Dünya klasikleri DİZİSİ: 76



Yüklə 278,33 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/15
tarix08.09.2018
ölçüsü278,33 Kb.
#67799
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

kimilerinin gözden geçirip düzelttiklerini işittim; ama benim biçemimi 

anlayabilenler, hangi parçalar benim, hangileri değil, yanılmazlar. 

Demin de söylemiştim: beni Syrakusalılara ve sözlerine kanan başka 

kimselere kötülememenizi istediğim gibi, kendimi o ilk suçlamanıza ve 

şimdi de daha ağır, daha yeğin olan ikinci suçlamanıza karşı savunmak 

istiyorum. Böyle iki yönden suçlandığıma göre, kendimi iki yönden 

savunmak zorundayım. İlk savunmam, devlet yönetimini seninle paylaşmaktan 

gerektiği gibi sakındığımı belirtmek; ikinci savunmam da, Helen 

kentlerinin yeniden kurulmasına yardım etmek istediğin zaman, bir takım 

yönlendirmelerde bulunarak seni bu yoldan ben alıkoymadığım gibi, önüne 

çıkan engelin de ben olmadığımı göstermek olacaktır. Önce, o sözünü 

ettiğim yakınmaların birincisine vereceğim yanıtı dinle. 

Dion'la sen, beni Syrakusa'ya çağırdınız. Ben de geldim, Dion birçok kez 

evinde kalmış olduğum, bana bağlı bir dostumdu; yaşının verdiği olgunluk 

ve güç, bir parça sağduyusu olan kimselerin de kabul edeceği gibi, o 

zaman karşılaşmış olduğun sorunlar kadar önemli işler üzerinde bir karara 

varabilmek için gereken koşullardı. Sen çok gençtin; görgün yoktu; ben de 

seni tanımıyordum. Çok geçmeden (bundan ötürü, bir insanı mı, Tanrı'yı 

mı, yoksa senin de yardım ettiğin yazgıyı mı suçlayalım; bilemiyorum);  

Dion'u uzaklaştırdın ve yalnız kaldın. Kendisine bağlı olduğum bir 

bilgeyi yitirdikten sonra, ortada birtakım ahlakı bozuk kimselerle düşüp 

kalkan, onları dinleyen, devleti yönettiğini sanan bir çılgının kaldığını 

görünce, devlet yönetimini seninle paylaşır mıydım sanıyorsun? Bu durumda 

ne yapabilirdim? Devlet işlerinden elimi eteğimi çekmek, kıskançların 

kara çalmalarına karşı önlem almak, ayrılık ve anlaşmazlıklarınıza karşın 

Dion'la seni barıştırmak için elimden geldiğince çalışmaktan başka, ne 

yapabilirdim? Sizi barıştırma yolunda hiçbir çabayı esirgemediğimi sen de 

bilirsin. Sonunda binbir zorlukla şu karara vardık: ülkeniz savaşta 

olduğundan, ben gemiye binip Atina'ya gidecektim; barış olunca, Dion'la 

beni Syrakusa'ya çağıracaktın, biz de gelecektik. İşte Syrakusa'ya ilk 

kez gelişimle, yurduma sevinçli dönüşüm arasında olup bitenler. 

Barış olduktan sonra, beni ikinci kez çağırdın; ama anlaşmamıza aykırı 

olarak, yalnız gelmemi yazıyor; Dion'u biraz sonra çağıracağına söz 

veriyordun. İşte ben bu nedenle gelmedim ve bu yüzden Dion'u kırdım; 

çünkü o, gitmemin ve sözlerini dinlememin daha iyi olacağını düşünüyordu. 

Bir yıl sonra, bir üç çifte kürekli geldi, senden mektuplar getirdi. Bu 

mektuplar, "Gelirsen, Dion'un işleri de düzelir, gelmezsen tersi olur," 

diye başlıyordu. Dostlarıma, tanıdıklarıma, İtalya'dan, Sicilya'dan, 

senin ya da senin yönlendirmenle başkalarının yazdıkları ne çok mektup 

geldi; doğrusu, söylemeye yüreğim elvermiyor. Bu mektupların hepsi, 

gitmem ve sana güvenmem yolunda beni yüreklendiriyordu. Başta Dion olmak 

üzere, herkes de hiç durmadan hemen yola çıkmam gerektiğini düşünüyordu. 

Ben boş yere yaşımı ileri sürüyor; onlara boş yere, bizi düşman görmek 

isteyen karaçalmacılara dayanacak güçte bir adam olmadığımı söylüyordum. 

Çünkü, bugün olduğu gibi o zaman da görüyordum ki, kişilerin, kralların 

bile, zenginlikleri ne denli geniş ve ölçüsüz olursa, zenginlerin zararlı 

ve insanı alçaltan zevklerini paylaşmaya hazır, o denli çok dalkavuk, o 

denli çok korkunç karaçalmacı türer, zenginliğin ve erkin başka 

nimetlerinin doğurduğu en büyük kötülük de işte budur. Bununla birlikte, 

bu düşünceleri bir yana bıraktım; yola çıktım, dostlarımdan hiçbirinin, 

bütün servetini kurtarmak elimdeyken korkaklığım yüzünden yitirdiğini 

söyleyerek beni suçlamasını istemiyordum. 

Syrakusa'ya geldiğimde (o zamandan beri neler olduğunu sen de biliyorsun) 

mektuplarında söz verdiğin gibi, önce Dion'u çağırmanı, onunla yeniden 

dost olmanı istedim; beni o zaman dinlemiş olsaydın, önsezilerim beni 

yanıltmıyorsa, bu dostluk senin, Syrakusalıların ve öteki Helenlerin 

yararına olacak; olaylar şimdi olduğundan büsbütün başka bir yön 

alacaktı. Bundan sonra Dion'un malının mülkünün, senin de pek iyi 




tanıdığın o yardımcıların eline bırakılmayarak, akrabalarına emanet 

edilmesini rica ettim; bundan başka da, Dion'a gönderilen yıllık paranın, 

ben burada olduğum için, artırılacağını sanıyordum, indirileceğini değil. 

Hiçbir dileğimi yerine getirmedin, ben de gitmeye karar verdim. Bunun 

üzerine, Dion'un malını mülkünü satıp, paranın yarısını ona, Korenthus'a 

göndereceğini, geri kalan bölümünü de oğluna vereceğini söyleyerek beni 

kandırdın; o yıl yanında kaldım. Verip de tutmadığın daha başka sözler de 

var ama, bunlar o kadar çok ki kısa kesmek daha iyi olacak. 

Dion'un onayı olmadan hiçbir şeyini satmayacağını söylediğin halde, bütün 

mülkünü sattın; üstelik doğrusu çok beğenilecek adamsın; üstelik hiç de 

güzel, ustaca, doğru ve yararlı olmayan bir kurnazlıkla, parayı 

göndermeni istememem için, sanki amacını bilmiyormuşum gibi, beni 

korkuttun ve böylece sözünü tutma yolunda en parlak örneği vermiş oldun. 

Ne Syrakusalılar, ne de ben doğru bulmadığımız halde Herakleides'i 

sürdün. Böyle davranmaman için Theodotes'le Eurybios'a katılarak 

yalvardım. Sen de bunu fırsat bilerek, uzun zamandır seni hiç 

saymadığımı; sanki, büyük bir suç altında bulunan Theodotes'le 

Herakleides'i cezadan kurtarmak üzere elimden geleni yapmak için bunların 

Dion'un dostları olmaları yetermiş gibi, yalnızca Dion'la ve onun 

dostları ve akrabalarıyla ilgilendiğimi söyledin.  

İşte devlet işlerinden aldığım pay. Sana karşı biraz soğuk davrandığımı 

görüyorsan, nedeni bütün bu yaptıklarındır. Bunu böyle bil ve şaşma. Beni 

erkinin büyüklüğü çekseydi de eski bir dostuma, senin yüzünden mutsuz 

olan bir arkadaşıma, senden hiç de aşağı olmayan bir adama sırt çevirip, 

doğallıkla para sevgisiyle senin gibi eğri bir adamı ona yeğleyerek 

dediklerini yapsaydım, bütün akıllı kimselerce alçak bir adam olarak 

tanınırdım. Çünkü sana dönseydim, bendeki bu değişme para sevgisinden 

başka hiçbir şeye yorulamazdı. İşte, sayende, aramızda bir "kurt 

dostluğu" kuran, ayrılık doğuran olaylar. 

Bu sözünü ettiğim konuyla sıkı bir bağı olan ikinci noktaya geçiyorum: 

bunda da kendimi savunacağımı söylemiştim. Beni iyi dinle: Bak bakalım, 

söylediklerim yalan mı; doğrudan uzaklaşacak mıyım? Syrakusa'dan Atina'ya 

yola çıkışımdan yirmi gün kadar önce, bahçendeydik. Arkhedemos'la 

Aristokrites de bizimleydi. Sen, bugün olduğu gibi o gün de, 

Herakleides'in ve başkalarının çıkarlarıyla seninkilerden daha çok 

ilgilendiğimi söylüyor, sitem ediyordun. Sonra bu iki adamın önünde, 

Syrakusa'ya geldiğimde, Helen kentlerini yeniden kurmanı salık verdiğimi 

anımsayıp anımsamadığımı sordun; anımsadığımı, bundan daha iyi bir şey 

yapılamayacağını düşündüğümü söyledim. Bundan sonra söylenenleri de 

anımsamak gerek Dionysios. Sana, yalnızca bunu mu söyledim; başka şeyler 

de eklemedim mi, diye sordum. Sen de öfkene kapılmış ve beni 

aşağıladığını sanarak (şunu da söyleyeyim ki, senin o zaman aşağılama 

sandığın şey, bugün bir düşlem olmaktan çıkmış, gerçekleşmiştir), 

istemeye istemeye gülmüş, iyi anımsıyorsan şu yanıtı vermiştin: "Bana 

geometri mi öğreteceksin, ne öğreteceksin?" Verilecek yanıt tam dilimin 

ucuna gelmişken, kendimi tuttum; yurduma dönmeyi umduğum yol, açık 

bırakılacak yerde, önemsiz bir sözümle kapatılır diye korkmuştum. 

Bunları şunun için söyledim: Barbarların yıktıkları Helen kentlerini 

yeniden kurmak ve tyrannosluğun yerine krallık koyarak Syrakusalıların 

boyunduruğunu gevşetmek isteğine engel olduğumu söyleyip bana kara çalma; 

çünkü hakkımda, düşüncelerime bundan daha az uyan bir yalan 

söyleyemeyeceğin gibi, yetkili bir mahkeme olsa, daha açık kanıtlar da 

getirerek seni çürütebilirim; bu öğütleri sana benim verdiğimi, senin de 

tutmadığını gösterebilirim. O kurduklarımız gerçekleşmiş olsaydı, bundan 

sana da, Syrakusalılara da, Sicilyalılara da en büyük yararları sağlamış 

olacağını açıkça göstermek de kolaydır. Ancak dostum, söylediklerini 

yadsırsan, davamı kazanırım; açıklarsan, Stesikhoros'un (3) bilge 



Yüklə 278,33 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə