin

Davud

525-526

1131-1132

I.Tuğrul

-

526-527

1132-1133

Gıyaseddin

Mes’ud

527-547

1133-1152

Muîneddin

Melikşah

547-548

1152-1153

-

Muhammed

548-554

1153-1159

Süleymanşah

-

554-556

1159-1161

Arslanşah

-

556-573

1161-1177

II.Tuğrul

-

573-590

1177-1194

Selçuklular, Maveraünnehir ve Harezm’de devam eden uzun mücadelelerden sonra Horasan’a girerek Sultan Mahmut’u Dandanakan’da mağlup ettiler (431-1040). Savaş sonrası düzenlenen kurultayda fethedilen topraklar Tuğrul ve Çağrı beylerle, amcaları Musa Yabgu arasında paylaşıldı. Başta Nişabur, Merv ve Herat olmak üzere Horasan şehirleri çok direnmeden Selçuklu yönetimine girdi. Tuğrul Bey’in anne bir kardeşi olan İbrahim Yinal Rey, Kazvin ve Hemedan gibi Orta İran şehirlerini kısa bir sürede ele geçirdi. hanedanın diğer üyeleri Çağrı Bey’in oğlu Kavurd Bey ise, babasına tabi olarak Kirman’a hâkim oldu.

Tuğrul Bey önce Kâkûye (Kâkûî/ Kâkeveyh) hanedanının idaresinde bulunan Isfahan’ı ele geçirdi (H.443/ 1052). Ardından Bağdat’a girerek, buradaki Büveyhî hâkimiyetine son verdi (H.447/ 1056). Böylece Sasani devletinden sonra ilk defa El-Cezîre’den Maveraünnehr’e kadar bütün İran coğrafyası tek bir devletin sınırları içerisinde birleşmiş oldu. Sultan Alparslan, Malazgirt zaferiyle Bizans direnişini kırarak, Selçuklu Devleti’nin sınırlarını daha da genişletti. Melikşah zamanında, devlet Orta Asya’dan Akdeniz’e, Aral gölünden Mısır’a kadar uzanan büyük bir imparatorluk haline geldi.

Başlangıçta ülkede hanedan üyelerinin ortak sorumluluğunu kabul eden ve adem-i merkeziyetçi bir yapılanma içerisine giren Selçuklular, kısa bir süre sonra yerel idari gelenekleri benimsediler. Selçuklu hâkimiyetinin siyasi merkezî Nişabur, Rey, Isfahan, Merv Hemedan gibi şehirlerdi. Tuğrul Bey, kendisine Ali bin Abdullah SâLar-ı BuzCani ve Amîdül-Mülk El-KundûRi gibi İranlıları vezir tayin etti. Bu vezirlerin bir vazifesinin göçebe-asker Türkler ile yerleşik tabea İranlılar arasında bir denge kurmak olduğu düşünülEbilir. Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün çabaları neticesinde, askerî cephesi Türkler’e, bürokrasi cephesi İranlılara dayanan, hukuk olarak Sünni İslam’ı esas alan bir devlet sistemi kuruldu. Bürokrasi, bir kısmı daha önce Gazneli devlet teşkilatında görev almış nüfuzlu bir İranlı kâtip sınıfının eline bırakıldı. 1050 yılından itibaren merkezî devlet anlayışı benimsenmekle beraber devletin kuruluş döneminde imtiyazlı bir konuma gelen Kirman’ın devlet içerisindeki ayrıcalıklı statüsü devam etti. Selçuklular, idari açıdan İran coğrafyasında kendi dinî-siyasi anlayışları ile çelişmeyen mahallî hanedanların hâkimiyetlerine dokunmadılar. Bazen bunlara yenilerini eklediler. Yezd ve çevresinde, Isfahan’ı terke mecbur kalan Kâkûye hanedanı, Sistan’da Nîmrûz Melikleri, Buhara’da Burhan ailesi, Harezm’de Anuş Tekin ailesi Selçukluların bu eyaletlerdeki temsilcileri oldular.

Selçukluların askerî başarıları, Türkmen kabilelerinin İran’a akın etmelerine yol açdı. Ancak bu Türkmen kabileleri ya Horasan’ın doğusunda tutulmaya çalışıldı ya da Azerbaycan üzerinden Bizans’a yönlendirildi. Selçukluların göçebe Oğuz soydaşlarına karşı, şehir kültürünü koruyan bu tutumu, Şecere-i TErakime ve Şecere-i Türk’ün müellifi Hive Hanı Ebulgazi Bahadır Han (1603-1663) tarafından açıkça eleştirilmiştir. Selçuklu sarayı, İran dilini ve edebiyatını koruyup geliştirmede en az Samani ve Gazneli sarayları kadar önemli idi. Resmi yazışmalarda ve bürokraside Nizamülmülk’ten itibaren Farsça kullanıldı.

Melikşah’ın ölümünden (H.485/ 1092) sonra, oğulları ve hanedanın diğer mensupları arasında çıkan taht kavgalarıyla zayıflayan imparatorluk, hanedanın son kudretli üyesi Sultan Sencer devrinde bir ara toparlandıysa da, doğudan gelen Karahıtay istilası (H.536/ 1142) ve Oğuz isyanı (H.548/ 1153) sonunda yıkıldı. Bununla birlikte Selçuklu hâkimiyeti Irak ve Orta İran’da Hicri 590/1194 yılına kadar devam etti.

Selçukluların İran’a gelişi ekonomik, sosyal ve dinî açıdan gayrı memnun bir kitlenin ortaya çıkmasına sebep oldu. İsmailî propagandacıların yoğun faaliyetleri bu kitleyi kendi yanlarına çekti. Selçuklu sultanları, Melikşah devrinden itibaren Şii karakter taşıyan dinî ve siyasi muhalefet hereketinin lideri Hasan Sabbah etrafında örgütlenen ve bazı müstahkem mevkileri ele geçiren İsmailîlerle uzun bir mücadeleye girdi. Bu mücadelede önemli başarılar kazanılmakla birlikte, İsmailîler hiçbir zaman İran’dan sökülüp atılamadı. Fakat bunlar İran’da istikrarlı bir devlet kurmaya muvaffak olamadılar. Selçukluların tarih sahnesinden çekilmesinden sonra da İsmailîler boşalan siyasi zemini dolduramadılar. Alamut’taki hâkimiyetlerine Hülâgû tarafından son verilinceye kadar sadece bazı müstahkem kalelerde tutunabilen muhalefet örgütü olarak kaldılar. Oniki İmam’dan yedincisi olan Cafer (Recep Bey burada bir yanlışlık var. İmam Cafer Sadık altıncı imamdır, yedinci imam ise onun oğlu Musa Kazımdır), öldükten sonra yerine geçmesi için İsmail’i İmam tayin etmişdir. Ancak İsmail babasından önce ölmüştür. İsmailiyye mezhebi, İsmail’in ölmediğini, gizlenmek için ortadan kaybolduğuna inanır. Hasan Sabbah’ın bağlı olduğu NazaRi kolu, Onsekizinci İmam (Caferi-Şii inançta 18. İmam yoktur, imamlık 12. İmam ile son bulmuştur, İsmailiye inancının konusunu Caferiliğe bağlarsanız Azerbaycan genelinde eserin kıymetine darbe indirmiş olursunuz ve müthiş tenkide uğrarsınız. Caferilikle İsmailiyeyi birbirinden ayırmalısınız) Mustansır’dan sonra Musta’li değil, NizaRi’nin gelmesi gerektiğini savunur. Muhalifleri, Hasan Sabbah’ı müridlerine haşhaş kullandırarak kendisine bağladığını iddia ederler. Ancak onun bilim ve kültür yönüne hiç değinmezler. İsmailiyye mezhebinin, “Ağa Han” hanedanının imamlığında devam ettiğini Hindistan, Pakistan, Afganistan ve İran’da bu mezhebe mensup geniş bir cemaatin yaşadığını biliyoruz. (Osman Gazi Özgüdenli, İA, “İran” maddesi ‘Fetihten Safevilere Kadar’, s.397-398; Servân/ Yüzbaşı Ahmed KEyvanpur, Tarih-i Umumî Azerbaycan, s.23;Gulam-Reza Tabatabâyî Mecd,: dairetül-Maârif-i Musavver Zerrin, s.358; J.H.Kramers, İslam Ansiklopedisi, MEB, “İran” maddesi, Tarihî ve Etnografik Bakış, , s.1013-1030)

*


Azerbaycan Atabekleri

اتابكان آذربايجان




Atabek İldeniz

541-568

1147-1173

Muhammed Cihan Pehlivan

568-581

1173-1185

Kızılarslan

581-586

1185-1190

Ebubekir Muhammed İldeniz

586-606

1190-1210

Özbek bin Pehlivan

606-622

1210-1225

*


Harezmşahlar/ HarezmŞahîyân

خوار ز مشاهيان




Kutb’ed-din Muhammed

H.490-522/ M.1097-1128

Atsız bin Kutb’ed-din اتسز

H.522-551/ M.1128-1156

İl-Arslan

H.551-567/ M.1156-1172

Sultan Şah

H.567-568/ M.1172-1172

Âlâ’ed-din Tekeş/ Tekiş

H.568-596/ M.1172-1200

Muhammed bin Âlâ’ed-din

H.596-617/ M.1200-1220

Celâl’ed-din Mengübertî

H.617-628/ M.1220-1231

*

Selçuklu devletinin yıkılmasından sonra İran’da siyasi hâkimiyet küçük hanedanların eline geçti. Selçuklu hükümdarlarının oğullarının eğitimiyle görevlendirdikleri atabeglerin güç ve nüfuzlarını artırmaları müstakil hanedanların ortaya çıkmasına neden oldu. Azerbaycan’da İldenizliler (1148-1225) ve Fars’ta Salgurlular (1148-1286) bu bölgeleri idare eden atabeg kökenli hanedanlardır. Yezd Atabegliği (1141-1318) Yezd ve çevresine hâkim oldu. Bu atabegliklerin yanı sıra, aslen atabeglik olarak kurulmadığı halde kendilerine atabeg unvanı verilen hanedanlardan Büyük Loristan Atabegleri (1155-1423) ve Küçük Loristan Atabegleri (1174-1597) hâkimiyetlerini uzun süre devam ettirdiler. Kirman ve çevresi, kendilerine Kirman Karahıtayları veya Kutluğhanlılar devleti denilen hanedanın idaresine girdi. (Osman Gazi Özgüdenli, İA, “İran” maddesi ‘Fetihten Safevilere Kadar’, s.398; Servân/ Yüzbaşı Ahmed KEyvanpur, Tarih-i Umumî Azerbaycan, s.23; J.H.Kramers, İslam Ansiklopedisi, MEB, “İran” maddesi, Tarihî ve Etnografik Bakış, , s.1013-1030)


Yüklə 9,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   88




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə